Bahar Akıncı

Travmacı geldi hanım!

15 Haziran 2013

Siz bu yazıyı okurken ben bir aylık otomobilimle ilk uzun yolumu yapıyor olacağım. Ayvalık’tan başlayarak sırasıyla Burhaniye, Edremit, Kaz Dağları’na uğrayarak, Bozcaada’nın yolunu tutacağım. Yol röportajları yapacak, Kuzey Ege’nin fikirlerini alacağım.
Çünkü son 17 gündür yaşadığımız toplu travmanın tanımı yok. Rahatlığı, kamilliği dillere destan, kurban olduğumun Ege insanı bile yüzünü asmış, omuzlarını düşürmüş. Varın gerisini siz düşünün.
4 ölüm, yüzlerce yaralı, on binlerce gönlü yaralıdan sonra nihayet, geç de olsa bir kaç iyi adım atılmaya başlandı. Necati Şaşmaz’ın absürd komedi Türkçe’sini saymazsak (ki, O da arayı düzeltmek için epey bir çabaladı) Başbakan Perşembe gününden bu yana, önce Gezi direnişçilerinden 25 kişi, ardından da gece yarısı,
Ceyda Düvenci, Yavuz Bingöl, Sunay Akın ve Halit Ergenç gibi duyarlı ve direnişe destek veren sanatçılardan da kalabalık bir heyeti kabul etti.

Elini bir türlü uzatamamak

Bütün bunlar için, konuşmak için, dinlemek için, kucak açmak ve ses vermek için neden bu kadar geç kalındı, orası belli değil. Balkon konuşmasından bu yana ne değişti de bu hale geldik; ya da o balkon konuşması aslında zaten hiç mi olmamıştı, kestirmek güç. Ama yine de bir şeylere inanmak zorundayız. Birbirimize inanmak zorundayız. Bir arada yaşamayı öğrenmek zorundayız. En önemlisi de bir birimizin üzerinde baskı kurmaya çalışmaktan vaz geçmeye mecburuz.
Elini bir türlü uzatamamak diyorum buna ben. Diyalogdan uzak ailelerin, çocuğuna sevgisini gösteremeyen gereğinden fazla otoriter babaların o eli uzatacağı yerde, kolunu kırmayı tercih etmesi gibi bir şey. Allahtan analar devreye girdi, dün gece itibariyle parkı bastı, çocuklarının etrafında etten zincir oldu da; aile (gezipark) şimdilik dağılmaktan kurtuldu.

Yazının Devamını Oku

Neydik? Ne olduk?

10 Haziran 2013

 

KUZU gibiydik.
Sürüden ayrılan kara koyun olduk.
Sadece fısıldıyorduk.
Megafonu elden bırakmaz olduk.
Korku duvarlarının önünden bile geçmiyorduk.
Boş bulduğu duvara yapıştıran, sükseli grafitticiler olduk.

Yazının Devamını Oku

Engelsiz yaşama engelsiz yarışmalar

9 Haziran 2013

ENGELSİZ İzmir 2013 kapsamında sanat yarışmaları düzenleniyor. Engelsiz yaşamın öncüsü olabilmek için yola çıkan İzmir Büyükşehir Belediyesi, engellilerin sorunları ve çözümlerine yönelik Türkiye’de ilk kez uluslararası bir kongre düzenliyor. 30 Ekim-3 Kasım 2013 tarihleri arasında İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZFAŞ tarafından, “Uluslararası Katılımlı Engellilerin Kentsel Sorunları ve Çözümleri Kongresi” gerçekleştirilecektir. “ENGELSİZMİR 2013” bilimsel bir kongre olmasının yanında, kongre sürecinde kentsel yaşamda engellileri görünür kılacak bir dizi sanatsal ve kültürel etkinliği de kapsamaktadır. Bu süreçte düzenlenen “Engelsiz İzmir Stratejik Planı” arama konferansı ve “Engellilerin Üretime Katılma Stratejileri” konulu ara konferansın ardından şimdi de “Engelleri Kaldıralım” temalı sanat yarışmaları düzenleniyor. Pınar ve DYO A.Ş. ana sponsorluğunda; Güzelyalı Rotary Kulübü ve Yaşar Üniversitesi işbirliği ile düzenlenecek Kısa Film, Karikatür ve Fotoğraf dallarındaki yarışmalarla engelli sorunlarına farklı bakış açıları ile dikkat çekiliyor. Yaşar Üniversitesi bu çalışma kapsamında düzenlenecek olan kültürel etkinliklere hem ev sahipliği yapacak, hem de bu etkinliklerin organizasyon ve yürütülme aşamalarında yer alacak.
Sanat yarışmaları, engelleri sanatsal bakış açısı ile kaldırmayı ve sanatsal üretimi artırmayı amaçlamaktadır. Ayrıca, bu çalışmalar İzmir Büyükşehir Belediyesinin konu ile ilgili diğer sosyal çalışmalarına da destek niteliğindedir. Kısa Film ve Fotoğraf yarışmaları ulusal kategoride, Karikatür yarışması ise uluslararası kategoride düzenlenmektedir. Ödül alan eserler, hem törenle birlikte sergilenerek sanatseverlerle buluşacak, hem de daha sonra engellilere yönelik çeşitli sosyal kampanyalarda kullanılacaktır. Yarışmaların ödül töreni ekim ayında Yaşar Üniversitesi’nde gerçekleştirilecektir. Yarışmalarla ilgili ayrıntılı bilgi için www.engelsizkongre.org adresinden “Yarışmalar” bölümüne tıklanarak, yarışma şartnameleri, başvuru formları ve detaylı bilgi elde edinilebilir.
Engelsiz İzmir Sanat Yarışmaları için son katılım tarihleri şöyle:

- Ulusal Fotoğraf Yarışması: 31 Ağustos 2013

- Uluslararası Karikatür Yarışması: 2 Eylül 2013

- Ulusal Kısa Film Yarışması: 20 Eylül 2013

Yazının Devamını Oku

“Durun siz kardeşsiniz!”

8 Haziran 2013

 

 

HÜLYA Koçyiğit ile Ediz Hun tam öpüşeceklerken, Nubar Terziyan bütün tontonluğu ile çıkıverir aradan... “Durun siz kardeşsiniz!” Histerik siyah beyaz ev kızlarının, gözü yaşlı, elinde mendil, hezeyan içinde bekledikleri an; yerle bir olur işte bu tek bir cümleyle.

60, 70’ler, hatta 80’ler biteli çok oldu.

Tamam öpüşecek halimiz yok. Ama en nihayetinde aynı coğrafyanın, fazla sabırsız, hadi tamam tahammülsüz çocuklarıyız. Aynı Türk filmleri ile büyüyen.

80’lerde cücük kadar bir yer mantarı olarak soruyorum; bugün kaç başı örtülü kardeşim var Voltran seyretmeden büyüyen. Yıl 1985. Türkiye’de başka kanal mı var? Voltran’ın dine mahsur bir durumu mu var?

Hayır diyorum ki, bazen, acaba heyecan kaybolmasın diye mi kimse çıkıp bunu söylemiyor bir haftadır? “Durun siz kardeşsiniz. Voltran’ı oluşturamazsınız. O nedenle, şimdi bölünün.”

Yazının Devamını Oku

Demokrasi nedir? Ne işe yarar?

3 Haziran 2013

DEMOKRASİ, tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Yunanca “dimokratia” sözcüğünden türemiştir. Türkçe’ye, Fransızca “démocratie” sözcüğünden geçmiştir. Genellikle devlet yönetim biçimi olarak değerlendirilmesine rağmen, üniversiteler, işçi ve işveren organizasyonları ve bazı diğer sivil kurum ve kuruluşlar da demokrasi ile yönetilebilirler.
Demokrasinin ana yurdu olan Eski Yunan’daki filozoflar Aristo ve Eflatun demokrasiyi eleştirmiş, o zamanlarda halk içinde “ayak takımının yönetimi” gibi aşağılayıcı kavramlar kullanılmıştır. Fakat demokrasi diğer yönetim şekillerinin arasından sıyrılarak günümüzde en yaygın olarak kullanılan devlet sistemi haline gelmiştir.
Artık siyaset bilimciler hangi sistemin daha iyi işlediğinden çok hangi demokrasinin daha iyi işlediği tartışmalarına girmişler ve liberal, komünist, sosyalist, muhafazakar, anarşist ve faşist düşünürler kendi demokratik sistemlerinin erdemlerini ön plana çıkarmaya çalışmışlardır. Bu sebeple demokrasinin çok fazla sayıda değişik tanımı oluşmuştur.

Demokrasinin GERÇEK tanımı

DEMOKRASİNİN tanımı tartışması günümüzde hala devam eden bir tartışma. Bunun sebepleri ülkelerdeki bazı kurumların görüşlerini haklı çıkartmak adına demokrasi tanımını kullanmaları, demokratik olmayan devletlerin kendilerini demokratik olarak tanıtma çabaları ve aslında genel bir kavram olan demokrasinin tek başına kullanılması (anayasal demokrasi, sosyal demokrasi, liberal demokrasi vb) gibi sebepler gösterilebilir.

Demokrasiye farklı atıflar

1. ÇOĞUNLUĞUN yönetimi 2. Azınlık haklarını güvenceye alan yönetim. 3. Fakirin yönetimi. 4. Sosyal eşitsizliği yok etmeye çabalayan yönetim. 5. Fırsat eşitliği sağlamaya çalışan yönetim. 6. Kamu hizmetinde bulunmak için halkın desteğine dayanan yönetim.

Yazının Devamını Oku

Sağduyu sen bizim her şeyimizsin!

2 Haziran 2013

İLK kez bilgisayarın başında saatlerdir oturuyorum kumru gibi.
İlk kez ne yazacağımı bilmiyorum.
Aslında biliyorum da, ‘okurları daha da infiale sürükler mi yazdıklarımız’ diye endişe ediyorum.
Sorumluluğu iliklerime kadar üzerimde hissediyorum.
Yazacaklarımın hepsini dün yazdım.
Şu süreçte söylenecek çok şey var ama elim kaleme gitmiyor, kafamı toparlayamıyorum.
Kursağımda koca bir yumruyla bekleyip destek veriyorum sadece.

Yazının Devamını Oku

Ortasından antik tiyatro geçen şehir Amman

27 Mayıs 2013

HEP düşünmüşümdür, şu bizim Efes Antik Tiyatro şehrin ortasında olsa ne müthiş bir şey olurdu diye. Hatta üniversitede Antik Yunan Tiyatrosu dersinde bunu sesli söylemiş, tuhaf ve anlamsız bakışlarla karşılaşmıştım. Meğerse dünyada Roma (Colesium) dışında böyle bir şehir daha varmış. AMMAN.
Tahmin edeceğiniz gibi Ürdün notlarına dün kaldığımız yerden devam ediyoruz.
İstanbul gibi 7 tepe üzerine kurulu bir şehir Amman. Ürdün Krallığı’nın başkenti. Nebatiler’den Roma ve Bizans’a, Osmanlı’dan İngilizlere o kadar çok devletin hükmü altına girmiş ki, kentin her yerinde bu izleri görmek mümkün.
Amman’da hayat genel olarak Down Town (şehir merkezi), Kral Hüseyin Müzesi’nin de içinde bulunduğu Balad Çarşısı etrafında ve ünlü mağazaların, küçük tasarım butikleri ve cafe’lerin sıralandığı Rainbow Caddesi’nde dönüyor. Şehre tepeden bakan Citadel ise Antik Roma ve Bizans’tan kalan nefis kalıntıları ve özellikle Roma İmparatoru Marcus döneminde inşa edilen Herkül Tapınağı ile nefes kesici. Bu kalıntıların altında, kentin göbeğinde yer alan 6000 kişilik Roman Tiyatrosu ise bugüne kadar gördüklerim arasında en görkemlisi. Günümüzde konserler ve sportif gösteriler için kullanılmaya devam ediyor ve tahmin edeceğiniz üzere son derece bakımlı. Efes Antik Kenti’nin girişindeki bakımsız tuvaletleri bile düşününce içim cız ediyor.
Amman aynı zamanda Ortadoğu’nun en heybetli camilerinin de ev sahibi. Örneğin; inşaatı 1983’te başlayan ve 1989’da biten Kral Hüseyin Cami; geleneksel Ürdün Mimarisi ile modernizmi çok doğru biçimde birleştirmeyi başarmış. Türkiye’de son dönemde yapılıp da modern ya da gösterişli olacak diye ipin ucunu kaçıran ne çok camii var.

Gül rengi kayalara oyulmuş muhteşem şehir PETRA

Yazının Devamını Oku

Yeni dünya düzenine Ürdün’den bakmak

26 Mayıs 2013

1 Mayıs’ta, Hürriyet’in 65. benimse aynı gün, ama onun yarı yaşı kadar olan doğum günümü, Ürdün’de kutladım. Ama ne kutlama!

Ürdün Turizm Bakanlığı’nın daveti ile Türkiye’nin en önemli seyahat dergisi editörleri ve yazarları, Amman’dan Petra ve Aqabe’ye; 6 gün boyunca tarihin en eski ülkelerinden birinin konuğu olduk.
Başkent Amman’dan otobüsle dünyanın 7 yeni harikasından biri olan Petra’ya doğru yola çıkmışken; önce çölde kum fırtınasına yakalandık. Sonra yolu uzatarak girdiğimiz köy yolunda, binde bir olan aşiret çatışmasına yakalandık. Güvenlik güçlerinin yerinde müdahalesi ile zararsız atlatılan çatışma; bize yollarda geçirilen fazladan 5 saate sebep olsa da o macera hissi ve tarihi bir kaleye karşı kestiğimiz sürpriz pasta, benim için herşeye değerdi.
Sana bugün her zaman olduğu gibi Ürdün’ü, Amman’dan başlayarak, detay detay, mahalle mahalle anlatmak hevesindeydim aslında maceracı ruhlu güzel okur.
Ancak seyahatin üzerinden biraz geçmiş hali ile zihnimi yeniden zorluyorum da bana Ürdün’den en çok kalan, özellikle Amman’da, yeni neslin birbirini anlayışla karşılama ve kabul etme konusunda verdiği mücadele oldu. Hele iyice kutuplaşmaya başladığımız, alkol yasağı tartışmalarının havada uçuştuğu şu günlerde...

Onlarca medeniyet, yıllarca süren savaşlar

Yazının Devamını Oku