Paylaş
2011 yılı Eylül ayında, Fenerbahçe yine ceza almıştı… Aziz Başkan Metris Cezaevi’ndeydi… Sadece kadın ve çocukların maça gelebileceği, maçın oynanacağı sabah belli olmuştu…
O gün bu stada, 41.663 kadın ve çocuk geldi…
Bugün bir Pazar sabahı…
Şükrü Saracoğlu’nun önünde yine kuyruklar oluştu…
Sandığa oy vermeye koştular… bilmem kaç kişi geldi…
Seçim kampanyası aylarca sürdü… Medyada adaylar saatlerse konuştu… Oy kullanmak için insanlar, Amerika’dan, Konya’dan, Kıbrıs’tan geldiler… 20 000 kişi oy kullandı…
İlk kez stadyumda kongre yaşandı…
Sevdalarına yine sahip çıktılar…
Kasvetli günleri aydınlığa dönüştürdüler…
***
Bu sabah Fenerbahçe sahilinden bir güneş doğdu…
Kadıköy’ü kapsadı… Sonra ülkenin umut ışığı oldu…
En karanlık dönemde Fenerbahçe burnunda yanan Fener gibi ülkeyi ışıldattı…
Tıpkı işgal yıllarında olduğu gibi…
Tıpkı 3 Temmuz’da olduğu gibi…
Sadece Kadıköy’ü değil ülkeyi aydınlattı…
“Kazanan” için yazmıyorum bu sözcükleri… Katılımı anlatıyorum…
Davaya sahip çıkan sorumluluk sahibi insanları anlatıyorum…
***
Bu kez Fenerin karanlığında kalan bizim kahramanımızdı…
En karanlık dönemde, “ Ne şikesi kardeşim memleket elden gidiyor” diyen önderimizdi…
Fenerbahçe’de yanan ve hiç sönmeyecek olan fenerin ışığını kendi ışığı sandı ve yanıldı…
Aziz Yıldırım benim kahramanımdır!
Ve kim ne derse desin, bu değişmeyecektir!
Aslında tarih onu hepimizin kahramanı olarak yazacaktır…
***
Zaman hepimizi yoruyor…
En iyisini biz bilirken, bilemez oluyoruz…
Sevdiğimizi kıskanıyor, kimselere veremiyoruz…
O da emanet edemedi…
“En doğrusunu ben yaparım”, dedi…
Olmadı…
***
Aziz Yıldırım bir ‘deliydi’…
Sevdası uğruna gözünü karartı, ailesini, işini bıraktı…
Hapis cezası çıktığı gün özel uçakla ülkeye döndü…
Unutan taş olur!
15 Temmuz’u kutluyorsak, bu adamın 3 Temmuz’da yaktığı ateşi anmadan kutlayamazsınız!
Sadece bunları yazmak da haksızlık olur…
Ülkede stadyumlar yapıldıysa, bu adam başlattı.
Formalar, markalı ürünler gelir getirdiyse, bu adam yaptı…
Kulüp radyoları, televizyonlar kurulduysa, bu adam yaptı…
Yayın gelirlerini bu seviyeye getiren bu adam…
Hatta sezon başında, “sabit kura imza atmam” diyen ve yine haklı çıkan bu adam…
Amatör denen sporları gururumuz yapan bu adam…
Fenerbahçe basket ile gurur duyuyorsak,
Türk kadın voleybolunu izliyor ve saygı duyuyorsak,
Saymakla bitmez hepsi bu adamın sayesinde…
***
Ama bitti…
Üzgünüm, bittiğini göremedi…
Kendinden başkalarının da yapabileceğine inanmadı…
Belki de haklıydı…
Affedersiniz ama bu çukura, bu borcun altına girecek adam, kendi menfaati yoksa “deli” olmalıydı…
Hiç umulmayan bir anda:
Bir başka “deli” soktu elini koskoca kayanın altına…
Türkiye’nin en büyük holdinginin patronu…
Harvard Üniversitesi mezunu…
Yakışıklı, çok düzgün bir ailesi, hobileri, işi gücü olan bir adam…
Hasta bir Fenerbahçeli, Ali Koç…
***
Cesaretini ve kararlılığını kutlamam gerekiyor…
Taraftara bir söz vermişti ve sözünde durdu… Fenerbahçe taraftarı da onu mahcup etmedi…
Çok söylediler, “taraftar farklı, kongre üyesi farklı” dediler…
Hiç inanmadım…
Onlar karıştırdılar… Fenerbahçe kongre üye sayısının 30.000 olduğunu bilemediler… Binlerce aklı başında adamın, cebinden paralar vererek bu kulübe üye olduğuna hiç inanmadılar…
Kongre üyelerinin de aslında bir taraftar olduğunu anlamadılar…
Yanıldılar!
***
Türkiye tarihinin en büyük seçimlerinden biri yaşandı…
Sonunda Fenerbahçe, Aziz Yıldırım’a “tamam”, dedi.
Ali Koç için yeni bir sayfa açtı…
Ali Koç bir dip dalgasıydı… Karşı durmak mümkün değildi…
Toplumların, camiaların böylesi davrandığı günler vardır… Bir anda konuşmadan anlaşırlar ve ortak tavır gösteriler… Ali Koç da böyle bir dalgaydı… Kasırgaya dönüştü… Karşısında durulması mümkün değildi…
***
Ali Koç seçim çalışmalarının son gününde, eşi ve çocuklarını sahneye çıkardı…
Kutsal bir göreve gidiyorum, sizinle artık daha az görüşeceğim… Ancak babanızla gurur duyacaksınız, tamam mı? Dedi…
Üzerinde sarı lacivert atkısı ile 10 yaşındaki Kerim Rahmi Koç;
Büyük bir arzu ile “tamam” dedi.
Gözündeki ışıltıyı gördüm…
40 yıl önce Emin Cankurtaran’ın hediye ettiği topu alan küçük Ali’nin arzusu vardı…
Yolunuz açık olsun
***
Ben Ali Koç’un sadece Fenerbahçe için değil ülke sporu için çare olduğunu düşünüyorum…
Hatta son çıkış noktalarından biri olduğunu düşünüyorum… Geliştireceği projeler ve farklı bakış açısıyla Türk futboluna katkı yapacağını düşünüyorum…
Türk takımlarının artık “kandırılan” değil, “kazanan” kulüplere dönüşeceğini düşünüyorum…
Başarılar diliyorum…
Aziz Yıldırım kaybetmedi!
Fenerbahçe kazandı!
Bence ülke kazandı!
Paylaş