Üç şey söylüyor.
Bir: “Tek başına iktidarken niçin seçime gidiyorsun? İçlerindeki ByLock’çuları elemek için...”
İki: “Kendi içlerinde de ciddi sorunlar var. FETÖ’cü olan, olmayan var...”
Üç:
‘Bu gerçek mi’ diye gözlerinizi ovuşturup tekrar tekrar okuyorsunuz.
FETÖ darbe girişimi soruşturmasının bazı sanıkları, ettikleri yemin yüzünden bildiklerini anlatamıyormuş. Örgüte girerken ettikleri yemini bozarlarsa çarpılacaklarına inanıyor, lanetlenmekten korkuyorlarmış.
Bazı başsavcılıklar da bunun üzerine Diyanet’in fetva makamı Din İşleri Yüksek Kurulu’ndan görüş sormuş.
Haber bu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan defalarca altını çizdi...
Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, ne olur ne olmaz diye önceki gün bir kez daha söyledi.
Teklif, üniter başkanlık şeklinde olacak. Federe bir başkanlık modelinde değil.
Fakat üniter yapı içinde de aşırı merkezileşmeyi önlemek mümkün.
Sahte mi, gerçek mi olduğu ayırt edilemeyen silahlanma çağrılarını ben de ciddiye almadım, yalan yok.
Sosyal medya üzerinden kampanyalar yürütülüyor, güya reisçilik adına ‘ölürüz, öldürürüz’ naraları atılıyor.
Askere ve polise karşı güvensizlik pompalayan bir cayırtıdır gidiyor.
‘İş başa düştü, tedbirinizi alın’ cayırtısı...
En kolay satın alınan senaryo buydu.
Güya teşkilatları dağınıktı, MHP iç kargaşa yüzünden seçime hazır değildi. Üstelik anketlerde de baraj sınırında görünüyordu.
AK Parti’nin erken genel seçim planladığını görünce derhal başkanlık kartını masaya sürdü.
Bahçeli
Denizli Emniyet Müdürlüğü açıkladı. FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alınan bir BTK çalışanının evinden ayakkabı kutusu ve valiz içinde paralar çıkmış.
Gösterdiği şeye gelince...
FETÖ’nün en sinsi özelliği, kendi karanlık yöntemlerini, kimi hedefe koyduysa ona mal etmesiydi.
Son olayla bunu doğrulayan bir örnek daha ortaya çıkmış oldu.
Bahçeli şöyle dedi:
“İlke ve hassasiyetlerimizi gözetmesi halinde sağlıklı ve makul bir neticenin alınacağına yürekten inanıyorum.”
Düz dinlediğinizde muğlak. Kabul oyu vereceğiz demiyor. Vermeyeceğiz de demiyor. Ortada bırakıyor gibi...
Ama aslında ne dediğini hepimiz anlıyoruz.
FETÖ mü... Gündemden eksilmeyen yeni darbe girişimi şayiaları mı...
PKK terörü mü...
Irak’tan İran marifetiyle ayağımızın kesilmesi mi... Musul harekâtından dışlanmak istenmemiz mi...
ABD’nin altımızı oymasından kuşkulanmamız... Stratejik müttefikimizi PYD’ye destekten vazgeçiremeyişimiz mi...