Paylaş
Ne kadar sık ve rahatlıkla kullanıyoruz “zamana bırakmak” cümlesini... Sanki iki saniye sonrasına garantimiz varmış gibi.
Sizin yarına garanti nereden bilemiyorum ama benim böyle bir sözleşmem, garantim yok. Bu yüzden hayatımda pekte yeri olmayan, olabildiğince kullanmamaya çalıştığım bir cümledir “zamana bırakmak” cümlesi. Çünkü zamana bırakılan şey ya birikerek önünüze gelir ya da vazgeçişlere meydan açar. Vazgeçmek bir tercihse, evet zamana bırakmak doğru bir eylem olabilir ama benim gibi kolay kolay vazgeçmeyen bir yapınız var ise bu cümle çok sancılı ve tehlikelidir.
"Bir şeyler yapmak bir şeyleri değiştirir ama bir şey yapmamak her şeyi olduğu gibi bırakır" Bilinmeze sürükler, “acaba” lar beyni doldurmaya başlar. Odaklanma sorunları ortaya çıkar ve arkası katlanarak gelir.
En çok ikili ilişkiler de kullanılır bu cümle; “zamana bırak, hatasını anlar”, “zamana bırakta gör bakalım”, “söz gümüştür, sükut altındır” diye diye tüm negatif enerjiyi içimizde tutmayı, zihnimize ve ruhumuza yük etmeyi öğrendik.
Bir yol öğrenmişiz peşinden gidiyoruz.
Hani derler ya, “zaman her şeyin ilacıdır” aslında zaman ilaç değildir. Zaman, sadece sizi pes etmeye, vazgeçmeye yönelten bir illüzyondur. Bu süreci size yaşatırken içsel dünyanızda ve sağlığınızda olabilecekleri ne zamanın kendisi hesaba katar ne de o “zamana bırak” diyen çok bilmişler.
Bana kalırsa bazı insanların "zamana bırak, sus, zaman en iyi ilaçtır" vb. şeklindeki söylemlerine asla aldırış etmeyin. Bu tür telkinler enerji blokajlamanın en basit ama en tehlikeli yoludur. Sizi mutsuz eden bir durum karşısında susmak, zamana bırakmak vb. baskılayıcı eylemlerde bulunmak iltihabı içerde hapsetmeye benzer. Hapsolmuş, akıtılmayan, akmayan iltihap sizi hem ruhsal, hem zihinsel hem de bedensel hasta eder. Bu yüzden mutsuzlukların, öfkelerin ve buna benzer olumsuz tüm duygularınızı bastırarak negatif enerjiyi içinizde zihninizde, ruhunuzda bloklamayın, depolamayın. Akıtın. Bırakın öfke duygunuz aksın, bırakın mutsuzluktan gözyaşlarınız aksın. Bırakın ruhunuz konuşsun, özgürleşsin. Söylemek istedikleriniz varsa yakıp yıkarak değil ama duygularınızı da bastırmadan zamanında ifade edin. İfade edilmemiş her duygu ve düşünce birikerek çığ halini alacak, çözümlenememiş ve konuşulmamış her sıkıntı veren durum ilişkileri koparacak ya da sağlığı alt üst edecek. Negatif enerjinin iltihabı bedende ve zihinde depolanacak, uzun süreli mutsuzluklar, depresyon ve hastalık olarak size geri dönecek.
İltihaptan arınamamış bir zihin taze ve yeni düşünceleri kabul edemez ve siz zihninizde, içinizde tuttuğunuz iltihaplaşmış düşüncelerle ayn durumları ve kişileri hayatınıza çeker, aynı şeyleri tekrar tekrar yaşamaya devam eder, yeni olayları ve kişileri atılmamış iltihabın etkisi altında anlamlandırmaya devam ederek yeni olanı da mahvedersiniz.
Özgürleşmek arınmayla olur, arınmaksa kendini ifade etmekle başlar. Yapabileceğiniz bir şey varsa hemen yapın, yoksa düşünceyi endişe, korku, öfke, acaba ve keşkelerle besleyerek zihninizde ve ruhunuzda tutarak iltihaplaşmasına izin vermeyin.
Ayça AKIN
www.aycaakin.com
www.instagram.com/aycakn
www.twitter.com/aycakn
Paylaş