Kadın cinayetlerindeki vahşet gün geçtikçe artıyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun son raporu, Temmuz 2017’de erkekler tarafından
- Öldürülen kadın sayısının 28
- İstismara uğrayan çocuk sayısının 27
- Cinsel şiddet uygulanan kadın sayısının 23
- Yaşam tarzına saldırılan kadın sayısın 8
olduğunu gösteriyor.
Kadıköy’de yaşayan engelli bireylere ve 65 yaş üstü kişilere Belediye tarafından “Evde Destek Hizmetleri” veriliyor. Hizmetler, dezavantajlı bireylerin ikamet ettikleri haneye ilişkin her türlü onarım ve temizlik hizmetleri ile kuaförlük hizmetlerini kapsıyor.
Kadıköy Belediyesi geçtiğimiz Kasım ayından beri engelli, yaşlı veya kronik sağlık sorunu olan Kadıköylüler için Evde Temizlik Hizmeti veriyor. Kadıköylülerin ücretsiz olarak yararlandığı bu hizmet, görevlilere hijyen koşulları, hizmet verecekleri kesimin özellikleri ve iletişim konusunda eğitim verildikten sonra başlatılmış bulunuyor.
Evde Temizlik Hizmeti için Sosyal Destek Müdürlüğü Sosyal Servis Birimi’nden randevu alınması gerekiyor. Sosyal Destek Müdürlüğü’ne bağlı dört kişilik bir ekip önceden randevu almış olan evlere gidip temizliğini yapıyor. Dezavantajlı bireyin evinin camları siliniyor, mutfak ve banyosu yıkanıyor, koltukları temizleniyor, çöpleri atılıyor. Tüm temizlik malzemeleri belediye görevlileri tarafından getiriliyor ve temizlik birkaç saat içinde tamamlanıyor.
Evde Temizlik Hizmeti; yaşa bağlı sağlık sorunları, fiziksel güçsüzlük ya da ekonomik yetersizlikler nedeniyle hanenin hijyen koşullarını sağlamakta desteğe ihtiyacı olan 65 yaş üstü yalnız yaşayan bireyler ve çiftlere, engeli ya da kronik sağlık sorunu olan yalnız yaşayan bireyler ve çiftlere veriliyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2002 verilerine göre Türkiye nüfusunun % 12.29’u engelli bireylerden oluşuyor. Yine aynı kurumdan alınan bilgiler Türkiye’nin 2016 yılı nüfusunun 79 milyon 814 bin kişi olduğunu gösteriyor. Bu da ülkemizde yaklaşık 9 milyon engelli bireyin yaşadığına işaret ediyor.
Devletimiz engellilere ve yakınlarına birçok konuda destek vermeye çalışıyor. Bu desteklerden biri de Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) indirimli araç alımı. Son zamanlarda okurlarımdan aldığım e-posta mesajlarında bu konu ile ilgili sorularla çok sık karşılaşır oldum. Bu yüzden, bugün, okurlarımla konu hakkındaki bilgilerimi paylaşmaya çalışacağım.
Rapor oranı % 90 ve üstü olan tüm engelli bireyler araç alımında ÖTV indiriminden yararlanabiliyorlar. Bu kişilerin sağlık raporlarında “ÖTV istisnalı araç alır” ifadesinin yazılı olması ve satın alınacak taşıtta herhangi bir mekanik ilâve veya tadilat (özel tertibat) yapılması gerekmiyor. Ancak, 18 Nisan 2015 tarihli II Sıralı Özel Tüketim Vergisi (II) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliği’ne göre, bu kişilerin alınacak ÖTV istisnalı aracı bizzat kullanmaları mümkün değil. Engelli birey adına alınan bu araçlar, engelli kişinin üçüncü dereceye kadar kan ve kayın akrabaları ya da görevlendirilmiş bir sürücü tarafından kullanılabiliyor. Alınan aracın engelli kişi yararına kullanılmadığının tespiti halinde istisna şartlarının ihlâl edildiği kabul ediliyor. Bu durumda ilk iktisapta ödenmeyen ÖTV, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte engelli bireyden alınıyor.
Adına araç alınacak engelli birey 18 yaşın altında ise anne ve baba birlikte noterden muvafakat belgesi düzenliyorlar. Araç satışında da eğer çocuk hâlâ 18 yaşın altında ise aynı işlemin tekrarlanması gerekiyor. Eğer anne baba boşanmış ise işlemleri çocuğun velâyeti kimin üzerinde ise o kişi yapıyor. Diğer ebeveynin iznine gerek kalmıyor.
Tekerlekli sandalye bedensel engelli bir bireyin yaşamında çok büyük yer tutan kişisel bir eşya. Ancak, kas hastaları gibi ellerini kullanamayan engellilerin manuel bir tekerlekli sandalyeyi yardımsız kullanabilmeleri imkânsız. Bu kişilere, Sağlık Uygulama Tebliği’ne göre, SGK tarafından standart akülü tekerlekli sandalye ödemesi yapılabiliyor. Ellerini kullanabilen engelli bireylere ise akülü sandalye verilmiyor.
SGK’dan standart akülü tekerlekli sandalye alabilmek için, öncelikle, kişinin ayakta durmak ve/veya yürümek için alt ekstremitelerini kullanamayacak bir hastalığı veya engellilik durumunun bulunması gerekiyor. Bunun yanı sıra, engelli bireyin;
- El, ön kol ve kolun tek taraflı fonksiyonuna mani olan haller
- Kalp yetmezliği veya koroner arter hastalıkları
- Kronik obstrüktif akciğer hastalıkları
gibi nedenlerle tekerlekli sandalyeyi hareket ettiremiyor ya da hareket ettirmesinin sağlığını tehlikeye atıyor olması şartları aranıyor.
Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği (TOHAD) tüm dezavantajlı grupların kanun, anayasa, uluslararası sözleşmeler ve evrensel hukuk ilkelerinden doğan –politik haklar dışındaki- tüm haklarından ayrıma uğramadan, eşit yaşam hakkı sınırları içerisinde faydalanmalarını sağlamak amacı ile faaliyet gösteriyor. Dernek, bu bağlamda; kadınların, çocukların, engellilerin, yaşlıların ve diğer risk altındaki sosyal gurupların medeni haklar, sağlık, eğitim, istihdam, erişim vb alanlarda uğradıkları ayrımcılık sorunlarının çözümü için bir yandan her türlü iletişim kanalını kullanarak kamuoyu yaratmak için çalışıyor, diğer yandan da kamu kurum ve kuruluşları nezdinde girişimlerde bulunuyor.
Açık Toplum Vakfı ise tam dokuz yıldır Türkiye’nin insan hakları, demokrasi ve evrensel değerlere karşı daha duyarlı ve daha açık bir toplum olabilmesi için uğraşıyor. Vakıf; çoğulcu demokrasinin bütün kurumları ile çalıştığı, kişisel özgürlüklerin tam olarak saygı gördüğü, hukukun üstünlüğünün bütünüyle teminat altında olduğu, ekonomik fırsat eşitliğinin ve sosyal hakların tüm olarak sağlandığı bir toplumu hedefliyor.
TOHAD’ın Açık Toplum Vakfı desteği ile yürüttüğü “Engelli Bireylere Yönelik Kötü Muamele, Şiddet ve İstismar Olaylarını İzleme Projesi” kapsamında hazırlanmış olan “Engelli Bireylere Yönelik Fiziksel-Cinsel Şiddet, İstismar ve Kötü Muamele Olayları İzleme Raporu – 2016” geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Söz konusu Rapor 2012 yılından bu yana medyaya yansıyan haberlerden ve emsal nitelikteki üst derece mahkeme kararlarından elde edilen diğer veri ve belgelerden derlenerek hazırlanmış bulunuyor. Ayrıca, bu veri ve belgeler şiddet ve istismar mağduru engelli bireylerin yaşadıkları ihlâllerin psikolojik ve psiko-sosyal boyutunu nedenleri ile ortaya koyan nitel bir araştırma ile desteklenmiş durumda.
Söz konusu Rapor’da, ‘toplumdan dışlanan bir birey olarak engellinin maruz kaldığı fiziksel– cinsel şiddet, istismar ve kötü muamele olaylarının boyutunun Türkiye’deki kamuoyu tarafından bilinmeyen bir konu olduğu’ söyleniyor ve bu durumun engelli bireylerin yaşadıkları olayların adli makamlara intikalinin düşük olmasından kaynaklanıyor olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.
Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği (BEDD) 25 yıldan beri engellerin kaldırılması, engellilerin sosyal hayatın her alanına aktif olarak katılımının sağlanması için çalışıyor. Engellilerin hak ve taleplerinin savunucusu ve takipçisi olmak, kimsesiz ve yardıma muhtaç engellilerin rehabilitasyonunu sağlamak, ortopedik engelliler için gereken araç gereçleri temin etmek, manevi ve maddi yardımda bulunarak onlara ve ailelerine destek olmak bu derneğin öncelikleri arasında yer alıyor.
BEDD’in kurucusu ve genel başkanı olan Kemal Demirel 1960 yılında İstanbul’da doğmuş. 1970 yılında geçirdiği yanlış omurilik ameliyatı sonucu belden aşağısı felç olmuş ve 11 sene hastanede yatmış. O dönem ailesini de kaybeden Demirel, 1981 yılında hastaneden çıktıktan sonra güçlüklerle dolu bir hayata adım atmış. Önce okuma yazmayı öğrenmiş, ardından kendisini geliştirme yolunda büyük bir mücadele başlatmış. 1989 yılında hayatını Su Ürünleri Mühendisi Nuray Hanım ile birleştirerek bu mücadeleyi sürdürmeye onunla birlikte devam etmiş. 1993 yılında, eşi ile birlikte, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan tüm ortopedik engellilerin eğitim ve sağlık ihtiyaçlarına katkıda bulunmak ve onların biraz daha özgürce yaşayabilmelerini sağlamak amacıyla bir dernek kurmuşlar. BEDD, işte böyle geçmiş hayata…
Merkezi çalışmalarla engellilere yeterli hizmetin götürelemiyeceğine inanan Demirel, 1999-2009 yılları arasında bütün ülkeyi gezerek dağıtmaya başlamış yardımlarını. Kemal Demirel uyguladığı yenilikci çalışmalar nedeniyle sayısız devlet ödülüne lâyık görülmüş ve bugüne kadar toplam 300’ ün üzerinde ödül almış.
Engellilik konusunda toplumsal duyarlılık sağlamak adına günümüze değin 75 ilde, yüzlerce ilçede yardım dağıtım programları gerçekleştiren ve bu amaçla bir milyon kilometre yol kateden Demirel, artık engellilerin ve toplumun simgesi haline gelmiş bulunuyor. Kurulduğu günlerde maddi imkânsızlıklarla mücadele eden BEDD, bugün yılda ortalama 5.000 engelliye yardım ulaştırıyor. BEDD’in bugüne değin yurt genelinde dağıtmış olduğu toplam tekerlekli sandalye sayısı ise yaklaşık 45.000’i buluyor. Gönül dostlarının ve bağışçılarının desteği ile her gün daha da güçlenen Dernek, faaliyetlerini engelleri kaldırmak amacıyla sürdürmeye devam ediyor. (Dilerseniz, BEDD Tanıtım Filmi’ni <https://youtu.be/1W4EKSTd0kw> adresli linkten izleyebilirsiniz.)
Moovit, dünya çapında yaklaşık 60 milyon kullanıcısı olan ücretsiz bir toplu taşıma uygulaması. Toplu taşıma araçlarında seyahat ederken en akıllı, en hızlı ve en kolay yolu bulmamız için ihtiyacımız olan her şeye sahip bulunan bu uygulama kullanıcılarına en rahat güzergâhları sunuyor.
Bu uygulama ile şehrinizde hizmet veren bütün toplu taşıma araçlarının güzergâhlarına, saatlerine, seyahat sürelerine, durağa varış saatlerine ve benzeri bilgilere kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz. Güzergâhınızdaki geçici aksamalardan haberdar olabiliyor, şehir içi seyahat planınızı bütün bu bilgilere göre oluşturabiliyorsunuz. Gerçek zamanlı ve doğru bilgiye ulaşmak, toplu taşıma işletmecileri ve yetkililerden gelen bilgilerin yanı sıra kullanıcıların hat değişiklikleri, durak koşulları, anlık olaylar gibi herkesin yolculuğunu etkileyebilecek bilgileri paylaştıkları- Kullanıcı Bildirimleri ile mümkün hale geliyor.
Moovit’in bence en kayda değer yanı evrensel tasarım ilkelerine göre tasarlanmış bir aplikasyon olması. Yani, engelli olsanız da olmasanız da kullanabileceğiniz ve yaşantınızı kolaylaştıracak bir uygulama. Moovit, görme engelli kullanıcılar için de tam erişilebilir bir uygulama olma amacıyla tasarlanmış. Uygulamanın tüm ekranlarına erişebilmeniz için iOS cihazınızda VoiceOver, Android cihazınızda ise Talkback fonksiyonlarının aktif olması yeterli. Bu şekilde yol boyunca canlı yol tarifi, durağa yaklaştığınızda inme zamanı bildirimi ve durağa geldiğinizde inme bildirimi almanız mümkün.
Dünya genelinde 75’ten fazla ülkede 1400 şehirde 43 dilde güvenle kullanılabilen Moovit, tüm ulaşım seçeneklerimizi tek bir uygulamada bir araya getirerek yolculuklarımız sırasında tüm kontrolün elimizde olmasını sağlıyor. Moovit; Apple iTunes App Store, Google Play App Store, Windows Phone App Market Place veya moovitapp.com’dan ücretsiz olarak indirilebiliyor. Moovit’e bilgisayarınızdan erişmek de mümkün.
Moovit’e geçtiğimiz günlerde Balıkesir’in de eklenmesiyle birlikte uygulama Türkiye’de 15 şehirde faydalanılabilir hale geldi. Balıkesir’in Moovit’e eklenmesinin arkasında görme engelli bir arkadaşımızın çabası ve görme engelliler için erişilebilirlik, arkadaşlar arası yardımlaşma ve resmi kurumların desteğini bir arada barındıran bir hikâye var. %90 görme engeli olan Fatih Aktaş, farklı şehirlerde ulaşım için Moovit’i kullandığında hayatının ne kadar kolaylaştığını fark etmiş. Moovit’in Balıkesir’de de olması gerektiğine karar vermiş ve dünyanın çeşitli yerlerinde bulundukları şehirlerde toplu taşıma sağlayıcıları ile iletişime geçerek şehrin haritalandırılmasından günlük bilgilere kadar değişik aşamalarda katkıda bulunan, gönüllü katılımcılardan oluşan Mooviter Topluluğu’na katılmış. Fatih öncelikle şehirdeki toplu taşıma bilgisine ulaşmak için Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ile iletişime geçmiş. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, hem hat bilgilerini paylaşarak hem de hat ve durakları oluşturmak ve saatleri eklemek için Moovit’in özel olarak oluşturduğu Moovit Editör’de yardımlarda bulunmuş. Moovit Editör’de haritalandırma konusunda Fatih’in Balıkesirli arkadaşları da yardım etmiş. Moovit Türkiye ekibinin de katılımıyla, haritalandırma maratonu da diyebileceğiniz eşsiz bir ‘mapathon’ gerçekleştirilmiş, Balıkesir haritalandırılarak uygulamaya eklenmiş.
Balıkesir Mooviter Topluğu üyesi Fatih deneyimini şöyle anlatıyor
Bundan iki yıldan uzun bir süre önce kızımın yardımcısı Ayşe düşüp bacağını kırmıştı. 2,5 ay süreyle raporluydu ve çalışamadı. O dönemde kızıma geçici olarak başka bir yardımcı bulundu. Bacağını kıran yardımcımızın durumu ise SGK’ya bildirildi ve kendisi elbette sigortalı çalışan olduğu için hakkı olan iş göremezlik ödemesinden yararlandı. Ayşe’nin rapor süresini kapsayan aylar için de her zamanki gibi aylık SGK prim ve hizmet bildirgesi doldurduk. Ayşe iyileşinceye kadar altı kez rapor almak zorunda kaldı. Bu altı raporu da takip ettik ve her seferinde SGK Sağlık Ödemeleri Sistemi’ne girerek geçici iş göremezlik işveren işlemleri uygulamasından raporları onayladık. Ayşe geçici iş göremezlik ödemelerini sorunsuzca aldı. Birkaç ay sonra Ayşe’nin bir ameliyat olması gerekti. Bu sefer yapılması gereken işlemlerde deneyimliydik, iki parça halinde gelen üç haftalık raporun onayını tamamladık ve bildirgeleri de buna göre hazırladık. Ayşe geçici iş göremezlik ödemelerini bu kez de sorunsuzca aldı.
Bundan yaklaşık altı ay sonra, 2016 yılının Nisan ayında Ayşe çok uzak bir semte taşındığı için yanımızdan ayrıldı. Bu kez de İşten Ayrılış Bildirgesi’ni SGK’ya teslim ettik. Yasal olarak her türlü yükümlülüğümüzü yerine getirmiştik, içimiz rahattı. Oysa yanılmışız.
Yaklaşık bir ay önce eve SGK’dan üç adet tebliğ zarfı geldi. Zarfların üzerindeki tarih 30.11.2016 idi. Ayşe’nin raporlu olduğu aylar için “eksik gün bildirim formu ve eki belgelerinin” kuruma verilmediği, bu nedenle ek formların hazırlanıp teslim edilmesi ve ilgili cezanın ödenmesi gerektiği tarafımıza tebliğ edilmekteydi. Bu tebligatın ne anlama geldiği hakkında hiçbir fikrimiz yoktu, biz ne gerekiyorsa yaptık sanıyorduk. Kızım, neyse ki evimizin çok yakınında olan, SGK Müdürlüğü’ne giderek ne olduğunu anlamaya karar verdi. Oraya gittiğinde EK-10 adında bir form daha doldurmuş olması gerektiğini öğrenmiş. Bu form ile ilgili işlemlerden sorumlu SGK görevlisi kendisine güler yüzle yardımcı olmuş ve ameliyattan kaynaklanan son rapor dönemi dışında bir sorun olmadığını belirterek evraklarda gereken eşleştirmeyi yapmış. Eksik olan formları hazırlaması için de yol göstermiş. Ardından iki ayrı birime gidilerek imzalar tamamlanmış. İşveren hesabında başka bir sorun olup olmadığı kontrol edilmiş. Kızım orada da güler yüz ve iyi niyet ile karşılandığını, hatta tahakkuk eden borç ve ceza için yapılandırmaya başvurmasının önerildiğini söylüyor. Yapılandırma birimine gittiğinde ise ne yazık ki aynı güler yüz ve iyi niyetle değil, tekerlekli sandalyesinden uzanarak erişmesi mümkün olmayacak kadar yülksekte duran bir formu almasını buyuran bir görevli ile karşılaşmış. Görevliye forma uzanamadığını belirtip kendisinin vermesini rica ettiğinde, görevlinin “beni ilgilendirmez” diyerek cevap vermesi ise sırada bekleyen diğer vatandaşları çileden çıkarmış. Oradaki diğer vatandaşların yardımı ile form alınıp, fotokopiler halledilip evraklar teslim edilmiş. Bu kez de üç hafta sonra gelip yapılandırma planını alması söylenmiş. Kızım üç hafta sonra bir kez daha gidemeyeceği için, vazgeçtiği, yapılandırma istemediğini, borcu neyse indirimsiz ödeyeceğini söylediğinde ise “onun için de üç hafta sonra gelmeniz gerek” yanıtıyla karşılaşmış.
Bundan iki hafta sonra birer gün arayla eve SGK’dan iki tebligat zarfı daha geldi. İki zarf da Ayşe’nin bacağını kırdığı aylarla ilgili belge eksiği ve ceza ile ilgiliydi. Bu zarfların üzerindeki tarih de 30.11.2016 idi. Kızım yine SGK Müdürlüğü’ne gitti ve yukarıda belirttiğimiz işlemlerin üzerinden geçti. İşveren hesabında başka bir sorun olup olmadığını bir kez daha sordu. Ayşe’nin ameliyat olduğu Kasım ayı ile ilgili bir eksik olduğu ama daha tebliğ edilmediği anlaşıldı. Neyse ki görevliler tebligatı elden yapıp, bütün işlemi tek seferde tamamlayabilmişler. O gün bütiün borcumuzu ve cezamızı ödedik ve bu iş bitti diye umuyoruz.