Neredeyse bütün Irak ve Suriye duaları kabul olur. Ama biri hariç; Esad’ın akıbeti.
Erdoğan-Trump uyumu hakkında en iyimser konuşan bile bu konuda temkinli.
Trump’ın basın özgürlüğü ve demokrasi standartları gibi konularda Ankara’yı sıkıştırmayacağı ortada. Selefinden farklı olarak umursamayacaktır.
Ama
Odabaşı Paris’e gitti ama temelli değil. Duyguları yatışınca vatan hasreti ağır bastı ve geri döndü.
Şimdi gözler Trump kazanırsa ABD’yi terk edeceğini söyleyen Hollywood şöhretlerinde, Clinton’a angaje olan pop starlarda.
Trump nefretiyle dolup taştılar, aleyhine çalıştılar, ileri laflar ettiler...
Ne yapacaklar?
HDP’lilerin tutuklanması ve Cumhuriyet gazetesine operasyon üzerine bildirge yayınlamışlardı.
İşte CHP’nin o bildirgesinde geçiyor...
‘Halkın demokratik direnme hakkı’ndan söz ediliyor.
Ne anlama geliyor bu, nasıl direnecek halk?
Eş genel başkanlarının tutuklanmasına rağmen Meclis’te kalacaklar, böylece halktan aldıkları emanete sonuna kadar sahip çıkacaklarmış.
Demirtaş da tutuklandıktan sonra avukatı aracılığıyla kamuoyuna seslendi. “İrademizi kıramayacaksınız, sonuna kadar direneceğiz” diyor.
Yarın Kandil’den aksi yönde bir işaret gelirse yine kalırlar mı, kalabilirler mi Meclis’te?
En iyimser tahminle son derece şüpheli.
Dizginlerini eline alamadı...
Dağdakilerin vesayetinden kurtulamadı... Kandil’den özerkleşemedi...
Terör örgütüne karşı özyönetimini ilan edemedi...
Sandıkta aldığı oylara sahip çıkamadı...
Kılıçdaroğlu’na kızgınlık büyüyor, yeterince kızmıyor diye.
Yumruğunu sıksın, bağırıp çağırsın, gök kubbeyi başa indirsin isteniyor.
Dün Sözcü’de Bekir Coşkun patladı.
Önüne kurşun attılar, yardımcısına kurşun sıktılar, çelengini yırtıp attılar, heyetini 29 Ekim’de törenden uzaklaştırdılar, o yine kızmadı diyor. Cumhuriyet’e operasyon yaptılar...
İdam cezasının geri getirilmesine destek veriyor MHP lideri.
AK Parti’ye ‘Lafı uzatmayın, getirecekseniz getirin çıkaralım’ diyor.
Herhalde ‘İdamı en çok kim için isterdiniz’ diye sorulsa... İdama karşı olanlardan bile ‘çocuk istismarcıları için’ cevabını alırdınız.
O yüzden hatırladım olayı.
CHP, birinci Meclis binasından Anıtkabir’e yürüdü.
30 Kasım’a kadar Ankara’da bütün gösteri ve yürüyüşler yasaklanmış olmasına rağmen...
‘Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü’ne hiçbir engelleme yapılmadı, korteje müdahale edilmedi.
***