Asgari ücret artışı; ‘vergi istisnası’ gibi bordro kalemlerini kendiliğinden artırdığından, temmuz sonrası ‘tüm çalışanlar için’ bordrolarda otomatik değişiklikler zaten olacak. Dolayısıyla net 5 bin 500 liradan daha yüksek ücret alan çalışanların bordrolarında yeni asgari ücrete bağlı değişikliklerin nasıl olacağı kritik öneme sahip.
VERGİ İSTİSNASI ARTIYOR
İlk olarak gelir vergisi (GV) ve damga vergisi (DV) istisnalarındaki değişimden (artıştan) bahsedelim. Asgari ücretlinin tüm maaşı için yararlandığı vergi istisnasından, daha yüksek ücretliler de ‘asgari ücretlinin yararlandığı tutar kadar’ yararlanabiliyor. Asgari ücretlinin brüt ücreti arttığına göre diğer yüksek ücretlilerin yararlanacağı vergi istisnası da kendiliğinden artacak ve vergileri de daha az hesaplanacak. Bordroda daha az hesaplanan vergi, otomatik olarak net maaş tutarını da artıracak. İlk altı ayda geçerli asgari ücrete göre temmuz ayında normalde 638 lira GV uygulanabilecekken, asgari ücret artışı sonrası tüm çalışanların yararlanabileceği temmuz ayı GV istisnası 825 liraya yükseldi. Damga vergisi istisnası da; tüm çalışanlar için ilk altı ayda 37.98 lira olarak uygulanmışken, ikinci altı ayda 49.11 lira olarak uygulanacak.
Önceki yazımda; üç farklı ‘brüt ücret’ (10 bin, 15 bin ve 20 bin TL) örneği üzerinden asgari ücret artışının etkilerini ayrıntılı incelemiştik: Her üç örnekte de; ikinci altı ayda brüt ücret değişmese de, net maaşların altı ay boyunca kendiliğinden (vergi istisnalarındaki artıştan kaynaklı toplamda 1.563,15 TL) nasıl arttığını tablolar üzerinden açıklamıştık.
Asgari ücret Resmi Gazete’de brüt ve bir günlük olarak 215,70 lira olarak yayımlandı. Aylık brüt ücretin (6 bin 471 lira) üzerinden sigorta primleri (970,65 lira) kesilmesinden sonra net ücret 5 bin 500 lira olarak hesaplanıyor. Böylece ocak ayına göre net yüzde 30 artış yapılmış oldu. İkinci yarıyıl için asgari ücretli çalışan için işverenin katlanacağı toplam maliyet ise aylık 7.603,43 TL olacak. Bu maliyet üzerinden işverene 100 liralık devlet destek verileceği de açıklandı.
VERGİ KESİLMİYOR
Asgari ücretlinin bordrosundan artık gelir vergisi (GV) ve damga vergisi (DV) kesilmiyor, brüt ücretten yalnızca sigorta primleri (SGK primi ve işsizlik sigortası primi) kesildikten sonra, maaş vergisiz olarak çalışanın hesabına yatıyor. Asgari ücretlinin tüm maaşı için yararlandığı vergi istisnasından, daha yüksek ücretliler de ‘asgari ücretlinin yararlandığı tutar kadar” yararlanabiliyor. Dolayısıyla asgari ücretlinin brüt ücreti arttığına göre diğer yüksek ücretlilerin yararlanacağı vergi istisnası da artacak, vergileri daha az hesaplanacak. Daha az vergi hesaplanınca otomatik olarak daha çok net maaş hesaplanacak. Tablo 1’den de görülecektir: Eski asgari ücrete göre temmuz ayında normalde 638 lira GV istisnası uygulanabilecekken, asgari ücret artışı sonrası tüm çalışanların yararlanabileceği temmuz ayı GV istisnası 825 liraya yükseldi. Temmuzdan aralık ayına kadar vergi istisnalarındaki artışın toplam tutarı 1.563,15 TL’ye denk gelmekte. Altı ay boyunca uygulanacak istisnaların (GV ve DV) tutarları ikinci yarıyılın tüm ayları için tabloda yer almakta.
MAAŞLAR KENDİLİĞİNDEN NASIL ARTACAK?
‘Brüt 10 bin’, ‘Brüt 15 bin’ ve ‘Brüt 20 bin’ liralık ücret örnekleri üzerinden çalışanların maaşlarının ‘vergi istisnasından kaynaklı ne kadar artacağını’ inceledik. İkinci altı ayda yalnızca asgari ücret artışından (vergi istisnasından) kaynaklanan avantaj (net maaş artışı) aylar itibariyle tablolardan görülebilir. Tabi ki ikinci altı ay için çalışanın brüt ücreti işvereni tarafından artırıldığında, net maaş kendiliğinden (vergi avantajı dışı nedenlerden) zaten artacaktır. Aşağıdaki tablolarda yalnızca vergi avantajından (GV ve DV istisna tutarının artmasından) kaynaklanan artış görülebilir.
10 gün önce yayımlanan yönetmelikle günübirlik kiralama yapanlara her an ulaşılabilecek ‘işletici bulundurma zorunluluğu da’ geldi. (Kimlik Bildirme Kanununun Uygulanması ile İlgili Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 17 Haziran 2022 Tarihli Resmi Gazete) Yeni düzenlemeyle; bildirimler sorumlu işleticiler tarafından, belirlenen süre içerisinde genel kolluk kuvvetlerinin bilgisayar terminallerine bağlanılarak elektronik ortamda da yapılabilecek. İçişleri Bakanlığı’nın yönetmeliği tabi ki daha çok asayiş ve terör risklerini önlemeye yönelik olarak yayımlanmış. Ancak bu yönetmelik aynı zamanda Maliye’nin kayıt dışı ile mücadelesine de hizmet ediyor.
VERGİSEL ÖDEV ARTIYOR
Saatlik, günlük, haftalık gibi kısa süreli konut kiralamalarının vergisel yönü de var. Günübirlik kiralamalardan elde edilen gelirlerin Maliye’ye de beyan edilmesi gerekiyor. Ve bu beyan sırasında mülk sahipleri bir yanılgıya da düşebiliyor. Günübirlik kiralamaların da; (diğer konut kira gelirleri gibi) yılda bir kez mart ayında “gayrimenkul sermaye iradı” (GMSİ) olarak beyan edilmesiyle vergi ödevinin yerine getirildiği düşünülebiliyor.
Hâlbuki gündelik kiralamalar; Maliye tarafından GMSİ (kira geliri) olarak kabul edilmiyor, “ticari kazanç” olarak kabul ediliyor. Ticari kazanç kabul edilince de bu kez; gelir elde edenin vergisel ödevleri, kira geliri elde edenlerin vergisel ödevlerine göre çok daha fazla artıyor. Konut kira gelirlerinde kural belli: Yıllık 9 bin 500 lirayı (2022 gelirleri için) aşan konut kira gelirlerinin ertesi yıl mart ayında beyan edilmesi ile (mart ve temmuz ayındaki iki taksitinin de ödenmesiyle) tüm vergisel ödevler yerine getirilmiş oluyor. Ticari kazanç elde edenlerin vergisel ödevleri ise yılda bir kez gelir vergisi beyannamesi vermekle sınırlı değil. Yıl içinde de vergi beyanı gerekiyor. Daha da önemlisi defter tutma yükümlülüğü ve hatta müşterilerden yapılacak tahsilatlarda yazarkasa (ödeme kaydedici cihaz) kullanma zorunluluğu da doğabilmekte.
NEDEN TİCARİ KAZANÇ SAYILIYOR?
Maliye; saatlik, günlük, haftalık gibi kısa süreli kiralamalar için bir organizasyon gerektiğini belirtiyor. Ayrıca; “Uzun süreli kiralamaya göre daha fazla gelir elde edildiği, süreklilik arz edecek şekilde her kiracı ayrıldığında tekrar kullanıma hazır tutulduğu” yaklaşımıyla diğer kira gelirlerinden ayırıp “ticari kazanç” olarak görülüyor. (Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı, 13 Eylül 2012 tarih ve 928 sayılı Özelge)
YAZLIKTA VERGİ CEZASI RİSKİ
Yazlık konutların kiralanmasında da benzer tereddüt yaşanabiliyor. Nitekim bir vatandaş Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’na başvurarak tereddüdünü gidermiş. Ve yazlığından elde ettiği kira gelirinin ”ticari kazanç” kapsamında olmadığını da öğrenmiş. Ancak bu mülk sahibine yazlığını bir yıl içerisinde yalnızca bir defaya mahsus kiralama yaptığı için “ticari kazanç” kapsamına girmediği söylenmiş. Bu sayede defter tutma, yıl içinde de beyanname verme gibi ağır yükümlülükler altına girmekten kurtulmuş. Yılda bir kez GMSİ (kira geliri) vergi beyanı vermesi yeterli görülmüş. Maliye açıklamasında özet olarak “mülkiyeti tarafınıza ait olan gayrimenkulün, yaz sezonunda 4 ya da 5 aylık zaman bölümünde kiraya verilmesi (bir yıl içerisinde sadece bir defaya mahsus olmak kaydıyla) durumunda, elde edeceğiniz gelirin gayrimenkul sermaye iradı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir” denilmiş. (19 Temmuz 2019 tarih ve 244204 sayılı özelge)
Avukatlar, mali müşavirler gibi serbest meslek faaliyeti yürütenler de sürekli müvekkilleriyle, müşteriyle ve işleri gereği ilgili kamu kurumlarıyla direkt temas halindeler. Bu meslekler yürütülürken meslek mensupları; takım elbise, ceket, pantolon, etek vb. kıyafetleri için ekstra harcama da yaparlar. Gelir elde ettikleri mesleki faaliyetlerini yaparlarken giyim harcamaları yapmaları da kaçınılmazdır aslında...
Kaçınılmaz olarak yapılan bu giyim masraflarının vergisel yönü de var tabi ki. Doktor, avukat, mali müşavir, mimar gibi meslek mensupları yaptıkları bu giyim masraflarını, gelirlerinden düşemiyorlar. Maliye’nin açıklamalarında, giyim harcamalarının gider yazılamama nedeni olarak “giyim eşyalarının faaliyetin yürütülmesine mahsus görülmemesi” ve “giyim eşyalarının iş dışında özel hayatta da kullanılmaya elverişli olarak görülmesi.” (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, 23 Ekim 2013 tarih ve 1692 sayılı özelge) Günlük hayatta; iş dışında takım elbise, gömlek, etek, kravat kullanımının her geçen gün daha da azaldığı görülüyor aslında. Artık takım elbise, gömlek, kravat neredeyse yalnızca iş amaçlı kullanılır hale geldi. Dolayısıyla doktorun, avukatın, mali müşavirin, mimarın giyim harcamalarının gider yazılamayacağı yönündeki görüşün yeniden gözden geçirilmesinde yarar var.
ŞİRKET DESTEKLERİ
İşletmeler de çalışanlarının kullanması için kıyafet tedarik edip giyim harcaması yapabiliyor. İş güvenliği gereği zorunlu giyim harcamaları yapılabildiği gibi, müşteriyle temas kuran çalışanların temsil kabiliyetini artırabilmek için de giyim harcaması yapılabiliyor. Vergisel yönden bu harcamaların gider yazılıp yazılamayacağında bakılan kriterler ise “giyim eşyasının işin icabı olarak verilmiş olması”, “işte giyilen bir giyim eşyası olması”, “demirbaş niteliğinde bulunan bir giyim eşyası olması” ve “personelin işten ayrılması halinde giyim eşyasının geri alınması”. (Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı, 18 Mayıs 2022 tarih ve 8400 sayılı özelge) Eğer çalışana kriterlere uygun iş amaçlı olarak sonradan geri alınabilir bir kıyafet verilmişse bu kıyafetin alış faturasındaki tutar, gider/maliyet yazılabiliyor. Alış faturasındaki KDV’si de harcamayı yapan işletme tarafından indirim olarak dikkate alınabiliyor.
Eğer çalışana verilen kıyafet; belirtilen kriterlerin dışında (demirbaş niteliğinde değilse vb.) ise ücret olarak değerlendiriliyor. Ücret olarak değerlendirilmesi demek, ilave (ücret) gelir vergisinin de hesaplanıp Maliye’ye ödenmesini gerektiriyor. Ücret olarak değerlendirilip ilave vergisinin hesaplanması sonrası giyim harcamaları ancak gider yazılabiliyor.
EVDEN ÇALIŞMAYA DEVAM EDENLER
Şimdiden ikinci altı ay için iyileştirme yapacağını açıklayan işletmeler de oldu. Birçok işletme ise ücret iyileştirmesi için ‘asgari ücrette yapılacak artışı’ bekliyor. İkinci altı aya ilişkin açıklanacak yeni asgari ücret, yüksek ücretlilere yapılacak iyileştirme için de gösterge olacaktır. Asgari ücret artışının resmen yapılıp yapılmayacağı konusunda ise taraflar kararlı... İşçi, işveren ve hükümet... Tüm taraflar ilk altı aylık enflasyonun yarattığı tahribatı azaltmak için asgari ücrete artış gerektiğini belirtiyorlar.
Yukarıdaki tabloda 4 farklı olası asgari ücret için; ‘net ücret’, ‘brüt ücret’ ve ‘işveren maliyeti’ kalemleri görülebilir.
ÖRNEK HESAPLAMA
İkinci yarıyıl için yeni belirlenecek asgari ücret yalnızca asgari ücretli çalışanları değil tüm çalışanları da etkileyecek bu arada… İşverenler için de ücret maliyetleri değişecektir. İkinci yarıyıl için asgari ücret kesinleşince tüm çalışanlar ve işverenler açısından etkilerini ayrıca ele alacağız. Ancak şimdiden, ikinci yarıyıl asgari ücretini “net 5 bin lira” varsayarak bu örnek üzerinden ücret bordrolarına etkilerini inceledik. (Aylık net 4 bin 253 liradan, 747 lira artışla, net 5 bin liralık asgari ücretin etkisi)
VERGİ İSTİSNASI
Önce; ocak ayından itibaren yeni uygulamaya giren ‘vergi istisnasını’ hatırlayalım. Malum; yılbaşından itibaren asgari ücretlinin maaşından artık ne gelir vergisi kesiliyor ne de damga vergisi kesiliyor. Brüt asgari ücret (5.004 TL) üzerinden artık yalnızca sigorta primleri (751 TL) kesiliyor. Böylece asgari ücretli çalışana her ay net 4 bin 253 lira ödeniyor. Asgari ücretli çalışanlar için vergi istisnaları (676 TL) olmasaydı, net maaş bu vergi istisnaları kadar daha düşük olacaktı. Gelir Vergisi Kanunu’nda (Md. 23) ve Damga Vergisi Kanunu’nda (Ekli 2 sayılı tablo) yapılan değişikliklerle, asgari ücretlinin yararlandığı istisna tutarı aynı zamanda “yüksek ücretli çalışanların hesaplanan vergilerinden de düşülüyor”.
Dolayısıyla yüksek ücretliler de, bu istisna (676 TL) kadar daha fazla net maaş elde ediyorlar. Asgari ücretliye hali hazırda aylık net 4 bin 253 lira ödeniyor. Net asgari ücret temmuzdan itibaren ‘aylık beş bin liraya’ yükseltildiğinde, işveren açısından aylık işveren maliyeti de aylık 1.032 lira daha artacak. (Aylık 5 bin 880 liradan, 6 bin 912 liraya…) Maliyet artışının; 747 lirası net ücret artışından, 285 lirası sigorta primlerinden kaynaklanacak. (SGK primini düzenli ödeyenlere sağlanan 5 puanlık indirim de dikkate alındığında…) Çalışanlar; mevcut asgari ücrete göre kalan altı ayda toplam 25 bin 520 lira net maaş alabilecekken, ‘aylık beş bin liraya’ yükseltildiği varsayıldığında ise kalan altı ayda 30 bin lira net maaş elde edecekler. Asgari ücret değişikliğinin çalışana altı aylık net getirisi toplam 4 bin 480 lira olacak.
ASGARİ ÜCRET DEĞİŞİKLİĞİNİN ETKİLERİ
İlk başta 2021 yıl sonuna uzatıldı, sonradan da başvuru tarihi 30 Haziran 2022’ye uzatıldı. Bildirim için süre 30 Haziran’da dolsa da (yurtdışı varlıkların) ülkeye getirilmesi için “bankalara bildirilen” döviz, altın, menkul kıymet vb. varlıklar üç ay içinde ülkeye getirilebiliyor. (Gelir Vergisi Kanunu- GVK- Geçici Md. 93) Türkiye’deki banka veya aracı kuruma varlıklarını bildiren ve ardından ülkeye getiren kişiler (veya şirketler) varlıkları serbestçe tasarruf hakkı da elde ediyor.
Yurtiçi varlıklar için bildirimin “vergi dairesine” yapılması gerekiyor. Yurtiçi varlıklar arasında “gayrimenkuller de” var. Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin sahip olduğu ancak yasal defterlerinde görünmeyen para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları varlık barışı ile güvenceye kavuşuyor. Önceki varlık barışı uygulamalarından farklı olarak bu kez barıştan yararlananlardan vergi de istenmiyor. Yurt içi ve yurt dışı varlıklar için barışın koşullarının ayrıntıları da şöyle…
YURTDIŞI VARLIKLAR
Moto kuryeler aracılığıyla sipariş tesliminin başladığı ilk yıllarda kuryeler, işletmelerin bordrolarında kayıtlı ‘çalışan’ olarak yer alıyordu. Pandemiyle beraber internetten siparişlerin daha da artmasıyla, moto kuryeler artık daha çok kendi işinin patronu oldular. Kendi adlarına müşterilere ürün teslimatı yapıyorlar. Teslim ettikleri ürün karşılığı bizzat kendi faturalarını (siparişi alan şirketlere) kesiyorlar. İnternetten sipariş alan şirketlerin ürün sevkiyatçısı (tedarikçisi) oldular.
KENDİLERİ ÜSTLENDİ
Moto kuryeler kendi işlerinin patronu olmasıyla, bordrolu iken iş yasasına tabi çalışmanın sağladığı kıdem ve ihbar tazminatı gibi haklarından da tabiatıyla mahrum kaldılar. Bordrolu çalışan moto kuryeye göre, daha çok gelir elde etme imkanı nedeniyle işçi olmanın haklarından vazgeçmiş oldular. Patron olunca aynı zamanda daha önce üstlenmedikleri riskleri, ödevleri de yüklenmiş oldular aynı zamanda... Üzerinde kilometre yaptıkları motorsikletlerin tekrarlayan akaryakıt ve bakım masraflarını da artık kendileri üstlendiler, bizzat vergi mükellefi de oldular, beyanname verip vergi de ödüyorlar, sigorta (bağ kur) primi de ödüyorlar.
AVANTAJLARI VAR