×
Bir dönemin bisküvi kralıydı. Türkiye’nin yanı sıra dünyanın sayılı ülkelerine ‘Lezzet’ kattı. Hatta bu başarısı EBSO’nun en çok istihdam sağlayan kurumlar sıralamasında ona birincilik getirdi. Ancak sektördeki rekabet koşullarına dayanamayıp geçtiğimiz haziranda yarım asırlık fabrikanın kapısına kilit vurdu. Yine de sektörden kopmadı. Helva ile başlayıp bisküviyle devam eden yolculuğa şimdi de oğlunun kurduğu Alsancak’taki Arpege Patisserie’de deneyimlerini aktararak devam ediyor. Böylece hayatının her döneminde var olan ve bir tutkuya dönüşen ‘un, yağ, şeker’ üçlüsünden kopmadığını söylüyor. Aslında bu üçlüye bir de tam 35 yıldır motosiklet hobisi eşlik ediyor. Senelerdir motoruyla dünyayı arşınlıyor. Aynı zamanda son 10 yıldır Harley Davidson Derneği’nin başkanlığını da yapan İbrahim Saruhanlı, 2015’te, dünyadaki Harleycileri İzmir’e getirmeyi planlıyor. Lezzet Bisküvileri’nin kurucusu Saruhanlı, farklı bir emeklilik yaşıyor. Nasıl mı?
KİMDİR?
Adı: İbrahim Saruhanlı
Doğum yeri ve yılı: Turgutlu, 1952
Eğitimi: Karşıyaka Özel Batı Koleji
İşi: Lezzet Bisküvileri’nin kurucusu
Aslen Malatyalı. İzmir’le tanışıklığı üniversite yıllarına dayanıyor. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Genel cerrah. Malatya, Adıyaman, Konya Ereğli, Kahramanmaraş, Bolu, İzmir, Aydın’da hastaneleri, görüntüleme, diyaliz, tıp ve fizik tedavi merkezleri var. Ama biz onu daha çok İzmir’de birbiri ardına hayata geçirdiği inşaat projeleriyle tanıyoruz. Şu an Bornova, Buca ve Mavişehir’de yapımı devam eden 5 projesi var. Bu yıl bu sayı 15’i bulacak. Konutun yanı sıra Alsancak’ta ofis, otel, AVM de söz konusu. “Son 3 yıldır inşaattan ziyade modacılığa geçtik. Proje geliştiriyoruz. Kimsenin görmediği şeyleri görmeye çalışıyoruz. Müteahhitlik değil, toplum mühendisliği yapıyoruz” diyor. İnşaatta da cerrah titizliğiyle çalışıyor. Sağlıkta bundan sonraki hedefi İzmir’de bir üniversite kurmak. Adı da gönlünden ‘Gözde Üniversitesi’ olarak geçiyor. İstiyor ki, hayata geçtiğinde İzmir’in gözdesi olsun. İnanılmaz enerjik. Kendi deyimiyle hızlı ve seri. Öyle ki; yürürken de, yemek yerken de, konuşurken de, düşünürken de ona yetişmek mümkün değil! Yavaşlığa tahammülü hiç yok. O, Gözde Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Opr. Dr. Kenan Kalı....
KİMDİR?
Adı: Opr. Dr. Kenan Kalı
Doğum yeri ve yılı: Malatya, 1973
İşi: Gözde Grubu Yönetim Kurulu Başkanı
Eğitimi: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
O aslında eczacı. Ama iş geçmişinde apartmanlara yakıt pazarlama, dış ticaret, denizcilik, Dubai merkezli inşaat ve uluslararası tedarikçilik var. Son halka ise ‘Baydöner’ markasıyla gıda. Kurduğu şirketlerin tamamı başarılı oldu. Ancak, hiçbirine Baydöner kadar tutkuyla bağlanmadı. Öyle ki, 2009’da diğer şirketlerdeki hisselerini devrederek sadece Baydöner’e odaklandı. “Yelkenin rüzgarı yandan alarak seyretmesi” anlamına gelen Apaz Gıda’yı 7 yıllık süreçte her sene neredeyse 10 milyon kişinin ziyaret ettiği Türkiye’nin en yaygın restoran zincirlerinden biri yaptı. İşin sırrı ise kendi ifadesiyle işlerini dönerci gibi değil, işadamı gibi yapmaları. Bugün Türkiye’nin 35 kentinde 79, yurtdışında 3 olmak üzere 73 restorana ulaştı. 5 yıl içinde ise 200’ü hedefliyor. Baydöner kurucu ortağı ve yönetim kurulu başkanı Levent Yılmaz, “Yaptığım işe tutkuyla bağlıyım. Başarılı bir marka yaratmak, ülkemizde ve dünyada Türk mutfağına değer katmak vizyonu beni heyecanlandırıyor” diyor. Yılmaz, iş dışı yaşamını Sıradışı’yla paylaştı.
KİMDİR?
Adı: Levent Yılmaz
Doğum yeri ve yılı: Van Ercis, 1968
İşi: Baydöner Yönetim Kurulu Başkanı
Eğitimi: Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi
İlk duyduğumda ‘Nasıl oluyor?’ diye sormadan edememiştim. Foça’da, Ortadoğu’nun ‘ilk gönüllü sağım çiftliği’nin kurucusu Emre Vural’ı tanıyıp ayrıntılar ortaya çıkınca, İzmir için, sektör için yaratılan bu başarının gururuna ortak oldum diyebiliriz. O, süt ve süt ürünleri sektöründe 1919’da dedesi İbrahim Faik Vural’la başlayan hizmet ve kalite yarışının üçüncü kuşaktan sportmen temsilcisi. Lisanslı yüzücülüğün yanı sıra İzmir ikinciliği olan bir atlet ve 2006’da İzmir’de şampiyonlar şampiyonu ünvanını kazanan usta bir otomobil yarışçısı. Yoğun iş temposu nedeniyle artık pistlerden uzak olsa da, içindeki yarış heyecanını, bugün, kendi işinde ve elleriyle büyüttüğü Vurallar Süt Ürünleri ile Karşıyaka’da geçtiğimiz yaz hizmete açtığı Emre Vural Çiftliği’nde “Mutlu inekler ve doyumsuz lezzetler” sloganıyla geleceğe taşıyor. Geçmişte Menemen Ticaret Odası’nda meclis başkanlığı yapan ve halen İzmir İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’nde Yönetim Kurulu Üyesi olarak sektör için var gücüyle çalışmaya devam eden, morfolojik değerlendirme uzmanı ve ineklerde güzellik yarışması hakemliği sertifikasının İzmir’deki tek sahibi Emre Vural, bu yoğun tempoya nasıl dayanıyor diye merak etmemek de mümkün değil. Gün içinde en az 5 kez tükettiği ballı yoğurt, sadece 4.5 saat uyuyan Emre Bey’in vitamin iksiri diyebiliriz. İşte, ayrıntılar...
KİMDİR
Adı: Emre Vural
Doğum yeri ve yılı: İzmir, 1973
İşi: Vurallar Süt Ürünleri Yönetim Kurulu Başkanı, Emre Vural Çiftliği kurucusu, İzmir Damızlık Birliği Yönetim Kurulu Üyesi
Eğitimi: Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Aslında basketbol kökenli. Öğrencilik yıllarında amatörce oynamış. Okul takımlarında başarıdan başarıya koşmuş. Çok da keyif almış. Sonrasında tenise merak salmış. Potadaki şov kortlarda da devam etmiş. Ancak yoğun iş temposu nedeniyle tam da ritmi yakalamışken bırakmak zorunda kalmış. Şimdilerde sadece yürüyor. Ama biz onu daha çok yeşil sahalardan tanıyoruz. -Arkadaşlarıyla birkaç kez halı sahada oynadığını saymazsak- ayağının topa neredeyse değmediği futbolda yazdığı destan hala hafızalarda. Dönemin Belediye Başkanı Cemil Şeboy’un biraz da zorlamasıyla önce yönetici, sonrasında başkanı olduğu Bucaspor’u, o dönem (2010-2011), 82 yıllık tarihinde ilk kez Süper Lig’e çıkarmayı başardı. Sarı-lacivertler, İzmir’i 7 sene sonra Süper Lig’de temsil eden ilk takım oldu. İzmir’in Süper Lig’de yer alan 6’ncı takımı ünvanını da elde eden Bucaspor, aynı sezon Türkiye Kupası’nda ilk defa çeyrek final oynamayı da başardı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitiren, sonrasında sağlık işletmeciliği üzerine doktora yapan Mehmet Bektur, futbolun da doktoru olduğunu gösterdi, reçetesiyle adeta ilaç oldu. Halen Tınaztepe Hastanesi Koordinatörü olarak yoluna devam eden Bektur’un yeni hedefi vakıf üniversitesi kurmak. ‘Açılışını yaptığım gün emekli olacağım gündür’ diyen Dr. Bektur, fotoğraf merakından denize düşkünlüğüne, ‘En kıymetli hazinelerim’ dediği eşi ve çocuklarından çalındığı günden beri hasretiyle yanıp tutuştuğu köpeği ‘Dost’a kadar bilinmeyenlerini Sıradışı’na açtı...
KİMDİRAdı: Mehmet Bektur
Doğum yeri ve yılı: Yozgat Boğazlıyan, 1969
İşi: Tınaztepe Hastanesi Koordinatörü
Eğitimi: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
Medeni durumu: Anestezi Uzmanı Şeniz Bektur’la evli. Eylül ve Ozan adında iki çocuk babası.
OTOMOBİLPlakası hala aklımda
Hukuk fakültesini bitirdi. 3 yıl bankacılık yaptı. Doğum nedeniyle ara verdiği iş hayatına deri saraciye üretiyle geri döndü. Bu alanda Avrupa’nın en lüks markaları için üretim yaptı, ihracat rekorları kırdı. 11’inci yılın sonunda radikal bir karar aldı. Anne duyarlılığı ile hareket etti, gıda ve hayvancılık yatırımı yapmaya karar verdi. Baltalı Gıda’yı kurdu. Doktor babasının emekliliğini geçirmeyi planladığı, mandalina ağaçlarıyla kaplı Seferihisar’ın Düzce köyündeki çiftlikte keçi yetiştiriciliğine başladı. Çiftliğin çevresindeki arazileri alıp büyüttü. Bugün, Türkiye’nin en büyük keçi çiftliklerinden birini kurdu. Yüzde 100 keçi sütü üretimiyle de pazarın öncüsü oldu. Funda Özer Baltalı, “Deri sektöründe çok güzel işler yaptım. Ama şu anda yaptığım işten o kadar mutluyum ve keyif alıyorum ki o günleri özlemiyorum. Amacım hep iz bırakacak işlere imza atmak. İleride insanlar bizleri arabamızla ya da mücevherlerimizle hatırlamayacak. Yaptıklarımızla anacak. Ben de bunun için uğraş veriyorum. Bunu başardığıma da inanıyorum” diyor. Erkek egemen bir sektörün kadın temsilcisi Baltalı, iş dışı yaşamının bilinmeyenlerini Sıradışı’na açtı.
HAYAT FELSEFESİ
Hayatı geldiği gibi yaşamak ve her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak. Sahip olduğum güzel şeylere her gün şükredip, sahip olamadıklarım için üzülmemek.
OTOMOBİLBinen kemerini takacak
* İlk arabam füme rengi bir Renault Broadway’di. Yanılmıyorsam 1995 yılıydı.
* Şimdi, İstanbul ve Seferihisar’daki çiftlikte yaşıyor ve çalışıyorum. Duruma uygun, şirkette hangi araba varsa onu kullanıyorum.
Onu hangi sözcüklerle tarif etmeli bilmiyorum... Ama Didem Molay Sevin’in genç yaşına rağmen iş yaşamındaki hızlı ve yoğun temposuna bakarak, kendisini kararlı, inatçı, dirençli ve kafasına koyduğunu yapacak kadar özgüvenli ve cesur olarak tanımlarsam sanırım yanlış olmaz. Didem Hanım, 1926’dan bu yana ‘Kağıt’ deyince akla ilk gelen markalar arasında yer alan Mopak’ın dördüncü kuşak temsilcisi, azimli, zarif ve çalışkan bir işkadını... Mopak’ın yeni yatırımı ‘Masaüstü’nde gerçekleşen söyleşimizde paylaştığı ve yaşamına dair önemli kesitler içeren notlar, genç ve idealist bu girişimci iş kadınının belki de diğer tüm gençlere örnek olacak başarma inadını öyle güzel ortaya koyuyordu ki... Amerika ve Almanya’daki eğitimlerine, yurtdışı stajlarını ve iş deneyimlerini ekleyen Didem Molay Sevin, genç yaşına rağmen kendinden oldukça emin. Kazandığı deneyimleri, ‘Ben hayatın test sürüşünü yaşadım’ sözleriyle özetliyor. Çalışıyor, çabalıyor ve ekliyor: ‘İnsan gerçekten inandığı şeyin peşinde koşmalı. Olmuyorsa, ya gerçekten inanmıyor ya da istemiyor demektir. Başarı, başarıyı getirir.’
KİMDİRAdı: Didem Molay Sevin
Doğum yeri ve tarihi: İzmir, 1983
İşi: Mopak ve Masaüstü Pazarlama Direktörü
Eğitimi: New York State Üniversitesi Pazarlama ve Finans
Medeni durumu: Mopak Müşteri Geliştirme Direktörü Emrah Sevin’le evli
OTOMOBİLBabamın mezuniyet hediyesi
Doğrusu ya, siyaset dışında konuşana kadar benim için stabil, tepkisini çok belli etmeyen, biraz soğuk, ciddi, ağırbaşlı, kuralcı, disiplinli biriydi. Yanılmışım. Meğer o sakin, sabırlı, kararlı, dengeli, tepki ve düşüncesini bir anda göstermeyen yapısının yanında çıkışları da olan biriymiş. Öyle ki, geçen temmuz ayında Parlamenterler Spor Kulübü Derneği’nce bedensel engelliler yararına düzenlenen oto slalomda kadın vekiller arasında ikinci olmuş. Fethiye Babadağ’dan Ölüdeniz’e yamaç paraşütüyle atlamış. Hem de bir an bile düşünmeden. Kararını vermiş ve hiçbir tereddüt duymadan kendini boşluğa bırakmış. Tenisle de ilgilenmiş. Tam kortlarda fırtına gibi esecekken araya siyaset girmiş, ertelemek zorunda kalmış. Şimdi hedefinde bungee jumping olduğunu söylüyor, “Yapar mıyım bilmiyorum ama o duyguyu da yaşamak istiyorum” diyor. Eczacı. İki çocuk annesi. Çoğunlukla ailesi ve başkaları için yaşayan biri. Zihni çalıştıran, rahatlatan hobileri seviyor. Bunların başında da puzzle geliyor. Evinin duvarlarındaki tabloların tamamı kendisinin birleştirdiği ‘puzzle’lardan oluşuyor. Mutluluğu, başarıyı yakalamanın insanın kendi elinde olduğuna inanıyor. O, Meclis’in AK Parti’li İzmir Milletvekili Nesrin Ulema. İşte ayrıntılar...
OTOMOBİL
Oto slalomda ikinci oldum
* İlk arabam yeşil bir Peuogeot 206’ydı. Son 5 yıldır da siyah Nissan Qashqai kullanıyorum.
* Ankara’da otomobilimin direksiyonunda ben varım. İzmir’de ise yoğun tempo nedeniyle özel şoförüm var.
* Genelde kurallara uyan bir sürücüyüm. Özellikle yayalar konusunda hassasım. Işıklara çok dikkat ederim. Aşırı hızı sevmem. Her zaman kontrollü, bana ve diğer sürücülere tehlike getirmeyecek şekilde araç kullanmaktan keyif alırım.