Bazen “Gülmek sana yakışıyor” diye söylüyorum, bazen değiştiriyor, “Tatil sana yakışıyor” diye mırıldanıyorum.
Hani yaza damgasını vuran şarkılar yapılıyor ya, tatil beldelerinde en çok onlar dinleniyor ya, öyle bir şey.
Yaz şarkılarını pek bilmem ama siyasete ilişkin bir şarkı yap deseler Ekrem İmamoğlu’na, “Tatil Sana Yakışıyor” parçasını ithaf ederdim.
İmamoğlu ne zaman bir tatile çıksa İstanbul’u sel basıyor.
İstanbul’a ne zaman sel gelse İmamoğlu tatilde oluyor.
YOK ARTIK
Komedyen Şahan Gökbakar bile “dermişim” modunda, bir espri yapmaya kalkışmış. Espri gerçek olmuş.
Şahan Gökbahar
Gece yarısından beri ayaktaydı. 2 yıl önce de Haramidere taşmış, civardaki işyerleri ve evler zarar görmüş, can kaybı yaşanmıştı. Can kaybı yaşanmamasında İstanbul Valiliği ve AFAD’ın yaptığı uyarıların yararlı olduğunu söyledi. Çünkü 2 yıl önce yaşanan felakete rağmen 70 civarındaki ev kiraya verilmiş. Bunlar giriş katlarda ya da girişin altında olan ev ve işyerleri.
İMAMOĞLU SÖZ VERMİŞTİ
Haramidere 2 yıl önce de aynı yerden taşmış. Pınar Mahallesi ile Yeşilkent Mahallesi’nin kesiştiği noktada. 2 yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bölgede inceleme yapmış, derenin ıslah edileceği sözünü vermişti. İSKİ’nin sorumluluğunda olan bir bölge. İhale yapılmış. Ama kısa bir süre önce iptal edilmiş. Yapılan bir şey yok. Sadece Haramidere’nin kenarındaki giriş kat ve giriş altındaki işyerleri ve dairelerde uyarıların da etkisiyle can kaybı olmadan atlattık. Ama ciddi bir maddi hasar söz konusu. Her zaman maddi hasarla kurtulamayabiliriz. Bir dakika bile zaman kaybetmeden çözüm bulunması gerekiyor. İmamoğlu 2 yıl önce verdiği sözü yerine getirse bugün yaşananlar yaşanmayacaktı. Bugün tedbir alınmazsa yarın bu kadar az bir bedelle atlatamayabiliriz.
ÜS BÖLGESİNDEN SEL BÖLGESİNE
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu sabahın erken saatlerinde Esenyurt’taydı. Ayağına çizmeyi geçirdi. Bölgede incelemelerde bulundu. Selden zarar gören vatandaşlar felaket anında karşılarında devletin bakanını gördü. Onların dertlerini dinledi, selden zarar görenlere yardım edileceğini açıkladı.
Süleyman Soylu bir gün önce Hakkâri’deydi. Her bayramda olduğu gibi bu bayramda da üs bölgelerimizdeydi. Bayram namazını Mehmetçikle birlikte 3 bin 352 rakımlı üs bölgesinde kıldı. Süleyman Soylu, Hakkâri’deki üs bölgesinden gelip sabah Esenyurt’ta sel felaketine maruz kalmış olan vatandaşlarımızın yanındaydı.
İMAMOĞLU FETHİYE’DEPeki
Ünlü kamuoyu araştırmacısı Hilmi Daşdemir’in başkanı olduğu Optimar’ın 23-28 Haziran tarihleri arasında 1613 kişi ile yüzyüze anket yöntemiyle yaptığı araştırmayı paylaşmak istiyorum.
Her defasında ifade ediyorum ama Optimar’ın anketi ilk olarak bu sütunlardan kamuoyuna açıklanıyor. O nedenle veriler yeni ve sonuçları ilk kez duyacaksınız.
EN ÖNEMLİ SORUN
Seçim mi geçim mi konusu ilk kez bu kadar kendini yakından hissettiriyor. Çünkü bu seçimlere ekonominin damga vuracağı kesin.
Optimar’ın ‘Geçen ayın en önemli sorunu nedir?’ sorusuna ankete katılanların yüzde 58.9’u zamlar, yüzde 25.7’si ise enflasyon yanıtını vermiş. Birbirini tamamlayan iki başlık. Rusya-Ukrayna Savaşı dahi yüzde 7.4 oranıyla üçüncü sırada geliyor. Herkes kendi ekonomik savaşıyla meşgul.
EKONOMİ İLK SIRADA
‘Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?’ sorusuna verilen yanıt ise şaşırtıcı değil. Ankete katılanların yüzde 70.2’si ekonomi yanıtını vermiş. Onu yüzde 5.8’le Suriyeliler takip ediyor.
Meslek büyüğüm Yavuz Donat sorduğunda Demirel, “Türkiye bir aşiret devleti değil... Kökü tarihin derinliklerine uzanan bir büyük devlet... Benim yabancı bir başkan veya bakanla yaptığım görüşmeyi devletim bilmeli... Neler konuştuğumuz devletimin arşivlerine girmeli” demişti.
Ecevit de görüşmelerini kendi daktilosunda bir tutanak haline getirir, özel bir kurye ile Dışişleri’ne gönderirdi.
Cumhurbaşkanlığı’nın yabancı ülke büyükelçileriyle yapılacak görüşmeye ilişkin genelgesi üzerine koparılan kıyamet nedeniyle bunları yazdım.
CUMHURBAŞKANLIĞI GENELGESİ
3 Haziran tarihinde Cumhurbaşkanlığı tarafından gönderilen genelgede, “ülkemizde akredite büyükelçi, maslahatgüzar, başkonsolos ve uluslararası kuruluş temsilcileri başta olmak üzere yabancı temsilcilik mensuplarının Sayın Bakanlarımız ve Valilerimiz dahil üst düzey zevattan ve diğer tüm kamu kurum ve kuruluş yetkililerinden telefon görüşmesi de dahil olmak üzere randevu taleplerinin re’sen karşılanmaması, taleplerin Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürlüğü üzerinden yapılması” isteniyor.
Cumhurbaşkanı Genelgesi’nin gereğinin yapılması için bakanlıklara, İçişleri Bakanlığı tarafından valiliklere ve belediye başkanlıklarına gönderilmesi isteniyor. Yani İçişleri Bakanlığı’nın bu genelgeyi belediyelere göndermesi görevinin bir gereği. Yoksa Ekrem İmamoğlu için yapılmış özel bir muamele yok.
BAKANLIKLAR VE VALİLİKLER
Belli ki devlette bu genelgenin yayınlanmasını gerektiren bir hassasiyet oluşmuş. Onun ne olduğunu devlet bilir. Mütekabiliyet gereği bazı ülkelerde büyükelçilerimiz randevu beklerken burada o ülkelerin büyükelçilerinin de aynı muameleyle karşılaşması gerekmiş. Ayrıca öncelikli muhatap, bakanlıklar ve valilikler. İçişleri Bakanlığı tarafından valiliklere iletilen genelge, valilikler tarafından başta belediyeler olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarına tebliğ edilmiş. Yani tek muhatap
Siyaset muhabirleri olarak bunu yadırgardık. Bize göre siyasetçi demek 24 saat siyasetle ilgilenmeliydi.
Erdal Bey, kendisiyle çok barışık bir liderdi. Kendisi anlatmıştı.
Erdal İnönü, Macar asıllı ünlü fizikçi Wigner ile birlikte bugün “Wigner-İnönü teorisi” olarak anılan teoriyi geliştirmişti.
“Fizikçilerin toplantısında Wigner’e, ‘Erdal İnönü ne yapıyor?’ diye sormuşlar. ‘Öldü’ demiş. ‘Yahu nasıl öldü, adam Türkiye’de parti genel başkanı’ demişler. Wigner, ‘Fizikçi olarak öldü, siyasetçi olarak yaşıyor’ demiş.”
6’lı liderin cumhurbaşkanı adayı ve Parlamenter Sistem’e geçişle ilgili planlarını dinleyince bir an kendimi, yaşasaydı belki sonsuzluk problemini çözerdi ama bu problemi Erdal İnönü bile çözemezdi derken buldum.
6’LI DEKLARASYON
Gençlerin “beyin yakan” dedikleri bir durumla karşı karşıyayız. Nasıl mı?
1-
Tabii bu Alpay’ın “Eylülde gel”i değil. CHP’nin ‘Eylülde gel’i... Ama eylülde de Kılıçdaroğlu’nun adaylığı açıklanmayacak. Çünkü 6’lı masada yer alan bazı partiler, YSK seçim kararını açıklayana kadar cumhurbaşkanı adayının açıklanmaması yönünde prensip kararı almış durumda.
Temel Karamollaoğlu’nun ev sahipliğinde yapılacak toplantıdan sonra 6’lı masa ömrünü tamamlayacak. İkinci tur yapılacak mı, o belli değil. Ama seçim kararı alındıktan sonra toplanacaklar. Çünkü hem cumhurbaşkanı adayı belirlenecek hem seçim ittifakı netleşecek.
Kılıçdaroğlu’nun ekibi işi seçim sürecine girmeden bitirmek istiyor. Ali Babacan’ın dediği gibi 1 yıl önce kim konuşuluyordu, şimdi kimin adı geçiyor. 1 yıl önce Ekrem İmamoğlu favoriydi, Kılıçdaroğlu’na prim verilmiyordu. Şimdi Kılıçdaroğlu’nun ismi öne çıktı. Siyasette fırsatlar ebedi değildir.
AKŞENER KAYGISI
Kılıçdaroğlu’nun asıl telaşı Meral Akşener’den kaynaklanıyor. Eğer Akşener tamam dese bu sabah adaylığını ilan eder. Ama Akşener hiç renk vermiyor. Pazar günü Akşener’in ev sahibi olduğu 5’inci buluşma vardı. Kulisleri yokladım. Kılıçdaroğlu orada da Akşener’den beklediği desteği alamamış. Sakın bu sözlerimden Kılıçdaroğlu’nun adaylığı masaya yatırılmış ama Akşener destek vermemiş gibi bir sonucu çıkarmayın. Kılıçdaroğlu ya da başka bir ismin cumhurbaşkanı adaylığı gündeme gelmemiş. Akşener bu yönde bir müzakere açmamış. Zaten Kılıçdaroğlu’nu telaşlandıran da bu durum. Akşener’in başka bir ismi önermesinden ya da karşısına rakip olmasından endişe ediyor. Kılıçdaroğlu için Akşener’in desteği masanın diğer üyelerinden daha önemli. Çünkü hepsini toplasan Akşener etmiyor.
Akşener, 24 Haziran 2018 seçimlerinde Abdullah Gül’ü bir omuz darbesiyle devre dışı bıraktığı için Kılıçdaroğlu aynı akıbete uğramaktan çekiniyor.
6’LI MASADAKİ HAVA
İlk zamanlara göre 6’lı masadaki havanın biraz değişmeye başladığını fark ettim. İlk başlarda cumhurbaşkanı adaylığı konusunda her partinin kendine göre kriterleri vardı. Uzlaşma öne çıktı.
Beşinci toplantıda liderlerin cumhurbaşkanı adayının eşkalini belirlediği söyleniyor. Herhalde Temel Karamollaoğlu’nun başkanlığında yapılacak 6’ncı toplantıda cumhurbaşkanı adayının robot resmini çizerler.
6 lider 6 aydır toplanıyor, Türkiye’nin önüne kimin cumhurbaşkanı adayı olacağından başka konuyu getiremediler. Halkımızın tek sorunu kimin cumhurbaşkanı adayı olacağı mı? Türkiye’nin başka bir sorunu yok mu? Muhalefetin, Türkiye’nin sorunlarının çözümü adına önereceği bir şey yok mu? Varsa da yoksa da cumhurbaşkanı adayı. Kılıçdaroğlu mu aday olacak, İmamoğlu mu gösterilecek?
ÇOKLU ADAY SEÇENEĞİ
Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda muhalefet cephesinde yeni gelişmeler var. Hedef, muhalefetin Erdoğan’ın karşısına ortak cumhurbaşkanı adayı çıkarması ama gelişmeler çoklu aday ihtimalini de güçlendiriyor.
Tabloyu biraz daha netleştirecek olursak, bundan 1 ay önce ortak aday mı yoksa çoklu aday mı deseniz ibre ortak adaydan yanaydı. Ama ilk tura çoklu adayla gidilmesi seçeneği de güçlenmeye başladı. Masanın üzerinde ortak aday ve çoklu aday seçenekleri duruyor. Bu aşamada ortak aday umudu sona ermiş değil. Hatta hâlâ güçlü seçenek. Ama çoklu aday ihtimali de güçlenmeye başladı.
BABACAN CUMHURBAŞKANI ADAYI MI
Ali Babacan, 6’lı masa toplanmadan 24 saat önce Gebze mitingini izleyen gazetecilere cumhurbaşkanı adaylığı konusunda önemli açıklamalar yaptı. Babacan’ın mesajlarının adresi doğrudan 6’lı masa ve Kılıçdaroğlu’ydu.
“Hedefimiz altılı masanın ortak aday çıkarması ama bu adayın ilk turda açık ara seçimi kazanması. Mutlaka açık fark olması lazım”
Kim tutar ağanın elini. Meral Hanım’ın yerinde olsam, “Yüzde 110 kazanacağız” derim.
Bu iş artık açık ihaleye çıktı. Kim yüksek verirse cumhurbaşkanlığı seçimi onun üzerinde kalacak. Ama kazın ayağı hiç öyle değil. Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda muhalefeti çok ciddi krizler bekliyor. 6’lı masaya artık 6’lı koalisyon diyeceğim. Çünkü cumhurbaşkanı adaylığı konusunda her liderin gönlünde başka bir isim yatıyor.
KILIÇDAROĞLU, KILIÇDAROĞLU’NU TARİF EDİYOR
Daha ortak cumhurbaşkanı adayı belirleyip belirleyemeyecekleri bile belli değil ama Kemal Bey, yüzde 100 kazanıyor. Tabii orada bir de gizli ima var. Kılıçdaroğlu kendisi cumhurbaşkanı adayı olduğu takdirde ilk turda yüzde 100 kazanacağını söylüyor. Herhalde Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş aday olursa kazanırız demesi beklenmez. Cumhurbaşkanı adaylığını çok isteyen Kılıçdaroğlu hiç, ‘Ben değil, Meral Akşener ya da Ekrem İmamoğlu aday olursa ilk turda kazanırız’ der mi? O zaman kendi kendini veto etmiş olur. Zaten cumhurbaşkanı adayının özelliklerini sıralarken bir tek adı Kemal soyadı Kılıçdaroğlu olmalı dememiş.
BAKANLIKLARI PAYLAŞIYORLAR
Muhalefet seçimi kazanmış gibi şimdiden bakanlıkları paylaşmaya başladı. Şimdi bürokrasiyi tanzim etmekle meşguller. HDP’yi dışarıda tutuyorlar. Bakanlıklarda aslan payı CHP’ye ayrılmış durumda. İkinci sırada İYİ Parti geliyor. Bir adım sonra kamu bankalarının ve yatırımcı kuruluşların paylaşılmasına sıra gelecek. Ankara’da filanca bakanlığa geleceği söylenen isimler, listeler oluşturulmaya başlandı. Muhalefet erken iktidar olduk havasına girdiği için kaybedecek. Çünkü şimdiden bakanlıkları, bankaları, yatırımcı kuruluşları paylaşmaya başladılar. Türkiye koalisyon hükümetlerinden çok çekti. Muhalefetin Türkiye’ye en büyük vaadi ise 6’lı koalisyondan öteye geçemedi.
HDP KRİZİ
Muhalefetin ilk ciddi sınavı cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi konusunda yaşanacak.