- Biraz manda yoğurdu.
- Bir çay kaşığı kestane balı.
- Üç beş tane Medine hurması.
- Ve biraz da yulaf ezmesi.
Bunları karıştırıp yiyormuş Cumhurbaşkanı.
*
Benim de bir dörtlüm var geceden yatmadan önce yediğim.
Epey geniş kapsamlı bir toplantı.
CHP’nin örgütsel mekanizmasında yer alanların hepsi o toplantıdaydı.
*
Konuşmasını dinledim Kemal Bey’in.
Leblebi, çekirdekten söz eder gibi nükleer bombalardan söz ediliyor.
Putin nükleer bomba diyor. Biden nükleer bomba diyor.
*
Oturup ciddi ciddi...
“Nükleer savaş çıkar mı? Putin nükleere başvurur mu? Biden buna yanıt verir mi?” falan diye konuşuyoruz.
*
Oysa nükleer bomba demek...
Koskoca Aydın abimiz vefat etmiş ha.
Vay ki vay.
*
Yıllardır tanırım Aydın Engin’i.
Tanıdığım günden beri de kendisine “Aydın abi” derim.
28 Şubat’ın en yoğun biçimde üzerimize geldiği günlerde...
Her zaman yanımızda olmuştur Aydın abi.
“Bu adam, hiç de tekin bir adam değil” dedim.
Bu hükmü vermeme neden olan sözlerini aktarıyorum.
Şöyle şeyler demiş Kuytul:
*
15 Temmuz akşamı... “Darbe oldu. Hayırlı olsun. Müslümanların hayrına vesile olsun inşallah” demiş.
*
15 Temmuz’dan bir süre sonra... “Tiyatro bu iş” anlamında “Başka bir şey var bunun arkasında” demiş.
FURKANCILARI ANLAMIYORUMNe istiyorlar, dertleri nedir falan... Bilmiyorum. Çünkü bu grubun lideri Alparslan Kuytul denilen şahıs, çok çelişkili bir şahıs... Dinliyorum videolarını. Bazen “Helal olsun” diyorum. Bazen de “Yok artık, çok saçma bu” diyorum. Fakat bir ortak tema, bir ortak anlatı, bir ortak yaklaşım göremiyorum. Hemen söyleyeyim: “Furkancılar” ya da “Kuytulcular” denilen grupla ilgili bu düşüncelerimin, onların Adana’da maruz kaldıkları orantısız güçle uzaktan yakından alakası yok.
*
ÖZELEŞTİRİLER, ÖZELEŞTİRİLERİLK özeleştiri İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan geldi. Henüz tepkiler ayyuka çıkmamışken “Yanlış oldu” dedi Bakan Soylu. Sonra AK Parti’nin çeşitli kademelerinde görev alan isimler, olaya karşı çıktılar. En son AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Orantısız güç kabul edilemez” diyerek son noktayı koydu. Bu tepkiler kıymetli. Artık burnundan kıl aldırmayan, asla hata kabul etmeyen anlayıştan uzaklaşılıyor. Bu iyi.
*
‘ORANTISIZ GÜÇ’ÜN RESMİ“BANA orantısız gücün resmini çizebilir misin Abidin?” diye sorsalar... Hemen “Yapılmışı var” derim ve Adana’da polisin “Furkancılar” ya da “Kuytulcular” denilen gruba yönelik olarak tutumunun görüntülerini ortaya koyarım. Gerçekten de Adana’daki olay, “Orantısız güç nedir?” sorusunun cevabı gibi. Polis okullarında ders diye okutulur yani. Anlamadığım şey ise şu: Nasıl oldu da polis bu derece çileden çıktı? Biliyorum, polisin çileden çıkma lüksü yok. Ama yine de merak ediyorum.
*
BAŞÖRTÜLÜ POLİS OLAYIADANA’da başörtülü polis, başörtülü eylemciyi copladı ya... En büyük tatava buradan çıktı. Şaşıranlar oldu, “Olmaz böyle şey” diyenler çıktı. “Başörtülü başörtülüye bunu yapar mı?” diyenlere bile rastladım. Bu yaklaşımdakiler, zihinlerinde “başörtülü polis”i normal polisten farklı bir figür olarak kodluyorlar. Böyle bir kodlama, çok yanlış bir kodlamadır. Olay nettir: Başörtülü polis, başı açık polis yoktur. Vatandaş da vatandaştır. Başörtülü vatandaş, başı açık vatandaş yoktur. Ben olaya böyle bakarım. Bu olayda odaklandığım tek husus var: Vatandaşa uygulanan orantısız güç... Gerisi boştur.
RUSYA YENİLİRSE
Bazıları üşengeç, yorgun, bıkkın ve katı olsalar da...
Çoğu gerektiğinde merhametten bir anıt kesilmesini bilirler.
Gecenin bir yarısı, “Doktor, şuramda bir ağrı var. Bu ne ola ki?” diye telefonla arasan...
Hiç yüksünmeden derdine derman olmaya çalışırlar.
*
Çavuşoğlu’yla konuştum. Söylediklerinden çıkardığım sonucu aktarıyorum: Epey mesafe kat edilmiş ve barış, iki liderin buluşmasına kalmış.
*
SORU: Nedir son durum? Barış olacak mı?ÇAVUŞOĞLU: Önemli konularda, kritik konularda her iki tarafın pozisyonlarında da bir yakınlaşma var. Özellikle ilk dört maddede hemen hemen anlaştıklarını görüyoruz. Bazı konularda kararın liderler düzeyinde verilmesi gerekiyor.
*
SORU: Acil bir ateşkes kararı beklemeli miyiz?
ÇAVUŞOĞLU: Eğer taraflar mevcut pozisyonlarından geri adım atmazlarsa ateşkes için umutlu olduğumuzu söyleyebiliriz. Liderler arasında açık kanallar var. Bu artık biliniyor.
*
SORU: