Ben bu VAR’ı (Video Hakem Uygulamasını) sevdim…
Sevdim arkadaş ben… Varlığı bile yetti…
Ceza alanı daha ‘adil’ olmaya başladı… Kural dışı ‘kandırmaca oyunları’ azaldı… Giderek daha da azalacak… Penaltılar çoğaldı.
Bugüne kadar en fazla penaltı, 2014'te Brezilya'nın ev sahipliği yaptığı Dünya Kupası'nda gerçekleşmişti. Oynanan toplam 68 maçta toplam, 13 penaltı kararı verilmişti.
Rusya'nın ev sahipliği yaptığı Dünya Kupası'nda geride kalan 32 maçta hakemler 16 kez penaltı noktasını gösterdi. Takımlar, kullandıkları 16 penaltı atışının 13'ni gole çevirdi.
Rusya'daki turnuvada henüz ikinci maçlar tamamlandığında, bu sayının üzerine çıkılmış oldu.
VAR SİSTEMİNİN ETKİSİ
Bu 77. Resmi maçıydı…
Şampiyon oldular!
4 Eylül günü başladı. 13 Haziran gecesi bitti… Tam 281 gün…
Hazırlık maçları ile birlikte 85 maç…
Alkışlarımızla, teşekkürlerimizle uğurladık onları...
85 maç, dile kolay! Sezonda üç günde bir maça denk gelir… Antrenmanları ve seyahatleri eklersek, yorucu bir yolculuğun bu yıl için sonuna geldik
4 Eylül günü başlayan yolculukları, bir Avrupa ikinciliği, bir de Türkiye Şampiyonluğu ile son buldu…
2011 yılı Eylül ayında, Fenerbahçe yine ceza almıştı… Aziz Başkan Metris Cezaevi’ndeydi… Sadece kadın ve çocukların maça gelebileceği, maçın oynanacağı sabah belli olmuştu…
O gün bu stada, 41.663 kadın ve çocuk geldi…
Bugün bir Pazar sabahı…
Şükrü Saracoğlu’nun önünde yine kuyruklar oluştu…
Sandığa oy vermeye koştular… bilmem kaç kişi geldi…
Seçim kampanyası aylarca sürdü… Medyada adaylar saatlerse konuştu… Oy kullanmak için insanlar, Amerika’dan, Konya’dan, Kıbrıs’tan geldiler… 20 000 kişi oy kullandı…
Ülkeye döndüğümde bir de baktım ki; “üzülüyormuş gibi yapanların” sayısı, “gerçekten üzülenlerden” çok fazlaymış… Üzüntüm bir kat daha arttı… Yaşamları futbol yorumu yapmak ile geçen ‘bilinen dostların’, Fenerbahçe Basketbol takımı, Obradovic ve Vesely ile ilgili yorumlarını dinledim…
------Güldüm…
Burada yazamayacağım Pedro’nun fıkrasını hatırladım…
------Güldüm…
***
Gülüp geçmemek lazım, yazmak lazım!
İnanın, Fenerbahçe şampiyon olsaydı, merkez medyada bu kadar yer almazdı(!)
Bu kez şehri fethetmeye gitmiyoruz! Gönülleri fethetmeye gidiyoruz! Sarı formalarımız, kültürümüz, saygınlığımız ve basketbol bilgimiz ile… Güzel takımımız, son topa kadar onların yanında olacak taraftarımız ile… Arkamızda dev ekranlarda bizi izleyen çocuklarımız, annelerimiz ile… Obra Reisin liderliğinde bir kez daha gidiyoruz… Bu güzel şehirde güzel anılar yaşamak, güzel anılar bırakmak için gidiyoruz…
Bu benim Fenerbahçe ile dördüncü Final Four seyahatim olacak… Tüm seyahatlerimde, çok düzgün bir taraftar profili gördüm. Kafelerde rakip taraftarlarla oturdular, sohbet ettiler, dans ettiler… Hiç mahcup olmadım… Son düdüğe kadar takımlarının yanında oldular… Biliyorum, bu kez de böyle olacak! Dört kez üst üste Final Four oynamak çok değerli bir şey… Ülkemizde başarıların devamlılığı yok… Bu nedenle ben bu “güzel takıma”, gözüm gibi bakıyorum… 2019 yılı Dörtlü Finali Vitoria’da (İspanya) yapılacakmış… İnanmayacaksınız ama uçak biletleri bakılmaya başlanmış…
Başkanın kim olacağı önemli değil… İki değerli başkan adayımızdan hangisi gelse, biliyoruz ki bu yatırım durmayacak ve biz orada olacağız!
Bu kez rakiplerimiz, Zalgris Kaunas, CSKA ve Real Madrid… Bu üç takımın koçu da Obradovic’in öğrencisi… Obradovic ,1994-96 yıllarında Real Madrid’in başındayken Pablo Laso’ya koçluk yaptı… CSKA’nın koçu Itoudis, yıllarca Panathinaikos‘ta Zeljko Obradovic‘in yardımcılığını yaptı… Yıllarca şampiyon olan o takımın oyun kurucu da, Zalgiris’in koçu, Jasikevicius’du… Çıraklar, ustalarına karşı…
Çok şık bir dörtlü final olacak… Biliyoruz ki; çıraklar bir gün ustalarını geçecekler… Biz o gün, bu gün olmasın istiyoruz…
18 Mayıs Cuma günü biz Zalgiris ile oynayacağız… Onlar tam bir basketbol ülkesi… Başlarında Jasikevicius gibi geleceğin en büyük koçlarından biri var… 20 yıldır Final Four’a gelemiyorlar… Tüm takımlardan daha arzulular… Yeşillere bürünmüş taraftarları, mutlak orada olacaklar. Çılgınca takımlarını destekleyecekler… Sağlam olmalıyız… Sahaya karışamam ama biz tribünde yenilmemeliyiz!Tıpkı bizim gibi tam bir “takım oyunu” oynuyorlar… Sırtı dönük oyunları, ikili oyunları, topu paylaşmaları, müthiş… Bize çok benziyorlar... Olympiakos gibi bir devi eleyerek geldiler… Çok zor ve çok güzel bir maç olacak…
6. Adama çok ihtiyaç duyulacak…
Haydi!
Bitirdikleri yer, bir zirve…
2018 yılı Avrupa Kadınlar Şampiyonası Final Four’u…
Bu kariyerlere, bu final yakışırdı…
Vakıfbank, Avrupa şampiyonu oldu…
Gözde Kırdar, En Değerli oyuncu seçildi…
Seda ve Neslihan Galatasaray forması ile yarıştılar ve Avrupa dördüncü oldular…
***
Susturun şu adamı:
Susturun ki, yıllarca emek vererek kurduğumuz “düzen” bozulmasın!
Susturun ki, gerçekleri nasıl ört bas ettiğimiz anlaşılmasın!
Susturun ki, yarattığımız “Fenerbahçe düşmanlığı” algısı, zarar görmesin!
Susturun ki, Martin Skrtel’in kafasını Aykut Kocaman’ın yardırdığına inandırabileyim hepinizi!
Susturun ki, futbolu sadece “korkaklık ve cesaret” ikilemi ile uzun yıllar anlatabileyim size…
Susturun ki, 3 Temmuz komplosu, ben ve benim gibi dostlarım, çıkmasın ortaya!
Susturun ki, Fenerbahçe otobüsünün kurşunlanmasını, unutturalım size!
Dördüncü kez üst üste, Final Four oynuyoruz…
Avrupa’nın en değerli kupasında, dört yıl üst üste son dört takım arasına kalıyoruz.
Önce Madrid, sonra Berlin, daha sonra İstanbul, şimdi Belgrad…
Çok ama çok değerlidir!
Sürdürüle bilinir bir başarının net ifadesidir!
Ülkemizde de pek yoktur!
***