Paylaş
Kadın cinayetlerindeki vahşet gün geçtikçe artıyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun son raporu, Temmuz 2017’de erkekler tarafından
- Öldürülen kadın sayısının 28
- İstismara uğrayan çocuk sayısının 27
- Cinsel şiddet uygulanan kadın sayısının 23
- Yaşam tarzına saldırılan kadın sayısın 8
olduğunu gösteriyor.
Söz konusu rapora göre, Temmuz ayı içinde istismara uğrayan 27 çocuğun 6’sı Kuran kurslarında istismara uğramış. Tatillerini Kuran kursunda geçiren bu masum çocuklar, sanırım, hocalarının cinsel istismarına maruz kalacaklarını tahmin bile edemezlerdi. Çocuk istismarcıları ne yazık ki hak ettikleri cezaları almıyorlar. Temmuz ayında cinsel istismara uğrayanlar arasında bir de otizmli çocuk bulunuyor. Çocuğun duruma şahit olan ailesinin şikâyeti üzerine ifadesi alınan istismarcı ise serbest bırakılmış durumda.
Cinsel istismara maruz kalanlardan biri de, Mardin’den Diyarbakır’ın Bismil ilçesine annesiyle birlikte mevsimlik işçi olarak çalışmaya gelen 12 yaşlarında olduğu tahmin edilen bir kız çocuğu. İstismarda bulunan 35 yaşındaki adam 2003 yılında da bir anne ve 12 yaşındaki çocuğunu kaçırmış, anneyi öldürmüş ve çocuğa birden fazla cinsel saldırıda bulunmuş. Saldırının ardından tutuklanan bu kişi akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespiti için Elazığ Akıl ve Ruh Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edilmiş ve kendisine “psikolojisi iyi” yönünde rapor verilmiş. Rapora rağmen üç ay sonra salıverilen istirmarcı Bismil’de aynı mahalleye dönmüş. 15 yıl boyunca çocuklara ve kadınlara yönelik cinsel istismar ve saldırılara devam eden bu şahsın babası kendisini jandarmaya şikâyet ederek tutuklanmasını istemiş. Ancak baba bir süre önce evinde boğazı kesilerek öldürülmüş. Babasını öldürmekten “birinci şüpheli” olarak gözaltına alınan saldırgan bir süre gözaltında tutulduktan sonra yine serbest bırakılmış. Kentte yaşayanlar iki cinayet ve çok sayıda cinsel saldırının failinin aralarında dolaşmasından dolayı can güvenliklerinden endişe duyuyorlar.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Temmuz 2017 raporu kadınların yaşam tarzına yönelik saldırıların da arttığını gösteriyor. Kadınlar şort giydikleri, açık giyindikleri bahanesiyle saldırıya uğruyorlar. Bu durum ülke genelinde büyük tepki toplamış ve geçtiğimiz günlerde İstanbul’un her iki yakasında binlerce kadın tarafından tepki yürüyüşleriyle protesto edilmiş bulunuyor.
Platformun Temmuz 2017 raporunda yer alan bilgiler, ay içinde öldürülen kadınların
% 4’ünün koruma altında bulunduğunu işaret ediyor. Kadınların % 35’i ateşli silahla, % 41’i darp edilerek, boğularak, sert cisimlerle, kesici aletlerle öldürülmüş. Öldürülen kadınların
% 29’u 25 yaşından küçük. Kadınların % 61’i en yakınları tarafından (koca, eski koca, akraba, baba) öldürülmüş. Bu kadınların % 25’i evli, %32’si çocuk sahibi imiş. Bir kadın hamileyken öldürülmüş, 19 çocuk da annesiz kalmış.
Yine aynı rapora göre, Temmuz ayında öldürülen kadınların % 5’i yabancı uyruklu. Çoğunuzun gazete haberlerinden hatırlayacağınız gibi Sakarya’da Suriye uyruklu dokuz aylık hamile Emani Arrahman ve on aylık bebeği kaçırılmış; ormanlık bir alana götürülen kadın tecavüze uğradıktan sonra bebeği ile birlikte başları taşla ezilerek işkencelerle öldürülmüştü.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun son raporu, Temmuz ayında öldürülen kadınların % 46’sının ölümünün “şüpheli” olduğunu gösteriyor. Dosyaların kaza süsü verilerek kapatılmaya çalışıldığı, cinayet faillerinin ise aramızda dolaştığı, ailelerin bu cinayetleri kendi çabalarıyla ortaya çıkartmaya çalıştıkları yine söz konusu raporda ifade edilen hususlar arasında.
29 Mayıs 2016’da eski kocası tarafından bıçaklanarak öldürülen Esra Gövem davasına ilişkin altıncı duruşma 3 Ağustos 2017 tarihinde görüldü. Ancak, ne yazık ki, dava yine karara bağlanamadı ve 20 Ekim’e ertelendi. Henüz 20 aylık olan çocuğunu almaya cebinde bıçakla giden bir adam, bana göre, öldürmeyi planlamış demektir. Eğer planlamadıysa, cebinde neden bıçak vardır bu adamın?
Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetin önlenebilmesi için sanırım bu gibi suçlara verilen cezaların biraz daha caydırıcı olması gerekiyor.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş