Paylaş
Bundan iki yıldan uzun bir süre önce kızımın yardımcısı Ayşe düşüp bacağını kırmıştı. 2,5 ay süreyle raporluydu ve çalışamadı. O dönemde kızıma geçici olarak başka bir yardımcı bulundu. Bacağını kıran yardımcımızın durumu ise SGK’ya bildirildi ve kendisi elbette sigortalı çalışan olduğu için hakkı olan iş göremezlik ödemesinden yararlandı. Ayşe’nin rapor süresini kapsayan aylar için de her zamanki gibi aylık SGK prim ve hizmet bildirgesi doldurduk. Ayşe iyileşinceye kadar altı kez rapor almak zorunda kaldı. Bu altı raporu da takip ettik ve her seferinde SGK Sağlık Ödemeleri Sistemi’ne girerek geçici iş göremezlik işveren işlemleri uygulamasından raporları onayladık. Ayşe geçici iş göremezlik ödemelerini sorunsuzca aldı. Birkaç ay sonra Ayşe’nin bir ameliyat olması gerekti. Bu sefer yapılması gereken işlemlerde deneyimliydik, iki parça halinde gelen üç haftalık raporun onayını tamamladık ve bildirgeleri de buna göre hazırladık. Ayşe geçici iş göremezlik ödemelerini bu kez de sorunsuzca aldı.
Bundan yaklaşık altı ay sonra, 2016 yılının Nisan ayında Ayşe çok uzak bir semte taşındığı için yanımızdan ayrıldı. Bu kez de İşten Ayrılış Bildirgesi’ni SGK’ya teslim ettik. Yasal olarak her türlü yükümlülüğümüzü yerine getirmiştik, içimiz rahattı. Oysa yanılmışız.
Yaklaşık bir ay önce eve SGK’dan üç adet tebliğ zarfı geldi. Zarfların üzerindeki tarih 30.11.2016 idi. Ayşe’nin raporlu olduğu aylar için “eksik gün bildirim formu ve eki belgelerinin” kuruma verilmediği, bu nedenle ek formların hazırlanıp teslim edilmesi ve ilgili cezanın ödenmesi gerektiği tarafımıza tebliğ edilmekteydi. Bu tebligatın ne anlama geldiği hakkında hiçbir fikrimiz yoktu, biz ne gerekiyorsa yaptık sanıyorduk. Kızım, neyse ki evimizin çok yakınında olan, SGK Müdürlüğü’ne giderek ne olduğunu anlamaya karar verdi. Oraya gittiğinde EK-10 adında bir form daha doldurmuş olması gerektiğini öğrenmiş. Bu form ile ilgili işlemlerden sorumlu SGK görevlisi kendisine güler yüzle yardımcı olmuş ve ameliyattan kaynaklanan son rapor dönemi dışında bir sorun olmadığını belirterek evraklarda gereken eşleştirmeyi yapmış. Eksik olan formları hazırlaması için de yol göstermiş. Ardından iki ayrı birime gidilerek imzalar tamamlanmış. İşveren hesabında başka bir sorun olup olmadığı kontrol edilmiş. Kızım orada da güler yüz ve iyi niyet ile karşılandığını, hatta tahakkuk eden borç ve ceza için yapılandırmaya başvurmasının önerildiğini söylüyor. Yapılandırma birimine gittiğinde ise ne yazık ki aynı güler yüz ve iyi niyetle değil, tekerlekli sandalyesinden uzanarak erişmesi mümkün olmayacak kadar yülksekte duran bir formu almasını buyuran bir görevli ile karşılaşmış. Görevliye forma uzanamadığını belirtip kendisinin vermesini rica ettiğinde, görevlinin “beni ilgilendirmez” diyerek cevap vermesi ise sırada bekleyen diğer vatandaşları çileden çıkarmış. Oradaki diğer vatandaşların yardımı ile form alınıp, fotokopiler halledilip evraklar teslim edilmiş. Bu kez de üç hafta sonra gelip yapılandırma planını alması söylenmiş. Kızım üç hafta sonra bir kez daha gidemeyeceği için, vazgeçtiği, yapılandırma istemediğini, borcu neyse indirimsiz ödeyeceğini söylediğinde ise “onun için de üç hafta sonra gelmeniz gerek” yanıtıyla karşılaşmış.
Bundan iki hafta sonra birer gün arayla eve SGK’dan iki tebligat zarfı daha geldi. İki zarf da Ayşe’nin bacağını kırdığı aylarla ilgili belge eksiği ve ceza ile ilgiliydi. Bu zarfların üzerindeki tarih de 30.11.2016 idi. Kızım yine SGK Müdürlüğü’ne gitti ve yukarıda belirttiğimiz işlemlerin üzerinden geçti. İşveren hesabında başka bir sorun olup olmadığını bir kez daha sordu. Ayşe’nin ameliyat olduğu Kasım ayı ile ilgili bir eksik olduğu ama daha tebliğ edilmediği anlaşıldı. Neyse ki görevliler tebligatı elden yapıp, bütün işlemi tek seferde tamamlayabilmişler. O gün bütiün borcumuzu ve cezamızı ödedik ve bu iş bitti diye umuyoruz.
Bütün bunları uzun uzun anlatmamın birkaç sebebi var. Birincisi, tebligat sürelerinin bu kadar uzun olması inanılır gibi değil. İkinci zarflar geldiğinde, SGK’ya zaten gidilmiş ve sorun giderilmişti. Bu evrakların hazırlanması için sarf edilen zamana ve emeğe, gönderimi için sarf edilen zamana ve paraya yazık değil mi? İkincisi, kızımın yapması istenen işlemlerden bazılarının zaten yapılmış olduğu, sadece sistemin belgeleri eşleştirmemiş olmasından kaynaklandığı anlaşıldı. Acaba hem vatandaşın hem de SGK görevlilerin zahmetini azaltmak ve zaman kaybını engellemek için bilgisayar sistemleri daha entegre hale getirilemez mi? Üçüncüsü, bu işlemleri kendi yapmak zorunda kalan engelli bireyi katlar ve odalar arası imza peşinde koşturmak, uzanamayacağı raflardan formlar almasını talep etmek erişilebilir hizmet anlayışı ile pek örtüşmüyor. Dördüncüsü, hayatını idame ettirebilmek için evinde yardımcı çalıştırmak zorunda olan engelli veya yaşlı bir bireyin bu kadar işlemi yapabilmesi oldukça zor bir şey. Her engellinin bu işlerin peşinde koşabilecek bir yakını olmayabilir.
Bu sonuncu nokta için SGK’nın ev çalışanlarının sigortalılığı konusunda getirdiği bazı kolaylıklar olduğunu öğrendim. Ancak, 1/4/2015 tarihinden önce ev hizmetlerinde sigortalı eleman çalıştıran işverenlerin bu kolaylıklardan yararlanabilmek için önce işyeri dosyalarını kapatmaları sonra yeni bır müracaatta bulunmaları gerekiyor. Takdir edersiniz ki, bu da çok kolay bir iş değil…
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş