Yükselen Beyrut

BAHİS KONUSU BARIŞ

Şehrin silüetini oluşturan yüksek binalar bir zamanlar beş yıldızlı otellerdi. Savaş sırasında zaman zaman teröristlerin baskınına uğrayan, önemli insanların rehin tutulduğu veya öldürüldüğü bu otellerde şimdi sadece hayaletler kalıyor. Tüm zorluklara rağmen attan asla vazgeçmiyor Beyrutlular. Bir zamanlar at yarışlarının yapıldığı şehirde sıkı bahisler de oynanıyordu. Şimdiki tek bahis konusu barışın ne kadar süreceği.

PALMİYE HATTI

Savaş sırasında Beyrut'u ikiye bölen ‘‘Yeşil Hat’’ın yerini şimdi palmiye hattı aldı. Yeni dikilen bu palmiyeler arkalarındaki binalar kadar zavallı duruyorsa da Beyrutlular bu meydanı eskisinden daha modern hale getireceklerinden emin. Tek şikayetleri bu inşaat çalışmaları için çok fazla Suriyeli'nin istihdam edilmiş olması. İşimiz elimizden gidiyor diyorlar.

Beyrut, barışın meyvelerinin toplamaya başladı. 85 bin kişinin hayatını kaybettiği savaşı kimse hatırlamak istemiyor. 18 dini grubun yaşadığı Beyrut'ta şimdi sadece tüm büyük şehirlerde olduğu gibi otopark savaşları var. Silah seslerinin yerini ise otomobil kornaları aldı. Artık, eskiden şehri iki cepheye ayıran yeşil hatta moda gösterileri yapılıyor. National Geographic Beyrut'un son halini görüntüledi.

HARABELER ARASINDA TATİL

1990 yılında sona eren 15 yıllık iç savaştan sonra Beyrut yavaş yavaş eski hayatına geri dönüyor. Bir zamanlar şehrin ihtişamlı geçmişini simgeleyen

St. Georges Oteli şimdi bir harabe durumunda. Ama Beyrutlu kadınlar hemen önündeki eski yat kulübünün şezlonglarında güneşin tadını çıkarıyor.

YENİDEN ONARILIYOR

1975 Beyrut için çok anlamlı bir yıl. O yıla kadar güneşli plajları, şık dükkanları, cıvıl cıvıl meydanları, Monte Carlo'yu aratmayan hareketli gece hayatı ve mutlu insanları ile bilinen bu kent o yıldan sonra herşeyini kaybetti. 15 yıl aralıksız süren Müslüman-Hıristiyan iç savaşı sırasında tahrip olmayan hiçbir yapı kalmadı. Şimdi el birliği ile tamir etmeye çalışıyorlar şehirlerini.

SAVAŞ SONRASI UMUT

Eskiden savaşıyorlardı şimdi ise beraberce Türk kahvelerini yudumlayıp iş konuşuyorlar. Kimse savaştan söz etmek istemiyor. ‘‘Biz de biliyoruz bu harap evlerde yaşanmayacağını. Ama geleceğe dair büyük umutlarımız var. Bunun için dayanıyoruz’’ diyorlar. Savaşın getirdiği yıkım bir tek arkeologların işine yaramış.

KALINTILAR ÇIKIYOR

Ortada pek bir şey kalmadığı için kazılar rahatlıkla yapılabiliyor. Meydana çıkan kalıntılar arasında bir Osmanlı Sarayı, bir Haçlı Şatosu ve milattan bin yıl öncesine ait, Fenikeliler'den kalma bina duvarları bulunuyor. Peki Banco di Roma binasından kalan molozlarının altından ne çıktı sizce? Roma İmparatoluğu’na ait bir pazar yeri!