Açıklama yapacakları günü de belirlemişler:
28 Şubat.
*
O 28 Şubat ki....
Soruya kestirmeden kısacık bir cevap veriyorum:
*
Eğer...
Pahalılık
Bütün istikbalini masadakilerin birlikteliğine bağlamış durumda... Bu nedenle üzerine titrediği tek bir konu olmuştur: Masayı dağıtmamak.
AKŞENER: Masanın tutkalı olma vazifesini Kılıçdaroğlu’na yüklemiş durumda. Bunun rahatlığı içinde. Üstelik masadaki ağırlığı da epey fazla. Bunun da rahatlığı içinde. Yani masadaki keyfi gıcır olmuştur.
*
KARAMOLLAOĞLU: Babacan ve Davutoğlu’nun masaya girmesiyle “biricik” olma pozisyonunu azıcık kaybetmiş olsa da masada sözüne itibar edilmiştir. Bozan, dağıtan, yan çizen olmamıştır.
*
İsraf olmasın diye Çankaya Köşkü’nün lambalarını söndürdüğüne dair bir söylenti çıkmıştı.
*
Çok dalga geçilmişti Sezer’in bu çabasıyla.
“Koca Cumhurbaşkanı. İşi gücü bırakmış lamba söndürmekle uğraşıyor”
Yumruklar havaya kalktığında heyecanlanırdım.
Herhangi bir korsan gösteri sırasında kendimden geçerdim.
Duvarlara yazı yazmak, yaşama sevinci verirdi bana.
Hep birlikte slogan atmak, hayata bağlardı beni.
Boykot, direniş... En sevdiğim kelimelerdi.
Fakat çok sonra fark ettim ki...
Bizim milletin büyük çoğunluğu
MASA DA MASAYMIŞ HA
Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Ama kendimi bir konuyu açıklığa kavuşturmak zorunda hissettim.
O yüzden karşınızdayım.
*
Sosyal medya, çarkları insafsızca dönen bir makineye dönüşmüş durumda. En aklı başında insanları bile bir anda trol konumuna düşürüyor bu vahşi makine.
“Olayın doğrusu nedir?” dedirtmiyor. “Aslında ne oldu?” sorusuna asla yüz verdirmiyor. “Gerçekten de böyle mi oldu acaba?” diye hiç merak ettirmiyor.
*
Kim var bu gaddar makinenin arkasında?
Bir ordu var!
İstanbul Büyükşehir Belediye Sözcüsü Murat Ongun da bunu hatırlatan bir paylaşım yapmış.
*
Paylaşımın altına yazılanlar arasında biri dikkatimi çekti.
*
Şöyle deniyor:
*
“Kurban olayım başkanım. Bu sefer de bir arıza çıkarma. Bizi şunların diline düşürme.”
Kutuplaştırıcı siyasetin içine düştüğü durumu bundan daha iyi gösteren bir örnek olmaz, olamaz.