DJ’in işine son Geçtiğimiz hafta gerçekleşen Fashion Awards etkinliğinin after party organizasyona katılan Türk misafirlerden öğrendiğim kadarıyla eski bir itfaiye binasından dönüştürülen Chiltern Firehouse isimli mekanda düzenlenen gecede DJ krizi yaşanmış.
Dua Lipa, John Galliano, Winnie Harlow ve Türk fotoğraf sanatçısı Mert Alaş gibi ünlü isimlerin yer aldığı gecede çalan kadın DJ’in şarkılarını, etkinliğe katılan Madonna gece boyunca beğenmemiş.
Etkinlikten bir gün sonra ise “Yeni bir DJ işe alın” mesajlı bir içeriği Instagram’dan yayınlayan Madonna’nın bu paylaşımı üzerine işletmenin, DJ’in işine ertesi gün son verdiği iddia edilmekte.
TÜRKİYE’DE OLSA
Açıkçası Madonna’nın böyle bir paylaşımın ucunun nereye gideceğini tahmin etmiş olacağını varsayıyorum. Ama esas sorumlu işten çıkarma kararını veren işletme sahibi. Böyle bir durum Türkiye’de yaşansa işletmecinin refleksi ne olurdu diye düşünürken telefonda sohbet ettiğim DJ Hakan Kabil’den çok güzel bir yorum aldım.
Hakan “Aynı durum Türkiye’de yaşansa kaliteli bir işletmeci önce DJ’in maaşına zam yapar, ardından o mekanda Madonna şarkılarının çalınmasını yasaklardı” dedi.
Türk tıraşı
Londra’da berberlik zanaatı çok eskiye dayanmakla beraber rekabeti de oldukça zor bir alan. Türkiye’nin meşhur erkek berberlerinden Adem Terzi, bu rekabetçi pazara markasını sokarak 2022’de Londra’da 10 farklı lokasyonda franchise vermek için el sıkışmış.
İlk lokasyonunu ünlü Whitechapel bölgesinde açacağını öğrendiğim Terzi ile telefonda konuştuk.
“Türk tıraşı” kavramını yıllardır yurtdışında yayma misyonunu savunan Adem Terzi şöyle konuştu:
“İngiltere gibi berberlik kültürünün oldukça derin ve yerleşik olduğu bir ülkede Türk tıraşı kavramını yabancılara öğretmeye karar verdik. Yerel yatırımcılarımızla ilk şubemizi ocak ayında açıp yeni yılda berberlik kültürümüzü birçok farklı şubeyle Londra’da yaygınlaştıracağız.”
ABD çıkarması
Sarayın şefinden yemek
Türkiye ve Türk markalarının Afrika duyarlılığı gerçekten çok anlamlı. Ülkemizde ve dünyada bu anlamda gün geçmiyor ki yeni bir etkinlik düzenlenmesin. En yenisi Avrupa jet-setinin favori mücevher markaları arasına giren Cadaro’nun yeni nasıl patronu Oğulcan Yıldız ev sahipliğinde Afrikalı çocuklar yararına düzenlenen müzayede oldu.
Etkinlik Londra’nın en ünlü üyelikli kulüplerinden Arts Club’ta gerçekleşti. Cadaro’nun tasarım mücevherleri yanında Buckhingham Sarayı’nın şeflerinden Lorenzo Salami ile evde yemek yapımı, ünlü modacı Zeynep Kartal’dan tasarım bir elbise, buz pateni şampiyonu Maria Sergejeva ile paten dersi, özel jetle seyahat gibi birbirinden farklı deneyimlerin ve ürünlerin açık arttırmaya çıktığı geceden sağlanan gelir Mozambik’teki çocukların eğitimi için bağışlandı.
Arda Sayıner - Ayşe Yıldız - Oğulcan Yıldız - Zeynep Kartal
Hepimizin görevi
Etkinlik sırasında Londra’daki meşhur lüks alışveriş merkezi Harrods’ın hemen karşısında mağaza açan Cadaro’nun başındaki Oğulcan Yıldız ile sohbet ettik. Kendisi kreatif dünyanın yaratıcılığını iş hayatının dinamikleriyle buluşturmayı başarmış genç bir girişimci.
ANADOLU HAYRANLIĞI
İran asıllı pop müzik sanatçısı Pooyan Mokhtari ile Londra’daki Thames Nehri manzaralı penthouse dairesinde bir araya geldik. Turuncu kıyafetleriyle beni yine aynı renkte heykellerle dolu bir evde karşılayan sanatçı, turuncunun uğuruna ve enerjisine inanıyormuş.
Uzun süre İstanbul’da yaşadıktan sonra artık müzik çalışmalarını Londra’dan devam ettiren sanatçı buraya kalıcı olarak yerleşmiş.
İngiltere’deki konseri sonrası yurtdışı turnesinin ilk ayağını Türkiye olarak belirlediğini söyleyen sanatçı “Anadolu, dünya müziğinin kaynağı denilebilecek bir nokta.
Eski medeniyetlerin bulduğu çalgılar ve ezgiler dünyaya buradan yayılmış. Türkiye bu yüzden dinleyicisiyle, tarihiyle ve maneviyatıyla sanatçılara ilham veren bir ülke. Benim için yeri çok ayrı. Bu yüzden 2022’deki konser turnemin ilk ayağı Türkiye olacak” dedi.
KRİSTAL OTOMOBİL
Pooyan Mokhtari ile sohbet ederken kız arkadaşı
GLOBAL MARKALAR GELİYOR
Messi ile yaptıkları reklam filmi ile gündem olan Accor Grubu’nun Global Ticaret Başkanı Yiğit Sezgin’le Londra’da Sofitel St James Otel’de bir araya geldik.
Katar’daki Dünya Kupası için bu zamana kadarki dünya otelcilik tarihinin en büyük konaklama operasyonunu üstlendiklerini öğrendiğim Sezgin’in esas heyecanı ise Haliç Port projesine dairdi.
Rixos dahil olmak üzere toplam üç yabancı otel markasını Accor olarak Haliç’e getireceklerini öğrendiğim Sezgin, şöyle dedi:
“Türkiye’nin güney sahillerini seven zengin turistin artık İstanbul’u daha da çok keşfettiğini ve Haliç Port ile Galata Port gibi projelerle şehrin değerinin global arenada daha da iyi anlaşılacağını düşünüyorum. Haliç Port 2.2 km’lik muhteşem kıyı şeridiyle şu an Türkiye’nin en büyük turizm gelişim projesi. Bölge, içinde taşıdığı tarihi değerler ve bizlerin sunacağı turizm hizmetleriyle global bir çekim merkezi haline gelecek.”
Haliç’te açılışı yapılan Contemporary İstanbul’un da sponsoru olan grup, bölgedeki sanat ve turizm ayaklarını gastronomi ile tamamlamayı amaçlıyormuş.
Taş Tepeler
Ziyaret ettiğim World Travel Market fuarı, 1-3 Kasım tarihlerinde 70 farklı ülkenin katılımıyla Londra’da gerçekleşti.
Türkiye’nin 300 m2’lik bir alanda tanıtım yaptığı stantta, Türk Hava Yolları ve 20 farklı Türk otel işletmesi de yer aldı.
Türkiye’nin “Taş Tepeler” projesiyle ön plana çıktığı fuarda birçok turistik bölge ve proje ile birlikte Şanlıurfa’daki Göbeklitepe ve çevresindeki diğer 11 arkeolojik alandan oluşan bölgenin de tanıtımı yapıldı.
Göbeklitepe, Karahantepe, Harbetsuvan Tepesi, Gürcütepe, Kurttepesi, Taşlıtepe, Sefertepe, Ayanlar, Yoğunburç, Sayburç, Çakmaktepe ve Yeni Mahalle bölgesini kapsayan arkeolojik alana İngiliz basını ve katılımcıların ilgisi büyüktü.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesindeki Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı, fuarın görsel hazırlığını her zamanki gibi oldukça ilgi çekici ve stratejik bir şekilde hazırlamıştı.
Hedef 2.5 milyon
GÖRKEMLİ MÜZAYEDE
Son yılların en büyük İslam eserleri müzayedesine beni davet eden, Christie’s müzayede evinin 1987’den beri yöneticileri arasında yer alan Jill Cerasi ile etkinlik öncesi sohbet ettik.
Cerasi, “Özellikle Osmanlı İmparatorluğu’na ait sanat eserler tek kelimeyle görkem ve emek barındırıyor. Hayran olmamak imkansız. Koleksiyonerlerin ve sanatseverlerin Osmanlı kültürüne ilgisi her geçen gün yükseliyor” dedi.
İznik çinisi vazo ve tabakların yanında bakır imbiklerin, fermanların ve metal objelerin açık artırmaya çıktığı müzayedenin en ilgi çekici parçası ise Venedikli bir aileye ait olan, 6 farklı padişahın resmedildiği yağlı boya tablo koleksiyonuydu.
Tarihi müzayedenin rekorunu ise 1738’den kalma, İstanbul’a tasarlanmış, minyatür niteliği taşıyan ahşap bir pusula kırdı.
Üzerinde dünyanın önde gelen şehirlerinin isimlerinin yazılı olduğu, kıbleyi gösteren el işçiliği eser 15 bin pound’dan satışa çıkarak 802 bin pound’a (yaklaşık 11 milyon TL ) alıcı buldu.
Kalbi boş
Geçen ağustos ayında hem İstanbul hem de Bodrum’da tatil yapan İtalyan oyuncu Michele Morrone ile bu sefer İngiltere’de buluştuk.
İlk kez geldiği Londra sokaklarında dolaştığımız İtalyan oyuncuya özellikle şehirdeki Arap hayranlarının ilgisi görülmeye değerdi.
Akıcı İngilizcesiyle, fotoğraf talebi olan hiç kimseyi geri çevirmedi.
Tarihi şehirleri çok sevdiğini belirten, İstanbul deneyiminden oldukça memnun kaldığını söyleyen Morrone, özellikle Türk kebaplarına ve etlerine bayılmış.