Allah akıl fikir...

Dilan Polat bir hayranıyla karşılaşmış hastanede...

Haberin Devamı

Diyaloğu izledim.
İzledikçe gözlerim fal taşı gibi açıldı. Çünkü o kadın “Siz hapishaneye girince ben kalp krizi geçirdim” diyor.
Sonra da başlıyor hüngür hüngür ağlamaya.
Bitti mi, hayır...
O hayranının yanındaki arkadaşı da “Hastanede sürekli sizin adınızı sayıkladı” diye eklemez mi...
Ben bir parodi mi izliyorum diye düşünmedim değil.
Eğer Polat’lar ücret ödemedilerse ve bu anlatılanlar gerçekse geçmiş olsun.
Bir insan düşünün hiç işi gücü yok ve sosyal medya fenomeninin biri hapse giriyor diye kalp krizi geçiriyor.
E artık sözün bittiği yer mi dersiniz, cahilliğin son noktası mı, siz karar verin.
Yazık aynı havayı soluyan bize.

Yemişler kadının hakkını

YouTube’da bir video seyrettim. Sonra sordum soruşturdum anlatılanlar doğruymuş.

O videoda ünlü müzik yapımcısı Ahmet Ertegün, Tarkan, Sezen Aksu ve Yonca Evcimik anlatılıyor.

Haberin Devamı

Ertegün, dünyaca ünlü bir yapımcı. Ama hiçbir Türk sanatçıyı Amerikan piyasasına çıkarmadığı için bir dönem çok eleştirilmiş.

Sonra bu eleştirilere dayanamayıp Türkiye’den Sezen Aksu’nun kapısını çalmış “Kime Amerika’da albüm yapalım” diye sormuş.

Aksu da uzun araştırmalar sonucunda Yonca Evcimik ismini vermiş Ertegün’e...

Hatta Evcimik İngilizce single çıkartmış, dilini geliştirmiş ve heyecanla tüm konsantrasyonunu yurtdışı piyasasına vermiş.

Tam imza aşamasına gelindiğinde birileri taş koymuş Evcimik’in işine.

Sonra Sezen Aksu, Ahmet Ertegün’e Tarkan’ın ismini vermiş ve Megastar’ın yurtdışı macerası böyle başlamış.

Aslında bu hikâyede yanan Yonca Evcimik olmuş. Tarkan çıktığı o serüvenden çok iyi ayrılmadı.

Amerika’dan daha çok Ortadoğu piyasasında yer buldu kendine... Yonca çıksa ne olurdu orası bir soru işareti.

Ama keşke ikisi birden çıksaydı o yola.

Bir kadın bir erkek sanatçımız boy gösterseydi yurtdışında...

Ayrıca bravo Yonca’ya... Yıllarca susmuş hakkının yenmesine, önünün kesilmesine çıt çıkarmamış...

100 bin nedir

Bunlar nasıl fiyatlar akıl alır gibi değil... Şöyle kısa örneklerle yazayım... Mesela İstanbul’da Raffles Hotel’de bir yılbaşı yemeği yemek isterseniz kişi başı 19 bin lira ödeyeceksiniz.

Haberin Devamı

Kişi başı 19 bin lira!

Pes...

Sonra yine aynı çevredeki bazı etkinliklere baktım. Ajda Pekkan Şişli’de bir otelde sahne alacak.

En önden izlemenin bedeli 100 bin liraymış.

Kişi başı yani.

Bu fiyatları okuduktan sonra bir süre kendimle baş başa kalmalıyım.

Olacak şey değil çünkü.

4 kişi olsan 400 bin lira demek bu. Bu ücretin içine bahşişini oyunu buyunu katmıyorum bile.

Gerçi bu fiyatı veren bahşişe falan takmaz o da ayrı.

Bu yıl evden çıkmayıp evde sofra kurmak isteseniz yine ciddi fiyatlar ödeyeceksiniz.

Çünkü geçen yıla göre yüzde 100’den fazla arttı o sofraların maliyeti.

Kerem Bey’i dinleyin

Kalabalığı severim, yalnızlıkta utanırım...

Biz çok gürültülü susarız...

Haberin Devamı

Bizi sustuğumuz yerlerden tanırsınız...

Bu sözleri ve bunun gibi birçok sözü daha önce çeşitli röportajlarda söylemişti Kerem Alışık.

Türk Dil Kurumu da 2024 yılının kelimesini ‘Kalabalık Yalnızlık’ olarak seçmiş.

Ahhhh aslında Kerem Alışık’ı takip etsek 2024 yılı kelimesinin ipucunu çözecekmişiz.

Hep söylüyorum duygu dolu insanlarız.

Dışımız ‘House Music’ efekti verse de içimiz bir slow bir arabesktir bizim.

Baksanıza seçilen kelime bile bir hüzün, bir çaresizlik, bir can sıkıntısı belirtiyor.

Millet teknolojiden kelimeler seçer yılın kelimesini biz anca ‘kalabalık yalnızlık.’

 

Yazarın Tüm Yazıları