Hakem hataları: Hakemlerimiz gelişme içinde. Artık hepsi vicdan sahibi. Ancak standart tutturma konusunda çok eksikleri var. Özellikle kart isteyen veya topa vuran futbolcuya gösterdikleri kartları arkadan atılan tekmelerde esirgiyorlar. Ligin ilk yarısında yıldız oyuncu kıyımını adeta seyrettiler. Anti futbola dirençsiz şampiyonluk adayları sürpriz puanlar kaybettiler. İş bitiren yabancılar: Şampiyonluk yolunda transfer edilen yabancının skora katkısı çok önemli. Jaja’nın performansı, Batalla’nın iki sezonluk formu, Alex’in kritik anlarda gelen gol ve asistleri, Niang’ın sahne alışı ilk akla gelenler. Olmazsa olmaz, iyi kaleci: Bir takım çok iyi de oynasa kalecisinin hataları yüzünden yarıştan kopabiliyor. Üç sezondur Galatasaray’ın yaşadığı bunalım, bu sezon sürekli kaleci değiştiren Beşiktaş’ın yarışta geride kalışı bu sıkıntının açık örneği. Volkan, Onur ve Ivankov’un az sayıda basit hata yapışları ve istikrarlı çizgileri takıma da moral veriyor. Günü doğru yaşamak: Türkiye’deki en önemli hatalardan biri alınan yenilgilerin de, önemli galibiyetlerin de etkisinin çok uzun süre yaşanması. Özellikle yabancı oyuncuların ve genç yıldızların kazanılan bazı maçlardan sonra şova yönelik hareketleri, gece yaşamına dalması disiplini bozuyor. Kötü günlerde ise herkes depresif ortamda boğuluyor. En açık örnek Fenerbahçe’nin Yeni Malatya maçı sonra 1 hafta Antalya’ya gidişi ve lige toparlanarak başlaması. Trrabzonsporlu bazı oyuncuların ilk yarı bitmeden ülkelerine gidişi. İşini düşünen futbolcu sayısı çoğaldıkça başarı geliyor, disiplinsizlikler skora yansıyor. Sakatlıklar: Son iki yılda kilit oyuncuları sakatlanan takımlar sürekli yarış dışında kaldı. Galatasaray iki yıldır Baros’tan verim alamıyor. Arda uzun süredir ortada yok. Beşiktaş ligin ilk yarısını bir ara 8-9 as oyuncusundan mahrum oynadı. En az sakatlık yaşayan Trabzon ve Bursa puan olarak da avantaj yakaladı. Bu iki takım geçen sezon üç kupayı paylaştılar. Ligi doğru analiz etmek: Rijkaard, Schuster, Aragones, Del Bosque gibi teknik adamlara oranla yerli çalıştırıcılar daha gerçekçi futbol oynatıyor. İtalyan-Alman stili arasında bir tarzın oynandığı ligde özellikle savunmaları önde yakalanan takımlar ligde ağır yaralar alıyor. Duran top organizasyonu: Çok basit bir kriter gibi duruyor ama çok önemli. Ligin kader maçı F:Bahçe-Trabzon maçında Lugano’nun attığı gol en yakın örnek. Bursa-F.Bbahçe maçında Bursaspor’un geri dönüşü. İki sezonda Ömer Erdoğan, Turgay, Hüseyin, Ozan İpek gibi oyuncularla buldukları çok kritik goller. G.Saray’ın iki yıldır frikikten hiç gol atamamış olması.. Taraftarla bütünleşme: Kulüp olarak, takım olarak herşeyi doğru yapabilirsiniz. Ama seyircinizi küstürürseniz rakibe karşı kuracağınız baskı kendi üzerinize çevrilir. Bursaspor’un Avrupa hüsranlarından sonra kenetlenmesi. Trabzonspor’un 61. dakika ve kolbastı şovlarıyla oyuncuların motivasyonunu yukarıda tutması bunun örnekleri. Daha ligin başında takıma küsen Galatasaray’la, çalkantılı günler yaşamasına karşın takıma destek kararı alan Fenerbahçe arasındaki puan farkı da doğru ile yanlışı gözler önüne seriyor. 2 yıl öncenin iki kupalı ekibi Beşiktaş’ın her şartta takımın yanında oluşu üç cephede birden var oluşun en önemli nedeni. Türk oyuncuların etkisi: Bir takımın başarıya ulaşması için belki de en önemli etken takım içindeki Türk oyuncuların arkadaşlık ve takımdaşlık bağlarının kuvvetli olması gerekiyor. Türk oyuncular kendi köşelerine çekiliyorsa başarı gelmiyor. Ne zamanki sorumluluk alıp elini taşın altına koyan futbolcu sayısı artıyorsa o takım tutulmuyor. İşte Terim’in Galatasaray’ı. İşte Tuncay’ın ateşlediği Fenerbahçe. İşte Denizli dönemindeki Beşiktaş. Ömer Erdoğan ve Ali Tandoğan’ın başını çektiği Bursaspor. Selçuk, Egemen, Serkan gibi özverili oyuncularıyla Trabzonspor. Camiayla yaşayan hocalar: Son yıllarda şampiyonluğa giden adımlar hep camiaları iyi tanıyan teknik adamlar tarafından atılıyor. Ertuğrul Sağlam Bursaspor Tesisleri’nde yatıp kalkıyor. Şenol Güneş Kore dönüşü hayatını Trabzonspor’a adadı. Başkan kadar sorumluluk alıyor. Aykut Kocaman çok büyük baskı altında olduğu anlarda bile camiayı iyi bildiği için ayakta kaldı. Şota, Tolunay Kafkas, Mehmet Özdilek, Bülent Uygun yakın geçmişte futbol oynadıkları ligdeki yapıyı iyi özümseyen diğer isimler          Havuz sistemi ciddi tehdit: Digitürk’ten gelen paranın iki katına çıkmasının ardından galibiyet başına yaklaşık 700 bin lira verilmeye başlandı. Bu da şampiyonluk yarışındaki takımlar için ciddi tehdit. Eskiden fikstür avantajı diye adlandırılan olgu şimdi gizli rehavet tehlikesine dönüştü. Karşınızdaki rakibi önemsemediğiniz anda puanlar gidiyor. Geçen yılki Fenerbahçe-Diyarbakırspor, bu sezonki Beşiktaş-Kasımpaşa, Trabzonspor-Eskişehirspor, Konyaspor-Bursaspor maçları ilk akla gelenler.