Ahmet Hakan

“YÜKSELEN değerler” vardı 90’larda.

- Refahın ancak demokrasiyle mümkün olabileceği düşünülüyordu.

- Sınırların ortadan kalkacağına inanılıyordu.

- Kültürel çeşitlilik övülüyor da övülüyordu.

- Farklılıkları koruyarak bir arada yaşama vurgusu yapılıyordu.

- Ağzını her açan önce insan hakları, özgürlükler diyordu.

*

En son Arjantin ve Hollanda seçimleri gösterdi ki...

Artık yükselen değerler yok,

Emine Erdoğan’ın Newsweek’e verdiği röportajı okudum baştan sona.

Batılı bir yayın organında Batılı bir gazetecinin sorularını yanıtlarken savaşın en büyük mağdurları olan çocukların ve kadınların sesi olmuş Emine Erdoğan.

*

7 Ekim’den bu yana öldürülen yüzlerce Filistinlinin yüzde 73’ü kadınlar ve çocuklar. Emine Erdoğan’ın röportajda verdiği önemli bilgi bu.

Günlerdir bombalanan Gazze’nin hamile kadınlarından, bebekli annelerinden ve özel gereksinimli çocuklarından söz eden Emine Erdoğan, şu önemli yaklaşımı ortaya koymuş:

*

“Biz Filistinli çocuklar ile Ukraynalı, Avrupalı, Amerikalı, Türk çocuklar arasında fark göremeyiz. Hepsinin hakları aynıdır. Hepsinin aynı fırsatlara erişimi olmalıdır.”

*

Newsweek röportajında Emine Erdoğan’ın

ÖZGÜR Özel ile Pervin Buldan, Kürt opera sanatçısı Pervin Chakar’ın konserinde buluşmuşlar.

Sezgin Tanrıkulu falan. O da yerini almış.

*

Özel ve Buldan’ın konserini izledikleri Kürt opera sanatçısı Pervin Chakar için iki şey söyleyeceğim:

*

- BİR: Opera alanında önemli başarıları olduğu söyleniyor. İtalya’da bir önemi varmış. İşin aslını opera uzmanlarına bırakıyorum.

*

- İKİ: Siyasi görüşlerini açıklamaktan kaçınmıyormuş Kürt sanatçı. Kürtlerin statü kazanması gerektiğini, hatta bir devleti olması gerektiğini dile getiriyormuş.

*

Yahudi Soykırımı’nın tarihteki başka katliamlarla karşılaştırılmasına öteden beri sert tepki gösterilir.

Tepki gösterenler, Yahudi Soykırımı’nın benzersiz olduğunu söylerler.

*

Bu görüşü savunan Alman tarihçi Eberhard Jackel, şöyle diyor:

*

“Nazilerin Yahudileri katletmesi benzersizdi.

Çünkü daha önce hiçbir devlet, sorumlu liderinin yetkisiyle...

Yaşlılar, kadınlar, çocuklar ve bebekler dahil olmak üzere belirli bir insan grubunu mümkün olduğunca bütünüyle öldürmeye karar vermemiş, bunu ilan etmemiş ve ardından bu kararı devletin elindeki tüm güç araçlarıyla uygulamaya koymamıştı.”

*

İKİNCİ Dünya Savaşı’nda Avrupa’da Yahudilere karşı çok büyük bir insanlık suçu işlendi.

Milyonlarca Yahudi, Avrupa’da insafsızca katledildi.

*

Avrupa, kendi topraklarında işlenen bu büyük insanlık suçunun kefaretini Ortadoğu’ya ödetiyor.

Üstelik sadece bugün değil, yıllardır yapıyor bunu.

*

Suçu işleyen kendileri ama bedelini Filistin halkına ödetiyorlar.

Geçmişte Yahudilere karşı işledikleri vahşi suçun utancını yaşıyorlar ve bu utançla İsrail’in Filistin’e yönelik gaddarlığına sonsuz destek veriyorlar.

*

Türkiye’deki politik cepheleşmenin ana eksenleri genelde şu konular oluyor:

Seküler / muhafazakar, milli / gayri milli, PKK’ya laf edenler / PKK’ya laf edemeyenler türü konular oldu, sağ / sol falan...

*

Bu tür cepheleşmeler, bu zamana kadar genelde AK Parti’ye yaradı hep.

*

Şimdi önümüzde yerel seçim var.

Peki yerel seçimde politik cepheleşme, yine AK Parti’ye yarayacak mı?

*

Hiç emin değilim.

Rakel Dink, katledilen eşi Hrant Dink’in cenaze töreninde şöyle demişti:

“Yaşı kaç olursa olsun, 17 veya 27, katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim.”

*

Rakel Dink, bu çok etkili sözlerle...

Katilin yaşının önemli olmadığını, asıl önemli olanın katili ortaya çıkaran ortam olduğunu söylüyordu.

Hrant Dink - Rakel Dink 

*

Ancak geçen gün yaşanan tahliye olayı, katilin yaşının da ne kadar önemli olduğunu hepimize gösterdi.

*

PİJAMA: Ev fotoğrafları paylaşımlarında giyilen pijamalara özel bir dikkat. Pijamaların deseninde kırmızı kalpler bulunuyorsa bir fenomen olayıyla karşı karşıya olabilirsiniz. Çünkü fenomenlerin resmi üniforması gibidir bu kırmızı kalpli pijamalar.

- RANGE: Parayı bulan bir fenomenin parayı bastırıp ilk satın aldığı şey Range Rover marka araçtır. Mercedes’e eskiden müteahhit arabası denirdi. Artık Range Rover’a fenomen arabası deniyor. Bunun direksiyonunda poz vermeye bayılıyor ablalarımız.

- YESMAR: “Yesmar Yesmar” diye oynak bir şarkı var. Bu şarkı ne zaman devreye girse “yine bir fenomen geliyor” diye dikkat kesilirim. Fenomenlerin milli marşı olmuş durumda bu şarkı. Yesmar’sız fenomen düşünülemez.

- UMRE: Şık arabalar, pahalı sofralar, imrendiren eğlenceler, hava atmaya yönelik lüks seyahatler... Bunlar tamamsa bir eksik kalmıştır: Umre pozu. Fenomen maceralarının olmazsa olmazıdır umre pozu.

- ALTIN: Fenomenlerin en sevdiği renk altın sarısıdır. Bir videoda ya da bir fotoğrafta altın sarısı bas bas bağırıyorsa o video ya da o fotoğraf fenomene aittir. Sadece renk mi? Altının kendisi de bu sevdaya dahildir.

- EVLİLİK: Fenomen olgusu, bir karı koca olgusu olarak ortaya çıkmıştır. Bir çift olayıdır bu. Fenomen paylaşımları, mutlu evliliklerin anlatıldığı birer kamu spotu gibidir. Bir yerde birbirlerini delice seviyor gibi yapan karı kocalar varsa orada mutlaka bir fenomen vakası vardır.

- HAVADA YEMEK: Dubai’de aşırı turistik ve aşırı anlamsız bir olay var: Teleferik benzeri bir kabine biniyorsun, gökyüzüne doğru çıkıyorsun ve orada yemek yiyorsun. Manasız, görgüsüz bir zevk. Bir fenomen, “Dinner in the sky” denilen bu deneyimi yaşamadıysa henüz fenomen olamamış demektir.

GAZZE’NİN KALBİNE KAÇ KERE GİRİLİR

Özellikle