Ahmet Hakan

İstanbul’da fırtına ve yağış alarmı verilmiş.

İstanbul Büyükşehir Belediye Sözcüsü Murat Ongun da bunu hatırlatan bir paylaşım yapmış.

*

Paylaşımın altına yazılanlar arasında biri dikkatimi çekti.

*

Şöyle deniyor:

*

“Kurban olayım başkanım. Bu sefer de bir arıza çıkarma. Bizi şunların diline düşürme.”

Kutuplaştırıcı siyasetin içine düştüğü durumu bundan daha iyi gösteren bir örnek olmaz, olamaz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın korona olmasının ardından bütün siyasi parti liderleri çok nazik geçmiş olsun mesajları yayınladılar.

Erdoğan da tüm liderlere ayrımsız tek tek teşekkür mesajları gönderdi.

*

Birleştirici bir kişilik...

Bu tabloya bakarak...

Şöyle şeyler der:

- Ne güzel bir tablo bu!

- Aman nazar değmesin!

-

Türkiye’de epey zamandır hayat pahalılığı ve ekonomideki sorunlar için...

“En etkili muhalefet partisi” nitelemesi yapılıyordu.

*

Son zamanlarda ise konu biraz daha özelleşti ve şu duruma geldi:

*

Ana muhalefet partisi: Elektrik faturaları.

*

Nereye gitsem, kiminle konuşsam...

Gündem hep elektrik faturaları.

Katıldığı bir televizyon programında Ahmet Davutoğlu’na...

“Ahmet Hakan’ın sizin hakkınızda şöyle şöyle eleştirileri var” diye sorulmuş.

O da buna cevap verirken...

“Ahmet Hakan’ın gazetecilik hayatındaki çizgi değişimleri...” falan diye başlayan bir cümle kurmuş.

*

Ahmet Davutoğlu, madem sözü çizgi değişimlerine getirdi.

Ukrayna krizinde Türk tezi nedir?

Kiev seyahatinde bu sorunun yanıtını aradım.

*

Seyahate katılan bazı yetkililerle görüştüm.

Cevabını aradığım soru şuydu:

Ne olursa Türkiye açısından iyi bir sonuç olur?

*

Üç aşamalı bir beklenti var Türk tarafında:

Birinci aşama:

Rahmetli Taylan abimiz, çok sıkı Demirelciydi.

Ta 70’lerden beri.

Vefası da büyüktü.

Demirel ölene kadar Demirelci kaldı.

*

Taylan abi, siyasi sohbetler sırasında genellikle suskun kalırdı.

Ancak sohbetin en hararetli anında...

Konuyla ilgisi olsun olmasın...

Şöyle derdi:

Aşırı fanatiklerin ortak özellikleri şunlar:

- Sesleri çok çıkar.

- Fanatizmden beslenirler.

- En küçük bir diyalog çabası karşısında bile çılgına dönerler.

- Sağduyulu yaklaşımın düşmanıdırlar.

- Cepheleşmenin körüklendiği anlar, en sevdikleri anlardır.

- Kimsenin kimseyi dinlemediği bir ortamdan acayip zevk alırlar.

- İyiye iyi, kötüye köt ü demezler.

- Kendi taraflarına yönelik en küçük bir eleştiriyi bile düşmanlık sayarlar.

Sosyal medyanın insanı riyakâr yapan bir tarafı var.

Bir bakıyorsun:

*

Günlük hayatta acayip mülayim takılan bir kişilik, sosyal medyada en sert adam pozlarına bürünüp babalandıkça babalanıyor.

*

Bir bakıyorsun:

*

Günlük hayatında bir kez bile racon kesmemiş bir zat, sosyal medyada racon üstüne racon kesiyor.