Bazen inançla, bazen şansla olur…Bazen de birkaç oyuncunun çok istemesiyle…
Bugün de öyle oldu…
Ancak, “alışkanlık” yapan bir deneyimdir…
Futbolcu, “geriye düştüğünde çevirebileceğine inanmaya” başlar…
İnanç ise başarmanın ve birlikte hissetmenin anahtarıdır…
Bugün Fenerbahçe adına bir kazanım varsa, o da budur…
***
Hiç olmaz ise kendi kaderimizi kendimiz belirleyebilecek bir yerde Terim’in ellerine bıraksaydık…
Olmadı…
Mucize, Hollanda-Macaristan maçına kaldı gibi…
***
İki yıldır sahada dökülen bir takım… Arzusuz… Hissiz…
Koçu değişiyor…
Aradan 15 gün geçiyor…
Ama bir bölümümüz kazandık gibi seviniyor(?)
Demek ki ülke olarak sorulacak sorular var, alınacak dersler…
***
Aynı rüyayı göremedik…
Aynı şeyleri hissetmedik…
Birlikte aynı yolda yürüyemedik…
Kaybettik…
***
Şimdi gözlerinizi kapatın;
Sene 1453…
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u alamadı…
Elimiz boş döndük hisarın surlarından…
Bizler Anadolu’dayız.
Boğazın öbür yakasıda, Bizans İmparatorluğunun başkenti…
Orta Çağ kapanıp, Yeni Çağ başlamamış…
Bir:Küfre özgürlük(!):
Volkan Şen; Kendi sahasında, kendi seyircisinden yediği küfürleri hazmedemedi…
Gözyaşlarını tutamadı…
Ağlayarak sahayı terk etti…
Sahada çok güzel manzaralar vardı…
Hakem sarıldı, kucakladı.
Rakip oyuncular, kendi arkadaşları sarıldılar…
“100 liralık sözleşmesi olmasına rağmen Fenerbahçe’den ayrıldığını ve Almanya’ya yarı fiyatına gittiğini” söylüyor…
İşin kötü tarafı futbolu bırakalı dört yıl olmasına rağmen, hala fedakârlık yaptığını sanıyor…
Oysaki bu söylediklerinin doğru çözümlenmesi şu;Ümit Özat’a Fenerbahçe, yıllarca piyasa değerinin iki katını vermiş…
Ayrılmak zorunda kaldığı anda aslında ederinin bu bedelin yarısı olduğunu görmüş…
Ümit’in yaptığı, “fedakârlık” değil,
Fenerin yaptığı “müsrif tüccarlıktır”
***
Hangi sezon başında oldu ki?
Hangi sezon, bir önceki sezonun üzerine bir şeyler kondu ki?
Yıllardır izleriz…
Her sezon başı sileriz ve yeniden başlarız yazmaya…
Aman silinmesin diye üzerine titreriz…
Ama yine de sileriz…
Üzerine koya koya gitseydik;
Birinci dakikada hoca ile uğraşmak hiç huyum değildir…
Ama mecburum.
Burası yol ayrımıdır…
Burada kaybedilen puanın telafisi çok zordur!
Pardon! Yanlış oldu…
Puanın telafisi vardır… İlkelerin yoktur!