*
MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, bedelli askerliği olumlu ama 28 gün askerlik mecburiyetini gereksiz bulduğunu belirtmiş. Sayın Bahçeli’ye göre, 28 gün askerlik yapan kardeşlerimiz, bu kısa sürede neyi bile öğrenemeyeceklerdir?
a) Silah tutmayı
b) Nişan almayı
c) Hedef vurmayı
d) Nöbet tutmayı
Ama soruşturma haberleri basında yer aldıkça fark ediyoruz, olay çok farklı ve ciddi. Dini alet ederek, dindar kisvesi altında; ikiyüzlülük, yalan, iftira, dolandırıcılık, devlet sırlarını para ve güç karşılığında başka devletlere satma, ajanlık...
Çok yabancısı olduğumuz bir konu da değil sanki! FETÖ’nün küçüğü, açıkta gizleneni, görüntüsü farklı olanı. İçindeki balçık aynı...
*
15 Temmuz gibi, dünya tarihinde bir başka milletin başına gelmemiş bir beladan, çok büyük dersler alması gereken bir ülkeyiz. Biz ders alsak ne olacak birey olarak, devletin ve yöneticilerimizin önlemler alması gerekiyor elbet.
*
Akşama doğru balığa çıktık. Çapari yapılır bizim oralarda, mis gibi sarı istavrit gelir oltaya. Şanslıysan, orta suda uskumru denk gelir, tadından yenmez, günü güzelleştirir. Buraların deyimiyle ‘gazoz gibi uskumruları’ yakaladın mıydı, akşama ızgarasının hayalleri başlar.
Uskumru denk gelmedi o akşam, yiyeceğimiz kadar istavritle döndük. Dert ettik mi? Hiç!
İki domates, iki biber, yarım soğanla hazırlanmış zeytinyağlı küçük bir salata, fırından ekmek, bir küçük peynir, iki dilim kavun. Daha ne ister başka insan?
Yeni bakanlardan en çok ilgi görense, çiçeği burnunda Milli Eğitim Bakanı’mız Prof.Dr.Ziya Selçuk!
Özellikle geçmişte yazdığı tweetler ortalığa saçıldı.
Duyduğumuz kadarıyla; benzer durumlarda olan, böyle yüksek mevkilere gelen birinin tüm sosyal medya mesajları bir filtreden geçer, uygun olmayanlar danışmanlar tarafından teker teker temizlenirmiş.
Bizim cincibir sosyal medyaşörlerimiz de bu tür eski mesajların resimlerini çeker, paylaşımlar silindikten sonra ‘buyurun bakın, falanca kişi nasıl da sildi eski mesajı!’ şeklinde prim yapar, bildiğimiz bu.
*
ODTÜ’lü gençler, mezuniyet törenlerinde bir pankart açtılar. Tecavüz suçunu eleştiren, oldukça akıllıca hazırlanmış bir pankarttı. ODTÜ’lü mezunlara göre, ‘Tecavüze sebep olan şeyler’den hangisi gerçek tecavüz sebebidir?
a)Gece dışarı çıkmak
b)Mini etek
Sabah uyanıyoruz, bir can kaybolmuş.
Küçücük, henüz sekiz yaşında bir bebişin anası, babası çığlık çığlığa yavrusunu arıyor. Ne yapacağımızı şaşırıyoruz...
Aslında pek de bir şey yaptığımız da yok.
En özel duygularla ve gerçekten çok da üzülerek, sosyal medyada paylaşıyoruz, ne yapalım ki başka?
Bir yerlerde bilim insanları, değişen iklim şartları ve küresel ısınma koşullarıyla mücadele etmek için, güneşten aynalar yoluyla topladıkları enerji ve ısıyı; yer altında oluşturdukları tesislerde, her türlü bitkiyi doğal olarak yetiştirmek için kullanıyorlar. Yerin yirmi metre altında, hiç gerçek güneş ışığı görmeden yetişen buğday, patates, nane, karpuz, ananas ve daha yüzlerce çeşit bitki...
*
Bitkilerin üremesi, çoğalması, polenleşmesi için en önemli araçlardan biri olan arılar yok oluyor. Albert Einstein ‘Arılar yok olursa, insan ırkının dört yıl ömrü kalır’ demişti. Bu bir gerçek. Yüz otuz bin çeşit bitkinin üremesi, arılara bağlı. Arılar tamamen yok olunca; bitkiler, ardından hayvanlar, ardından insanlar yok olacak.
Bir yerlerde bilim insanları, arıların yok oluşunu engellemek için çok çeşitli çalışmalar yaparken; bir başka yerde diğerleri de, arı büyüklüğünde, aynı amaca hizmet eden, milyonlarcası bir bilgisayar tarafından kontrol edilen, robot arılar geliştirmekle uğraşıyor. Kendi düşünen, hangi bitkiye gideceğini zaman içinde öğrenen, öğrendiğini ana bilgisayara aktaran. Yani öğrendiği bilgileri kolonideki diğer arılara iletebilen...
Sevgili Cem Boyner’in yazıyı paylaşmasıyla, bir anda WhatsApp gruplarının gözbebeği olmuştu. O kadar çok ‘memleketten gitme’ planı yapan dostla ve arkadaşla karşılaşmıştım ki, o yazıyı yazma ihtiyacı hissetmiştim.
*
Umutsuzluğa kapılıp ‘gitme planları’ yapanlara sesleniyordu.
Ekonomik beklentileri karşılanmayan ve