19 Aralık günü başlayan olaylar 26 Aralık tarihine kadar sürdü.
7 gün süren olayların sonucunda 120 kişi vahşi şekilde katledildi.
İçişleri Bakanı emekli general İrfan Özaydınlı’ydı.
Başbakan Ecevit, Maraş’ta yaşanan katliam hakkında günlerce bilgi alamamıştı.
Ankara kördü, Ankara sağırdı.
Çünkü Ankara’nın kör olması, Ankara’nın sağır olması isteniyordu.
Aralarında İstanbul, Ankara, Sivas ve Maraş’ın bulunduğu illerde sıkıyönetim ilan edildi. Nerede sıkıyönetim ilan edildiyse orada olaylar çıktı. Nerede olaylar çıktıysa sıkıyönetim ilan edildi. Türkiye karanlık bir sarmalın içine itildi.
Oluk oluk kan aktı.
Emniyet teşkilatımız cemevi saldırganını birkaç saat içinde yakalayarak zaten provokasyonun önüne geçmiş oldu. Şimdi bağlantılarıyla birlikte, olayın aydınlatılmasıyla birlikte hem arkasındaki bağlantılar ortaya çıkarılmış olacak hem de yeni provokasyon hazırlıkları içinde olanların hevesleri kursaklarında kalacak.
NEDEN ANKARA’DA
Cemevleri saldırganı İzmir’de yaşıyor. Ama ne hikmetse Ankara’daki cemevlerine yönelik saldırıda bulunuyor. Neden Ankara? Daha çok ses getirmesi için mi? Ya da bilmediğimiz başka bir neden mi var? Ahmet Ozan K. ifadesinde İzmir’den geldiğini, 45 dakika içinde üç cemevine saldırıda bulunduğunu anlatıyor.
Bir, Ankara’da yaşamıyor? Daha önceden keşif yapıp yapmadığı net değil ama Ankara’daki üç cemevinin yerini çok iyi biliyor. O mu bu cemevlerini tespit etti yoksa ona birileri mi cemevlerinin adresini verdi? O cemevlerine tek başına mı gitti yoksa onu birileri mi oraya götürdü? Çünkü 45 dakika içinde üç cemevine gideceksin, orada eylem yapacaksın, bir diğerine geçeceksin... Çankaya ve Mamak ilçeleri Ankara’nın en büyük ilçeleri. Şehiriçi trafiğinin en yoğun olduğu merkezler. Burada üç cemevine ancak özel bir aracın eskortluğu sayesinde ulaşabilirsiniz. Burada cevaplandırılması gereken çok önemli sorular var.
BİRİLERİNİ KORUYOR
Saldırgan Ahmet Ozan K.’nın verdiği ifade hakkında bilgi sahibi olunca tamam dedim, tam da geçmişte bu tür provokasyonlarda kullanılanların verdiği önceden hazırlanmış bir ifade şekli. Yani kes yapıştır yapılan, birbirinin aynı olan fotokopi ifade. Bize masal anlatıyor. Asıl perde arkasında kendini azmettirenleri koruyor diye düşündüm.
BAĞLANTILARI
Ahmet Ozan K. 1998 Kars doğumlu ama İzmir’de yaşıyor. İzmir’de eylem alanı olarak Ankara’yı seçmiş. Daha önce Ankara’da yaşamış mı bilmiyorum ama 40 yıldır Ankara’da yaşayan biri olarak ben Çankaya ve Mamak’taki üç adrese 45 dakika içinde ulaşamam. O nedenle Ahmet Ozan K.’nın bağlantılarının araştırılıp ortaya çıkarılması gerekiyor. Zaten emniyetin yaptığı da o. Önemli bağlantıların ortaya çıkacağını düşünüyorum.
Erdoğan yerden göğe kadar haklı. Hatta çok nazik bir dille ifade etmiş.
Erdoğan elinden tutup bakan yaptığı için Ali Babacan başbakan yardımcısı oldu. Erdoğan elinden tuttuğu için Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e rağmen AK Parti Genel Başkanı ve başbakan oldu.
Ama onlar ne yaptı?
Davalarına, partilerine ve liderlerine ihanet ettiler.
Kendilerini buralara taşıyan Erdoğan’ı sırtından hançerlediler.
AK Parti’yi bölmek için partilerini kurdular. Erdoğan’ı tasfiye edecek her türlü tertibin içinde yer aldılar.
Şimdi de tutmuşlar “Biz olmasak Erdoğan bir hiçti” diyorlar.
İhanet böyle bir duygu olsa gerek.
Hilmi Daşdemir’in başkanı olduğu Optimar’ın 11-14 Temmuz tarihleri arasında 3 bin 481 kişi ile yüz yüze anket yöntemiyle yaptığı araştırma siyasetteki inişleri ve çıkışları göstermesi açısından önemli sonuçlar içeriyor. Optimar’ın anketini incelerken, siyasette bir ince ayar döneminin yaşandığı izlenimi edindim.
“Türkiye’nin en önemli sorunu ne?” diye sorulduğunda ilk madde bir süredir hiç değişmiyor. Tartışmasız bir şekilde “ekonomi” ilk sırada ve halkımızın en önemli sorunu olarak zamlar çıkıyor. O nedenle her defasında Erdoğan’ın rakibi ne Kılıçdaroğlu ne Akşener diyorum. Erdoğan’ın rakibi ekonomi. Ama ilginç bir nokta daha var. Halk çözümü de yine Erdoğan’dan bekliyor. Erdoğan’ın çözeceğine inanıyor. Ekonomi yakıcı bir sorun ama halkımız ‘Muhalefet bunu çözer’ demiyor. Hiçbir ankette Kılıçdaroğlu çözer ya da Akşener umut olur gibi bir yanıt çıkmıyor. Dikkat ederseniz hiçbir denklemde İmamoğlu’ndan söz etmedim. Çünkü İstanbul’dan gelen sesler İmamoğlu’nun oylarını süpürmeye başlamış. İlk seçimde İmamoğlu’nu süresiz tatile gönderebilirler.
ÜLKEMİZİN EN ÖNEMLİ SORUNU
Ankete katılanların yüzde 56.2’si haziran ayının en önemli sorunu olarak zamları göstermiş. İkinci sırada ise yüzde 27.3’le enflasyon geliyor. İkisini topladığımızda ise yüzde 83.5’le en önemli sorunumuzun zamlar ve enflasyon olduğu ortaya çıkıyor.
Ülkemizin en önemli sorunu araştırmasında ise ekonomi tartışmasız liderliğini sürdürüyor. Ankete katılanların yüzde 70.8’i “Ekonomi” derken, onu yüzde 5.8’le işsizlik takip ediyor. Üçüncü sırada yüzde 4.5’le Suriyeliler gelirken, onu yüzde 4.3’le eğitim takip ediyor.
HANGİ PARTİ ÇÖZER
Her defasında dikkat çektiğim bir nokta var. Halkımız sorunu işaret ediyor ama aynı zamanda “Bu sorunu sizce hangi parti çözer?” diye sorulduğunda ise “AK Parti çözer” diyor. CHP çözer demiyor. Erdoğan’ı çare kapısı olarak görüyor. Kılıçdaroğlu ya da Akşener çözer demiyor. Muhalefetin buna kafa yorması gerekiyor.
“Sizce bu sorunu hangi parti çözer?”
BM Genel Sekreteri Guterres, Milliyet gazetesinde Deniz Kilislioğlu ile söyleşisinde tahıl koridorunu, “Benzeri görülmemiş bir anlaşma” olarak tanımlamıştı. Guterres bunu, “Savaşan iki taraf ilk kez gıda ve gübre kıtlığı konusunda dünyayı kurtarmak için anlaşma yapıyor” diye izah etmişti.
Guterres, “Türkiye’nin süreçteki varlığı ve kararlılığı olmasaydı bunların hiçbirini başaramazdık” dedi.
ERDOĞAN’IN SÖZLERİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan da, “Tahıl koridoruyla ilgili anlaşma nedeniyle içeriden değil ama dışarıdan birçok devlet başkanı aradı, Türkiye’ye teşekkür ettiler” diyor.
Dikkat edin Erdoğan, “Bana teşekkür ettiler” demiyor. “Türkiye’ye teşekkür ettiler” diyor.
Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaşa rağmen tahıl koridorunun açılması için iki tarafın anlaşması sağlandı, İstanbul’da tahıl merkezi kuruldu, şimdi bu hafta içinde ilk geminin yola çıkması bekleniyor.
ERDOĞAN’IN GÜVENİLİRLİĞİ
Elbette ki bu anlaşmanın yapılmasında Cumhurbaşkanı
2023 seçimlerine giderken siyasetin bütün hedefi cumhurbaşkanlığı seçimi. Cumhur İttifakı’nın adayı başından beri belli olduğu için, orada cumhurbaşkanlığı çekişmesi yaşanmıyor. Cumhur İttifakı’nın sorunu ekonomiyle ilgili.
6’lı masada ise cumhurbaşkanı adaylığı ve ittifaklar konusunda adı konulmamış bir gerilim yaşanıyor. Kılıçdaroğlu tam gaz cumhurbaşkanı adaylığına yürürken, Meral Akşener üst üste hamleler yapıyor.
DÜĞÜMÜ AKŞENER ÇÖZECEK
6’lı masada cumhurbaşkanlığı düğümünü Meral Akşener çözecek. Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı konusunda ne denli kararlı olduğunu artık Mısır’daki sağır sultan bile duydu. Kılıçdaroğlu, 6’lı masayı dağıtmamak için adaylığını açıklamıyor ama kendisini ziyaret edenlere, cumhurbaşkanı adayı olduğunu deklare etmeye başladı. Kılıçdaroğlu’nun, kendisiyle görüşenlere, “Adayım, kazanacağım. Gidin çalışın” dediği ifade ediliyor. Kılıçdaroğlu’nun gözü Akşener’in üzerinde. Meral Akşener’in desteğini aldığı gün adaylığını ilan etmeyi planlıyor. Ama Akşener’den beklediği yeşil ışığı göremedi.
AKŞENER-YAVAŞ YAKINLAŞMASI
Meral Akşener ise bir yandan İYİ Parti’ye birinci parti olma hedefini koydu. 6’lı masaya birinci partinin lideri olarak oturmayı planlıyor. Diğer yandan ise ilginç ittifaklar kuruyor. Akşener’in, Mansur Yavaş’la arasının soğuk olduğu biliniyordu. Ama son günlerde ikisi arasında su sızmıyor. Mansur Yavaş, bayram ziyaretinde bulundu. Ardından birlikte A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın maçını izlediler. Kim akıl ettiyse Filenin Sultanları’nın maçını birlikte izlemek iyi düşünülmüş bir imaj çalışmasıydı. Filenin sultanlarından siyasetin sultanına bir gönderme yapılmış.
Mansur Yavaş, Kemal Kılıçdaroğlu dururken Akşener’e Ankapark’ı gezdirdi. Akşener Millet İttifakı’nın ortaklarından ama nihayet itibarıyla Mansur Yavaş, CHP’nin belediye başkanı. O nedenle ‘Kılıçdaroğlu dururken’ dedim.
MERKEZ SOL-MERKEZ
İYİ Parti lideri bir süre önce birinci parti olma hamlesini yapınca, Kılıçdaroğlu’nun etekleri zil çalmaya başladı. Ardından da İYİ Parti’nin oylarının arttığı hatta CHP’yi geçtiği yönünde haberler yapılmaya başlanınca CHP Genel Merkezi’nde alarm zilleri çaldı. Gürbüz Evren, Avrupalı 13 diplomatla görüşmesini, “İlk kadın cumhurbaşkanı geliyor” başlığıyla aktardı. Avrupalı diplomatlar Kılıçdaroğlu ile seçimin alınamayacağını, Akşener’in partisini CHP’nin önüne geçirmeyi başardığının altını çiziyorlardı.
AKŞENER’İN NİTELİKLERİ
Meral Akşener’in kadın olması, milliyetçi, muhafazakâr gelenekten gelmesi, Sünni ve Türk olması nedeniyle Türkiye’nin dokunuşuna daha uygun olduğu tezini işlemeye başladılar. Bunun diğer yüzü Kılıçdaroğlu’nda bu özelliklerin bulunmamasıydı. Aslında Akşener’in üzerinden Kılıçdaroğlu’nun neden kazanamayacağı anlatılıyordu.
BİRİNCİ PARTİ YARIŞI
Kılıçdaroğlu sonunda birinci parti kriteri üzerinden ayağının altına karpuz kabuğu konulduğunu fark etti. Önce Faik Öztrak, “Anketlerde birinci partiyiz” dedi. Ardından Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyet Halk Partisi istikrarlı bir yükselişe sahip ve birinci parti. Oyumuz yüzde 40 veya yüzde 50 oldu diye bir iddiamız yok. Ama trende baktığınız zaman Cumhuriyet Halk Partisi dikkatli ve istikrarlı bir şekilde oyunu yukarı doğru taşıyor. Önümüzdeki süreçte oyumuz daha da yükselecek” diye açıklama yaptı.
MASA KURULDUĞUNDA
Göçebe Oyunları ilk olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kırgızistan’daki açılış törenlerine katılması ile dikkatimi çekti. Göçebe Oyunları’nın yapıldığı “Issık Göl” ise dünyama ilk olarak Cengiz Aytmatov’un eserleriyle girdi. Göçebe Oyunları’nın bu yıl İznik’te yapılacağını öğrenince merakım büsbütün arttı. Çünkü İznik, Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşunda tarihi roller üstlenmiş bir merkez. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu, Dünya Etnospor Federasyonu Başkanı Bilal Erdoğan’la vakfın merkezinde bir araya geldik. Tarihi dokuya uygun olarak otantik bir kıl çadırda buluştuk. Fotoğraf servisi şefimiz Levent Kulu’nun usta dokunuşlarla fotoğrafladığı bu röportaj ortaya çıktı. Bilal Erdoğan’a ilk olarak uzun süredir kafama takılı olan “Göçebe Oyunları” isminin nereden geldiğini ve neden böyle bir etkinliğe ihtiyaç duyulduğunu sordum.
29 EYLÜL-2 EKİM ARASINDA
* Neden böyle bir etkinlik yapılıyor?
Dünya Göçebe Oyunları 2014 yılında ilk olarak Kırgızistan’da Issık Göl kenarında ve Kırçın Yaylası’nda yapıldı. 2014 yılındaki ilk etkinlik, o zamanki adıyla Türk Konseyi Başkanlığı kararıyla organize edildi. Dolayısıyla işin başında Kırgızistan’ın bir girişimi ve Türk Konseyi’nin bir kararı var. Sonrasında 2015 yılında bu organizasyonu yapanlar, İstanbul’da bizi ziyaret etti. Bizim bu işin başına geçmemiz ve bu işin dünyada daha çok yayılması hususunda bir talepleri oldu. Dünya Etnospor Konfederasyonu olarak Bişkek’te bir merkez kurduk ve Dünya Göçebe Oyunları’na çok ciddi katkılarımız oldu. Geldiğimiz noktada 2022 yılında Dördüncü Dünya Göçebe Oyunları ülkemizde gerçekleşecek. 29 Eylül-2 Ekim tarihleri arasında Bursa İznik’te yapacağız.