Yıl boyunca; elde ettikleri gelirleri ve yaptıkları giderlerini, beyanname üzerine titizlikle yazmaları gerekiyor. Beyannamenin dip satırlarında hesaplanan gelir vergisi çıkmasa dahi en azından (tüm beyanname verenlerin) damga vergisi (2022 için 132,30 lira) ödemeleri gerekiyor. İlave sorumluluk yükleyen beyanname verme işleminin vatandaşa sağladığı avantajlar da var. Yeni eğitim ve öğretim yılının da başlıyor olmasından; bugün (beyanname veren) öğrenci velilerine tanınan avantajlardan bahsediyoruz... Beyanname veren veliler; çocuklarının okul masraflarını, beyannamelerinin ‘indirimler’ satırına yazarak daha az vergi ödeyebilirler. Veya ‘vergi iadesi alma’ imkânına da kavuşabilirler. Beyanname verme zorunluluğu olmayan veliler ise bu avantajdan yararlanamıyor.
İŞTE KRİTELER
Pek tabi bu vergi avantajından yararlanmak isteyen veliler, hangi eğitim masraflarının, hangi kriterler çerçevesinde beyannamelerinde indirim konusu olabileceğini merak ediyor. Kritik konuları sırasıyla ele alıyoruz...
* Çocukların yaşı: Mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (evlatlar, nafaka verilenler, anne veya babasını kaybetmiş torunlar) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocuklar için yapılan masraflar indirim konusu yapılabiliyor.
* Okul servisleri: Velilerin; çocuklarının evden okula gidiş gelişi için servis şirketine ödediği paralar, gelir vergisi beyannamesinde gelirden düşülebilir, indirim olarak dikkate alınabilir.
* Okul forma ve ayakkabı masrafları: Okul forma ve ayakkabı harcamalarının, okulda öğrencilerine kullanımı zorunlu kılınmış ihtiyaç kalemleri arasında olduğunun, ilgili kurumdan alınan belge ile ispatlanabilir olması durumunda, yıllık gelir vergisi beyannamesinde indirim olarak dikkate alınabiliyor.
* Kitap ve kırtasiye masrafları: Kitap ve kırtasiye için yapılan harcamalar da vergi hesabında indirim olarak dikkate alınabiliyor.
* Yemek masrafları:
Şirketler; alım satımını vergi mükellefi olarak yapıyor, resmi kayıtlarında gösteriyor ve kazancı üzerinden vergisini de ödüyor. Coinleri satan, vergi mükellefi de olmayan sade vatandaş olduğunda ise soru işaretleri oluşuyor: Bu coinleri şirketlere satan vatandaşların bizzat bir vergisel bir yükümlülüğü var mı? Şirketler açısından ise; “Coin satın aldığı kişi vergi mükellefi değilse bu coin alımını nasıl belgeleyecek?” Maliye bu konulara açıklık getirdi... Önce coinlerin şirkete hangi belge ile alınacağını açıklayalım: Coinleri satan kişinin mükellefiyet durumu önemli... Eğer satan kişi ticari kazanç sağlama amacıyla ve devamlılık arz etmeyecek şekilde bu satışı yapıyorsa; coin satın alan şirket, kendisi ‘gider pusulası’ düzenleyerek bu işlemi kayıtlarına alabilir. Coin satan alan şirketin; yaptığı ödemelerden (Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesi kapsamında) stopaj yapma yükümlülüğü de bulunmuyor.
VATANDAŞ AÇISINDAN
Eğer oyun parası satan kişi ticari bir organizasyon dahilinde devamlı suretle bu coinlerin satışını yapıyorsa, bu kez vatandaş ticari kazanç elde etmiş sayılacağından, şirkete yapılan coin satışı için fatura düzenlenmesi gerekecek. (Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı, 17 Haziran 2022 tarih ve 281844 sayılı özelge) Coin satışını kazanç sağlama amacıyla ve devamlılık arz etmeyecek şekilde yapan kişinin kazancı ‘arızi kazanç’ sayılıyor. Bir takvim yılında elde edilen arızi kazançlar toplamının (2022 yılı için) 58 bin liralık kısmı da gelir vergisinden istisna. Arızi kazanç olarak elde edilen ve istisna sınırını (58 bin lira) aşan kazançların, yıllık beyanname ile ertesi yıl (2023) mart ayında beyan edilmesi, vergisinin ödenmesi gerekiyor.
DİJİTAL PARALARIN MİRASÇILARA GEÇİŞİ
Dijital paraların el değiştirmesi yalnız kazanç elde edenler için değil, bu varlıkları miras yoluyla elde edenler için de soru işareti oluşturuyor... Eğer bu varlıklar yurt içinde resmen faaliyet gösteren, temsilcisi bulunan şirketlerin yönetiminde ise mirasçı için de, bu varlıklar üzerinden vergi (Veraset ve İntikal Vergisi- VİV) alacak olan Maliye için de işlemler kolay olacaktır.
Nitekim Maliye’nin 23 Eylül 2020 tarihli özelgesinde de yurt içinde faaliyet gösteren şirketin ve mirasçının yapacağı vergisel işlemler şu şekilde açıklanıyor.
Ayrıca, AVM hesaplarının bağımsız denetimden geçmesi de zorunlu oldu. Avans, ortak gelir ve gider hesaplama ve raporlama işlemleri ile ortak gider paylaşımına ilişkin diğer işlemlerin yönetmeliğe uygunluğu, bağımsız denetim kuruluşunca denetlenerek rapora bağlanacak. Yönetmeliğe aykırı uygulamaların belirtildiği bağımsız denetim raporu, her yıl temmuz ayı sonuna kadar AVM’deki perakende işletmelere de gönderilecek. (Ticaret Bakanlığından, Alışveriş Merkezleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik. 18 Ağustos 2022 tarihli Resmi Gazete)
MİLYARLARCA LİRA
Yeni imzalanacak mağaza-kira sözleşmelerinin tamamında geçerli olacak yönetmelik değişikliği, eski kiracılar için yenilemeyle birlikte devreye girecek. Yani eski kiracılar; sözleşmenin yenilenme tarihine kadar ya da sözleşme süresinin uzatılma tarihine kadar söz konusu reklam, pazarlama, danışmanlık gibi ortak giderlere katlanmaya devam edecekler. Diğer yandan AVM yönetimleri de ‘ortak alan giderlerine ilişkin son yönetmelik değişikliğinin’ iptali için dava açacaklarını açıkladılar. Milyarlarca lira olarak ifade edilen; reklam, pazarlama vb. masraflar, mağaza işleten kiracılar için önemli bir ‘gider kalemi’, mülk sahibi AVM yönetimleri için de önemli bir ‘gelir kalemi’. Dolayısıyla her iki taraf için de kritik olan ‘ortak alan gideri’ belli ki bir süre daha tartışılmaya devam edilecek.
İŞTE KRİTİK DETAYLAR
Yönetmelikte yer alan diğer kritik değişiklikler de şöyle:
Birçok patron verdiği borç için faiz de istemiyor. Dolayısıyla şirket için sıfır maliyetli bir borç-kaynak bulunmuş oluyor. Patronlar şirketlerine verdiği borç üzerinden faiz de alabilir. Bu durumda şirket ödediği faizi (örtülü sermaye durumu da yoksa) gider de yazabilir.
VERGİ AVANTAJI
Şirketine borç vererek nakit ihtiyacını gideren ortak, ‘sermaye’ adıyla da şirkete ödeme yapabilir. Sermaye olarak ortak adına şirkete giren tutarlardan dolayı, ortağın şirketteki ortaklık payı da kendiliğinden artar. Nakden şirkete giren sermaye tutarları için, şirketlere tanınan kurumlar vergisi avantajı da var. Şirketler ve ortaklar eğer ‘ayni sermaye’ gibi seçenekler yerine ‘nakdi sermaye artırımını’ tercih ederlerse şirket daha az kurumlar vergisi öder. Şirkete ortaklardan gelen nakdi sermaye eğer yurt dışından getirilmişse vergi avantajı daha da artıyor. Kurumlar vergisi avantajı, şirketin kazancından aşağıdaki formüle göre hesaplanan indirim tutarının düşülmesi yoluyla gerçekleşiyor. Ticari krediler faiz oranı olarak; Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan “Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı” dikkate alınıyor. İndirim oranı olarak yüzde 50 (yurt dışından gelen sermaye tutarları için yüzde 75) dikkate alınıyor. Bu indirimden, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap dönemi ile bu dönemi izleyen dört hesap dönemi için ayrı ayrı yararlanılabilir.
FORMÜL
Kurumlar vergisi kazancından indirilecek tutar = nakdî sermaye artışı x ticari krediler faiz oranı x indirim oranı x süre
ORTAK KAZANCINI NASIL BEYAN EDECEK?
Şirketlerine borç para veren patron (dilerse) faiz geliri elde eder. Şirketine sermaye olarak ödeme yapan patron, şirketinden hissesi oranında kâr payı da elde edebilir. Her iki kazancı elde eden patronlara aynı zamanda vergisel ödevler de yüklenir. Kazanç elde eden patronların beyan kriterlerini dikkate alarak ertesi yıl (2022 kazançları için 2023) mart ayında beyanname vermesi gerekir. 2022’de elde edilen brüt (stopaj dahil) kar payı tutarı 140 bin lirayı aşan ortakların beyanname vermesi gerekiyor. Kar payı gelirlerinin yarısı vergiden istisna... Stopaj yapılmadan önceki brüt kâr payı gelirinin yarısı, (varsa tevkif suretiyle vergilendirilmiş diğer menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ile birlikte) 70 bin lirayı geçiyorsa şahsen gelir vergisi beyannamesi verilmesi zorunluluğu başlıyor. Vergilendirme aslında yıl içinde/kar dağıtımı sırasında başlıyor. 2022 ‘de kar dağıtan şirketler öncelikle kendileri, ortağa ödeyeceği kâr payı üzerinden yüzde 10 oranında stopaj yapmak zorunda. Sonra; 2023 Mart ayına gelindiğinde bu kez ortağın şahsen beyanname vermesi gerekiyor. Kar dağıtımında stopaj oranının geçen yıl aralık ayına kadar yüzde 15 oranında olduğunu da hatırlatalım. 22 Aralık 2021 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 4936 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla yüzde 10’a indirilmişti.
Bu işletmeler faaliyetlerinin ülke bazında aksaksız devam etmesi için şubeleri için yetkili atamak zorundalar. Yalnızca şube müdürü değil, farklı konularda farklı kişileri yetkili olarak atarlar. Elektrik, doğalgaz abonelikleri, kiralama gibi idari işler için, muhasebe-finans işlemleri ve resmi dairelerde temsil için farklı farklı kişileri atarlar. Tüm ülke bazında; tüm şubeler için yetkilendirilmesi gereken kişi sayısı düşünüldüğünde, yetkili olarak atanması gereken kişi sayısı onlarla-yüzlerle ifade edilir. Yetkilendirmenin çerçevesi; şirket merkezlerinde yönetim kurulu kararıyla, iç yönerge hazırlanarak yapılır. Atama işlemi de yine şirket merkezinde yönetim kurulu kararıyla yapılır. Buraya kadar sorun yok, her şirket yönetim kurulu kararı alarak, yönerge hazırlayarak yetkili isim ve yetki türlerini tanımlayarak ticaret sicile tescil için başvurur. Sıkıntı bundan sonra başlıyor... Geçtiğimiz mart ayına kadar üç-beş gün süren yetkilendirmelerin tescili işlemi, artık üç-beş ay sürüyor. Önceden; verilen listelere göre ticaret sicil gazetesinde yetkililer tescil edilebilirken artık yetki verilen onlarca-yüzlerce kişinin ayrı ayrı e-Devlet’e (oradan da MERSİS’e) girerek ‘kendisinin yetkili atanmasına onay vermesi’ gerekiyor. Yetki verilen onlarca-yüzlerce kişinin; bu işlemden haberdar olup bireysel olarak e-Devlet’e ve Mersis’e girerek onay vermeleri (bu kişilerin bu işlemleri takılmadan tek seferde yapmaları da mümkün olmadığından) aylarca sürebiliyor.
GÖZDEN GEÇİRİLMELİ
Hep; yatırım ortamının iyileştirilmesi ve şirketler için bürokrasinin azaltılması gündeme getiriliyorken bu dönemde bu aşırı güvenlikçi uygulama, özellikle ülke bazında örgütlenmiş çok şubeli-çok çalışanlı şirketlerin faaliyetlerini yürütemez hale getiriyor. Tabi ki güvenlik önemli; tabi ki yetki verilen kişinin verilen yetkiden haberdar olması (yazılı beyanı önden alınabilir) doğrulanabilir. (Aşağıda; ‘rızam olmadan şirket yöneticisi-ortak olmam engellensin’ diyen tüm vatandaşlar için bu engellemenin hızlı-pratik yolunu da ayrıca açıklıyoruz.) Ticaret Bakanlığı, İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nün 1 Mart 2022 tarihli duyurusu sonrasında; daha önceden üç beş günde sonuçlanabilen tescil işlemi, artık üç beş ay sürüyorsa, bu uygulamanın gözden geçirilmesi gerekir, birçok şirketin faaliyetlerini sürdüremez hale geldiğinin görülmesi ve uygulamanın değiştirilmesi gerekir. Ayrıca şunu da belirtmek de yarar var; herhangi bir eksiklikten dolayı başvuru sonuçlanmadığında bu eksiklik giderilip şirketler ikinci kez başvuru yaptığında daha önce e-Devlet’ten (ilk başvuruda) onay vermiş kişilerden tekrardan (yetkili atanmasına) onay vermesi isteniyor. Halbuki; bir önceki başvuruda ilgili kişi onay vermişti, tekrardan aynı kişiden onay istenmeden sürecin işletilmesi sağlanarak, şirketlerin işlemleri basitleştirilebilir, kolaylaştırılabilir.
DOLANDIRICILAR E-DEVLET’TEN NASIL ENGELLENİR?
Daha önce hiçbir şirkete ortak olmamışsınız... Veya hiçbir şirkette yetkili de olmamışsınız. Ama evinize, varlıklarınıza haciz geliyor. “Ortağı-yöneticisi olduğunuz şu şirketin şu kadar liralık vergi borcunu ödeyin” diye. Zaman zaman okuyoruz bu şekilde haberler... Dolandırıcılar; kimlik bilgilerini çalarak, imzaları taklit ederek tanımadıkları kişiler adına şirket kurup veya şirketlere yönetici ataması yaparak hiç konuyla ilgisi olmayan masum insanları, yüklü miktarda vergi-SGK prim borçlusu yapabiliyor. Vatandaşların bu tip dolandırıcılardan korunma yöntemi de var aslında. Yani kimsenin sizi Türkiye’de (rızanız olmadan) herhangi bir şirkete ortak etme şansı kalmıyor. E-Devlet’e girilmesi gerekiyor öncelikle. Arama butonuna “kısıtlama” yazıldığında gelen “kısıtlama işlemleri” seçeneğine tıklanıyor. “Ticaret Bakanlığı/Ortak / Yetkili Olunmasına Yönelik Kısıtlama İşlemleri (MERSİS)” ne tıklanıyor. Açılan sayfada ”Yeni Başvuru” tıklanıyor. Hem “ortak” hem “yetkili” seçeneği işaretlenebiliyor. Bilgilendirme yazısı onaylanıyor. Artık kimlik numaranız üzerine kısıt konulduğundan herhangi bir şirkete ortak veya yetkili olarak atanmanız mümkün değil. Ta ki koyduğunuz bu kısıtı e devletten kendiniz kaldırana kadar.
Eski kiracıyı çıkartıp, yüksek bedelden yeni kiracı bulan mülk sahiplerinde şikayetler artmaya başladı. Haber sitelerinde hemen her gün benzer haberler görüyoruz. Kimi yeni kiracılar; yüksek kira bedellerini aksatmaya başladı. Kimi yeni kiracılar; kiraladıkları mülkü kendileri de alt kiralama yaparak adeta pansiyonculuğa başladılar. Kirasını tahsil etmek zorluk yaşayan mülk sahipleri olayın vergisel boyutunu da soruyorlar: Kiracımla karşılıklı imzaladığım sözleşmede bir kira bedeli yazıyor evet... Hem aylık olarak, hem yıllık olarak... Ama sözleşmede yazan kira bedelinin hepsini tahsil edemiyorum. Beyanname hazırlarken sözleşmedeki tüm yıl kirasını mı, yoksa yalnızca tahsil edebildiğim kira bedelini mi beyan edeceğim? Yani mülk sahipleri özetle “Tahsil edemediğim kira gelirinin vergisini ödemek zorunda mıyım?” diye soruyor… Bu sorunun tek bir cevabı yok maalesef. Bazı mükellefler için evet, bazı mükellefler için hayır sorunun cevabı. Daha açık ifadeyle: Tahsil edilemeyen kiranın şahıslar için beyanı gerekmiyor, işletmeler içinse hem fatura kesme, hem beyanname verme zorunluluğu var.
ŞAHISLAR BEYAN ETMİYOR
2022 yılı konut kira gelirleri için beyan sınırı yıllık 9 bin 500 lira. Bu tutarı aşan konut kira gelirlerinin (2023 Mart’da) beyan edilerek vergisinin ödenmesi gerekiyor. Ancak sözleşmede 9 bin 500 liranın üzerinde yıllık (2022’ye isabet eden) kira tutarı yazıyor olsa da yalnızca tahsil edilen kira geliri beyan edilecek. Kira geliri (gayrimenkul sermeye iradı-GMSİ) elde eden şahıslar için tahsil edilmeyen konut kira gelirlerinin beyanı söz konusu değil. 2022 yılı işyeri kira gelirleri için beyan sınırı yıllık brüt (stopaj dahil) 70 bin lira. Ancak sözleşmede brüt 70 bin liranın üzerinde yıllık (2022’ye isabet eden) kira tutarı yazıyor olsa da yalnızca tahsil edilen kira geliri beyan edilecek. 2022 yılında geçmiş yıllara (2021, 2020…) ait bir kira geliri (geç) tahsil edilmişse bu tahsilatların da 2022 gelirleri ile birlikte 2023 Mart ayında beyan edilmesi gerekiyor.
ŞİRKETTE FATURA VE BEYAN ŞART
Şahıslar kira gelirlerini gayrimenkul sermaye iradı (GMSİ) olarak yıllık gelir vergisi beyannamesine dahil ediyorlar ve bu kişiler için tahsil etmedikleri kira bedellerini beyan etmelerine gerek bulunmuyor. İşletmelerde ise durum farklı. GMSİ kazançlarında olduğu gibi yalnızca yılda bir kez değil, yıl içinde de beyanname verme yükümlülükleri söz konusu… Ayrıca sözleşmelerindeki kira bedelleri için her ay kiracılarına fatura da düzenlemek zorundalar. Faturada yazan kira bedelini kiracıları ödemediklerinde de beyannamelerine gelir olarak dahil etmek zorundalar. Dolayısıyla tahsil etmedikleri kira gelirinin vergisini de ödemek zorundalar.
Şahısların GMSİ olarak beyan ettikleri kira gelirlerinde ‘tahsil esası’ geçerli iken, işletmelerin beyan ettikleri kira gelirleri içinse ‘tahakkuk esası’ geçerli olduğundan her iki kazanç farklı kriterlerle değerlendiriliyor. Maliye; kiralama şeklindeki hizmet ifalarında vergiyi doğuran olayın hizmetin yapılması ile meydana geldiğini, herhangi bir sebeple kira bedellerinin eksik tahsil edilmesi veya hiç tahsil edilememesinin faturanın düzenlenmesine engel teşkil etmediğini belirtiyor. Fatura düzenlenmesinden sonra, “bedelin tahsil edilemediği gerekçesiyle” iade faturası adı altında fatura düzenlenmesinin mümkün bulunmadığını da Maliye (açıklamalarında) ayrıca belirtiyor.
İŞLETME GİDER YAZABİLİYOR
Şirket, verdiği hizmetlerin karşılığı müşterilerinden çek alıyor. Ancak çeklerin karşılığı; şirketin kasasına değil, muhasebecinin (şahsi) kasasına giriyor. Bir özel okulda yaşanan 3 milyon liralık suistimal işlemleri; zamana yayılarak gerçekleşmiş. Farklı farklı çekler vadesinde müşterilerden tahsil edilmesine rağmen, tahsilatlar şirkete intikal etmemiş, muhasebeci tarafından iç edilmiş.
İLAVE KONTROL ŞART
Şirketin müşteri hesaplarında da (müşteriyle mutabakatta da) görünmez bu kayıp enteresan olan. Çünkü çek şirkete teslim edildiğinde müşteri hesabı (bakiyesi) kayıtlarda sıfırlanmış olur. Peki, o zaman kayıp nasıl oluşur ve kayıp/suistimal nasıl anlaşılır? Çek şirkete geldikten sonra müşteri hesabını (borç bakiyesini) sıfırlayan çek, artık başka bir hesapta (Alınan Çekler) izlenir vadesi gelene kadar. Dolayısıyla; nasıl müşteri hesapları için mutabakat/kontrol gerekiyorsa, çekin şirkete geldikten sonra da, ilave kontrollerin (çek tutarının şirketin banka hesaplarına girişine kadar) yapılması gerekir. Şirket içi birimler arasında ayrı bir mutabakat da (alınan çek tutarları/banka hesabına nakit girişi yapılan tutarlar) yapılmalıdır. Ayrıca, çeklerin şirketten bankaya çıkışında düzenlenen (bankaların çekleri teslim aldığını gösterir) bordroların da işlemlerle uyumunun/tutarlılığının gözetilmesi gerekir.
BEDELİ BANKA HESABINA GİRDİ Mİ?
Şirketler fatura karşılığı alacaklı hale gelir. Diyelim müşteriye kesilen fatura 10 bin lira. Sonra müşteri, 10 bin liralık çekle ödeme yaptı. Müşterinin cari hesabında her iki 10’ar bin liralık hareket de (Satış faturası ve çek ayrı satırlarda) görünür. İlk fatura kesildiğinde müşterinin borç bakiyesi 10 bin lira iken, müşterinin imzaladığı 10 bin liralık çek şirket kayıtlarına girdiğinde borç (cari hesap bakiyesi) sıfırlanır. Müşteri borcunu cari hesaba göre sıfırladı evet ama şirketin kasasına/bankasına 10 bin liralık nakit girişi henüz olmadı. Çekin vadesi gelince nakit girişi olacakken, ya o tarihte de nakit girişi (zimmet vb. nedenlerden) olmazsa?
PROGRAMLARDAN FAYDALANILMALI
Şirketin müşterilerinden aldığı çeklerin, banka hesaplarına nakit girişinin eksiksiz gerçekleştiğinin izlenmesine yönelik uyum kontrollerinin, şirketin iş akışının-iç kontrol sisteminin içerisinde yer alması gerekirken bu noktalarda aksama olduğu anlaşılıyor. Uyum kontrollerinin onay-yetki dağılımı ve sistem-programlar tarafından da desteklenmesi gerekir.
Müşteri sayısı adeti veya çekle ödeme yapan müşteri sayısı düşük olduğunda, normal iş akışı içinde de bu tip riskler tespit edilip önlenebilir. Ancak müşteri sayısı-çek adeti yüksek olan şirketlerde; nasıl müşterilerle mutabakat olmazsa olmaz bir kuralsa, şirket içi birimler arası mutabakat da olmazsa olmaz bir kural olarak işletilmeli. Riskleri izlemek ve kontrol için sistemden-programlardan da en üst düzeyde yararlanılmalı. Olası iç mutabakatsızlıklarda süreçlerin işletilmesi kendiliğinden duracağından, risk gerçekleşmeden uyumsuzluk giderilerek suiistimalin önüne geçilmiş olur. (Veya kısa sürede risk tespit edilmiş olur ve tekrarlanma ihtimali de ortadan kaldırılmış olur.)
Bu kez (yurtdışı varlıklar için) başvuru süresi uzadıkça ödenecek verginin oranı kendiliğinden artıyor. İlk üç ayda (30 Eylül’e kadar) başvuru yapanlar yüzde 1 oranında, 31 Aralık’a kadar başvuranlar yüzde 2 oranında ve 31 Mart 2023’e kadar başvuranlar ise yüzde 3 oranında vergi ödeyecek. Her üç aylık başvuru gecikmesinde; varlıkların değeri üzerinden yüzde 1 oranında vergi artışı söz konusu. (Kurumlar Vergisi Kanunu Geçici Md. 15)
BİR YIL ŞARTI
Varlık barışı için bildirimde bulunulan banka veya aracı kurumlar vergiyi peşin olarak başvurandan tahsil edip ertesi ayın 15’ne kadar vergi dairesine ödemek zorunda. Bu varlık barışı yasasıyla ilk kez; bildirimde bulunanlara ‘ödenen verginin iadesi de’ yapılabilecek. Banka veya aracı kuruma bildirilim yapılıp ülkeye getirilen varlık, eğer bir yıl boyunca bildirim yapılan hesapta tutulursa ilk başta ödenen vergi iade edilecek.
Yurtiçi varlıkları için beyanda/bildirimde bulunanlar; her durumda yüzde 3 oranındaki vergiyi (tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar) ödemek zorunda. Yurtiçi varlıklar için tek bir vergi oranı (yüzde 3) uygulanacak, son başvuru (31 Mart 2023) tarihinden önce ne zaman başvuruda bulunulursa bulunsun her durumda yüzde 3 vergi ödenmesi gerekiyor.
Varlık barışının merak edilen diğer kritik noktalarını da şöyle özetleyebiliriz:
YURTDIŞI VARLIKLAR