İnce’ye kumpası Ruslar kurmuş

MUHARREM İnce’ye yönelik iftiranın, montajın, ahlaksız saldırının arkasında kim var?

*

Bu soruya bu ülkenin dağları, taşları, çocukları, yaşlıları, kadınları, erkekleri, AKP’lileri, CHP’lileri...

Hep bir ağızdan şu cevabı verir:

*

“FETÖ’cüler var FETÖ’cüler.”

*

Neden böyle?

Çünkü bu ülkenin dağı da taşı da bilir ki...

FETÖ’nün fareleri, kaset maset işlerine meraklıdır. Bel altına dalmayı çok severler. Tarihleri kumpasların tarihidir. “Kaset maset” dendiğinde parmaklar olağan şüpheli olarak onları gösterir.

*

Durum buyken...

Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ’cü fareleri temize çıkarırcasına şöyle bir çıkış yaptı:

*

Ey Rusya! Kaset, montaj işlerini sen yaptın. Elini çek bu işlerden.

*

Ben pek bir şey anlamadım Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışından.

Muharrem İnce’ye yapılanları Rusya’nın yaptığını kastettiğine dair bir izlenim çıkıyor bu sözlerden.

İyi de mantığı ne bunun mantığı?

*

Ben onu bunu bilmem.

Kılıçdaroğlu’nun bu açıklaması...

- FETÖ’cüleri “Bizi temize çıkardı” diye rahatlatmıştır.

- Biden’ı “Rusya’ya cephe aldı” diye memnun etmiştir.

- Rusya karşıtı Cengiz Çandar’ın keyfini yerine getirmiştir.

- Batı’nın merkez medyasının acayip hoşuna gitmiştir.

*

Eğer Kemal Kılıçdaroğlu...

Bağlamsız, bağlantısız, mantığa oturmayan Rusya suçlamasıyla, bu tür memnuniyetler oluşturmayı amaçladıysa...

Amacına ulaşmıştır diyebiliriz.

PENSİLVANYACA

ŞU seçim süreci boyunca Kemal Kılıçdaroğlu’dan bir kez olsun “FETÖ” sözcüğünü işitmedik.

*

Bir kere olsun “Kaset faresi FETÖ’cüler. Çekin elinizi seçimden” demedi.

Bir kere olsun “Siz hiç boşuna heveslenmeyin” demedi.

Bir kere olsun “Pornocu iftiracılığı siz iyi bilirsiniz” demedi.

*

Oysa bağlamsız, bağlantısız, mantıksız, kanıtsız da olsa Rusya’ya karşı bir şeyler dedi.

Üstelik hem Türkçe hem Rusça.

*

FETÖ’ye “Pensilvanyaca” demesine bile gerek yoktu.

Türkçe yetip de artardı bile.

GALİBA DENGEYİ BOZACAK

İSTER sonsuz taraf olsun ister sonsuz tarafsız.

İster aşırı nefret etsin ister aşırı sevsin.

İster her şeyine karşı olsun ister her şeyini desteklesin.

Türkiye’deki hemen herkesin...

“Bu hükümetin yaptığı en iyi iş nedir?” sorusuna verebileceği ortak yanıt şu olur:

*

Rusya-Ukrayna arasındaki krizde/savaşta izlediği denge politikası.

*

İki tarafla da konuşuyor olması önemliydi. Dümeni sadece bir tarafa kırmaması önemliydi. İki taraf açısından da dikkat merkezi haline gelmesi önemliydi. Rusya’yla diyaloğuna rağmen Ukrayna’ya yönelik hak ihlallerine itiraz etmesi önemliydi. Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmaması önemliydi. Tahıl anlaşmasındaki rolü önemliydi. Esir takasındaki rolü önemliydi. Krizin derinleşmemesi adına çaba göstermesi önemliydi. Barış için yapıcı rol üstlenmesi önemliydi.

*

Kılıçdaroğlu’nun “Bu politikaya aynen devam çünkü bu politika Türkiye’nin çıkarlarına uygundur” demek yerine...

Dümeni taraflardan birine doğru çevireceğinin işaretini verecek olması, Rusya’ya yaptırımlara yeşil ışık yakan açıklamaları falan...

Koskocaman bir soru işaretidir.

MUHARREM İNCE’Yİ NE MEMNUN EDER

MUHARREM İnce, hep şu tezi işledi:

*

“Ben olmazsam seçimi birinci turda Erdoğan kazanır.”

*

Neye dayanarak bunu söyledi? Hangi fizik ölçülerine yaslanarak bu iddiayı dillendirdi? Matematiği neydi bunu söylerken?

Bilmiyorum.

*

Ama bildiğim bir şey var:

*

Eğer seçimi birinci turda Erdoğan kazanırsa...

Muharrem İnce “Ben dememiş miydim” diye ortaya çıkar.

*

Tersi olursa...

Muharrem İnce’yi ara ki bulasın.

AKADEMİSYENLER GEÇİNEMİYOR

İNGİLTERE’de master yapmış, doktora yapmış bir hukukçu hocanın maaşı 18 bin lira civarı. Dil tazminatıyla 19 bin lira alıyor.

*

Bakın, bu resmen ve alenen bir faciadır.

*

Seçimi kim kazanırsa kazansın... Kazanacak olanın ilk yapacağı iş, akademisyenlerin maaşlarını düzeltmek olmalı.

Unutulmasın: Akademisyenin iyi yaşam koşullarına sahip olmadığı bir ülkede bilim olmaz.

FAHRETTİN KOCA’YA VEDA YAZISI

SAĞLIK Bakanı Fahrettin Koca, milletvekili adayı olmadı. Siyasete veda etmeye hazırlanıyor bugünlerde.

*

Güzel işlere imza attı Bakan Koca. En son “üç tane demir çubuk üstüne harç dökmüşler” denilen Defne Hastanesi’nin tamamlanmış halini gösterdi çektiği videoyla. Şahane bir hastane olmuş.

*

Üslubu hep temizdi, yaklaşımları anlayışlıydı, diyaloğa açıktı, hekimlik şefkatini hiç elden bırakmadı. Seçim kampanyasında en çok ilgi gören bakanlardan biri olması, biraz da bu yüzden. Üsküdar’daki Nevmekan Sahil’de gençlerle buluşmuş. Minderli oturma düzeninde kendisine koltuk verilince “Olmaz, ben de mindere oturacağım” demiş ve ortaya bu fotoğraf çıkmış. Her şey için teşekkürler Fahrettin Koca.