Erdoğan-Bahçeli görüşmesinden sonra aradığım kaynaklarım ise “müspet, yapıcı bir görüşme” değerlendirmesini yaptılar.
İki liderin konuşmaları gereken her konuyu ele aldıkları anlaşılıyor.
MORAL, DESTEK
Peki Kılıçdaroğlu-Akşener görüşmesi nereden çıktı? Çünkü iki liderin programında yoktu.
1- Lütfü Türkkan olayından sonra Erdoğan, Akşener’i hedef almaya başladı.
Kılıçdaroğlu, Akşener’e moral ve motivasyon desteği verdi.
2- İki lider ekonomiyi konuştular. Ekonominin gündemden düşürülmemesi konusunda söz birliği yaptılar.
3-
Kılıçdaroğlu’nun helalleşmeye önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’la başlaması gerektiğini söylemiştim. Çünkü en çok Erdoğan’a hakaret ediyor. Ama Cumhurbaşkanı ile helalleşmesi konusunda umutlu değildim. Zaten o da beni yanıltmadı. Helalleşmek için bir liste açıkladı ama orada Erdoğan yoktu.
Bundan bir süre önce Cumhurbaşkanı Erdoğan da bir helalleşme çağrısı yapmıştı. Peki o zaman Kılıçdaroğlu’nun tavrı ne olmuştu?
ERDOĞAN HELALLİK İSTEDİĞİNDE NE YAPMIŞTI?
Erdoğan, 14 Mayıs 2021 tarihinde pandemi nedeniyle yaşanan 17 günlük kısıtlamadan etkilenen vatandaşlarımızdan helallik istemişti. Erdoğan, “Sıkıntıya düşen esnafımız, çalışanımız olduysa hepsinden helallik istiyoruz” demişti.
Kılıçdaroğlu o zaman, “Bırak kardeşim sen helalleşmeyi. Neyin helalleşmesi? Helalleşme olayı sadece ve sadece insanları avutmak amacıyla veya insanların inançları veya duygularını sömürmek amacıyla, onların yaşadıkları sıkıntıları nasıl unutturabiliriz... Öyle bir çaba. Bu beyhude bir çabadır. Biz hakkımızı helal etmiyoruz” diye yanıt vermişti.
CHP’DE DALGALANMA
Buna rağmen Kılıçdaroğlu’nun helalleşme yolculuğunun nasıl sonuçlanacağını merakla takip ediyorum. Çünkü Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çıkışı CHP içinde dalgalanmaya yol açtı. Bir kesim, “Hazır iktidara geliyoruz. Erdoğan’dan hesap sormayı hedefliyoruz. Bu helalleşme nereden çıktı?” diye rahatsızlığını ortaya vurdu. CHP liderinin dünkü grup konuşmasını o nedenle dikkatle izledim. Kılıçdaroğlu da CHP içindeki homurtuların farkında olmalı ki, “Helalleşme ile hukuku karıştıranlar oldu” deme gereği duydu.
CHP DE SİTEM ETTİ
Lütfü Türkkan’ın suç oluşturan iki ayrı fiilden dolayı yargılanabilmesi için dokunulmazlığının kaldırılması talep ediliyor. Fezleke Meclis Başkanlığı tarafından Anayasa-Adalet Karma Komisyonu’na havale edildi. Türkkan’la ilgili süreç şöyle işleyecek:
Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’ndan, Lütfü Türkkan’ın dokunulmazlığının kaldırılması kararı çıktığı takdirde Meclis’te oylanacak. Oylamaya katılanların bir fazlasının oyuyla Türkkan’ın dokunulmazlığı kaldırılabilecek.
MİLLETVEKİLLİĞİ DÜŞECEK Mİ?
Lütfü Türkkan’ın dokunulmazlığı kaldırıldığı takdirde yargılanmasının yolu açılacak. Türkkan, “şehit ailesine hakaret” ve “basit müessir fiil”den dolayı hâkim huzuruna çıkacak. Dokunulmazlığının kaldırılması demek, Lütfü Türkkan’ın milletvekilliğinin düşmesi anlamına gelmiyor. Sadece şehit ailesine küfürden dolayı yargılama yolu açılmış olacak. HDP’li Tüma Çelik olayında olduğu gibi.
AKŞENER VE KILIÇDAROĞLU İÇİN SINAV OLACAK
Şehit ailesine küfür olayından sonra Lütfü Türkkan, İYİ Parti Grup Başkanvekilliği’nden istifa etmek zorunda kalmıştı. Ancak İYİ Parti, Türkkan’ın partiden ihracı yönüne gitmemişti. Tam aksine Akşener, Lütfü Türkkan’ı savunarak, “Zannetmeyin harlayarak gürleyerek bizi geri çekeceksiniz. Her dükkânın içinde provokasyon yaptırabilirsiniz. Her dükkânın kapısında p.rno sitesi gezenlere, oralarda yavşak yavşak konuşanlara, yazı yazanlara provokasyon yaptırabilirsiniz. Yaptırın kardeşim. Sizden korkan sizin gibi olsun” diye meydan okumuştu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Lütfü Türkkan konusunda sessiz kalırken, CHP Sözcüsü Faik Öztrak da olayı provokasyon olarak nitelendirip Türkkan’a destek vermişti.
HALEP ORADAYSA
HELALLEŞME YOLCULUĞU
Bu diyalogdan haberi oldu mu bilmem ama Kılıçdaroğlu hafta sonu yayınladığı videosunda helalleşme yolculuğuna çıkacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, en çok Erdoğan’a hakaret ettiği için, helalleşme yolculuğuna önce Erdoğan’la başlaması gerekiyor. O yüzden bugünden itibaren Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem’i takibe alacağım. İletişim Başkanlığı’nı arayıp Kılıçdaroğlu, Erdoğan’dan helalleşme randevusu istedi mi, diye soracağım.
KİMLERLE HELALLEŞMELİ?
Kılıçdaroğlu’nun ayrıca CNN Türk’te yayına çıktığı için ihraç ettiği CHP’lilerle de helalleşmesi gerekiyor. Boykot ettiği CNN Türk’le helalleşmeli.
Tehdit ettiği memurlar ile helalleşmesine ise hiç değinmeyeceğim.
Ama kontrollü darbe ve tiyatro dediği 15 Temmuz’dan dolayı şehit aileleri ve gazilerle helalleşebilecek mi?
28 ŞUBAT’LA
28 Şubat’ın arkasında yer aldıkları ve başörtüsü zulmünü destekledikleri için demokratlarla ve dindarlarla helalleşebilecek mi?
Koltuk konusu
İttifak meselesi
Görüşmeye ilişkin olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden servis edilen görüntüde iki koltuk olmasına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Karamollaoğlu’nu üçlü koltuğa oturmaya davet etmesi dikkati çekiyor.
Hatta görüşmeden sonra Erdoğan-Karamollaoğlu görüşmesinden rahatsız olanlar, sosyal medyada koltuk görüntüsü üzerinden bir kriz çıkarmaya çalıştı. Doğrusu ben de bu durumun istismar edileceğini düşünerek keşke daha dikkatli olunsaydı diye düşündüm. Benim kaygım sosyal medyadaki zehirli dilden ziyade Saadet Partisi tabanının bundan incinmesi endişesine dönüktü.
İŞTE O KOLTUK
Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesi üzerine Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile görüştüm. Haliyle ilk sorum koltuk meselesi oldu.
Temel Karamollaoğlu, “Ben o konuya girmeyi bile doğru bulmuyorum” diye söze başladı. Cumhurbaşkanı ile 2 saat 20 dakika süren çok kapsamlı bir görüşme yaptıklarını söyledi. “Bazı konularda aynı, bazı konularda farklı düşündüğümüz ortaya çıktı ama çok olumlu bir görüşme yaptık. Ben o koltuk işini ise istiskal edici (rencide edici) bir hareket olarak görmedim” dedi.
2 saat 20 dakika süren görüşmeden sonra Karamollaoğlu, “Oldukça olumlu havada geçen bir görüşme oldu” dedi. Cumhurbaşkanlığı kaynakları da görüşmeyi “olumlu” olarak ifade ettiler.
Erdoğan daha önce Oğuzhan Asiltürk’le, Saadet Partisi’nin Cumhur İttifakı içinde yer alması için bir diyalog sürecini başlatmıştı. Ama Temel Karamollaoğlu buna karşıydı. Oğuzhan Asiltürk’ün vefatıyla birlikte YİK Başkanlığı’nı da üstlendi. Eli güçlendi. Erdoğan’la görüşmeye iki şapkasıyla birlikte girdi.
GÜNDEM
Temel Karamollaoğlu’nun ajandasında ne vardı?
1- Parlamenter sistem önerisi
2- Ekonomik sıkıntılar
3- Toplumdaki adaletsizlik algısı
Karamollaoğlu,
Peki, Meral Akşener ne yaptı? Lütfü Türkkan’ı korudu.
“Lütfü Bey bir hata yaptı. Ancak kendisi yaptığı hata karşısında olgunluk gösterdi, önce çıktı özür diledi, sonrasında ise gereğini yapıp grup başkanvekilliğinden istifa etti” dedi.
Lütfü Bey olgunluk göstermedi. Şehit ailesine iğrenç bir şekilde küfretti. Eğer İYİ Parti Grup Başkanvekilliği’nden istifa etmesini bir olgunluk alameti olarak görüyorsanız o zaman Lütfü Türkkan’ı kendinize danışman olarak alın. Böyle bir yaklaşım olur mu? Aslında iyi düşünse Lütfü Türkkan’ın en büyük zararı İYİ Parti’ye ve Meral Akşener’e verdiğini görecek.
Bu iş, Meral Akşener’in peşini bırakmaz.
PROVOKASYON MU KÜFÜR MÜ?
Meral Akşener’den, şehit ailelerinden özür dilemesi ve Lütfü Türkkan’a bu işin bedelini ödetmesi beklenirken o hedef saptırmaya çalıştı. “Geçtiğimiz cuma AK Parti’nin planlı bir provokasyonu sonucunda talihsiz bir olay yaşadık” dedi.
Lütfü Türkkan’a, şehit yakınına, “Senin bacını ...rim” diye küfretmesini AK Parti mi söyledi?
Ayrıca elinizde AK Parti’nin provoke ettiğine dair bir bulgu varsa niye yeri göğü yıkmıyorsunuz? Bir provokasyon varsa
Ne şehit aileleri başta olmak üzere Türk halkından özür dilendi ne Lütfü Türkkan’la ilgili disiplin süreci başlatıldı. Sadece grup başkanvekilliğinden istifa ettirilip yerine bir başkası seçildi. Bir eksik kaldı. O da Lütfü Türkkan’a onursal grup başkanvekilliği görevi verilmesi. O da olsa tamamdı.
Ama sorun o değil ki...
Türk milliyetçiliği iddiasında olan bir partinin önde gelen isimlerinden biri, şehit ailesine ağza alınmayacak şekilde küfrediyor. Sonra MHP kökenli iki siyasetçi Koray Aydın ve Müsavat Dervişoğlu bu işi yumuşatmaya çalışıyor. Ülkücü hareketin içinden gelen Koray Aydın ile Müsavat Dervişoğlu’nun işi, şehit ailesine yapılan küfre kılıf aramak mı olmalıydı?
ÖZÜR DİLEMEDİ
Kamuoyundan gelen tepkiler büyüyünce Lütfü Türkkan bir video yayınlıyor. Orada küfrettiği şehit ailesinden ve Türk milletinden özür dilemiyor. O nezaketi dahi göstermiyor. Meral Akşener’den özür diliyor. Sonra ne yapıyorlar? Lütfü Türkkan grup başkanvekilliğinden istifa ediyor, yerine Erhan Usta’yı seçiyorlar. Ellerini yıkayıp çıkıyorlar.
Bu tavır, İYİ Parti’nin Lütfü Türkkan olayından rahatsız olduğunu göstermez. Bu, İYİ Parti’nin Lütfü Türkkan’ı cezalandırdığı anlamına gelmez. Bu, Lütfü Türkkan’ı ve İYİ Parti’yi kurtarma operasyonundan başka bir anlam taşımaz.
FARKLI YAZARDIM
Dikkat ederseniz