Bayram Aydın

Fark var

25 Ocak 2013
TRABZONSPOR’u stressiz ve rahat oynadığında seyretmek gerçekten zevk veriyor.

Ayrıca istediği skorları da buluyor. Bunu oynadığı kupa maçlarında çok açık görüyoruz. Tamam, Fırtına gibi esmiyor ama istediğini de zorlanmadan alıyor. Ligde ise tam tersi bir görüntü var. Eğer Trabzonspor kupada ki görüntüsünü lige yansıtabilirse iş işten geçmeden zirveye ortak olabilir. Burada iş önce teknik heyete ve daha sonra da futbolculara düşüyor. Karabük maçını gözümün önüne getiriyorum ve sonra da Mersin maçını. Arada inanılmaz farklılıklar var. Mersin karşısında sahada mücadele eden ve istediğini almaya çalışan Trabzonspor var. O kadar rahatlar ki oyunu istediği gibi yönlendiriyor. Bazen frene basıyor, bazen de gaza.

Devamlılığı yok

İlk yarıda nefis bir Adrian seyrettik. Maalesef bu futbolcunun devamlılığı yok. Geçen sezon hiç ortalıklarda yoktu, bu sezon ise ara sıra kendisini gösteriyor. Aslında Adrian devamlılığını sürdürebilse ve Colman da biraz kendine gelse Trabzonspor’un orta sahasında sorun kalmayacak. Vittek toparlamaya başladı. Aykut da çok sağlam geliyor. Gösterişsiz ama ne yaptığını bilen Aykut formayı da kaptı gibi. Ya Volkan’a ne demeli?... Bulduğu şansları değerlendiremedi. Şenol Hoca sezon başında ısrarla forma verdi ama Volkan hiç üstüne koyamadı. Dün akşam da bence son şanslarından biriydi ve onunda hiç umurunda değil gibiydi. Trabzonspor lig ve kupa da dün akşam sezonun en rahat maçını oynadı. İlk yarıda işi zorlanmadan bitirdi. İkinci yarı daha da rahattı. Belki de bu rahatlığından dolayı farkı da artıramadı.
Ancak Karabük şokunu üzerinden atmış bir görüntü çizdi. Ama dedik ya ligde farklı oynuyor, kupa da farklı diye. Bu hafta sonu Elazığ ile oynanacak olan maç önemli. Elazığspor’un derdi kendine yetiyor ama Trabzonspor’un da kaybetme lüksü bence kalmadı. Türkiye Kupası’nda işler yolunda, bakalım ligde işler ne zaman yoluna girecek?...

Yazının Devamını Oku

Forması sahada olanlar

21 Ocak 2013
İYİ bir hazırlık dönemi ve kupa da alınan üst üste iki galibiyet.

Trabzonspor’da işler rayına girmeye başladı diye düşünüyorduk. Ama yine olmamış. Forma vermeyin. Tamam, iki takımda da çok önemli eksiklikler var. Ancak sahada yalnızca forması olanlar da var. Bunların en başında da Trabzonspor’da Adrian ve Yasin geliyor. İlk yarıda bu iki futbolcuda sahada yalnızca gezinip durdu. Bir de bunlara Olcan eklenince ilk 45’te Trabzonspor’u izlemek resmen ızdırap oldu.
Maça Karabükspor adeta 1-0 önde başladı. Biraz da ofsayt kokan pozisyonda maçın hemen başında öne geçtiler. Fakat Trabzon hemen cevap verdi ve daha sonra da klasik frene bastı. Sanki sahada ki çoğu futbolcu hala liglerin başladığından habersiz. Trabzonspor’untakımı ateşleyecek futbolcuların hepsi ilk yarıda sahada uyudu. Bir tek Alanzinho bir şeyler yapmaya çalışıyor o kadar. Galibiyet için çabası olmayan Trabzonspor’un ilk yarıyı berabere bitirmeye çalıştı ama o da olmadı. İlhan’ın penaltı golü ile Karabükspor, ilk yarıda ki mücadelesinin karşılığını alarak soyunma odası gitti.

Kıskanç Trabzon!

2.yarıda ise Karabük avantajının farkında. Çok temkinli ve dikkatli. Konuk takım oyunu kendi sahasında kabul etmesine ve Trabzonspor’u davet etmesine rağmen rağmen Trabzon bir türlü baskı kuramıyor. Ve Colman’ın oyuna girmesiyle beklenen baskı geliyor. Zannetmeyin ki bu baskı Trabzonspor’un çok çok iyi oynadığından değil, sadece Karabükspor’un iyice geriye çekilmesinden kaynaklanıyor. Karabük böylelikle Trabzonspor’u biraz daha uyutuyor ve ani bir atakla üçüncüyü de bularak, G.Saray ve F.Bahçe’ye uyguladığı tarifeyi uyguluyor. Trabzonspor’da mücadele yok, istikrar yok, hırs zaten yok ve bunlara bir de kıskançlık eklendi.

Yazının Devamını Oku

Hoşgeldin Ünal Hoca

16 Ocak 2013
TRABZONSPOR’da büyük bir değişim var. Yeni transfer, inanılmaz bir katkı yapmış takıma...

En azından takım kendine özgüvenini kazanmış. Şenol Güneş’in de dediği gibi ideal kadro hala oluşmuş değil ama ligin ikinci yarısı için umut veriyor. Ha ikinci yarıda ne olur, onu şimdiden tahmin edemeyiz ama mücadele eden, sahaya yüreğini koyan ve Trabzonspor gibi oynayan bir Trabzonspor seyredeceğimizden eminim.
Neden? Çünkü yeni transfer damgasını vurmaya başlamış. Yeni transferi sizler de merak ediyorsunuz biliyorum. O sahada değil ama her haliyle sahada oynuyormuş gibi... Hoşgeldin Ünal Karaman. Neden küstüğünü ve neden ayrıldığını az çok biliyorum ama önemli olan Trabzonspor... Az zamanda çok işler yapılmış. Bu söz çok şeyler anlatıyor, anlayana...

İŞİ RİSKE ETMEDİLER

TAMAM, yönetim düşsün kupanın peşine ama takıma hissettirmesin. Futbolcular işlerini yapmaya çalışsın. Dedik ya büyük değişiklik var diye, işte bu Ünal Hoca’nın gelişiyle artık gözle görülüyor. Trabzonspor kendi kimliğine bürünmeye başladı. Ne hazırlık maçlarını ne de kupada oynanan maçları baz almıyorum. Sahada ne yapmak istediğini bilen bir Trabzonspor görmek, özlediğimiz bir şey. Bu Mersin ile oynanan kupa maçında da açıkça görüldü. İlk iki maçını kazanmış ve kendine gelmiş bir Trabzonspor kupada çok rahat. Mersin maçını kaybetse de değişen fazla bir şey olmayacak. Ama Trabzonspor işini sağlama alıyor.

SORUMLULUK ALMALILAR

TRABZONSPOR taraftarları hiç boşuna, ‘Neden transfer yapılmıyor’ diye üzülmesin. Bundan sonra yapılacak olan transferler uyum sağlayana kadar lig zaten biter. Malzeme bu. Bazı oyuncuların sorumluluk alması gerekiyor. Bunların en başında da Colman geliyor. En büyük hayal kırıklığım ise genç Emre Güral. Belki o da kendi çapında haklı. Sezon başında çok iyi çalıştı ama istediği şansları bulamadı. Devre arasının en çok ona yaraması gerekirdi ama olmamış. Sonuç itibarı ile ligin ikinci yarısında tünelin ucunda ışık var. Taraftarların vereceği özlenen destekle Trabzonspor’dan umutluyuz.

Yazının Devamını Oku

Olcan oynayınca

13 Ocak 2013
TRABZONSPOR, ligin ilk yarısında kimseyi memnun etmedi.

Adı büyüktü ama hiç de büyük takım havası ve tadı yoktu. Antalya’daki hazırlık maçlarında zaten fazla bir şey beklemiyorduk ve öyle de oldu. Ancak yönetim ve teknik heyet herhalde bizim gibi düşünmüyor ki, şu ana kadar doğru dürüst takviye bile yapmadılar. Ligi ve kupayı böyle tamamlayacaklar gibi gözüküyor. Yani Trabzonspor’da değişen fazla bir şey yok.
Bu kupa mücadelesinde karşılarında ilk yarının flaş takımı Antalyaspor var. Aslında Trabzon oyuna çok iyi başlıyor. Her alanda iyi pres yapıyor ve çok koşuyor. Hatta golü de erken buluyor ama yeter diyerek kabuğuna çekiliveriyor. İkinci golü bulup da rahatlayayım demiyor. Yani tipik Trabzonspor kimliğine bürünüyor. Üç gün önceki Beşiktaş maçının yıldızı Olcan oyunda hiç yok. Atakları sürükleyecek Halil ve Alanzinho da görünmüyor. İlk yarıda Adrian sahneye çıkıyor ve kişisel çabası ile attığı golle takımını sırtlıyor. Bir de hava topları için alınan santrfor Janko var. Ama nedense adama bir türlü hava topu gelmiyor. Pardon, kornerlerde bazen denk geliyor.

Antalya’nın ikramı

İkinci yarı tabii ki beklendiği gibi başladı. Antalya öyle bir baskı kurdu ki, Trabzon 10-15 dakika ayağında top tutamadı. İşte tam bu sırada Bordo mavililer müthiş bir ikram buldu. İlk yarıda yatan Olcan, ikinci yarı girdiği ilk pozisyonda takımına penaltı kazandırdı. Ama Sapara bu ikramı geri çevirdi. Sonrasında Isaac nefis bir kafa golü ile cezayı hemen kesiverdi. Fakat Olcan ikinci yarıya damga vurmaya kararlıydı. Bir kez daha penaltı yaptırdı ve Adrian önce golü atıp sonra da kendisini attırdı. Trabzonspor öne geçti ama bu kez de rakibine göre eksik kalmıştı. Ancak sahada kalan Trabzonlu futbolcular bu eksikliği hiç hissettirmediler. Dün akşama Olcan’dan sonra, bol bol gol ve hakemin cebinden cömertçe çıkan kartlar damgasını vurdu.

Yazının Devamını Oku

Eldeki malzemeyle bu kadar

10 Ocak 2013
TRABZONSPOR’da bu sezon ne eksik diye düşününce, aklıma bir çok şey geliyor.

Bunlar sıralamakla bitmez. En başta, gidenlerin yerleri dolmadı ve dolmayacak. Gelenler mi, onları da ara ki bulasın. Patlama yapacak denilenler ise, deyim yerindeyse patlamayı bırakın ancak “fıs” diye ses çıkarabildiler. Maalesef şöyle Trabzonspor’u ayağa kaldıracak bir transfer yapılamadı. Bu ara dönemde yapılacak olan transferler de sezon bitene kadar ancak takıma ısınabilir. Ne fazla bir şey bekliyorum ne de fazla ümitliyim.
Beşiktaş maçı oynanıyor ve ne alakası var diyeceksiniz. Ama balık baştan kokar. En başta yönetim kendi arasında uyumlu değil. Yönetim ile teknik heyet arasında da öyle ahım şahım bir diyalog yok. Şenol Hoca’ya “Malzeme bu, al ne yapıyorsan yap” denmiş. Şenol Hoca mı istedi, Selçuk’un, Burak’ın, Egemen’in ve diğerlerinin gitmesini...

En iyisi Olcan

Biraz da maça bakalım. Trabzonspor oyuna eksik başlamıştı ancak Emre’nin oyuna girmesiyle eksiklik giderildi. Trabzon’un hem defanstaki hem de orta sahadaki zaafları devam ediyor. Ligde ne Beşiktaş’ı ne de başka bir takımı karşınızda böyle bulamazsınız. İlk yarıda sahada gözüme tek çarpan Olcan oldu. Sahanın en iyisiydi. İlk yarıda takımını sırtında soyunma odasına kadar taşıdı ve orada bıraktı. İkinci yarıda ise ne Beşiktaş’ın ne de Trabzonspor’un öyle büyük bir çabası ve mücadelesi yoktu. Yalnızca Almeida’nın golü vardı. Onun dışında sadece hakemin bitiş düdüğünü bekledik. Ne seyirci, ne heyecan, ne de zevk vardı. Ama penaltıdan da olsa sahadan bir galip çıkması gerekiyordu ve o da Trabzonspor oldu.

 

 

Yazının Devamını Oku

Tatile erken çıktılar

24 Aralık 2012
FUTBOL yani, futbolculuk gerçekten de nankör meslek.

Daha geçen sezon Avni Aker’de alkışlarla veya tezahuratlarla el üstünde tutulan, yere göğe sığdırılamayan Burak Yılmaz... Yer yine Avni Aker ama bu kez ağza alınmayacak küfürler ve protestolarla  ıslıklanan Burak Yılmaz. Burak, bunları hak edecek ne yaptı? Herhalde Trabzonspor’a kötü hizmet etti, başarılı olamadı veya Trabzonspor formasıyla gol kralı da olamadı. Yani Trabzonspor’a hiçbir şey veremedi ve bunları hak etti. Trabzonspor taraftarına bu hiç yakışmadı.
Ne yani Trabzonspor’dan ilk ve tek ayrılan Burak Yılmaz mı? Hedeflerini büyük tuttu ve para kazandırarak gitti. İnanın bunları hiç hak etmedi. Oysa ki çok güzel bir mücadele ve bol gol bekliyorduk dün akşam ki maçtan. Ancak her iki takımın oyuncuları da kendilerini fazla sıkmadılar. Daha çok tatili düşündüler.
Trabzonspor, ilk yarıda rakibi kendi sahasında karşılayarak daha çok kontrataklarla gol aradı. Pozisyon da buldu ama golü yapamadı. Her zamanki gibi orta sahası ne üretken ne de mücadeleci. Trabzonspor’un yabancılarını çok eleştirdim ve eleştirmeye de devam edeceğim. Çoğu bu takımın oyuncusu değil.

Orta sahanın katkısı sıfır

Orta sahada takımın beyin görevini yapacak olan Sapara ve Adrian’ın oyuna katkıları neredeyse sıfır. Hele ileride Henrigue diye bir santrafor var evlere şenlik. Ona verilen şanslar paf takımdan bir futbolcuya verilseydi belki de Türk futbolu bir santrafor kazanırdı. İkinci yarıda her iki takımda golü düşündüğü için maç daha zevkli geçmeye başladı. Arada ki tek fark ise Trabzonspor’un golcüsünün veya santraforunun olmayışı. O son vuruşu yapacak oyuncunun olmayışı da golü mucizelere bırakıyordu. 

Mucize gerçekleşmedi

O mucize gerçekleşmedi ve Trabzonspor zirveye ortak olma şansını da kaybetmiş oldu.  Dün akşam ki maç gol ve golcü eksikliğini iyice gözler önüne serdi. Trabzonspor’un kağıt üzerindeki santraforlara yani gölcülere değil gerçek golcülere ihtiyacı var. Tabii ki tek eksik bu değil. Özellikle de yabancı kadrosunda köklü değişiklikler gerekiyor. Yoksa bu kadro ile ne hedef kovalanabilir ne de zirvede kalınabilir.


Yazının Devamını Oku

Onur gecesi

21 Aralık 2012
DAHA önceki yıllarda Trabzon’a gelen takımlar çok çekinirlerdi.

Neden, Trabzonspor’un o baskılı, o istekli, o rakibe göz açtırmayan müthiş oyunu nedeniyle. Dahası stadı dolduran coşkulu taraftarları da vardı. İstanbul takımları dahil hepsi, bırakın galibiyeti bir puan aldılar mı bayram yaparlardı. Bu tablo artık mazide kaldı.
Trabzonspor’da istek yok, mücadele yok, kadro derinliği yok, istikrar zaten hiç yok ve dolayısıyla taraftar da yok. Kaleciler Onur ve Tolga’yı ayırıyorum.
Kupa arenası çok farklı. Ancak rakip Eskişehirspor ve ligdeki o farklı mağlubiyet unutulmamış. Bu kez farklı bir Trabzonspor var karşılarında. İlk 15 dakika içinde işi bitiren bordo mavililer, 2-0’ı bulduktan sonra arkasına yaslanıyor

TEK BAŞINA

Eskişehirspor belki de böyle bir Trabzonspor beklemiyordu. Onlarda ne olduğunu anlayamadan iki farklı geriye düştüler. Şoku atlattıktan sonra biraz toparlandılar, pozisyon da buldular ama kalede Onur olsun, Tolga olsun farketmiyor. Geçit vermiyorlar.
Onur ilk yarıda iki pozisyon çıkardı, inanılmaz. İkinci yarıda Trabzonspor çok rahattı. Eskişehirspor geliyor ama boşuna. Onur uzadıkça uzuyor. Kalenin her köşesinde, her santimetrekaresinde ve her direğin dibinde. Bazen de bir libero gibi ceza sahasının dışında.
Trabzonspor hafta sonunda oynayacağı Galatasaray maçını da düşünerek ikinci yarıda kendini sıkmadı. Attıkları golleri ve mücadelesini küçümsemeyelim ama Onur Kıvrak, Eskişehirspor’a dün tek başına yetti.

Yazının Devamını Oku

Kurtarıcı yok

17 Aralık 2012
BiR tarafta zirveden kopmak istemeyen, moralli ama yorgun Trabzonspor, diğer tarafta ise küme düşme korkusunu çok yakından hisseden İstanbul Büyükşehir Belediye.

Konumuna baktığınız zaman beraberlik ikisine de yaramıyor. İlk 20 dakika Trabzonspor’un yorgunluğunu gözlemliyoruz. Ama diğer maçlara göre daha temkinli, defans sağlamcı ve orta saha ise çalışkan.

Kale emin ellerde

Kale zaten emin ellerde. Onur veya Tolga fark etmiyor. Hafta içinde kupa da Tolga, dün de ilk yarıda ki o güzel kurtarışıyla Onur. Ardından bir de gol, Trabzonspor’un keyfini yerine getiriyor. Bu keyif ile devre arasına giriyor. Ama bu keyif fazla sürmüyor ve ikinci yarı tablo çok değişiyor. İkinci yarı başlıyor ve Trabzonspor’un yorgunluğu iyice ortaya çıkıyor. Belediye zaten can derdine düşmüş ve kaybedecek daha fazla bir şeyi yok.
Trabzonspor daha önce oynadığı çoğu maçlarda olduğu gibi ikinci golü bulup rahatlamak yerine, “Maçı böyle bitiririm”  düşüncesinde. Üst üste Belediye’den gelen iki gole Onur’un da yapacak fazla bir şeyi kalmıyor.

Eldeki malzeme bu

İkinci yarının hemen başında istediğini alan Belediye geriye çekilerek, yorgun ve morali bozulan Trabzonspor’un önünü açıyor. Ancak Trabzonspor’un o kadar isteği yok. Şöyle kulübeye bakıyorum kurtarıcı da yok. Volkan giriyor ama varlığı yokluğu pek belli olmuyor. Çünkü ne yaptığını kendisi de bilemiyor. Henrique zaten oyunda yok. Pardon unutmuşum ilk yarıda müthiş ve klas bir gol atıyor. O golü atmak o kadar kolay değil.
Tabii ki yoruluyor. Sonra bir diğer santrafor oyuna giriyor Janko. Ardından Sapara. Şenol Hoca elinde olan bütün hamlelerini yapıyor ama olmuyor. Malzeme bu. Bu malzemeden tatlı bir helva olmayacağı zaten en başından belliydi. Devre arasında yani ara transfer döneminde çok köklü değişiklikler lazım.

Yazının Devamını Oku