Erdoğan Berlin’de o kadar da acımasız değildi

Milyonlarca Yahudi, Avrupa’da insafsızca katledildi.

*

Avrupa, kendi topraklarında işlenen bu büyük insanlık suçunun kefaretini Ortadoğu’ya ödetiyor.

Üstelik sadece bugün değil, yıllardır yapıyor bunu.

*

Suçu işleyen kendileri ama bedelini Filistin halkına ödetiyorlar.

Geçmişte Yahudilere karşı işledikleri vahşi suçun utancını yaşıyorlar ve bu utançla İsrail’in Filistin’e yönelik gaddarlığına sonsuz destek veriyorlar.

*

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya’da işte bu yalın gerçeği haykırdı.

Alman yetkililerinin gözlerinin içine bakarak, “Bizim İsrail’e borcumuz yok. İsrail’e borçlu olanlar rahat konuşamıyor. Biz Holokost cenderesinden geçmedik” dedi.

*

Dua etsinler Almanya’da o kadar da acımasız olmadı Erdoğan.

Biraz daha acımasız olsa hiç ima etmez, açıkça şöyle derdi:

*

“Geçmişte Yahudilere karşı işlediğiniz vahşi suçların bedelini masum Filistin halkına ödetemezsiniz”.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Almanya Başbakanı Scholz, Berlin’de ortak basın toplantısında Gazze hakkında açıklamalarda bulunmuştu.

GAZETECİ DEĞİL SANKİ İSRAİL DEVLET SÖZCÜSÜ

ALMANYA’da bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sorduğu soruyu dinlerken şöyle dedim:

*

“İsrail devlet sözcüsü, Erdoğan’a soru sorma şansı yakalasa ancak böyle bir soru sorardı”.

*

Öyle bir soru sordu ki gazeteci.

Sorusunda...

- Ölen yüzlerce İsrailli var ama ölen binlerce Filistinli yok.

- Hamas’ın kötülükleri var ama İsrail’in kötülükleri yok.

- İsrail’e yapılan saldırı var ama Gazze’ye yağan bomba yok.

*

40 gündür iki buçuk milyon insan, bütün dünyanın gözü önünde resmen ve alenen vahşi bir soykırıma tabi tutulurken...

Bu durumdan söz etmeye hiç tenezzül etmeyen bir kişi, bırakın gazeteci olmayı, insan bile olamaz.

İMAMOĞLU HİÇ SEÇİM KAYBETMEDİ Mİ

“BEN hiç seçim kaybetmedim” demiş Ekrem İmamoğlu.

*

Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olduğu Cumhurbaşkanlığı seçiminde...

- Miting meydanlarına çıkmasaydı.

- Her şeyini ortaya koymasaydı.

- “Kazanıyoruz” diye haykırmasaydı.

- Seçim gecesi “Bu iş bitti” diye hayal kurdurmasaydı.

Sonsuz haklı olabilirdi.

*

Tabii ki Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği bir seçimin tüm sorumluluğu Ekrem İmamoğlu’na yüklenemez ama sorumluluktan minicik de olsa bir pay düşer kendisine.

*

Bu nedenle Ekrem İmamoğlu’nun kibirli ve destansı bir üslupla kendisini övdükten hemen sonra...

“Gerçi Kılıçdaroğlu’nu seçtirmeye gücüm yetmedi, onu da itiraf etmeliyim” demesi gerekirdi.

Böylece çok daha şık, mütevazı ve gerçekçi bir saptama yapmış olurdu.

KEDİM SEKTER’İN GARİPLİKLERİ

SUYU içmek yerine temiz bir yüzeyde yalamayı tercih ediyor. Suyu yukarıdan temiz bir yüzeye döküyorsun, o da yalıyor. Hayatının en büyük, en heyecan verici, en enerji aşılayan macerası bu.

‘THE KİLLER’ FİLMİNE DAİR

BÜYÜK yönetmen David Fincher abimizin son filmi “The Killer” hakkında söyleyeceklerim şunlardır:

*

- Film epey ağır akıyor.

- Konusu alabildiğine klişe.

- Sürprize açık değil.

- “Vav” dedirtmiyor.

Falan...

Ama tüm bunlara rağmen filmi seviyorsun, filmden etkileniyorsun, film üzerine düşünüyorsun falan.

*

Büyük yönetmen olmak, galiba böyle bir şey.

Adam dünyanın en klişe hikâyesine bile değişik bir tat katabiliyor.

*

Şef olsa üç Michelin’i garantiydi.

David Fincher