Çocuklar ve kadınlar aşkına

Batılı bir yayın organında Batılı bir gazetecinin sorularını yanıtlarken savaşın en büyük mağdurları olan çocukların ve kadınların sesi olmuş Emine Erdoğan.

*

7 Ekim’den bu yana öldürülen yüzlerce Filistinlinin yüzde 73’ü kadınlar ve çocuklar. Emine Erdoğan’ın röportajda verdiği önemli bilgi bu.

Günlerdir bombalanan Gazze’nin hamile kadınlarından, bebekli annelerinden ve özel gereksinimli çocuklarından söz eden Emine Erdoğan, şu önemli yaklaşımı ortaya koymuş:

*

“Biz Filistinli çocuklar ile Ukraynalı, Avrupalı, Amerikalı, Türk çocuklar arasında fark göremeyiz. Hepsinin hakları aynıdır. Hepsinin aynı fırsatlara erişimi olmalıdır.”

*

Newsweek röportajında Emine Erdoğan’ın beni en çok etkileyen yaklaşımı şu oldu:

Konuyu dinsel bir dayanışma duygusuyla değil tamamen insani bir dayanışma içinde ele almış. Sürekli olarak mazlumlara din, dil, ırk olarak bakmadığını ve bakılmaması gerektiğini vurgulamış.

*

Filistin’in mağdurlarıyla ilgili yaptığı çalışmaları anlatırken Ukrayna’nın mağdurlarıyla ilgili yaptığı çalışmaları anımsatmaktan da geri durmamış Emine Erdoğan.

Bir kısmı özel gereksinimli 1500 Ukraynalı çocuğun Türkiye’ye getirildiğini ve halen Türkiye’nin kurumlarında bu çocukların tüm ihtiyaçlarının karşılandığını söylemiş.

*

“First Lady” adı verilen kurumsal bir yapı var.

Emine Erdoğan, bu yapının hakkını en insancıl şekilde veriyor.

Newskweek röportajı, işte bu insancıl çabanın bir parçası.

YILMAZ VE FARAH

- Yılmaz Güney’in sanatını beğeniyoruz, kişiliğini beğenmiyoruz.

*

- Farah Zeynep’in fikirlerini beğeniyoruz, Bihter’deki sanatını beğenmiyoruz.

DÜNYA KAÇ MEMURLA DÖNÜYOR RAHMİ BEY

RAHMİ Koç şöyle demiş: “Bizde memur çok. 2 milyon memurla bu devlet rahatlıkla döner.”

*

Akademik araştırma sipariş etmesine falan bile gerek yok.

Rahmi Koç, sadece üç dakikalık internet araştırması yapsa bile şunu görür: Memur sayısı açısından Türkiye, Batılı ülkelerden daha iyi durumda. Yani dünya, Türkiye’ye göre çok daha fazla memurla dönüyor.

*

İnsan olmak, biraz da kolaycı olmak demek galiba.

Rakamlara, gerçeklere, istatistiklere falan bakmaya hiç tenezzül buyurmadan çok eski ezberleri tekrarlamaya nasıl da bayılıyoruz.

“TUTUNAMAYANLAR” KİTABI DİLAN’DA “ENERCİ” BIRAKMAZ

AVUKATI, hapishanede okusun diye Dilan Polat’a Oğuz Atay’ın “Tutunamayanlar” adlı kitabını göndermiş.

*

Kişisel gelişim kitabı değildir “Tutunamayanlar”. Görgüsüzlüğü yüzünden çetesini perişan eden bir fenomenin dramıyla uzaktan yakından alakası yoktur. Çetin ceviz bir kitaptır, Dilan Polat’ın zaten az kalan “enercisini” hepten emer.

*

Dilan Polat’ın avukatına Oğuz Atay kitapları yerine “Şeyma Olmak” türünde eserlere yönelmesini tavsiye ederim.

Üstelik yüzde 95 indirimle 5 liraya satılıyor. Yani tüm mal varlığına el konulmuşlar açısından son derece hesaplı da.

EVLAT EDİNME KARŞITI KAMPANYA GİBİ

Brad Pitt ile Angelina Jolie çiftinin Vietnam varoşlarından evlat edindiği Pax, büyüdü ve üvey babası Brad Pitt’e ağır hakaretler sallıyor.

“Dünyanın görebileceği en büyük pislik” falan diyor.

*

Aralarında ne geçti? Bilmiyoruz. Aile içi dinamikler nasıl işledi? Bilmiyoruz. Brad Pitt’in kabahatleri nedir? Bilmiyoruz. Çocukta bir anormallik var mı? Bilmiyoruz. Angelina mı dolduruyor? Bilmiyoruz.

*

Ama bildiğimiz bir şey var ki o da şu:

*

Ünlüler, bu olaydan sonra dünyanın en yoksul coğrafyalarından evlat edinmeye kalkışırken üç kere değil en az üç yüz otuz üç kere düşünecek.