Yeni başlayanlar için Hong Kong
“Eğer Hong Kong’da birkaç saatin, birkaç günün tadını çıkaramıyorsanız, sizin için hiç umut yok demektir“ diyor Anthony Bourdain. Doğru söze ne denir! Dip dibe gökdelenlerin yaşattığı labirent hissi, metro duraklarını ve alışveriş merkezlerini bağlayan yer altı caddeleriyle burası en özel yerlerden.
Hong Kong’daki ilk gecemde, burada yaşayan ve 'expat' olarak çalışan arkadaşım Halide ve eşi Aytuğ ile Kowloon’daki Star Ferry iskelesinde buluştuk. Beş dakikalık yürüyüşle yemek yiyeceğimiz lokantanın olduğu gökdelene gidiverdik. Meraklısı için belirteyim, kentin bu bölümü AVM cenneti... İç içe geçmiş AVM’lerde tüm dünya markalarını bulmak mümkün. Ucuz mu? Artık değil. Son beş yılda fiyatların çok arttığı konuşuluyor.
Çok fazla sıra beklemeden asansöre bindik, indiğimizde hâlâ hararetli bir şekilde konuşmaya devam ediyorduk. Lokantanın girişinde rezervasyonumuzu kontrol edip bizi masamıza yönlendirdiler. İçerisi oldukça loştu, masalara doğru yürürken ansızın donakaldım. Karşımda yerlere kadar cam olan lokantanın muazzam manzarası... Ağzımdan şunların döküldüğünü hatırlıyorum “muhteşem..." Karşı kıyıdaki Hong Kong Adası, Işıklı gökdelenleriyle rengarenk giyinip süslenmiş bir geyşa gibi karşımdaydı.
Yılbaşı kutlamaları Hong Kong’un olağan ışıltısına ışıltı katmıştı. Bir süre öylece hayran hayran baktım sonra fotoğraf çekmek aklıma geldi. Loca şeklindeki masalardan birine geçtik. Burası Aqua... Japon İtalyan füzyon mutfağı diyebiliriz. Yemekler de şaheser. Birinciliği dana eti rulosu içinde közde patlıcan aldı. Gecenin sürprizi ilk kez yediğim 'yuzu' (bir tür Japon narenciyesi) dondurması. Hong Kong’ta yapılması gerekenler de ikinci sırayı Aqua Restoran alıyor. Ön masalar için mutlaka birkaç gün önceden rezervasyon yaptırmalısınız.
SEÇ BEĞEN AL
Hong Kong’ta böylesi bir gece son yıllarda oldukça popüler olan viski barlardan birinde noktalanabilir. İlk göz ağrım Hibiki oldu. Akşamlar için seçenek bol. Eğer deniz ürünlerine meraklıysanız ve daha lokal takılmak istiyorsanız, bir akşam balıkçı köyü Lei Yue Mun’daki balıkçı lokantalarından birini deneyebilirsiniz. Benim adresim Gateway oldu. Lokantaya girmeden önce leğenlerdeki mini havuzlardaki bin bir çeşit deniz ürünü ve hoplayıp zıplayarak akrobasi yapan balıklar arasından beğendiğinizi seçip yiyebilirsiniz.
Bu bölgeye ait 'Cantonese' Çin’in en popüler mutfaklarından biri. Dim Sum bu mutfağın en şöhretlisi. Çin usulü meze ya da tapas da diyebiliriz. Çin lokantası müdavimleri bilirler, bambu sepet içinde sunumları yapılır. Hong Kong’da yanında hangi öğünde olursa olsun çay getiriyorlar. Ağırlıklı olarak kızartma ve buharda pişmiş çeşitler var. Dim Sum’un bize en tanıdık geleni dumpling (mantı ) ve Çin böreği...
LOKANTA CENNETi
Böylesi bir şehirde lokanta seçmekte zor. Gerçek yöresel yemek için Cantonese mutfağını içeren iki Michelin yıldızlı bir Çin lokantası önerebilirim; Sung Tuk Lok. Burası Dim Sum ile ünlü. Buharda pişmiş karidesli mantıya bayıldım. Başlangıç için söylediğim deniz kulağı (abolene), susam yağında deniz anası ve chili soslu dana dili boğazımda düğümlendi. Sonraki seçimlerimde daha az risk aldım. Kuşkonmazlı acı soslu jumbo karides harikaydı.
Uzakdoğu'da bayıldığım sokak pazarlarından Hong Kong’da da vardı. Kowloon tarafındaki Mong Kong da denilen bölgedeki Temple Street Night Market ve hemen yakınındaki Ladies Market inanılmaz. Şehrin kolonyal ruhunu hissetmek için Peninsula Oteli'nin lobisinde keman eşliğinde gümüş takımlarla beş çayı için mola verebilirsiniz. Budizm'den izler için Lantau Adası'na gidip Tian Tan Buda’yı ve Po Lin Manastarı'nı gezebilir, bu geziyi 'Tai O' balıkçı kasabasında noktalayabilirsiniz.
Dönüş yolunda adeta el ele tutuşup etrafı sarmalayan banyan ağaçlarına bakıyorum. Uzakdoğu'yu bu denli egzotik yapan bitki örtüsü mü acaba? Dünyada en fazla dolar milyarderinin yaşadığı bu kentte minicik dolap evlerde yaşayan ailelerden bahsediliyor. Hong Kong, bana Uzakdoğu’dan çok Batı’daymışım hissini yaşattı. Kentin kendine özgü değişik kokuları uçağa binene kadar hep yanımdaydılar. Sonuç olarak söyleyebileceğim tek bir şey var, burayı görmeden dünyayı gezdim demeyin.