Altan Tanrıkulu

Stoch daha çok kullanılmalı

15 Şubat 2011
ŞAMPİYONLUĞU kazanmak için bir maçı kazanmak yetmez.. Ama bir maçı kaybettiğiniz zaman şampiyonluğu kaybedebilirsiniz.. O açmaza geldiğiniz an yapacağınız tek şey kazanmayı düşünmektir.. Bütün olup, kazanmaya odaklanmaktır.. Fenerbahçe, Türkiye Kupası’na veda ederken çok önemli şeyler kazandı takım olarak.. Malatyaspor’a yenilerek dibe inen takımı yeniden toparlamak, kazanılan 4 maçın sonucunda yeniden şampiyonluk yarışında var olmak iyi çalışmanın karşılığı.. Antalya’da çok iyi devre arası geçiren, sürekli kanat akınları ve duran top varyasyonları çalışan oyuncular 4 maçı da kazanıp özgüvenlerini yenilediler..

Alex ikinci yarı çok etkiliydi

Dünkü maçın kazanılmasındaki en önemli faktör kuşkusuz Volkan Babacan’dan başlayan hatalar zinciri ve akıllı paslaşmalar sonucu gelen erken goldü.. Takım; Alex iyi marke edilmesine karşın hücumda çoğalmayı, rakip atakları orta alanda karşılamayı başardı. Buna karşın kaptan özellikle ikinci yarı çok etkiliydi.. Lugano 5.golüne ulaşırken ligin en önemli duran top silahı olduğunu bir kez daha gösterdi.

Kayseri ilk 5’in dışında kalabilir

Bütün artılara karşın Fenerbahçe’nin temposunun çok üst düzeyde olmadığını, yakalanan kontra fırsatlarda final paslarının iyi verilmediği ortada.. Stoch mutlaka bu bölümlerde kulanılmalı.. Hem şutu olan, hem de çok çabuk adam eksilten bir oyuncu Slovak yıldız.. Niang’ın sürekli hata yaptığı bölümlerde Stoch devreye girse fark daha da artardı..
Kayserispor çok iyi oyucularına karşın Fenerbahçe orta sahasını geçemedi.. Hücumda böyle etkisiz oynarlarsa ligi ilk beşin dışında bitirirler..

BEĞENDİM
Uzun süre sonra ilk onbir oynayan Özer’in pozitif futbolunu.

BEĞENMEDİM
İki takımın sürekli kalecilere geri pas yapmasını.

DİKKAT
Mehmet Topuz bu gücü ve kuvveti ile milli formayı hak ediyor.
Yazının Devamını Oku

Alex’li büyük plan

12 Şubat 2011
FENERBAHÇE kaptanının sözleşmesini 2 yıl daha uzattı. Hem zamanlama hem de takım bütünlüğü açısından doğru bir karar aldı.

Alex’in Fenerbahçe’de kalması ve büyük ihtimalle futbolu Fenerbahçe’de bırakacak olması yıllar boyu yapılan vefasızlıkların da bitmesi için büyük önem taşıyor. Alex’e sezon başından beri en ağır eleştiri getirenlerden biriyim. Etkisiz olduğu günlerde yine eleştireceğim. Çünkü, Alex hızı ve depar gücü kısıtlı bir oyuncu. Yaşı ilerlemiş. Fiziki açıdan ikili mücadelelerde zayıf. Sert futbolu çok sevmiyor. Savunması çok güçlü değil. 4-4-1-1 sistemi dışında oynaması çok zor. Buna bir de sözleşme imzalamadığı ya da teknik adamın oynattığı sistemi beğenmediği için kapris yapması eklenince takımına zararı da oluyordu.
Alex’e karşı değilimPeki neden kalmalıydı? Çünkü, Alex bu ülkenin futbol zekası en yüksek oyuncusu. Belki de dünya üzerindeki en zeki 20-30 futbolcu arasında. Oyun görüşü inanılmaz. Pas zamanlaması, sorumluluk alma bilinci üst düzey. Duran topları müthiş kullanıyor. Tek başına seyirciyi ateşleme özelliğine sahip. Tüm takımları, hakemleri, futbolcuları, kalecileri, sahaları, teknik adamları, hatta gazetecileri tanıyor. Milli Takım’da oynamadığı ve iyi yaşadığı için sakatlanma riski çok düşük. Fenerbahçe seyircisi Alex’le ilgili “Büyük Planı” iyi anlamalı. Hiçbir zaman Alex’e karşı olmadım. Ama Alex’in kulübün üstüne çıkarılmasına, teknik adamların başı üzerinde giyotin olmasına, takımda herkesin üzüldüğü dönemlerde bile “Kahraman” gösterilmesine karşı çıktım. Mutluluklar paylaşılırsa daha büyür. Sıkıntılar paylaşılırsa kolay aşılır.
İki taraf da rahatAlex’in 100. golü atması, 3000. golü atması, gol ve asist kralı olması öncelikle onun gururudur. Eğer bu başarılar ve kişisel istatistikler takım başarısını getirmezse oturup düşünmek gerekir. Bu takımda neden diğer golcüler, orta sahalar, kanatlar, teknik adamlar başarısız oluyor da Alex’i eleştiriden nefret ediliyor, diye. Alex artık rahat. Taraftar artık rahat. Bundan sonra Aykut Kocaman’ın planları Alex’le ilgili olmamalı. “Büyük Plan” Fenerbahçe’yi yerel sonuçların ötesine taşımaktır. 11 yıl önce Galatasaray’ın geldiği nokta ortada. Fenerbahçe şampiyon olur ya da olmaz. Ama artık “Daha genç, daha hızlı, daha güçlü, daha mücadeleci” ve Avrupa’da başarılı bir takım olmak zorunda. Alex de bu “Büyük Plan”ın önemli bir parçası olmaya çalışmalı. “F.Bahçe’nin her şeyi” olmaya değil!

Halkın Milli Takım’ı

FUTBOLDA en kolay şey kadro oluşturmak. Özellikle de oynanan maçlardan sonra. O yüzden 7-8 aydır bekliyorum. Milli Takım’ın gittiği yolu görmek için. Evet, Milli Takım’da umut vaadeden çok sayıda oyuncu yer alıyor. Yeni bir kadro oluşturuluyor. Ama bütünüyle bir takım olarak hareket etmedikleri ortada. Hücumda çok büyük sıkıntı yaşandığı ortada. Savunmanın göbeğinde ve solunda ağır oyuncular olduğu, bireysel hatalar yapıldığı ortada. Milli Takım’ın kısa vadede finallere kalabilmesi için mutlaka seri galibiyetlere ihtiyacı var. Bunu sağlamak için de hem tecrübeli hem yetenekli hem de hızlı ve dikine oynayan oyunculara. Benim takımımı aşağıda bulabilirsiniz. Eğer bana e-mail olarak kendi Milli Takımınızı gönderirseniz Halkın Milli Takımı hakkında da fikir sahibi oluruz. Sonuçta sahaya Hiddink’in onbiri çıkacak ama halk ne düşünüyor, bence Guus Hiddink de merak ediyordur..
Benim Milli Takım’ım: Volkan (Onur) – Gökhan (Sabri), Serdar (İbrahim Öztürk), Ersan (Servet), İsmail Köybaşı (Vederson) – Nuri (Selçuk İnan), Emre (Mehmet Topuz), Hamit (Mehmet Ekici), Arda – Tuncay (Umut), Cenk Tosun (Sercan).

Yazının Devamını Oku

Cüneyt Çakır uzaylı mı

8 Şubat 2011
Türkiye’nin en iyi hakeminin penaltı ortalamasının diğerlerinin neredeyse 3 kat üzerinde olması düşündürücü. İnsanın aklına, “Cüneyt Çakır uzaylı mı” sorusu geliyor.

NEWCASTLE-Arsenal maçı 4-0’dan 4-4 bitiyor.. Inter zirvedeki önemli maçta Roma’yı 5-3 yeniyor.. Bayern Münih, 2-0 önde götürdüğü maçta Köln’e 3-2 mağlup oluyor... Barcelona haftayı 3, Real 4 golle tamamlıyor... Avrupa resmen gole ve futbola doyarken biz sürekli olarak aynı tartışmaların etrafında dönüp duruyoruz..
Tartışmaların odağında hakem kararları, teknik adam hataları ya da transfer yanlışları yer alıyor.. Atılan bir goldeki güzellikleri aramak yerine, “Oradaki 4 adam buna vurdurmamalıydı” diyoruz..
Kalecinin çıkardığı bir topta, “O gol kaçar mı” eleştirisini getiriyoruz... Avrupa’daki önde gelen takımlarda yıldızlar saha içinde koşup mücadele verirken biz durarak oynayan ve savunmaya fazla yardım etmeyen futbolcuları öne çıkartıyoruz..
Onlar da etten-kemikten Ve hakemler.. Her seferinde dile getiriyoruz. Hakemler geçmişe oranla çok ama çok temiz.. Vicdan sahibi isimler. Ama onlar da etten-kemikten.. Yazılandan, çizilenden etkilenenleri oluyor.. 16 metre mesafeden çizgiyi geçen topu göremedikleri için neredeyse vatan haini oluyorlar.. Ya da vermedikleri penaltılar ve kırmızı kartlar yüzünden.. Hakemlere baskı uygulamak, onları bir sonraki maç için etki altına almaya çalışmak büyük hata.. Hangi takım, hangi başkan, hangi yönetici bunları yapmaya çalışırsa çalışsın büyük yanlış.. Yanlış rol model oluşturuluyor ve bütün liglerde örnek alınıyor.. Hakemlerin de dünya liglerindeki akıcı futbolu yakından takip etmeleri gerek.. Bizde arkadan yapılan hareketlere gösterilen sarı ve kırmızı kart sayısı çok az.. Aşil tendona atılan tekmeye sadece faul veren bir hakem kendine en ufak itiraza sarıyı çıkartıyor. Bu da futbolcuları ve tribünleri tahrik ediyor, çileden çıkarıyor..
Farklılıklar varPenaltılarda büyük standart farklılıkları var.. Avrupa’da çok rahat çalınan penaltılar Türkiye’de yok.. Türkiye’nin en iyi hakeminin penaltı ortalamasının diğer Türk hakemlerden neredeyse 3 kat üzerinde olması düşündürücü..
İnsanın aklına, “Cüneyt Çakır uzaylı mı” sorusu geliyor.. MHK acilen bir reform yapmalı.. Pozitif futbola ışık tutmalı.. Kim, hangi sahada, hangi puanda olursa olsun penaltılar, kartlar korkmadan verilmeli.. O zaman da itirazlar olacak, o zaman da hakemler eleştirilecek.. Ama kamuoyu doğru karar verenin yanında yer alacak..

Rant kavgası 10 yıl geri götürür

Barcelona, R.Madrid, Inter, Arsenal, ManU olmaya çalışan yok.. Rant kavgasında geri kalmama çabasında olanlar çok... Bu kavganın bizi 10 yıl daha geri götürmemesi için top federasyonda, MHK’da, hakemlerde.. Ve son not.. Beşiktaş camiasının çizgiyi geçen top yüzünden canı yandığı kesin.. Ancak dünyada bu tür pozisyonlarda hakemlerin yetersiz kaldığını kabul edilmiş.. Dileriz hiçbir camia bu tür şanssız pozisyonları bir daha yaşamaz..

Yazının Devamını Oku

Futbol mücadeledir

6 Şubat 2011
SEZON başlarken bütün dünya iki flaş transferle sarsılmıştı.. Barcelona’nın egemenliğine son vermek isteyen Real, Mourinho ve Mesut Özil’i kadrosuna katmıştı.. Ronaldo, Kaka, Benzema, Higuain, Ramos, Casillas gibi olağanüstü yıldızlarına karşın Real’in düştüğü durum futbolun mücadele etmeden kazanılmayacağını gösteriyordu..
Fenerbahçe de ligin başlama tarihinden beri Real Madrid’i örnek alan bir yapıdaydı.. Altyapısından adam çıkmaz, milyonlarca dolarlık yıldızlarına karşın saha yeterince mücadele verilmezdi..

Özlenen kaptan

Sarı-lacivertli ekip çok uzun zaman sonra ilk kez bir geri dönüş maçı yaşadı.. İlk kez ilk yarısında öne geçmediği, yenik duruma düştüğü bir maçı kazandı.. Hem de Arsenal’in 4-0’lık üstünlüğünü koruyamadığı, Bayern’in 2-0 öndeyken maç kaybettiği haftada..

Trabzonspor maçını kazanmak dünkünden kolaydı. Hem saha avantajı yoktu dün hem de rakip yenilse bile strese girmeyecek kadar rahat, iyi futbol oynayan bir ekipti. Son 10 haftadaki görüntüsüyle saygı gösterilmeyi hak ediyordu.
İsim isim oyuncuları irdelemek çok da doğru değil aslında.. İlk yarı çok kötü oynayan Semih ilk golün içinde vardı.. Üç topu direkten dönen Fenerbahçe’de Mehmet’in çalışkanlığı, gücü takımın özetiydi sanki.. Emre’nin yenen gol sonrası sormluluk alıp ileri çıkması, Kocaman’ın onun üzerindeki savunma yükünü Baroni’ye vermesi önemli anlardı.
Ama maçın yıldızı Alex’ti.. Kaptan en az 4 pozisyonda rakipten top çaldı, savunmaya yardım etti. Niang, Semih ve Santos’un koşu yollarına çok iyi paslar attı. Emre’yle ikili oyunları harikaydı.. Aynı zamanda frikikler başkalarına bırakırken de, takımla birlikte seyinciye giderken de özlenen kaptan görüntüsü verdi..

Dia önemli koz

Dia önemli bir koz olduğunu çok kısa sürede attığı golle gösterdi.. Gökhan ve Selçuk yokken kazanılan bu maçın bir başka önemi daha var.. Herkes transfer yaparken ve belki de yapmalıyken aynı takımla yola devam edildi..
Manisaspor’u kutlamak gerek.. Şanslı oldukları anlar vardı. Ama öne geçtikten sonra Isaac’le yakaladıkları kontra akını golle bitirseler büyük iş başaracaklardı.. Olmadı, çünkü karşılarında ilk yarıya oranla daha fazla isteyen, direnen ve isyan eden bir Fenerbahçe vardı..

BEĞENDİM
Fenerbahçe’nin hızlı atağa kalkma düşüncesindeki gelişimi.

BEĞENMEDİM
Niang’ın solda, Bekir’in sağbekte oynamasını.

DİKKAT
Manisaspor savunmasının göbeği çok açık veren oyunculardan kurulu.
Yazının Devamını Oku

Şampiyonluğun şifreleri

5 Şubat 2011
Hakem hataları:
Hakemlerimiz gelişme içinde. Artık hepsi vicdan sahibi. Ancak standart tutturma konusunda çok eksikleri var. Özellikle kart isteyen veya topa vuran futbolcuya gösterdikleri kartları arkadan atılan tekmelerde esirgiyorlar. Ligin ilk yarısında yıldız oyuncu kıyımını adeta seyrettiler. Anti futbola dirençsiz şampiyonluk adayları sürpriz puanlar kaybettiler.
İş bitiren yabancılar:
Şampiyonluk yolunda transfer edilen yabancının skora katkısı çok önemli. Jaja’nın performansı, Batalla’nın iki sezonluk formu, Alex’in kritik anlarda gelen gol ve asistleri, Niang’ın sahne alışı ilk akla gelenler.
Olmazsa olmaz, iyi kaleci:
Bir takım çok iyi de oynasa kalecisinin hataları yüzünden yarıştan kopabiliyor. Üç sezondur Galatasaray’ın yaşadığı bunalım, bu sezon sürekli kaleci değiştiren Beşiktaş’ın yarışta geride kalışı bu sıkıntının açık örneği. Volkan, Onur ve Ivankov’un az sayıda basit hata yapışları ve istikrarlı çizgileri takıma da moral veriyor.
Günü doğru yaşamak:
Türkiye’deki en önemli hatalardan biri alınan yenilgilerin de, önemli galibiyetlerin de etkisinin çok uzun süre yaşanması. Özellikle yabancı oyuncuların ve genç yıldızların kazanılan bazı maçlardan sonra şova yönelik hareketleri, gece yaşamına dalması disiplini bozuyor. Kötü günlerde ise herkes depresif ortamda boğuluyor. En açık örnek Fenerbahçe’nin Yeni Malatya maçı sonra 1 hafta Antalya’ya gidişi ve lige toparlanarak başlaması. Trrabzonsporlu bazı oyuncuların ilk yarı bitmeden ülkelerine gidişi. İşini düşünen futbolcu sayısı çoğaldıkça başarı geliyor, disiplinsizlikler skora yansıyor.
Sakatlıklar:
Son iki yılda kilit oyuncuları sakatlanan takımlar sürekli yarış dışında kaldı. Galatasaray iki yıldır Baros’tan verim alamıyor. Arda uzun süredir ortada yok. Beşiktaş ligin ilk yarısını bir ara 8-9 as oyuncusundan mahrum oynadı. En az sakatlık yaşayan Trabzon ve Bursa puan olarak da avantaj yakaladı. Bu iki takım geçen sezon üç kupayı paylaştılar.
Ligi doğru analiz etmek:
Rijkaard, Schuster, Aragones, Del Bosque gibi teknik adamlara oranla yerli çalıştırıcılar daha gerçekçi futbol oynatıyor. İtalyan-Alman stili arasında bir tarzın oynandığı ligde özellikle savunmaları önde yakalanan takımlar ligde ağır yaralar alıyor.
Duran top organizasyonu:
Çok basit bir kriter gibi duruyor ama çok önemli. Ligin kader maçı F:Bahçe-Trabzon maçında Lugano’nun attığı gol en yakın örnek. Bursa-F.Bbahçe maçında Bursaspor’un geri dönüşü. İki sezonda Ömer Erdoğan, Turgay, Hüseyin, Ozan İpek gibi oyuncularla buldukları çok kritik goller. G.Saray’ın iki yıldır frikikten hiç gol atamamış olması..
Taraftarla bütünleşme:
Kulüp olarak, takım olarak herşeyi doğru yapabilirsiniz. Ama seyircinizi küstürürseniz rakibe karşı kuracağınız baskı kendi üzerinize çevrilir. Bursaspor’un Avrupa hüsranlarından sonra kenetlenmesi. Trabzonspor’un 61. dakika ve kolbastı şovlarıyla oyuncuların motivasyonunu yukarıda tutması bunun örnekleri. Daha ligin başında takıma küsen Galatasaray’la, çalkantılı günler yaşamasına karşın takıma destek kararı alan Fenerbahçe arasındaki puan farkı da doğru ile yanlışı gözler önüne seriyor. 2 yıl öncenin iki kupalı ekibi Beşiktaş’ın her şartta takımın yanında oluşu üç cephede birden var oluşun en önemli nedeni.
Türk oyuncuların etkisi:
Bir takımın başarıya ulaşması için belki de en önemli etken takım içindeki Türk oyuncuların arkadaşlık ve takımdaşlık bağlarının kuvvetli olması gerekiyor. Türk oyuncular kendi köşelerine çekiliyorsa başarı gelmiyor. Ne zamanki sorumluluk alıp elini taşın altına koyan futbolcu sayısı artıyorsa o takım tutulmuyor. İşte Terim’in Galatasaray’ı. İşte Tuncay’ın ateşlediği Fenerbahçe. İşte Denizli dönemindeki Beşiktaş. Ömer Erdoğan ve Ali Tandoğan’ın başını çektiği Bursaspor. Selçuk, Egemen, Serkan gibi özverili oyuncularıyla Trabzonspor.
Camiayla yaşayan hocalar:
Son yıllarda şampiyonluğa giden adımlar hep camiaları iyi tanıyan teknik adamlar tarafından atılıyor. Ertuğrul Sağlam Bursaspor Tesisleri’nde yatıp kalkıyor. Şenol Güneş Kore dönüşü hayatını Trabzonspor’a adadı. Başkan kadar sorumluluk alıyor. Aykut Kocaman çok büyük baskı altında olduğu anlarda bile camiayı iyi bildiği için ayakta kaldı. Şota, Tolunay Kafkas, Mehmet Özdilek, Bülent Uygun yakın geçmişte futbol oynadıkları ligdeki yapıyı iyi özümseyen diğer isimler          
Havuz sistemi ciddi tehdit:
Digitürk’ten gelen paranın iki katına çıkmasının ardından galibiyet başına yaklaşık 700 bin lira verilmeye başlandı. Bu da şampiyonluk yarışındaki takımlar için ciddi tehdit. Eskiden fikstür avantajı diye adlandırılan olgu şimdi gizli rehavet tehlikesine dönüştü. Karşınızdaki rakibi önemsemediğiniz anda puanlar gidiyor. Geçen yılki Fenerbahçe-Diyarbakırspor, bu sezonki Beşiktaş-Kasımpaşa, Trabzonspor-Eskişehirspor, Konyaspor-Bursaspor maçları ilk akla gelenler.
Yazının Devamını Oku

Kilit takım Galatasaray

2 Şubat 2011
Yarıştan kopan Galatasaray, Ziraat Türkiye Kupası’nı düşünüyor ama sarı kırmızılıların en önemli özelliği Fenerbahçe, Trabzonspor ve Kayserispor ile Arena’da, Beşiktaş ile İnönü’de yapacağı maçlar.

ZİRVE yarışı büyük bir heyecanla devam ediyor. Trabzonspor’un iki haftada 5 puan kaybetmesi, Fenerbahçe’nin iki galibiyetle tekrar toparlanması, Bursaspor’un önemli bir virajı kayıpsız dönmesi çok konuşuldu. Yıldızlar topluluğu Beşiktaş’ın son dakikada kaybetmesi, Kayserispor’un da zorlu Karabük deplasmanında iki puan kaybetmesi zirveyi şekillendirdi.
Yarışı etkileyeceklerÜstteki 5 takım şampiyonluk hesapları yaparken yarıştan kopan Galatasaray, Ziraat Türkiye Kupası’nı düşünüyor. Galatasaray’ın en önemli özelliği Fenerbahçe, Trabzonspor ve Kayserispor ile Arena’da, Beşiktaş ile İnönü’de yapacağı maçlar. Bu karşılaşmaların sonucu şampiyonluk yarışını fazlaca etkileyecek.

Avcı’nın öğrencileri de sürpriz yapabilir

Galatasaray gibi zirvedeki takımlara ters gelen bir başka ekip de İstanbul BŞB... Bu hafta Beşiktaş’ı son dakikada attığı golle mağlup eden Abdullah Avcı’nın öğrencileri Fenerbahçe, Trabzonspor ve Bursaspor’la deplasmanda oynayacakları maçlarda alacakları sonuçlarla üst sıralardaki dengeleri bozabilirler.


 

Yazının Devamını Oku

4 puanlık galibiyet

31 Ocak 2011
TARİH 5 Mayıs 1996... Şampiyonluğa dakikalar kala Aykut Kocaman sahneye çıkıyor ve F.Bahçe’ye maçı kazandıran golü atıyor. Tarih 16 Mayıs 2010. Güiza’nın golüyle öne geçen ve şampiyonluk kutlamalarına başlayan Fenerbahçe Burak’ın golüne engel olamıyor. Şenol Güneş önderliğindeki Trabzonspor, Fenerbahçe’den rövanşı hem de unutulmayacak bir geceyle alıyor. Ve dün gece. İki kulübün tarihlerinde çok önemli yere sahip iki teknik adam için bir final daha. Aykut Kocaman tüm planlarını ilk yarıda gol bulup öne geçmek üzerine kurmuş.
Şenol Güneş’in amacının önce beraberlik olduğu belli. Üst üste gelen goller Fenerbahçe’nin moral üstünlüğünü ele almasına yol açtı. Kısa bir şaşkınlık yaşayan Trabzonspor oyun disiplini sayesinde maça ortak oldu. Uzun uzun maçın analizini yapmaya gerek yok. istediklerini yapan taraf Fenerbahçe’yi bu kadar dirençli beklemeyen ise liderdi. Maçın üç puandan da öte bir anlamı vardı sarı lacivertli ekip için. İki farklı skor olası puan eşitliği halinde Fenerbahçe’nin üstte kalmasını sağlayacaktı.
Kimse şaşırmasın
O yüzden yenecek golün bile çok anlamı vardı. Fenerbahçe’nin üç haftadır başka bir çizgiye geldiğini söylüyor ve yazıyorum. Bunda en büyük pay saha içinde özveriyle ve disiplinle savaşan oyuncuların. Fenerbahçe milyonlarca euro harcayan Beşiktaş’a ve Galatasaray’dan kopmuş durumda. Ama bu galibiyet bir rahatlama getirir, diğer rakipler küçümsenirse bu hava hemen dağılır. Trabzonspor maçın başında 7 puan avantajın rahatlığıyla oynamadı. En büyük hataları bu oldu. Sanki kaybederlerse şampiyon olamazlar havasındaydılar. Bu  yenilgiyi getirdi. Bu haftadan sonra yarış geçen yılki halini alırsa kimse şaşırmasın.
Yazının Devamını Oku

Trabzon kazanırsa şampiyon olur!

30 Ocak 2011
FENERBAHÇE-Trabzonspor karşılaşması ligin kader sınavı haline geldi. Trabzonspor kazanırsa şampiyon olur. Bu motivasyonla, 15 maçta farkı kapattırmazlar. Fenerbahçe kazanırsa 5 takım yarışın içine girer, Trabzonspor için çok sıkıntılı bir süreç başlar, Fenerbahçe moral olarak çok öne geçer. Beraberlik diğer takımlara yarar. Bu dev maçın çok sayıda kilit oyuncusu var. Seyircinin etkinliği var.
Bireysel hata yapma olasılıkları var. Fenerbahçe’nin ilk yarıları iyi oynayıp ikinci yarılarda durması var. Trabzonspor’un tam tersi oyunun bütününü daha iyi oynaması var. Geçen sezon bu statta kaçan şampiyonluğun rövanşının oynanması var.
Fenerbahçe önemli bir kadroya sahip. Buna karşın Alex, Emre, Niang, Mehmet gibi çok kazanan ve maç çevirecek kapasitedeki yıldızların artık sahneye çıkma zamanı. Aykut Kocaman’ın önemli bir maçı üst düzey taktik beceriyle kazanma zamanı. Ve en önemlisi Türkiye Ligleri’nde yedek kalması lüks olan Dia’nın ortaya çıkma vakti.
Trabzonspor’un son 7 büyük maçının tamamını seyrettim. Son Beşiktaş maçı hariç hepsinde çok iyiydiler. O karşılaşmada da eksik kadroyla oynadılar.
Kadıköy’de başlangıcı nasıl yapacakları çok önemli. En büyük kozları Şenol Güneş ve Selçuk İnan. Eğer oynarsa Engin Baytar, Fenerbahçe savunmasını tek başına dağıtabilir. Sonradan oyuna girerse takımı için büyük güç olur. Herkesin kafasında farklı isimler olabilir. Ama bu maçın iki kilit oyuncusu Dia ve Engin Baytar. Yedek kalsalar da onbir başlasalar da.
Onur’un performansı önemli
- Fenerbahçe başlama düdüğüyle, seyircisinin de desteğiyle baskı uygulamak
zorunda. Beşiktaş’ın son maçlarını nasıl kazandığı iyi ders olmalı. Yorgunluk başlarsa Trabzon kontrolü ele alır. Özellikle ilk yarı Alex’in kullanacağı duran toplarda Lugano çok etkin olur.
Kocaman sağ kanadı iyi kullanıyor ama sol kanadı bir türlü geliştiremedi. O bölgeye Mehmet Topuz yerleşebilir. Zaaf azalır. Özer ya da Dia sağda Gökhan’ın önünde daha ofansif oynar.Trabzonspor’un kazanması için savunma kurgusu ve Onur’un performansı çok önemli. Ve tabii soğukkanlı kalabilmeleri. Çünkü bu maç onlar için koca bir sezonun finali değil. Tam 27 yılın finali olacak!
Yazının Devamını Oku