Ayça Akın

Mutlu olmak istiyorsak...

4 Ocak 2016
Cesaret ve eylem yoksa gelişimde yoktur.

Bugüne kadar gerek avm’ler, üniversiteler vb. gerekse bireysel olsun bir çok kez seminerler ve danışmanlık verdim dolayısıyla bir çok insan tanıdım, bir çok hikaye gördüm ve gördüğüm kadarıyla kişisel gelişim ve spiritüel yaşama ilgide son derece artışta.


Herkes mutlu bir hayat yaratma çabasında, istediklerini elde etme peşinde, arayışta. Bunda tuhaf bir şey yok elbette ama tuhaf olan bir kesim istediklerine ulaşırken bir kesim – ki büyük bir kesim istediklerini elde edemiyor. Büyük bir kesim mutsuz.

Peki, neden?

Yazının Devamını Oku

Önemli olan başlamak değil, bitirmektir.

29 Aralık 2015
Sizi bilmem ama ben çok sıkıldım bu her yeni yılda; "yeni yıldan şunu bekliyorum", "bu yeni yıl yeniden başlıyorum" klişelerinden.

Başlamıyorsun.

Her yılbaşında aynı şeyi söyleyip, bir öncekinin benzerini yaşıyorsun çünkü bir şeyleri bitirmeden bir şeylere başlamaya kalkışıyorsun.

Tembelliğine, poponu kaldırıp harekete geçmeyişine, erteleyişlerine, vazgeçemeyişlerine, kendine dürüst olamayışlarına, kendinle yüzleşemeyişlerine en sağlam kılıf bu değil mi?

Başlamak için yeni yılı beklemek...

Yazının Devamını Oku

Ben oldum bir seks abidesi, oldum bir Bebeksi Seray

26 Aralık 2015
Ailem üç yıl sonra öğrendi.

Gece saat 23:00 suları. Telefonumun ekranına izlemem tavsiye edilen bir yayın bildirimi düşüyor. Tıklıyorum. Karşıma oldukça bakımlı, alımlı, sigara böreği saran bir trans çıkıyor. Zihnimizde yer etmiş trans görüntülerinin dışında bir görüntüye şahit oluyorum. Bir başka akşam kuru fasulye, bulgur pilavı yaparken çıkıyor karşıma. Kimdir, nedir diye merakıma teslim oluyorum ve başlıyorum araştırmaya. İnternet sitesini buluyorum. Antalya'nın gözde, periscope'un fenomen transı olduğunu keşfediyorum. Bir transın yaşamını ondan dinlemek istiyorum ve iletişim kuruyorum.

Bebeksi Seray; Seray, bedenleri erkek olduğunu söylediği halde ruhları “kadınım” diye bağıran, farklılıklarından dolayı ötekileştirilmiş, dışlanmış, şiddete maruz kalmış binlerce transtan yalnızca biri. Seray, bedeninden ve ruhundan yükselen çığlıklara dayanamıyor, ne pahasına olursa olsun yüreğinin götürdüğü yere gidiyor. Böyle başlıyor Seray'ın yaşamda var olabilme mücadelesi.

Seray'la üç saat süren bir röportaj gerçekleştiriyoruz, tüm sorularımı içtenlikle ve dürüstlükle cevaplıyor.

Yazının Devamını Oku

Toplumun bu gerçeği doğru okuması gerekiyor!

24 Aralık 2015
Kadınlar haklarını kullanmak isterken öldürüyor.

Günümüzde en çok gündeme getirilen ve hala memnun edici bir çözüme ulaşamamış konulardan birisi “Kadın Hakları”dır. Bu konuda bir çok kuruluş tarafından çok sayıda çalışma yapılmaya devam edilse de kadın cinayetleri ve kadına şiddet gittikçe artmaktadır.

Bir şeye yüklediğimiz anlam o şeye olan bakış açımızıda şekillendirir. Ülkemizde yaygın olarak kadının bir cinsel meta ya da erkeğin türlü ihtiyaçlarını karşılayan bir köle olarak görüldüğü malesef acı bir gerçek.

Mesela genellikle evlilikte kadının misyonu bellidir. Evini çekip çevirir, yemek yapar,
çamaşır – bulaşık yıkar, temizlik yapar, çocuk varsa onu birey yapar, yatakta kocasını memnun eder. Yani bir nevi imza ile tapulanmış bir köledir. Bazıları tarafından hizmette kusur ederse dayağı yiyen hatta öldürülen kişidir.

Reklam sektörü için kadın; en çekici hali öne çıkartılarak müşterileri ürün almaya teşvik eden bir malzemedir.

Yazının Devamını Oku

Bazılarınızdan kaçıyorum.

22 Aralık 2015
Haklısınız, ben çok değiştim.

1) Doğum günü kutlamaları, pasta kesme seremonileri artık çok anlamsız geliyor. Onun yerine doğum günü çocuğuyla curcuna olmayan bir ortamda yemek, sohbet ve bunlara eşlik eden
bir – iki kadeh şarap çok daha keyifli ve doyum verici.

2) Melankoli zaman zaman ruhun arınması için gereklidir ama melankoliyi yaşam tarzı yapmış insanlar ruhumu daraltıyor. Yalnızca dinamik, enerjik, hayatı ve kendini fazla ciddiye almayan insanların hayatıma girmesine izin veriyorum.

3) Prensipli yaşayan insanlardan kaçıyorum. Prensibin olduğu yerde katılık vardır. Hayat ise esnek yaşanmadan keşfedilmez.

Yazının Devamını Oku

Bugün yine mi güzeliz...

18 Aralık 2015
İşlerimin su gibi akması ve istediğim gibi sonuçlanması da işin kaymağı.

Güne nasıl başlarsan öyle gider, bu yüzden sabah ritüelleri oldukça önemlidir ve düzenli uygulama gerektirir.

Düşünülenin aksine sabah erken kalkmak insanı daha dinç ve daha enerjik yapar. Benim günüm hafta içi sabah 06:00’da başlıyor. Saatin alarmını özellikle uyanmam gereken saatten on beş dakika öncesine kuruyorum ve bu on beş dakikayı ritüellerime ayrıyorum.

Alarmın sesini duyar duymaz yaptığım ilk ritüel şükür ritüeli. Yataktan çıkmadan, zihnim tamamiyle açılmadan ve egom uyanmadan gözlerim kapalı şekilde 21 kere, “Allahım sana sonsuz şükürler olsun, her şey için teşekkür ederim” diyorum. Ardından o günümü mutlu kılacak bir şey yaşamak için meleklerimi de ritüelimin içine dahil ediyorum. İlk ritüelimin hemen ardından yedi kere “Allahım ve sevgili meleklerim, şimdi burada benimle olun ve bugün bana beni çok mutlu edecek bir şey yaşatın” diyorum. İmajinasyon yok, zihni zorlamak yok sadece içsel hissediş ve sözlü ifadeyle. Bunu sabah ve gece yatınca düzenli uygulamanın hayatıma getirdiği bereketi, huzuru ve bolluğu size anlatamam. Tüm işlerimin su gibi akması ve istediğim gibi sonuçlanması da işin kaymağı.

Yataktan somurtarak çıkmayın, sabah saatleri günümüz ve o günkü zihinsel yapımızı, çevreye yayacağımız enerjimizi kodlamak için çok ama çok önemli. Güne nasıl başlarsanız öyle gider. Ben buna

Yazının Devamını Oku

Ne kadar rahat kullanıyoruz bu cümleyi...

15 Aralık 2015
Bir yol öğrenmişiz peşinden gidiyoruz.

Ne kadar sık ve rahatlıkla kullanıyoruz “zamana bırakmak” cümlesini... Sanki iki saniye sonrasına garantimiz varmış gibi.



Sizin yarına garanti nereden bilemiyorum ama benim böyle bir sözleşmem, garantim yok. Bu yüzden hayatımda pekte yeri olmayan, olabildiğince kullanmamaya çalıştığım bir cümledir “zamana bırakmak” cümlesi. Çünkü zamana bırakılan şey ya birikerek önünüze gelir ya da vazgeçişlere meydan açar. Vazgeçmek bir tercihse, evet zamana bırakmak doğru bir eylem olabilir ama benim gibi kolay kolay vazgeçmeyen bir yapınız var ise bu cümle çok sancılı ve tehlikelidir.

"Bir şeyler yapmak bir şeyleri değiştirir ama bir şey yapmamak her şeyi olduğu gibi bırakır" Bilinmeze sürükler, “acaba” lar beyni doldurmaya başlar. Odaklanma sorunları ortaya çıkar ve arkası katlanarak gelir.


Yazının Devamını Oku

Özgürce haykırabildiğinde hayat senin oluyor.

13 Aralık 2015
Biz hissetmeyi unuttuk.

İnsanları küçük sürprizlerle mutlu etmek hoşuma gidiyor. Geçtiğimiz günlerde aylık kitap alışverişimi yaparken bir arkadaşıma da kitap aldım hediye etmek için. Daha öncede bir kaç kez yapmıştım. Adresine kargoladım. Kitap eline ulaştıktan sonra beni şaşkına çeviren bir telefon aldım.

Hal, hatır sorma kısmından sonra “neden bunu yapıyorsun?” diye sordu bana.

Şaşırdım. Şaşkınlığımı bir kenara bırakarak biraz daha derine inmek istedim.

Neden korkuyorsun?” diye sordum.

Cevap veremedi.

Yazının Devamını Oku