Yükselen değersizlikler: Popülizm, şarlatanlık, ırkçılık, yabancı nefreti

- Refahın ancak demokrasiyle mümkün olabileceği düşünülüyordu.

- Sınırların ortadan kalkacağına inanılıyordu.

- Kültürel çeşitlilik övülüyor da övülüyordu.

- Farklılıkları koruyarak bir arada yaşama vurgusu yapılıyordu.

- Ağzını her açan önce insan hakları, özgürlükler diyordu.

*

En son Arjantin ve Hollanda seçimleri gösterdi ki...

Artık yükselen değerler yok, “yükselen değersizlikler” var.

*

- Artık yabancılardan nefret etmek milli spor.

- Artık içe kapanmak, sınırlara duvar örmek süper moda.

- Artık ırkçılık, farklılıklara tahammülsüzlük, şarlatanlık geçer akçe.

- Artık sokaklarda şu üç temel duygu var: Öfke, nefret, tahammülsüzlük.

- Artık en eğitimli halklar bile “defol” diyor, başka bir şey demiyor.

*

Vallahi ben 90’ları özledim.

NE YANİ? TEK SUÇLU PİRO’M MU OLDU ŞİMDİ

BİRİNCİ turun hemen ardından Kemal Kılıçdaroğlu, panikle Ümit Özdağ’la bir anlaşma yapmıştı.

*

O zaman hiç kimse, ses etmemişti bu anlaşmaya.

Çünkü az da olsa ikinci turun kazanılması umudu vardı.

*

Hatta HDP bile fazla mırın kırın etmeden Kemal Kılıçdaroğlu’na desteği sürdürme kararı almıştı.

*

Dün Ümit Özdağ, Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı gizli protokolü açıklayınca...

Sanki ilk kez böyle bir şeyi öğreniyorlarmış gibi “Vay vay vay! Neler dönmüş yahu” havasına giren herkes Kemal Kılıçdaroğlu’na vurdukça vurdu.

*

Olan bitenin kısa özeti şudur:

*

Yüklüyorlar bütün suçu Piro’ma.

Ve kendilerini temize çıkarıyorlar.

KENDİMİ YAKALADIM

HERKES Arda Turan’ın 13.9 milyon doları Seçil isimli bankacıya elden teslim etmesi olayını konuşuyor.

*

Geçen gün kendimi 13.9 milyon doların banknot halinde kaç bavula sığabileceğinin hesabını yaparken yakaladım.

*

Ardından “Ben ne yapıyorum böyle abi” diyerek silkinip kendime gelmeye çalıştım.

EKONOMİST TUHAFLIĞI

FAİZ indiriliyor.

Ekonomistler bağırıyor:

*

Böyle olmaz. Bu yol yol değil.

*

Faiz yükseltiliyor.

Ekonomistler yine bağırıyor:

*

Böyle olmaz. Bu yol yol değil.

*

Bu ekonomistler aslında ne istiyorlar acaba?

ÇIĞLIK 7’Yİ ASLA İZLEMEYECEĞİM

FİLİSTİN’e sahip çıkan Melissa Barrera’yı Çığlık 7’nin kadrosundan çıkardılar.

Bu durumu protesto eden Jenna Ortega da filmden çekildi.

*

Bu serinin tiryakisi olarak elimden gelen tek şeyi yapacağım:

*

Çığlık 7’yi izlemeyeceğim ve “izleme / izlettirme” kampanyası yapacağım.

DEHŞETLE FARK ETTİM Kİ

BİR çırpıda, hemencecik, hiç düşünmeden şu isimleri sayabilme özelliğim var:

Dilan Polat, Banu Parlak, Şulemsi, Tayyargiller...

*

Ve yine dehşetle fark ettim ki bu özelliğimden kurtulmak için çareler arıyorum.

HAMBURGER VE UZUN ÖMÜR

FİLMLER arasında dolaşıyordum geçen akşam. Birden karşıma Gene Hackman’lı bir film çıktı. Bayıldığım bir oyuncu değildir kendisi ama aniden merak ettim.

Öldü mü, sağ mı, öldüyse Allah rahmet etsin, sağsa neden yeni filmi yok falan.

*

Şöyle bir araştırınca anladım ki sağmış, yaşıyormuş.

*

Şu anda tam 93 yaşındaymış.

Hay maşallah!

2004 yılında “Bir daha film çekmeyeceğim” diye karar almış ve çekilmiş gitmiş piyasadan.

Son halini gösteren bir fotoğrafını bulayım diye küçük bir araştırma yapınca karşıma bir hamburgerciden çıkarken çekilmiş şu fotoğrafı çıktı.

*

“Hey gidi koca Gene hey” diye baktım, baktım, baktım fotoğrafa ve şöyle dedim: “Uzun yaşamak için hamburgerden vazgeçmemek gerekiyor galiba”.

AKŞENER’E DAİR TEZLER

- SİYASİ oyunlar oynamak istiyor mu bilmiyorum ama siyasi oyun oynama performansının çok düşük olduğundan eminim.

*

- İyi bir ekipçi değil gibi. İyi bir örgütçü değil gibi. İyi bir seçici değil gibi. İyi bir yol arkadaşı değil gibi.

*

- Seküler milliyetçilik gibi dar bir alana hapsetmişti kendisini. Orada bile duramayacak gibi. İdeolojik olarak gitgide daha belirsiz bir alanda.

*

- Partisinin içi cadı kazanı gibi. Dedikodular, meydan okumalar, ispatlamayan şerefsizdir türü açıklamalar gırla gidiyor. Eksik olan tek şey: Liderlik.