Caner…

Bazen inançla, bazen şansla olur…
Bazen de birkaç oyuncunun çok istemesiyle…
Bugün de öyle oldu…
Ancak, “alışkanlık” yapan bir deneyimdir…
Futbolcu, “geriye düştüğünde çevirebileceğine inanmaya” başlar…
İnanç ise başarmanın ve birlikte hissetmenin anahtarıdır…
Bugün Fenerbahçe adına bir kazanım varsa, o da budur…

***
Kayıpları da söylemek lazım;
Geçen hafta iyi oynayan 11 futbolcu;
Bu haftaki yerlerini garanti görmüşler ki;
“Ben idare edeyim “Ahmet” koşar nasıl olsa(!)” diye düşünmüşler…
Olmayacağını görmüşlerdir(!) umarım…

***
Ben maçı izlerken:
---Ortaya düşen topları kim alıyor?
---İkili mücadeleleri kim kazanıyor?
---Topsuz boş koşuyu kim yapıyor?
---Hangi takımın oyuncuları daha çok topu istiyor?
Ona bakarım…
Bugün Kasımpaşa bir adım öndeydi…
Ama sadece bir adım…
Şota; beraberliği yeterli görmese, Kerem’i çıkartıp İlhan’ı almasa, belki üç puanı alıp gitmişti…

***
Bazen maçı izlerken;
“Bütün toplar rakip takımın önüne düşüyor, ne biçim şans bu?”
Diye düşündüğünüz olur…
Bu düşen toplar kesinlikle tesadüf değildir!
Kim oyunu takip ediyorsa, topu o alır…
Hani basketbolda ribaunt almak gibi düşünün…
Şans ile ilgisi yoktur, doğru pozisyonu almak ile ilgilidir…
Fenerbahçe dönen topların hiç birini alamadı…
Çünkü pozisyon almadı…

***
Kaybedilen top sonunda;
Fenerbahçeli futbolcular basmayı değil;
Yürümeyi, durmayı tercih ettiler(!)
Webo, Emenike, Kuyt, Holmen ve duran top için oraya gelen Egemen…
Çakıldılar kaldılar…
Kaybettiğin anda basmazsan, tüm takımı geriye 40 metre koşturursun…
Koşturdular…

***
Ne demek istediğimi anlatamadım…
Bu haftaki Beşiktaş’ı izlediyseniz anlarsınız…
Nefes aldırmadılar Bursa’ya…
Önce Fernandes bastı…
Takımın en çok para kazanan en klas oyuncusu basarsa,
Bütün takım basar…
Oyuna sonradan giren Necip de…
Bilic ve emeği olan herkese tebrikler…
Aynen devam…
Tabi ki aynı tempoda bir sezonu oynamak kolay değil!
Takımın temposunun düştüğü olacaktır…
O zaman da sazı, “Çarşı” ele alacaktır…

***
Maç başladı;
Seyirci, “yönetim istifa” diye bağırmaya başladı…
Ön yargılıyım ya;
Ben, Fenerbahçe’nin muhalifleri sandım…
Fener seyircisine 100 TL, onlara beleş sandım…
Meğer değilmiş, Kasımpaşa seyircisi yönetimi istifaya çağırırmış(!)

Stadını yenilemişler…
Süper Lige çıkarmışlar, Dünya para harcamışlar;
Nereden çıktı bu “istifa”?
----Hayatında kaç kez Süper Lig gördün?
----Ne zaman kafaya oynayan bir takımın oldu?
“Ayıp” diye düşünülebilirsiniz…

***
Tayyip Erdoğan Stadında, “yönetim istifa” demek;
Başbakanı istifaya davet etmek gibi bir şey bu…
“Yönetim” dediğin nedir ki?
Başkanın arkadaşları…

Şaşırdım…
Açık konuşmak lazım…
İki şık var;
Birincisi:
Başıma geldi bilirim;
“Bizim yönetimde para çok, herkese dağıtıyorlar, bizi de görsünler. Yoksa (?)” diyen lider seyirci gurubu yönlendiriyor olabilir…

Ya da;
“Kasımpaşa 100 yıllık kulüptür… Küme düşse de bizimdir…
Şimdi siz, bizden kopardınız bu renkleri…
Bizim güce, gücün yanında olmaya ihtiyacım yoktur!” denebilir…
İkinci şık, romantik yazanın hayali de olabilir…

Hangisi doğrudur… Zaman gösterecek bize…

****
Bu maç, Caner’in maçıydı…
Gol attı… Attırdı…
Mükemmel oynadı…
“Orta değil, pas atarım” dedi…
“Duran topları bazen sağ köşeye bazen sol köşeye atarım” dedi.
Hep yüreğiyle oynardı…
Ben çok severdim, ama pek sevilmezdi.
Sanırım Türkiye;
Sağ bekteki Gökhan’ın ikizini sol bek de kazandı!
Sağ olasın Ersun Hocam…

***
Alper Potuk;
Girdiği anda sorumluluk aldı…
Maçın akışını değiştirdi…
“Ben bu bonservis bedelini fazlasıyla öderim” dedi…

Egemen;
Bu maçta yoktu…
Topu oyuna sokarken kaçması,
Duran toplarda ileri çıkmışken, “geriye en geç dönmesi”,
Çalımı yediğinde hareketsiz kalması, gözden kaçmadı…

Volkan;
Geç ısındı…
Maça çok geç başladı…
İlk yarı topa atlamaya üşenirken;
İkinci yarı hakem düdüğü çalmasına rağmen, direğin dibinden topu çıkardı…
Canım kardeşim;
Biraz daha erken ısınman gerekiyor!
Yüzbinlerce çubuklu, Fenerin maçı oldu mu;
Sabah yüzünü yıkamadan topa senden çabuk atlıyor(!)