Vahşi doğanın kalbi: Kruger Ulusal Parkı
Muhteşem kıyı şeridi, eşsiz bitki ve hayvan türleri, eşine az rastlanır kültürel çeşitliliği, müzeleri ve tarihi yapıları ile üç tarafı okyanuslarla çevrili Güney Afrika, seyahat tutkunlarına ilham veriyor. Çoğu hayvan türünün kendi doğasında gözlemlenebileceği Güney Afrika, “Beş büyük” olarak adlandırılan bufalo, fil, aslan, leopar, gergedanın yanı sıra, mirketlerden Vervet maymunlarına, zürafadan zebraya, impalalardan rengârenk kuş türlerine ve penguenlerden foklara, her türlü deniz canlısına ev olmuş. Bu canlıları hayvanat bahçelerinde değil, kendi yaşam alanlarında gözlemleyebiliyorsunuz. Bu yaşam alanlarından en meşhuru Kruger Ulusal Parkı…
Dünya’nın en büyük ve en eski vahşi yaşam alanlarından biri olan Kruger Ulusal Parkı, yaklaşık 20 bin kilometre karelik yüzölçümüyle tüm Afrika’nın en büyük milli parkı. Bir bölümü Zimbabve’de kalan bu parkın kuzeyden güneye uzunluğu 352 kilometre, doğudan batıya genişliği ise yaklaşık 60 kilometre.
Parkın en çok turist çeken kısmı, Gauten’e yakın olan güney bölgesi. Doğuya ve kuzeye doğru çıkıldığında turist sayısında azalma oluyor. Bu vahşi hayvan barınağı, hayvanat bahçesi değil, aksine binlerce antilop, hipopotam, on binin üstünde fil, on binlerce ceylan, zebra, bufalo ve daha çok sayıda hayvanın evi. Parkta ayrıca bir kısmı göçmen olmak üzere yüzlerce farklı kuş türü bulunuyor. Parkta yaşayan 13.000 fil, her gün yaklaşık 250 kg bitki yediğinden ve ağaçları devirdiğinden doğal yaşamı tehdit etse de Kruger Parkı, sık ağaçları ve çoğunlukla el değmemiş doğasıyla da önemli bir tabiat hazinesi.
Park, içindeki hayvan çeşitliliği kadar farklı bitki ve ağaç türleriyle de dikkat çekiyor. Zira Kruger Ulusal Parkı, bitki çeşitliliğine göre 16 bölgeye ayrılmış. Geniş gövdeli Baobab (Ekmek Ağacı) ve Mopane ağaçları parkta yaşayan hayvanlarla bölgeyi paylaşıyor.
Bu park içinde konaklamanız da mümkün. Üstelik bu devasa park, kamp yapmak isteyenlerden, sıcak suyu olan konforlu bir konaklama arayanlara kadar herkesin ihtiyacını karşılıyor. Yine Kruger Ulusal Parkı’ndaki konaklamanız sırasında yemeğinizi kendiniz yapabileceğiniz gibi parkta hizmet veren restoranlardan da faydalanabilirsiniz. “Beş büyük” olarak adlandırılan bufalo, fil, aslan, leopar, gergedanın yanı sıra birçok yırtıcı hayvanı da görebileceğiniz Kruger Ulusal Parkı’ndaki gezinti genelde arabanın içinde sürüyor ve alışveriş yapacağınız dükkânlar, güvenlikli kamp alanları dışında, dışarı çıkmanıza izin verilmiyor. Bununla birlikte 1 yıl önceden rezervasyon yaptırmanız durumunda silahlı güvenlik görevlileri eşliğinde yaya olarak gezilen turlara da katılabiliyorsunuz.
Skukuza, 1.000 ziyaretçiyi misafir edecek kapasitesi, içinde bulundurduğu araba kiralama servisleri, bankası, postanesi, müzesi, restoranlarıyla Kruger’da bulunan parklar içinde en büyüğü. Skukuza’dan geçen 43 km’lik “Lower Sabie Road”, sadece Sabie Nehri kenarında gezinti yapmak için değil, vahşi hayatı gözlemlemek için de Kruger’de yapılacak turlar arasında en popüleri.
Kruger Parkı’nda kamufle olmuş leopar, aslan gibi yırtıcılar dışında sinirli bir babun bile bazen size büyük zorluk çıkarabilir. Bu sebeple parkta gezinirken, bu hayvanların evcil hayvanlar olmadığını hatırlamakta fayda var.
Kruger’e Cape Town’dan gitmek istiyorsanız öncelikle Johannesburg’a gelmeniz gerektiğini söylemeliyiz. Johannesburg – Cape Town arası en pratik ulaşım şekli uçak. Bunun yanı sıra 1 günden daha uzun bir sürüş süresini dikkate alırsanız araçla da gidebilirsiniz. Araçla seyahat emsalsiz bir yol manzarası görmenizi sağlıyor. Bunun yanı sıra, iki şehir arasında tren yolculuğu yapılması da mümkün. Meşhur “Mavi Tren”le yapılacak seyahat 26 saat sürüyor fakat tüm konforun düşünüldüğü bu tren, üç odalı suiti, banyolu odaları ile beş yıldızlı otel hizmeti sunuyor.
Fotoğraflar: Alamy