Peki Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’nın ortak adayı olacak mı diye sorsanız Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu’nun çekinceleri nedeniyle net bir yanıt veremem.
Ama Millet İttifakı’nın ortak adayı olmak için müthiş bir çaba gösteriyor mu diye sorarsanız ona da yüzde 100 bile demem. Yüzde 110 derim.
Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığında en favori isim olarak gösterilen Ekrem İmamoğlu ile görüşmesine bakınca bu kanaatim daha da pekişti.
Geldiğimiz aşamada Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylığı için müthiş bir mıntıka temizliği yapıyor. Şartları hazırlıyor. Ama yine de ortak adaylığı başarabilecek mi, ondan emin değilim.
Sizi önce Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu’nun kısa bir süre önce Ankara’da başbaşa yaptığı görüşmeye götürmek istiyorum.
Görüşmenin tek gündemi cumhurbaşkanlığı adaylığı konusu. Belki ikinci bir başlık olarak İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na odaklanması konusunu sayabiliriz.
O SORUYA İMAMOĞLU’NUN YANITI
Görüşmede
İki parti arasındaki rekabet birkaç konuda kendini iyice hissettirmeye başladı.
1- CHP ile İYİ Parti arasında, Millet İttifakı’nın birinci partisi olma yarışı yaşanıyor. CHP’nin oy oranı yüzde 25 civarında. İYİ Parti’nin oyları ise yükselişte. İYİ Parti yetkilileri, CHP’nin oy oranının yüzde 25’in üzerine çıkmayacağını ama İYİ Parti’nin büyüyebileceğini savunuyorlar. Hatta Meral Akşener’in başbakanlığa talip olmasının da bu stratejinin sonucu olduğunu söylüyorlar.
2- İYİ Parti ile CHP arasında cumhurbaşkanlığı konusunda da bir rekabet yaşanıyor. Akşener, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı desteklerken, CHP’de Kılıçdaroğlu sesleri yükseliyor. İYİ Parti’nin etkili isimlerinden Koray Aydın, Kılıçdaroğlu’na, “İdealist davranmalı, nefis zamanı değil” mesajını verdi. Kazanma ihtimali olmayan adaya evet demeyeceklerini açıkladı.
3- İYİ Parti, ortak miting teklifini CHP’nin gölgesine girmemek için kabul etmedi. CHP’nin, muhalefetin büyük ağabeyi olarak hareket etmesinden dolayı rahatsız olduklarını belirttiler. CHP’nin, “İktidarda AK Parti, muhalefette CHP var. Bir de diğerleri şeklindeki yaklaşımını doğru bulmuyoruz. Biz eşit partiler olarak masaya oturmak istiyoruz” diyorlar.
4- CHP ile İYİ Parti arasındaki rekabet Ankara’da billboardlara da yansıdı. Meral Akşener’in fotoğrafları billboardları süslerken, CHP, Kılıçdaroğlu’nun afişleriyle yanıt verdi. Öyle ki bir hafta Akşener, bir hafta Kılıçdaroğlu billboardlarda yer aldı. Millet İttifakı’nın adayı olarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanan Mansur Yavaş ise iki partinin arasında kaldı. Şu anda iki lider, başkentteki billboardlarda kıyasıya bir rekabet sergiliyorlar.
GENÇLERİN MESLEK SAHİBİ OLMASI VE İŞ SORUNU
GÜNE
O nedenle muhalefet cephesinden kim kimi istiyor, kim kimi istemiyor diye bir tablo ortaya koymanın zamanı geldi.
Tabii süreç içerisinde roller değişecek. Sürpriz isimler ortaya çıkacak. Kiminin şansı artacak, kiminin şansı kalmayacak. O nedenle bunu erken hazırlanmış bir tablo olarak görebilirsiniz.
KİM KİMİ İSTEMİYOR?
Kemal Kılıçdaroğlu:
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın ortak cumhurbaşkanı adayı olmasına karşı.
“Ankara ve İstanbul’da, Belediye Meclisleri’nde çoğunluk değiliz. Belediye başkanlarımız aday olursa AK Parti onların yerine belediye başkanını seçer” demişti.
Ekrem İmamoğlu ismi gündeme getirildiğinde ise, ”Cumhurbaşkanını bir kişiye endekslemek yanlış olur. Toplum bir popstar bekler” diye karşılık vermişti.
Meral Akşener:
Bakanların oturduğu sıralara dönerek sık sık, “Şu beylere” diye parmağını sallaması, şık olmadı.
İzlenimlerimi paylaşacağım. Ama öncelikle cumhurbaşkanı adaylığı konusunda verdiği yeni mesaja dikkat çekmek istiyorum. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylığı konusunda artık niyetini gizleyemiyor. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylığı konusunda ilk çıkışını geçen yıl 7 Aralık 2020 tarihindeki bütçe konuşması sırasında yapmıştı.
Dünkü bütçe konuşması sırasında, AK Parti milletvekilleri, “Cumhurbaşkanı adayı olacak mısın?” diye laf atınca, “Benim adaylığım niye o kadar ilgilendiriyor. Geliyor gelmekte olan, geliyor gelmekte olan. Unutma sen” diye yanıt verdi.
Geliyor gelmekte olan, Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı oluyor olmakta olan...
Kılıçdaroğlu, 1 yıl önceki bütçe görüşmelerinde de cumhurbaşkanı adayı mısın diye laf atan AK Parti milletvekillerine, “Cumhurbaşkanı adayı olmadığımı size kim söyledi?” diyerek perdeyi açmıştı. O tarihten bu yana cumhurbaşkanı adaylığı konusunda peş peşe hamleler yapıyor.
GAZİ MECLİS’E HAKARET
Bütçe görüşmelerine gölge düşüren ise Kılıçdaroğlu’nun milli iradenin temsilcisi olan Gazi Meclis’e yönelik sözleriydi. Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı Gazi Meclis’le yönetti. Ama Atatürk’ün koltuğunda oturan CHP lideri, Gazi Meclis’e yakışmayan ifadeler kullandı. Bu Meclis, dünya tarihinde Kurtuluş Savaşı’nı yönetmiş tek Meclis. Gazilik unvanı oradan geliyor. Ama ikinci bir gaziliği daha var. Bu Meclis 15 Temmuz’da FETÖ’cü darbeciler tarafından bombalanmış ama boyun eğmemişti. O nedenle Kılıçdaroğlu’nun, “Gazi Meclis diyoruz. Hangi gaziliği kaldı Allah aşkına?” diye konuşması doğru olmadı. Eskilerin deyimiyle Meclis’in mehabetine yakışmadı.
Mersin’de CHP’nin büyük bir gövde gösterisi yapması bekleniyordu. O nedenle meydanların, caddelerin dolup taşması hedefleniyordu. CHP, bunu sağlamak için bölge illerini seferber etti. Sadece Mersin değil, Adana ve Hatay da CHP’li belediyeler tarafından yönetildiği için araçlarla insan taşındı. Beklendiği ölçüde bir gövde gösterisi olmadı ama canlı, kıpır kıpır bir kalabalık vardı. Mitingler demokrasi bayramıdır. Siyasi partilerin mitinglerinin kalabalık olmasından memnun olmak gerekir. Çünkü o zaman, kitleler çare olarak siyaseti görür. Eğer siyaset halkın umudu olmaktan çıkarsa o zaman devreye başka şeyler girer.
Hem çok kalabalık mitingler yapmak demek seçimlerin öyle sonuçlanacağı anlamına gelmiyor. Muharrem İnce’nin Maltepe mitingi az mıydı? Cumhuriyet mitinglerine katılım yüksek değil miydi? Sonuç ne oldu? Önemli olan milletin sandıkta vereceği karar. AK Parti’nin rakibinin Kılıçdaroğlu ya da Akşener olmadığını, “Ekonomi Partisi” olduğunu söylerken, ona işaret etmek istiyorum.
AK Parti ekonomiyi düzeltirse kimse önünde duramaz. Seçim sonuçlarını sokaklar değil, sofralar belirler.
İYİ PARTİ İLE YARIŞ MI
1- Mersin mitinginde, Kılıçdaroğlu’nun 2023 seçimlerine dönük stratejisinin ipuçları vardı.
2- CHP, Mersin’den başlattığı bölge mitingleri ile iktidarı erken seçime zorlamak istiyor. Erken seçim olmazsa da 2023 seçimleri için tabanını canlı tutmayı hedefliyor. Muhalefet açısından doğru bir strateji.
3- CHP’nin mitingleriyle hedefin sadece erken seçim değil, aynı zamanda muhalefette bir yarış olduğu anlaşılıyor. CHP, Mersin’den sonra ikinci mitingini Kocaeli’de yapacak. Mersin gibi Kocaeli de İYİ Parti’nin güçlü olduğu illerden biri. Kocaeli, Meral Akşener’in hem memleketi hem de seçim bölgesi. CHP, neden İYİ Parti’nin güçlü olduğu yerleri seçiyor? Yoksa CHP ile İYİ Parti arasında muhalefette birincilik yarışı mı söz konusu?
4-
Yeni bir ekonomi politikası ile karşı karşıyayız. Lütfi Elvan, alınan bazı kararları, yapılan bazı uygulamaları doğru bulmuyordu. Ama hem bakan olarak görev yaparken kendi doğrularının arkasında durdu hem de ayrılırken, bir siyasi nezaket örneği ortaya koymayı başardı. İnsanlar bakan olabilir, hatta başbakan ya da cumhurbaşkanı olabilir. Ama önemli olan o görevlerden ayrılırken ortaya koydukları tavırdır. Görüyoruz bir dönemler bakanlık, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı koltuklarında oturan kişilerin sonradan ne yaptığını.
LÜTFİ ELVAN-ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ
Lütfi Elvan’ın bir süredir istifasını verdiği ama kabul edilmediği konuşuluyordu. Ama işin aslı Lütfi Elvan 22 Kasım tarihindeki görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan sözlü olarak affını istemiş, uygun gördüğü bir tarihte ayrılabileceğini ifade etmişti. Ama bu durumun sürdürülemez olduğu biliniyordu. AK Parti grubundan sonra Lütfi Elvan talebini tekrarlayınca, bir krize meydan vermeden değişim gerçekleştirildi.
TWEET’LERLE SİNYALİNİ VERMİŞTİ
Sonunda yeni ekonomi politikalarını savunan, siyasi birikimi ve bakan yardımcılığı deneyimi olan Nureddin Nebati, Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini üstlendi. Böylece ekonomi yönetiminde görüş ayrılığı ortadan kalkmış oldu. Ayrıca bakan yardımcısı olması nedeniyle bir kopukluğa meydan verilmedi. Nebati, 26 Kasım Pazar günü attığı tweet’te bunun sinyalini vermişti. Çünkü o tweet’leri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bilgisi dahilinde atmıştı. Nebati, faizlerin düşürülmesi konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’la aynı fikirdeydi. Tweet’inde de, ”2013’ten beri düşük faiz politikamızı her uygulamaya yeltendiğimizde güçlü bir itirazla karşılaştık. Bu sefer bunu uygulamakta kararlıyız” demişti. Bu bir meydan okumaydı. Hakeza Nebati,“Mevcut piyasa koşullarında politika faizinin enflasyonun altında tutulmasında herhangi bir sorun yoktur. Talep enflasyonunu azaltmak için faizlerin arttırılması gerekirken, küresel salgının neden olduğu arz enflasyonunu azaltmak için faizlerin düşürülmesi gerekmektedir” diyerek, yeni ekonomi politikalarının yanında güçlü bir şekilde yer almıştı.
YENİ ANLAYIŞ
Artık ekonominin dümeninde Nureddin Nebati var. Yeni bakan için düşük faiz ve yüksek büyümeyi esas alan üretim ekonomisine dayalı yeni politikalarının sahiplerinden biri diyebiliriz. Zaten devir teslim töreninde de, ”En önemli önceliğimiz yüksek faiz değil, yatırım ve istihdamdır” diyerek bunun işaretini verdi.
Milletvekilliği döneminden bu yana tanıdığım Hazine ve Maliye Bakanı
Cumhurbaşkanı, her konuşmasında Kılıçdaroğlu’ndan birkaç kez söz etmeden geçemiyor. Ama bu kez konuşmasını tamamen ekonomiye ayırdı. Sadece Kılıçdaroğlu’nun 25 Ekim 2016 tarihinde yaptığı konuşmanın videosunu yayınladı. Kılıçdaroğlu orada, ”Düşürün faizleri, destek verelim” diyor. Ama şimdi faizleri düşürdüğü için
tenkit ediyor. Erdoğan, o çelişkiye dikkat çekmek için Kılıçdaroğlu’nun sözlerini yayınladı. Bir ara ünlü Rus edebiyatçı Çehov’un “Bizi çalışmak kurtarır” sözlerini hatırlatınca, Kılıçdaroğlu’na Çehov üzerinden mesaj verecek diye düşündüm ama onu dahi yapmadı.
DOĞRU TERCİH
İlgisi tamamen yeni ekonomi politikalarını AK Parti milletvekillerine anlatmaktı. Bence doğru olanı yaptı. Çünkü ihtiyaç vardı. Çünkü sahada olan onlar. Bu tür köklü politika değişikliklerinde ekonomi kurmaylarının milletvekillerine kapsamlı sunum yapmasında fayda var.
ZAMANLAMA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi politikalarındaki değişikliğin zamanlamasına özel bir vurgu yaptı.
“Bu değişimi ya şimdi yapacaktık ya da en az bir neslin daha hayallerinden, hedeflerinden uzak kalmasına rıza gösterecektik. Belki siyaseten en riskli, fakat ülkemiz ve milletimiz için en doğru planı biz yaptık, yapıyoruz” dedi.
Zaten konuşmasının başında da Türkiye’nin demokrasi ve kalkınma hamlesinin, dinamik bir süreç olduğunu belirterek başladı. Yeni bir dinamik sürecin başında olduğumuzu ifade etti.
İYİ Parti’nin milli meselelerde devletin yanında yer alması, CHP’nin, HDP’nin peşine takıldığı yönünde bir algı oluşturması ulusalcı ve milliyetçi tabanı rahatsız ediyor. CHP seçmeni de PKK’ya ve DEAŞ’a karşı çıkarılan Irak ve Suriye tezkeresine evet denilmesini istiyor. Karabağ’da Azerbaycan’ın yanında olmayı, Libya’da devletinin arkasında durmayı istiyor. Çünkü onlar Kuvay-ı Milliye ruhu taşıyorlar. CHP demek Atatürk’ün partisi demek.
TEZKERE RAHATSIZLIĞI
İYİ Parti, milli meselelerde devletin yanında yer alıyor. Tezkere oylamalarında bunu görüyoruz. CHP’nin Irak ve Suriye tezkerelerine evet oyu vereceği bilgisi varken son anda HDP ile birlikte hayır oyu kullanması, İYİ Parti’yi rahatsız etmişti. Ardından da Kılıçdaroğlu, “Tezkereye evet dersek Cumhuriyet’e ihanet etmiş oluruz” demişti.
Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri, tezkereye evet diyen İYİ Parti’yi ve ulusalcı CHP’lileri rahatsız etmişti. CHP tabanı, partisine tepki gösterdiği zaman AK Parti veya MHP’ye geçemiyor ama aynı ittifak içinde gördüğü İYİ Parti’yi tercih ediyor.
Kılıçdaroğlu bunun farkında. Bir süredir CHP tabanının İYİ Parti’ye kaymasını önlemeye çalışıyor. Bunu da İYİ Parti üzerinden yapmayı tercih ediyor. Bence yanlış yapıyor. Çünkü bu tutum İYİ Parti’yi rahatsız ediyor. Bir de madem milli meselelerdeki duruşun nedeniyle CHP tabanı rahatsız oluyor, o zaman sen de duruşunu düzelt. Sorun kökten çözülsün.
ROTAYI HDP’YE ÇEVİRDİ
Ama Kılıçdaroğlu, rotayı tamamen HDP’ye ve Selahattin Demirtaş’a çevirmiş durumda. Cumhurbaşkanı seçilmek için kaderini HDP’ye ve Demirtaş’a bağlamış. Daha önce yapmadı ama eğer cumhurbaşkanı adayı olursa bu seçimde Selahattin Demirtaş’ı ziyaret edebilir. O nedenle, CHP tarihinde ilk kez PKK tezkeresine hayır oyu veren lider olmayı içine sindirdi.