Bahar Akıncı

YENİ YILIN HİÇ GİRMEDİĞİ EVLER

31 Aralık 2014
Hayatımın en zor yılıydı 2014. Önce, Mart ayında, dünyada her şeyden çok sevdiğim adamı kaybettim.

Babam, bu dünyada kendisine verilmiş olan ¨beni iyi ve matrak bir insan yapma¨ görevini tamamlayıp dünya değiştirdi. Ardından kokusuna doyamadığım annem,

50 yılını aynı yastıkta geçirdiği babamın üzüntüsünden yataklara düştü.

7 yıldır hafif bir şekilde ilerleyen demans hastalığı, 3 ay içinde 5 level birden atlayarak Alzheimer’a çevirdi.

Bununla da bitmedi. Hemen ardından annem ve biz, bir gece uykusunda, beyin kanaması ile tanıştık. Sabah fark edemediğimiz kanamayı, öğlen saatlerinde fenalaşınca hastanede çekilen tomografi ile öğrendik. Ardından yoğun bakım günleri, hastane günleri ve şimdi evde bakım günleri. Kaplumbağa hızı ile de olsa iyileştiğini ve iyileşeceğini söylüyor doktorları. Bizi tanıyıp tanımadığını bile anlamıyoruz bazen. Ablam da ben de, bakıcımız, canımız Katuna da elimizden ne gelirse yapıyor ve sadece bekliyoruz.

Bunları size neden anlatıyorum?

Çünkü sizin her yıl, üzerinde bıkmadan usanmadan tartışıp durduğunuz o çamdı, noel babaydı, ren geğiydi, bazı evlere hiç giremiyor, biliyor musunuz?

Bunlar Hristiyan saçmalığı, Müslüman düşmanlığı, fakirin umudu, hayatın sillesini yemişlerin tebessümü olduklarından falan değil; sadece umuda ihtiyacı olan insanlar için var. Hastanelerde lösemi tedavisi gören çocuklar için, evinde hastası olan ve yeni bir yılda her şeyin daha iyi olmasını isteyen insanlar için var.

Çünkü sokağında gördüğü her ağaç süslemesi, yeni yıla dair bir umut insanlar için. Biraz daha umutlu, biraz daha mutlu olmak istiyoruz, birbirimize sarılmak ve yalnız olmadığımızı bilmek istiyoruz hepsi bu.

Yazının Devamını Oku

Bu pazar kendine bir iyilik yap, "Tansaş'la Bisikletli Pazarlar"a katıl

6 Aralık 2014

BİR dönem epey bir ara vermiştim bisiklet yazılarına. Alsancak’tan İnciraltı’na uzanan bisiklet yolu revize olmamıştı daha. Küsmüştüm, bıkmıştım, “Bu şehir dümdüz, bırakın da bisiket şehri olsun” demekten. Şehre de küskündüm epeydir. Hiçbir şeyin değişmediğini görmekten. O yüzden biraz ara verdim Hürriyet EGE yazılarıma. hurriyet.com.tr’de yazıyorum epeydir. Dünya, gündem, kadın hakları, çevre... Allah ne verdiyse.

Sonra bir şey oldu. Bisiklet yolları yapıldı İzmir’in. Ben 2 yıl önce bezip sattığım bisikletimin yerine kız gibi bir şehir bisikleti aldım (yeri gelmişken bu aralar kullanmayı en çok sevdiğim laf #kızgibi – Bazılarının aksine benim için gücü, başarmayı, güzelliği, aklı temsil ediyor çünkü). Şehirle barıştım yavaş yavaş. Umutlandım. Şimdi yeniden ara ara bu sayfalarda olacağım ama yazılarımın daha çoğunu hurriyet.com.tr’den takip edebileceksiniz.
Ne diyordum? Bisiklet. Benim hayattaki tek ulaşım aracım. Keyif aracım. Kendimle baş başa olma aracım. İşe, toplantıya, sinemaya, anneme, Karşıyaka’ya, Güzelbahçe’ye gitme aracım.
Metropol içindeki bisiklet yolları yapıla dursun, Türkiye’nin belki de en iyi bisiklet parkurlarından biri şaşırtıcı bir biçimde İzmir’de. Bostanlı-Sasalı Bisiklet Yolu. Her hafta niyetlendiğim, sonra ya seyahat ya uyuşukluk sebebi ile ertelediğim, tek başıma gitmeye erindiğim bu şahane yol için bir davet aldım geçenlerde.

Tansaş’la Bisikletli pazarlar ne ola ki?

“Aslında bir sosyal sorumluluk projesi Tansaş’la Bisikletli Pazarlar” diyordu Nilay Arslan’dan gelen e-postada: “Bahar Hanım, bisikletle yeniden barıştığınızı biliyoruz. Size İzmir’de bisiklete binmeyi daha da sevdirecek bir teklifimiz var. Biz her pazar sabahı, Tansaş’ın sosyal sorumluluk bilinci kapsamında, güzel havalarda neredeyse 200 kişiyi bulan bir projeye imza atıyoruz. Bostanlı’dan bisikletlerimizle hareket ediyor, Sasalı Piknik Alanı’na kadar grup halinde gidiyor, orada mangalımızı yakıyor, yarışmalar yapıyor ve yine hep birikte geri dönüyoruz. Üstelik tamamen ücretsiz. Bir pazar size de bekleriz.”

Yazının Devamını Oku

Artık herkes kendi otelinin patronu ve çevre dostu bir hareket: Tuktuk!

25 Kasım 2014


Yıllardır çok merak ettiğim Portekiz’den döndüm ayağımın tozuyla. Kafamda deli gözlemler. Portekiz’de ne yapılır, nerelere akılır, hangi müze ziyaret edilir yazısından önce buyurun en taze Portekiz izlenimlerine.

Bugüne kadar ziyaret ettiğim ülkeler arasında, Yunanistan ve İspanya’dan sonra en gamsız olanı Portekiz. Kanda dolaşan Akdenizli ruhu, aylardan Kasım olsa dahi alyuvarlarından hiç bir şey kaybetmiyor. Gündüzleri ağır, geceleri hızlı akıyor.

En az İzmirliler kadar ağırkanlı Portekiz halkı ve esnafı, krize aldırmadan yuvarlanıp gidiyor. Ağır sanayinin olmadığı ülkede olay tamamen turizm üzerine dönüyor. 92 bin metrekarelik ve sadece 11 milyon’cuk nüfusa sahip ülkeyi geçen yıl ziyaret eden turist sayısı 14 milyon.

Buna rağmen İngilizce bilen, öğrenmeye çalışan taksici eşrafı yok denecek kadar az. Kafa göz yara yara, sen Türkçe, o Portekizce, ortaya karışık Tarzanca akıyor hayat bir şekilde.

Yazının Devamını Oku

Restoran Haftası, 6. kez başlıyor!

10 Kasım 2014
Ne derseniz deyin; gastronomi ve yemek kültürüne gösterilen özen, bana göre bir ülkenin medeniyet seviyesini de gösteriyor. Türkiye'nin gelenekselleşmiş tek gastronomi festivali Restoran Haftası 12 Kasım'da altıncı kez İstanbul – Ankara ve İzmir'de perdelerini açıyor.

Şehrin en büyük gastronomi buluşması olan geleneksel Restoran Haftası, altıncı kez lezzet severlerle buluşmaya hazırlanıyor. 12 Kasım – 03 Aralık tarihleri arasında İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere 3 şehrin 100’den fazla lezzet noktasında aynı anda kutlanacak olan etkinlik, gastronomi meraklılarını kaliteli ve rafine lezzetlerle buluşturmayı amaçlıyor. Bu seneki konseptini “Ustalara Saygı” olarak belirleyen Restoran Haftası’nda tarihten ve günümüz gastronomi dünyasının ünlü şeflerinden ilham alan özel menüler, birbirinden lezzetli şaraplar eşliğinde sunulacak.

Altıncı yılını kutlayan Restoran Haftası’ndan ustalara saygı menüleri!

Altıncı yıla özel yepyeni etkinliklerle zenginleşecek olan Restoran Haftası’nın bu seneki konsepti “Ustalara Saygı” olarak belirlendi. Konsept kapsamında etkinliğe katılacak restoranlarda Türk mutfağını yücelten çalışmaları ile şeflere ilham kaynağı olan Tuğrul Şavkay ve gastronomi dünyasına yön vermiş Escoffier, Paul Bocuse gibi şeflerin unutulmaz reçeteleri uyarlanacak. Ayrıca menülerde Restoran Haftası’na özel lezzetlerle ilgili şaşırtıcı bilgilere de yer verilecek.

Michelin yıldızlı Tommaso Arrigoni, 13 Kasım’da Ferah Feza’da.

Restoran Haftası’nın 6. yılı dolayısıyla İstanbul’a gelecek olan Michelin yıldızlı şef Tommaso Arrigoni, etkinliğin gala yemeğine 13 Kasım’da FerahFeza’da imza atacak. Ünlü şefin hazırladığı menü aynı zamanda “Ustalara Saygı” konsepti altında Restoran Haftası boyunca lezzet meraklılarıyla buluşmaya devam edecek.

Tematik yemeklerden, happy hour’lara, birbirinden ünlü şeflerle gerçekleşecek yemeklerden, sektör çalışanlarına yönelik organizasyonlara kadar pek çok etkinliğin sunulacağı Restoran Haftası, bu sene programına pek çok yenilik ekledi. “Wine Lover’s Point” etkinliklerinde Restoran Haftası boyunca belirlenen noktalarda, seçkin şaraplar kadehte sunulacak. “Chef’s Table”etkinliklerinde belirlenen noktalarda şefin belirlenen tema ile hazırladığı özel menüler katılımcılara sunulacak. Birbirinden lezzetli bu etkinliklerin yanı sıra Gastro Art ve Gastro Fashion etkinlikleriyle de Restoran Haftası her zaman olduğu gibi şehir kültürüne katkı sağlamaya devam edecek. Ayrıca etkinlik başlamadan önceki hafta “Tek Lokmada Restoran Haftası Lezzetleri” ile önemli cadde ve AVM noktalarında katılımcı restoranların birbirinden özel lezzetleri, özel sunumlar eşliğinde tek lokmada sunulacak.

Etkinlikler nerelerde?

Yazının Devamını Oku

Kendimizi ağaçlara mı kelepçeleyelim?

7 Kasım 2014
Dayanamıyorum insanımın ağaçlar kesilmesin diye güvenlik görevlilerine yalvarmasına. Dayanamıyorum ağaçları korumak için itilip kakılan insanıma.

Soma/Yırca'da dün 6000 zeytin ağacı kesildi!

Kolin Grubu tarafından termik santral yapılacak bölgedeki zeytin ağaçlarının kesilmemesi için nöbet tutan köylülere şirketin güvenlik görevlileri saldırdı, bir köylü başından yaralandı. Buna rağmen oralı bile olmayan Şirketin dozerleri alana girdi, 6 bin zeytin ağacı kesildi.

Doğan Haber Ajansı'ndan Yusuf Yavuz'un haberine göre; dört kişinin özel güvenlik görevlileri tarafından kelepçelendiği ve 4 kilometre uzaklıktaki bir barakaya kapatıldığı iddia ediliyor. Şaka gibi!

Daha da acısı; Yırca Mahallesi’nde yaşayanlar, güvenliği sağlamak için bölgeye gelen askerlerin önünde diz çökerek adeta yalvarmış. Resmen ağlayarak seyrettim görüntüleri.

CHP milletvekili Özgür Özel ise 'Sabah 06.00'da teyzelerin feryatlarıyla uyandım. 5 bin ağaç kalmıştı, hepsini kesmişler. Güvenlik görevlileri yakın yörelerden toplanmış. Köylü çocuğuna köylüyü üç kuruş için dövdürene lanet olsun' diye haykırıyor.

Nedir bu sevgisizliğiniz, neden bu ağaç düşmanlığınız?

Bir gün gelecek, hepimiz kendimizi mahallenin tek tük kalmış ağaçlarına kelepçelemek zorunda kalacağız. Bir gün gelecek; yağmurlar yağmayacak, güneş beynimizi haşlayacak ve biz gölgesine sığınacak 1 tane ağaç bulamayacağız.

Utanıyorum bu ülkeden. Utanıyorum bu ülkenin para hırsından.

Yazının Devamını Oku

Ruh sağlığını korumak için bünyeye iyi gelen hareketler

6 Kasım 2014
HAVA birden bulutlanıyor bazen. Mevsimin ne olduğunun önemi yok.

Kış, fırtına yazın en sıcak gününde bile kapını çalabiliyor. Ya da Kasım başında ne kar, ne soğuk düşmemişken daha başa, senin ruhun ayaza kesebiliyor. Sevgilin gidiyor, patronun şarlıyor, kredi kartı ekstren el yakıyor ya da memlekete kızıyorsun. Hiç farketmez.

Farzı misal, bazen de durduk yerde bir sabah kalbinin ya da beyninin orta yerinde ¨karanlık oda¨ ile uyanıyorsun. Kalp işleri kalbe, para işleri beyine gelip karanlık oda kurar çünkü. Sonra o odadan çıkacağım diye uğraş dur.

Böyle zamanlarda o karanlık odayı yavaş yavaş, çaktırmadan, bünyeye fark ettirmeden, tereyağından kıl çeker gibi aydınlatacak bir kaç hareket biliyorum ben.

Zaman içinde öğreniyor insan. Eşten dosttan, kitaplardan öğrendiklerini de üzerine katıyor.

Cebinde bir “acil durum” listesi ile yaşıyor. Siz de yapın bu listeden.

Hayat, bu listeler olmadan bazen çok zor. Peki ne yapmak gerek?

* Dünyanın en neşeli arkadaşına sahip olun ve onu sakın kaybetmeyin.

* Bir otomobiliniz olmayabilir, ama bir bisikletiniz mutlaka olsun.

Yazının Devamını Oku

Şehrin tek festivaline sahip çık!

3 Kasım 2014

İzmir’in uzun soluklu ve kesintisiz devam eden tek film festivali olan İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali, Fransız Kültür Merkezi’nde yapılan açılış töreni ile başladı. Festival kapsamında, beş gün boyunca ulusal ve uluslararası filmler ücretsiz gösterilecek. Pek ne yapmak gerek? İş çıkışı ya da öğle arası bir koşu gidip dünyanın dört bir yanından gelen kısaları izlemek gerek!
İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali , bu şehrin kesintisiz devam eden tek film festivali. Destek veren tek salon Fransız Kültür Merkezi. Bu yıl 15.si düzenlenen festivalin direktörü Yusuf Saygı. Saygı ve gencecik bir ekip festivali yaşatmak için çabalıyor. Festivalin yaşaması, 30. Yılını görmesi, şehrin sinema ve sanat ile buluşması için o koltukları doldurmamız şart.


FESTİVAL BOYUNCA
Kültür Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Karşıyaka Belediyesi, Buca Belediyesi, Bornova Belediyesi ve Konak Belediyesi’nin desteklediği festivalde; Polonya Animasyonları, Japon Seçkileri, Almanya Seçkileri, Belçika Seçkileri ve özel gösterimlerle beraber 150’yi aşkın kısa film ücretsiz olarak izleyicilerle buluşacak. Festival kapsamında birçok etkinlik düzenlenecek. Çektikleri kısa metrajlarla geçtiğimiz yıllarda Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali’nde yarışan, sonrasında sinema yolculuklarına uzun metrajla devam ederek, ulusal ve uluslararası yarışmalarda ödüller kazanan son dönem Türk Sineması’nın genç ve başarılı yönetmenleri Erdem Tepegöz, Erol Mintaş ve Mehmet Bahadır Er genç sinemacılarla buluşacak. Oyuncu ve yazar Nilüfer Açıkalın ile Görüntü Yönetmeni Feza Çaldıran, anılarını ve deneyimlerini paylaşmak üzere İzmirli sinemaseverlerle bir araya gelecek. Film büroları ve çalışma biçimleri ile ilgili olarak deneyimlerini paylaşmak, Türkiye'de kısa film çeken yönetmenlerin sorunlarına çözüm önerileri sunmak, Avrupa Birliği fonları ile ilgili bilgiler vermek ve kardeş şehir Bremen'den kısa film önerileriyle Bremen Film Büro yöneticisi Klaus W. Becker de festivalde olacak. Ege Üniversitesi ve İzmir Ekonomi Üniversitesi başta olmak üzere, İzmir’deki üniversitelerde de film gösterimleri yapılacak. Festivalin “Gençlik Ödülü” ise, izledikleri filmlere verecekleri oylarla öğrenciler tarafından belirlenecek.

ALTIN KEDİ ÖDÜLLERİ

Yazının Devamını Oku

Hayatın kullanma kılavuzunu koymuyorlar yanına

20 Ekim 2014


Bir gencecik adam. Bir video. Bir yarım bırakılmış hayat. Ve bir de bu nokta işareti ile biten sosyal medya hesabı kaldı geride ¨Mehmet .¨

Sıradan bir ajans günü.

Kampanya var yetişecek, harıl harıl sunum hazırlıyoruz tüm ekip.
Art direktörün odasından ¨yok artık¨ diye bir nida yükseliyor.
Bir anda hepimiz odaya doluşuyoruz. Dev bilgisayar ekranında bir video.
Ne olduğunu anlamaya çalışırken açıklama geliyor.

Yazının Devamını Oku