Bugün bu soru sorulduğunda Avrupa’nın en prestijli kupasının, Euroleague olduğu konusunda, hepimizin kafası nettir.
Soru 100 yıl sonra sorulmuş olsa, ortalıkta da kafa karıştırmaya çalışan birileri olsa, tereddüt yaşayabiliriz.
Çünkü ‘FİBA Şampiyonlar Lig’, diye bir turnuva oynanıyor. Adı çok fiyakalı. Sanki ülkelerin tüm şampiyonlarını içeren bir turnuva havası veriliyor. Düzenleyen kurum da havalı; Avrupa Basketbol Federasyonu… Ayrıca 100 yıl sonra, “Euroleague neymiş?”, diye bakanlar;
Buranın hafif çaplı kapalı bir devre gibi olduğunu söyleseler, yalan olmaz…
Bunlar, kafaları karıştırabilecek nedenler…
Ancak yaşadığımız yıllarda bu iş ile ilgilenen hepimiz biliyoruz ki; Basketbolun Avrupa’da ki 1 numaralı turnuvası, Euroleague’dir…
Oranın şampiyonlarını sayarsak, doğru sonuca ulaşırız!
Bu kadar basittir bu iş!
Bir iki istisna hariç hem fikiriz değil mi arkadaşlar?
Kovalım bu Lucescu’yu, kurtaralım futbolumuzu…
Bu kadar basit aslında…
Lucescu’yu gönderip yerlisinden bir antrenör koyarsak, orada bitireceğiz bu işi.
Arkadaşlar, çözümler keşke böyle kolay olsa…
Ancak değil!
Milli maçlar, olayı çok trajik biçimde gözümüze soktu ama halen görmek istemiyoruz…
Fenerbahçe taraftarının huyu değişti…
Ali Koç’u başkan görmek istiyorlardı… En demokratik haklarıydı… Ancak sahanın içine girdiler… Fenerbahçe eleştirisi ile pirim toplayan medyanın etkisinde kaldılar. Kendi oyuncularını ıslıkladılar…
Maçları protesto ettiler… Takımlarını yalnız bıraktılar…
Ve kaybettik…
Sadece Galatasaray maçında verilmeyen penaltılar verilse, şampiyon değişecek, Şampiyonlar Ligi'ne gideceklerdi…
Ancak olmadı…
Yalnız bıraktılar…
Fenerbahçe kazanırsa, istedikleri başkan seçilmez sandılar…
Davuluma vurup;
“Dikkat, dikkat, Dünya Voleybol Şampiyonası başladı! Filenin Sultanları, ilginizi bekliyor!”, diye bağırmak istiyorum…
Elimde sesi az çıkan enstrümanlar var. Onlarla dikkatinizi çekmeye çalışıyorum…
***
Turnuvaya, Dünya’nın en iyi 24 takımı katılıyor. Filenin Sultanları da orada… Bu takım iki ay önce Dünya Milletler Liginde Amerika ile final oynadı ve ikinci oldu. Belki spor tarihimizin en büyük başarılarından biriydi, fakat gerektiği kadar değer verilmedi…
Şimdi Dünya Şampiyonası oynuyorlar… Kanada ve Bulgaristan’ı 3-0 yendiler. Çin’e 3-0 yenildiler… İtalya ile oynayacaklar… Turnuva 20 Ekim tarihine kadar sürecek. Ben takımımızın son güne kadar oynayacağına inanıyorum. Sizler de takip edin istiyorum…
----- Olur. Başka arzunuz?
“Comolli de transferi beceremedi. O da gitsin.”
----- Tamamdır. Daha başka?
Bu takımla bu iş olmaz, atalım bunları… Yenileri gelsin…
-----Olur, paşam… Ancak bir ricam olacak, bu ayki ödemlerin binde birini sizden alabilir miyiz?
Şaka yaptım… Sadece ‘o gitsin bu gelsin’, dediklerini bir kâğıda yaz. Üç ay sonra bize okuyabilir misin?
***
Balık hafızalıdır bizim ülkemiz…
Çocuklarımızı büyüttük… Ayakları üzerinde duruyorlar ve bize keyif katıyorlar... Yarı emekli de olduk…
Hep konuşurduk;
Bir balıkçı kasabasına yerleşecektik. Küçük bir sandalımız olacak sabah balığa çıkıp, akşam onları yiyecektik… İki tane domates, üç tane biber ekecektik… Özlediğimiz de İstanbul’a gidecek, özlediklerinde de onlar gelecekti…
Çok da güzeldi…
Şampiyonlar Ligi başladı, Feyza…
Sen müziği çok seversin, bak;
Şu Şampiyonlar Ligi marşını bir dinler misin?
Bağırdım.Maçı izlerken takımımızı pek de, tanımadığımı fark ettim… Biraz daha derin araştırayım istedim…Araştırma falan da değil, ‘sonuç’, diyelim biz buna…İsveç maçında süre alan ve kazanan takımımızı oluşturan oyuncuların, nerede yetiştiklerine baktım…Sonuçlar beklediğimden de ilginç çıktı…Bizim ülkede alt yapı eğitimi aldığını sandığım bazı futbolcuların da, yurt dışında alt yapı eğitimi aldığını gördüm.
***İşte sonuçlar:Sinan Bolat: Belçika.Çağlar Söyüncü: Buca-Altınordu.Kaan Ayhan: Almanya.Ömer Bayram: Hollanda.Zeki Çelik: Bursaspor.Okay Yokuşlu: Karşıyaka.Yunus Mallı: Almanya.Oğuzhan Özyakup: Hollanda.Mehmet Topal: Malatya-Ç.Dardanel.Emre Akbaba: Fransa.Hakan Çalhanoğlu: Almanya.Cengiz Ünder: Buca-Altınordu.Serdar Gürler: Fransa.Cenk Tosun: Almanya.
***
Siz de gördünüz…İsveç maçında süre alan 14 futbolcumuzun;9 tanesi, yurt dışında alt yapı eğitimi almış…Ülkemizde alt yapı eğitimi alan oyuncu sayımız ise sadece 5.Bir de yazı ile yazayım, daha iyi anlaşılsın…Sadece beş…
***Bir ikinci önemli nokta da, bu 14 futbolcunun şu anda 10 tanesi yurt dışında top oynuyor… Bu konuya da, dikkat etmeliyiz…Lucescu’yu ‘asarken’, hakkını da yememeliyiz…Gerçekten izlemesi ve takım yaratması oldukça zor!“Aman efendim, Belçika milli takımında da oyuncuların hiç biri Belçika liginde oynamıyor!”Dememeliyiz.Aynı şey değil!O takım, 15 yaşından beri aynı takım…Ve aynı sistem ile birlikte oynuyor…
***Ülke futbolu ile ilgili çözüm mü arıyorsunuz?İşte sonuçlar tüm çıplaklığı ile ortada…Futbolu çok seviyoruz, ancak futbolcu yetiştiremiyoruz!Bir yığın teknik direktörümüz, sahamız, futbolcumuz var ama futbolcu yetiştiremiyoruz!“Yabancı sayısı”, “transferin uzatılması” gibi suni konuları bırakıp bu konu üzerinde kafa patlatmalıyız…Bir yandan kulüplere eğitim anlamında önderlik edip, bir yandan da zorunluluklar getirmeliyiz…Örneğin: “Alt yapı için üç tane çim sahası olmayan takım, Süper Lige alınamaz.” “Alt yapısında 300 tane lisanslı oyuncusu olmayan ve bunlara haftada 10 saatten az ders veren kulüpler, Süper Lige alınamaz…“Yayıncı kuruluştan gelen paranın yüzde 10 alt yapıya harcanacaktır…” Gibi…Tamamen atıyorum…Ancak sorun net…
***Bakın Altınordu, bu işi yapmaya başladı. Meyvelerini yeni toplayacak, ancak şimdiden beş futbolculuk kontenjanın ikisini almış…Yani yüzde 40 anlamına gelir…İşte sorun, işte çözüm…Ancak emek ve sabır istiyor…
Bu yıl farklı bir lig izleyeceğiz…
Fenerbahçe dört maçta, 3 puan toplayabildi…
Beşiktaş, geçen hafta yenildi. Bu hafta, berabere kaldı.
Galatasaray, dört farkla mağlup oldu…
Kasımpaşa dört maçta, dört galibiyet alarak liderlik koltuğuna oturdu…
Şaşırdık…
Ancak alışalım…
Bu yıl ligimiz böyle olacak…