Son Güncelleme:
Üç günlük 29 Ekim tatiline altı seçenek
Kurban Bayramı’ndan önce son uzun tatil fırsatı 29 Ekim’de. Üç günlük tatil için seyahat firmaları yurtiçinde özel kültür turları hazırladı. Bu turlarda Safranbolu, Pamukkale, Kapadokya öne çıkıyor. Biz de gezginlere sorup farklı beğenilere yönelik üç günlük altı rota hazırladık: Sonbaharın renklerini gözlemlemek, fotoğraf çekmek istiyorsanız Küre Dağları’nda geziye çıkabilirsiniz. Heyecan arıyorsanız Kapadokya’da atlı safari, balon turu sizi bekliyor. Damağınızı Tire’de şenlendirebilir, Fethiye’de mavi turla yazı uğurlayabilirsiniz. Vücudunuzu kışa hazırlamak istiyorsanız Afyonkarahisar kaplıcaları sizi bekliyor. Mudanya’dan Beypazarı’na uzanan bir yolculukta dünün dünyasını yaşayabilirsiniz.
AKTİVİTE
Peribacaları arasında at ve bisikletli safari
Ürgüp ve Göreme’nin peribacalarıyla süslü vadileri, yamaçları yürüyüşçülere, bisikletçilere birbirinden cazip parkurlar sunuyor. Trafikten arınmış yollarda, milli park atmosferinde, büyüleyici yer şekillerini seyrederek günübirlik turlara çıkabilirsiniz. Bu parkurları isterseniz at ya da ATV ile de gezebilirsiniz. Balon turlarına katılıp, tüm bölgeyi gökyüzünden fotoğraflayabilirsiniz. “Kapadokya’nın ilkbaharda görülmesi gerektiğini söylerler. Oysa uzun kış aylarının etkisiyle hava serin ve parkurlar çamurludur. Bence en güzel zamanı ekimdir” diyor Göreme’nin doğa turu rehberlerinden Atıl Ulaş Cüce. “Kurak yaz ayları boyunca toz örtüsüyle kaplanan peribacalarının, kayalar ekim yağmurlarıyla yıkandığında gerçek renkleri ortaya çıkar. Kayaların kırmızısı, damarları belirginleşir. Hava berraklaşır, manzara güzelleşir. Göreme’ye 65 kilometre uzaklıktaki Erciyes Dağı bile görünmeye başlar...”
AVRUPA ŞAMPİYONASI DÜZENLENMİŞTİ
2007’de Avrupa Dağ Bisikleti Şampiyonası’na ev sahipliği yapan Göreme’de çocuklu ailelerden, teknik sürüş meraklılarına kadar her düzeyde bisikletliye hitap edecek farklı parkurlar bulunuyor. Bunlar içinde en zorlusu, Göreme merkezinden başlayıp Göreme Açıkhava Müzesi’nin yamacındaki Saklı Kilise’ye uzanan 7.1 kilometrelik rota. Avrupa şampiyonasının düzenlediği bu güzergâhta özel aksamlı dağ bisikletleriyle sürüş yapmak gerekiyor. Bağların, vadilerin arasından sakin bir bisiklet turu yapmak isteyenlere Güvercinlik Vadisi, Ak Vadi, Çavuşin Köyü, Paşabağ, Zelve Açıkhava Müzesi, Avanos hattındaki rota öneriliyor. Yemek molası, ören yeri gezileriyle birlikte tüm bir günü alan bu güzergahın toplam uzunluğu 40 kilometre. Bu gezi için günlüğü 30 TL’den bisiklet kiralayabilir (www.cappadociahitchhiker.com) ya da altı kişilik gruplar için düzenlenen günübirlik, kişi başı 80 TL’ye rehberli turlara katılabilirsiniz. (www.middleearthtravel.com)
Doğayı yürüyerek keşfetmeyi seviyorsanız, Kapadokya’nın vadileri, peribacaları, yeraltı şehirleri sizi bekliyor. Kızılçukur-Güllüdere rotası ve Ihlara Vadisi en popüler yürüyüş mekânları. Her ikisi de bir günlük yürüyüşler. Bölgedeki firmalar, dört kişilik gruplara günlüğü 60-80 TL’ye rehberli turlar düzenliyor. Otel ve pansiyonlar yardımıyla da yerel rehber bulmak mümkün.
100 TL’YE DÖRT SAATLİK AT TURU
Kapadokya’nın Pers dilindeki adı Katpakuta, yani “Güzel Atlar Ülkesi”ydi. Bölgede 1980’lerden bu yana atlı safariler düzenleniyor. Son yıllarda bu turlara ilginin artması sayesinde atlar gerçekten güzelleşti. Artık safarilerde cins atlar kullanılıyor. Geçmişte sadece yabancılara hitap eden turlara son yıllarda Türk gezginler de ilgi göstermeye başladı. At binmeyi bilmeyenlere, 20 dakikalık ön eğitimden sonra 2-4 saatlik başlangıç turları (100 TL), bilenlere günlük turlar (100-200 TL) düzenleniyor. Günde yaklaşık 35 kilometre gidilen turlarla, üç ile yayılan tüm Kapadokya bölgesini altı günde keşfetmeniz mümkün. (www.horseriding-kapadokya.com, www.akhal-tekehorsecenter.com)
Gürültüsünden rahatsız olmazsanız bir başka seçenek ATV turları. Rehber eşliğinde iki saatlik turun ücreti 80 TL. (www.urguprentacar.com) Ekim, balon turları açısından da en güzel dönemlerden biri. Sert yaz rüzgârları bitiyor, hava berraklaşıyor. Bir saatlik uçuşların ücreti 330, bir buçuk saatlik uçuşların ise 460 TL. (www.kapadokyaballoons.com) Balon yerine bir dağın zirvesinden Kapadokya bölgesini görmek istiyorsanız Erciyes ve Hasandağı’na çıkabilirsiniz. (www.middleearthtravel.com) Dağcılığa meraklıysanız bir başka alternatif Aladağlar. (www.aladaglarcamping.com)
Üç yıl öncesine kadar Zamantı Çayı’nda düzenlenen rafting turları, bölgeye baraj inşa edilmesinin ardından sona erdi. Şaraplarıyla ünlü Kapadokya’da bağbozumu ekimin son haftasına kadar sürecek. Uçhisar’daki Kocabağ (www.kocabag.com) ve Ürgüp’teki Turasan’a (www.turasan.com.tr) uğrayıp şarap üretiminin aşamalarına tanık olabilir, firmanın kavlarındaki şaraplardan alabilirsiniz.
LEZZET
Tire’de damağınızı ısırganlı börek, iğnelik kavurmasıyla şenlendirin
İzmir’e 80 kilometre uzaklıktaki Tire, Aydın Dağları’nın kuzey eteklerinde, bitki örtüsü çok zengin bir ilçe. Bu nedenle “Yeşil Tire” ismiyle anılıyor. İlçedegeçmişin kültür mirası, mimarisi gibi mutfak gelenekleri de özenle korunuyor. Tire bir zamanlar Osmanlı’nın darphanesiydi. 15’inci yüzyılda birbirinden güzel dini yapılarla süslendi. 19’uncu yüzyıl sonrasında, bazıları bugün hâlâ ayakta olan konaklar inşa edildi. Geçen yüzyılda gelen Girit göçmenleriyle ilçenin kültürü çeşitlendi.
İlkbahar ve sonbaharda Ege’nin birçok köyünde, kasabasında sofraları yaban otlarından yapılan yemekler, salatalar süsler. Tire, otlardan yapılan yemek çeşitleri açısından en zengin ilçelerden biridir. Ekim yağmurlarıyla birlikte ısırgan, turp otu, hardal otu, iğnelik pazara çıkar. Eğer Kaplan Köyü’ndeki Kaplan Dağ Restoran’a (0232 512 66 52) uğrarsanız ısırgandan yapılan böreği, tulumpeyniri eklenerek hazırlanan okma adlı özel salatayı tadabilirsiniz. Dikenli olduğu için iğnelik ismi verilen ottan bu mevsimde özel bir kavurma yapılır. Pazı, pırasa, soğan, ıspanak da eklenen bu kavurmaya doyum olmaz. Turp otu ve hardaldan yemekler, karadutlu lor tatlısı da restoranın spesyaliteleri arasında.
TANDIRCI ŞAFAKTA AÇILIP, ÖĞLE KAPANIYOR
Tire’nin bir başka ünlü lezzeti tandır. Ancak ilçede tandır sabah kahvaltısında yeniyor. Merkezdeki dört tandırcı gün ağarmadan, saat 04.30’da açılıyor, öğle ezanı okunmadan, en geç saat 11.00’de servisi bitirip kapanıyor. Bunun nedeni, Tire tandırcılarının yıllar boyu ilçeden komşu yerleşimlere giden ya da her salı ilçeye gelen pazarcılara yönelik çalışması. Tandırdaki kuzunun yağlarından yapılan pirinç çorbası (tandır çorbası) ve tandırla güne başlayan pazarcılar, gün boyunca acıkmıyor. Tandırcıların en ünlüsü, Hüsamettin Camii’nin karşısındaki Babaoğlu. (0232 512 01 16) Ekmek konulmadan yapılan, tuzla yoğrulan meşhur Tire köftesini ise Portakal Pazarı Meydanı’ndaki restoranlarda tadabilirsiniz.
Tire’ye gitmişken merkezindeki çarşıyı ve çevresini de keşfetmenizde yarar var. Çarşıdaki atölyelerde Anadolu’da çok az şehirde görebileceğiniz nalıncılar, keçeciler, urgancılar, semerciler yüzyıllar öncesinin yöntemleriyle çalışmaya devam ediyor. Ulu Camii, Yeni Cami, Tahtakale Cami ve Külliyesi, Yeşil İmaret Zaviyesi, Kurt ve Doğancıyan Zaviyesi, Yoğurtluzade Külliyesi, Aydınoğulları’nın ve Osmanlıların padişah hocası İbni Melek adına yaptırılan açık türbe, yüzlerce yıllık taşbaskısı ve yazmaların saklandığı Necip Paşa Kütüphanesi, Tireli Levantenlerin izlerini taşıyan Gülcüoğulları Konakları, Tire Müzesi, nalbantların bulunduğu Ali Efe Hanı ilçe merkezinde görülmeye değer diğer yerler. Her salı ilçe merkezine, İzmir’in en ünlü yerel pazarı kuruluyor. Bu pazar bir süredir turist otobüslerinin de uğrak noktası.
Tire’ye giderken ya da dönerken Gölcük ve Birgi üzerinden geçebilir, geçmişin dünyasından izleri keşfedebilirsiniz. Bozdağ’ın ünlü krater gölü de ilçeye 40 kilometre uzaklıkta.
KÜLTÜR
Mudanya’ndan Beypazarı’na dünün dünyasını yaşayın
Otomobil kullanmayı seviyorsanız üç günlük tatilden yararlanıp geçen yüzyılın konaklarını göreceğiniz, parke taşı kaplı sokaklarında yürüyebileceğiniz bir kültür turuna çıkabilirsiniz. İstanbul’dan hızlı feribotla ulaşacağınız Mudanya’dan başlıyor turumuz. Yenikapı’dan haftanın beş günü saat 07.30’da feribot kalkıyor.Yolculuk yaklaşık 90 dakika sürüyor. İlçeye vardığınızda öncelikle, nadide 17’nci yüzyıl evlerinin bulunduğu Halitpaşa Mahallesi’ni gezmenizde yarar var. Bu dönemden günümüze ulaşan ev örneği ne yazık ki çok az. Mahalledeki evlerden birinin kitabesinde 1640 yılında inşa edildiği yazılı. İlçenin batısındaki Zeytinbağı (Tirilye) geçmişin dünyasını yaşatan bir başka yerleşim. Sahilden arka mahallelere doğru girdiğinizde minyatür Osmanlı evlerinin yan yana dizildiği sokakları, bazıları hâlâ çalışan zeytinyağı atölyelerini, yüzlerce yıllık çeşmelerin yerleştirildiği küçük meydancıkları görebilirsiniz. Mudanya’ya dönüşünüzde, akşam yemeğinizi sahildeki balık restoranlarından birinde yemenizi öneririz. Akşam ise tren istasyonundan butik otele dönüştürülen Montania Hotel’de konaklayabilirsiniz. (www.montaniahotel.com)
ZAMANI DURDURAN KÖY
İkinci gün yolunuz uzun. Erkenden yola çıkmanız lazım. İlk durak, Uludağ’ın eteğindeki Cumalıkızık. 14’üncü yüzyılda kurulan köyde zaman durmuş gibi. Yassı taş döşemeli, iki kişinin yan yana yürüyemeyeceği darlıkta, kaldırımsız sokaklarından, birbirine yaslanan sarı, mavi, mor evlerin arasından geçerken, Cin Aralığı’nı seyrederken kendinizi geçmişe dair bir filmin kahramanı gibi hissedeceksiniz.
Daha sonra Sakarya otoyoluna çıkıp, kente 25 kilometre kala, Geyve sapağından sağa gireceksiniz. Bu yol sizi sonbaharın rengârenk orman koridorundan geçirip yine geçen yüzyıla bağlayacak. Sakarya’nın Taraklı İlçesi, Sakarya Nehri’nin bir kolu üzerinde, Hıdırlık Tepesi ile Taraklı Hisarı’nın yamaçları arasındaki vadiye kurulmuş. Bir zamanlar Bağdat’a giden kervanların geçtiği ilçenin taş döşeli sokaklarında güzelliği Safranbolu evleriyle yarışan tarihi konaklarla karşılaşacaksınız. Tarihi han, 700 yıllık çınar, 500 yıllık cami görülmeye değer. Samanlı Dağları’nın eteklerinden, batıya doğru yol aldığınızda, 28 kilometre ileride, karşınıza bir başka güzel ilçe çıkacak: Göynük. Geçen yüzyıldan kalma 110 evin bulunduğu ilçe kentsel sit alanı ilan edildiği için yapılar korunuyor. Dört konak restore edilerek otele dönüştürülmüş: Hacı Ali Paşa Konağı (0374 451 25 66), Gürcüler Konağı (0374 451 21 16), Akşemsettin Konağı (0374 451 62 78), Türksoylar Konağı (0374 451 27 88).
İPEKYOLU’NUN ÜSTÜNDEYDİ
Turumuzun altıncı durağı Mudurnu, Safranbolu’nun 1990’lardaki halini çağrıştırıyor. Tarihi evleri, ilçenin ortasından geçen ırmağın kenarına sıralanmış. Bunlardan Keyvanlar Konağı (0374 421 37 50), içinde restoranı da bulunan bir otele dönüştürülmüş. Hacı Abdullahlar Konağı (0374 421 22 84) da görülmeye değer.
Bir sonraki durağınız Nallıhan’a, ıssız bir yoldan, sisli vadiler, sonbaharda kırmızıya, turuncuya boyanan ormanların içinden geçerek ulaşacaksınız. Türkiye’nin en güzel yürüyüş parkurlarından bazıları bu bölgede. Yolunuza devam edip, 57 kilometre sonra turun son durağı Beypazarı’na ulaşacaksınız. İlçe, bir zamanlar Bağdat’a giden ipek kervanlarının uğrağıydı. İlçe halkı bu sayede kazandıklarıyla birbirinden güzel evler yaptırdı. Dinozor sırtını andıran iki yamacın arasına kurulan yerleşim birçok yangın atlatsa da birçok konak hâlâ ayakta. Son yıllarda önemli bölümü restorasyondan geçti. Parke taşı kaplı sokaklarına gerilen iplerde, geçmişte olduğu gibi rengârenk giysiler, sebzeler kurutuluyor. Çarşısında yemeni diken saraçlar, parlak kumaşlardan kabarık yorganlar diken ustalar, ipek bürgü dokuyanlar yan yana dükkânlarda çalışıyor. İlçenin mutfağı da geçmişteki zenginliğini koruyor. Yaprak sarmalar, kırk katlı baklavalar, etli, tavuklu, sebzeli güveçler, sabahları yenen “yarımca”nın tadı, galetaya benzeyen kurunun gevrekliği kolay unutulur gibi değil.
FOTOĞRAF
Küre Dağları’nın göz kamaştıran renkleri
Küre Dağları Milli Parkı, Batı Karadeniz’in Kastamonu ve Bartın illerinde 37 bin hektarlık geniş bir alanı kapsıyor. Küre Dağları, sonbaharda fotoğrafçılar için ideal bölge. Zengin flora ve saunaya sahip. Parkta yaşayan hayvanlar arasında geyik, karaca, ayı, kurt, tilki, çakal, tavşan, yabandomuzu, ötücü-yırtıcı kuşlar, sürüngenler bulunuyor.
BİRBİRİNDEN GÜZEL KANYONLAR
Ayrıca bölge geniş yapraklı kayın ağaçları açısından zengin. Atlas Dergisi fotoğrafçılarından Cüneyt Oğuztüzün, “Yapraklarını dökmeden önce sararıp kızaran kayın ağaçları, fotoğrafçılara sonbaharın en güzel renklerini sunar” diyor.
Bölgedeki Devrekani Çayı, Küre Dağları’nın güney eteklerinden Devrekani İlçesi’nin kuzeyinden çıkıp batıya doğru akıyor. Ormanların arasından akan bu çayın üzerinde iki yakası yüksek kayalıklarla çevrili göz kamaştırıcı vadiler yer alıyor. Bunlardan en ünlüsü Valla Kanyonu. Horma ve Aydos da görülmeye değer kanyonlar arasında. Başta Ilgarini olmak üzere Mantar, Kuyluş, Ejderha Ağzı bölgede yer alan önemli mağaralardan. Vadiler arasında fotoğrafçılara hitap eden bir başka peyzaj güzelliği Ilıca Köyü’ndeki Ilıca Şelalesi.
Küre Dağları Milli Parkı’na gidecekseniz konaklamak için en uygun yer Pınarbaşı İlçesi. İlçedeki Paşa Konağı, Pınarbaşı Ekoturizm Merkezi adıyla anılıyor. Tarihi ahşap evlerin restore edilmesiyle tesis haline getirilmiş 8 odalı bir merkez. Gecelik konaklama ücreti kahvaltı dahil kişi başı 35 TL. (0366 771 33 75) İlçede konaklamak için pansiyon da bulabilirsiniz.
TERAPİ
Afyonkarahisar kaplıcalarında kışa hazırlanın
Son yıllarda termal turizm deyince akla gelen ilk yerlerden biri Afyonkarahisar. İl yılda ortalama bir milyon kişiyi ağırlıyor. Bölgedeki sekiz tesis Sağlık Bakanlığı’nca verilen kaplıca işletme belgesine sahip. Afyon’un en büyük termal bölgesi Ömer - Gecek, kent merkezine 15 kilometre uzaklıkta. Turizm Bakanlığı Termal İşletme Belgesi’ne sahip beş yıldızlı otellerden 284 odalı İkbal, 310 odalı Korel, 330 odalı Oruçoğlu bu bölgede. Termal havuzlarında, terapi merkezlerinde kendi kuyularından sağladıkları suyu kullanıyorlar. Terapi merkezlerinde uzman personel hizmet veriyor. Burada ayrıca Güral markasına ait 400 odanın üzerinde 5 yıldızlı bir termal otelin inşaatı daha devam ediyor.
4 GECE KAL, 3 GECE ÖDE
Otellerin çift kişi, yarım pansiyon ücretlerine gelince: İkbal Termal Oteli’nde 270 TL. (0 272 252 56 00) Korel Termal Otel’de 279 TL. (0 272 252 22 22) Termal Resort Oruçoğlu’nda 275 TL. (0 272 251 50 50) Korel ve Oruçoğlu’nda 4 gece kal, üç gece öde kampanyası var. İlin ikinci büyük termal bölgesi, merkeze 60 kilometre uzaklıktaki Sandıklı. Sağlık Bakanlığı belgesine sahip Hüdai Kaplıcaları’nı belediye işletiyor. Tesisin 130 odalı üç yıldızlı otelinde çift kişi, yarım pansiyon konaklama 110 TL. (0 272 535 73 00) 34 odalı iki yıldızlı otelinde çift kişi tam pansiyon konaklama 100 TL. (0 272 535 73 20) Toplam villa apartların sayısı 265. Bunlardan 143’ü termal banyolu. Fiyatları 140 TL. (0 272 535 73 27) Bölgedeki 600 yataklı Park Otel yeni hizmete girdi. Afyon’daki tüm termal kaynaklardaki sular banyo ve içmeye uygun. Gecek-Ömerler’in suyu yeraltından 40-53 derece sıcaklıkta çıkıyor. Hüdayi kaynağından ise 60-70 derece sıcaklıkta su çıkıyor. Sular romatizma, deri, mide, kireçlenme, sinirsel hastalıkların terapisinde kullanılıyor.
DENİZ
Fethiye’de mavi turlar sürüyor
Ekimde Türkiye’nin deniz suyu sıcaklığı en yüksek bölgelerinden biri Muğla’nın Fethiye İlçesi. 29 Ekim haftası deniz suyu sıcaklığı 22-25 derece arasındaolacak. Dolayısıyla yazla vedalaşmak, denize girmek için son fırsat. Eğer Fethiye’den Rodos’a geçmek isterseniz Yeşil Dalyan Travel’la kişi başı 329 TL’ye, iki gece otelde konaklama, transfer ve kahvaltı dahil katamaranla yolculuk yapabilirsiniz. Yeşil pasaporta vize istenmiyor. (www.yesildalyantravel.com)
Fethiye’de 3-4 günlük mavi turlar 29 Ekim haftasında da devam ediyor ancak rüzgâra bağlı olarak uzak turlar önerilmiyor. Fethiye ve Göcek çevresindeki irili ufaklı onlarca koy ve adalara mavi turlar düzenleniyor. Kaş ve Kekova’ya da kabinli turlar mevcut. Marmaris ve Bodrum gibi daha uzak noktalar bu mevsimde önerilmiyor.
Mavi tur seçenekleri için www.europayachting.com, www.turkishgulet.com, www.elle-yachting.com, www.turkyacht.com
adreslerinden yararlanabilirsiniz. Mavi turlar genellikle bir haftalık oluyor. Ama kapalı gruplar tekne kiralayarak 3-4 günlük özel turlar da yapabiliyor. Günübirlik turlar için ise Fethiye’de belediye limanının önüne gitmeniz gerekiyor. Tekneler buradan sabah saat 10.00’da kalkıyor. Kızılada, 12 adalar, Tershane Koyu, Batık Hamam, Turunçbükü geziliyor. Akşam 18.00 gibi dönülüyor. Öğle yemeğinin dahil olduğu turların fiyatları 25-30 TL civarında. Günübirlik turlar ve acenteleriyle ilgili daha fazla bilgi için İl Liman Müdürlüğü’nden Okan Arıkan’la görüşebilirsiniz. (0252 612 94 04)
Fethiye’de akya, lagos, orfoz ve bölgeye özgü lopaz gibi balık türleri öne çıkıyor. Arzu edenler tuttukları ya da satın aldıkları balıkları, Fethiye merkezdeki balık pazarında bulunan restoranlarda küçük bir ücret karşılığı pişirtme olanağına sahip. TÜRSAB Fethiye’nin eski yöneticisi İnci Dinçer, Fethiye’de yeni açılan Grida Balık Restorant’ı öneriyor. Özellikle yengeç dolması ve karides köftesinin tadılması gerektiğini belirtiyor.
29 Ekim’de Kaş’ta yapılan ve 1930’lu yıllardan beri süregelen geleneksel Cumhuriyet Balosu da görülmeye, yaşanmaya değer bir etkinlik.
Peribacaları arasında at ve bisikletli safari
Ürgüp ve Göreme’nin peribacalarıyla süslü vadileri, yamaçları yürüyüşçülere, bisikletçilere birbirinden cazip parkurlar sunuyor. Trafikten arınmış yollarda, milli park atmosferinde, büyüleyici yer şekillerini seyrederek günübirlik turlara çıkabilirsiniz. Bu parkurları isterseniz at ya da ATV ile de gezebilirsiniz. Balon turlarına katılıp, tüm bölgeyi gökyüzünden fotoğraflayabilirsiniz. “Kapadokya’nın ilkbaharda görülmesi gerektiğini söylerler. Oysa uzun kış aylarının etkisiyle hava serin ve parkurlar çamurludur. Bence en güzel zamanı ekimdir” diyor Göreme’nin doğa turu rehberlerinden Atıl Ulaş Cüce. “Kurak yaz ayları boyunca toz örtüsüyle kaplanan peribacalarının, kayalar ekim yağmurlarıyla yıkandığında gerçek renkleri ortaya çıkar. Kayaların kırmızısı, damarları belirginleşir. Hava berraklaşır, manzara güzelleşir. Göreme’ye 65 kilometre uzaklıktaki Erciyes Dağı bile görünmeye başlar...”
AVRUPA ŞAMPİYONASI DÜZENLENMİŞTİ
2007’de Avrupa Dağ Bisikleti Şampiyonası’na ev sahipliği yapan Göreme’de çocuklu ailelerden, teknik sürüş meraklılarına kadar her düzeyde bisikletliye hitap edecek farklı parkurlar bulunuyor. Bunlar içinde en zorlusu, Göreme merkezinden başlayıp Göreme Açıkhava Müzesi’nin yamacındaki Saklı Kilise’ye uzanan 7.1 kilometrelik rota. Avrupa şampiyonasının düzenlediği bu güzergâhta özel aksamlı dağ bisikletleriyle sürüş yapmak gerekiyor. Bağların, vadilerin arasından sakin bir bisiklet turu yapmak isteyenlere Güvercinlik Vadisi, Ak Vadi, Çavuşin Köyü, Paşabağ, Zelve Açıkhava Müzesi, Avanos hattındaki rota öneriliyor. Yemek molası, ören yeri gezileriyle birlikte tüm bir günü alan bu güzergahın toplam uzunluğu 40 kilometre. Bu gezi için günlüğü 30 TL’den bisiklet kiralayabilir (www.cappadociahitchhiker.com) ya da altı kişilik gruplar için düzenlenen günübirlik, kişi başı 80 TL’ye rehberli turlara katılabilirsiniz. (www.middleearthtravel.com)
Doğayı yürüyerek keşfetmeyi seviyorsanız, Kapadokya’nın vadileri, peribacaları, yeraltı şehirleri sizi bekliyor. Kızılçukur-Güllüdere rotası ve Ihlara Vadisi en popüler yürüyüş mekânları. Her ikisi de bir günlük yürüyüşler. Bölgedeki firmalar, dört kişilik gruplara günlüğü 60-80 TL’ye rehberli turlar düzenliyor. Otel ve pansiyonlar yardımıyla da yerel rehber bulmak mümkün.
100 TL’YE DÖRT SAATLİK AT TURU
Kapadokya’nın Pers dilindeki adı Katpakuta, yani “Güzel Atlar Ülkesi”ydi. Bölgede 1980’lerden bu yana atlı safariler düzenleniyor. Son yıllarda bu turlara ilginin artması sayesinde atlar gerçekten güzelleşti. Artık safarilerde cins atlar kullanılıyor. Geçmişte sadece yabancılara hitap eden turlara son yıllarda Türk gezginler de ilgi göstermeye başladı. At binmeyi bilmeyenlere, 20 dakikalık ön eğitimden sonra 2-4 saatlik başlangıç turları (100 TL), bilenlere günlük turlar (100-200 TL) düzenleniyor. Günde yaklaşık 35 kilometre gidilen turlarla, üç ile yayılan tüm Kapadokya bölgesini altı günde keşfetmeniz mümkün. (www.horseriding-kapadokya.com, www.akhal-tekehorsecenter.com)
Gürültüsünden rahatsız olmazsanız bir başka seçenek ATV turları. Rehber eşliğinde iki saatlik turun ücreti 80 TL. (www.urguprentacar.com) Ekim, balon turları açısından da en güzel dönemlerden biri. Sert yaz rüzgârları bitiyor, hava berraklaşıyor. Bir saatlik uçuşların ücreti 330, bir buçuk saatlik uçuşların ise 460 TL. (www.kapadokyaballoons.com) Balon yerine bir dağın zirvesinden Kapadokya bölgesini görmek istiyorsanız Erciyes ve Hasandağı’na çıkabilirsiniz. (www.middleearthtravel.com) Dağcılığa meraklıysanız bir başka alternatif Aladağlar. (www.aladaglarcamping.com)
Üç yıl öncesine kadar Zamantı Çayı’nda düzenlenen rafting turları, bölgeye baraj inşa edilmesinin ardından sona erdi. Şaraplarıyla ünlü Kapadokya’da bağbozumu ekimin son haftasına kadar sürecek. Uçhisar’daki Kocabağ (www.kocabag.com) ve Ürgüp’teki Turasan’a (www.turasan.com.tr) uğrayıp şarap üretiminin aşamalarına tanık olabilir, firmanın kavlarındaki şaraplardan alabilirsiniz.
LEZZET
Tire’de damağınızı ısırganlı börek, iğnelik kavurmasıyla şenlendirin
İzmir’e 80 kilometre uzaklıktaki Tire, Aydın Dağları’nın kuzey eteklerinde, bitki örtüsü çok zengin bir ilçe. Bu nedenle “Yeşil Tire” ismiyle anılıyor. İlçedegeçmişin kültür mirası, mimarisi gibi mutfak gelenekleri de özenle korunuyor. Tire bir zamanlar Osmanlı’nın darphanesiydi. 15’inci yüzyılda birbirinden güzel dini yapılarla süslendi. 19’uncu yüzyıl sonrasında, bazıları bugün hâlâ ayakta olan konaklar inşa edildi. Geçen yüzyılda gelen Girit göçmenleriyle ilçenin kültürü çeşitlendi.
İlkbahar ve sonbaharda Ege’nin birçok köyünde, kasabasında sofraları yaban otlarından yapılan yemekler, salatalar süsler. Tire, otlardan yapılan yemek çeşitleri açısından en zengin ilçelerden biridir. Ekim yağmurlarıyla birlikte ısırgan, turp otu, hardal otu, iğnelik pazara çıkar. Eğer Kaplan Köyü’ndeki Kaplan Dağ Restoran’a (0232 512 66 52) uğrarsanız ısırgandan yapılan böreği, tulumpeyniri eklenerek hazırlanan okma adlı özel salatayı tadabilirsiniz. Dikenli olduğu için iğnelik ismi verilen ottan bu mevsimde özel bir kavurma yapılır. Pazı, pırasa, soğan, ıspanak da eklenen bu kavurmaya doyum olmaz. Turp otu ve hardaldan yemekler, karadutlu lor tatlısı da restoranın spesyaliteleri arasında.
TANDIRCI ŞAFAKTA AÇILIP, ÖĞLE KAPANIYOR
Tire’nin bir başka ünlü lezzeti tandır. Ancak ilçede tandır sabah kahvaltısında yeniyor. Merkezdeki dört tandırcı gün ağarmadan, saat 04.30’da açılıyor, öğle ezanı okunmadan, en geç saat 11.00’de servisi bitirip kapanıyor. Bunun nedeni, Tire tandırcılarının yıllar boyu ilçeden komşu yerleşimlere giden ya da her salı ilçeye gelen pazarcılara yönelik çalışması. Tandırdaki kuzunun yağlarından yapılan pirinç çorbası (tandır çorbası) ve tandırla güne başlayan pazarcılar, gün boyunca acıkmıyor. Tandırcıların en ünlüsü, Hüsamettin Camii’nin karşısındaki Babaoğlu. (0232 512 01 16) Ekmek konulmadan yapılan, tuzla yoğrulan meşhur Tire köftesini ise Portakal Pazarı Meydanı’ndaki restoranlarda tadabilirsiniz.
Tire’ye gitmişken merkezindeki çarşıyı ve çevresini de keşfetmenizde yarar var. Çarşıdaki atölyelerde Anadolu’da çok az şehirde görebileceğiniz nalıncılar, keçeciler, urgancılar, semerciler yüzyıllar öncesinin yöntemleriyle çalışmaya devam ediyor. Ulu Camii, Yeni Cami, Tahtakale Cami ve Külliyesi, Yeşil İmaret Zaviyesi, Kurt ve Doğancıyan Zaviyesi, Yoğurtluzade Külliyesi, Aydınoğulları’nın ve Osmanlıların padişah hocası İbni Melek adına yaptırılan açık türbe, yüzlerce yıllık taşbaskısı ve yazmaların saklandığı Necip Paşa Kütüphanesi, Tireli Levantenlerin izlerini taşıyan Gülcüoğulları Konakları, Tire Müzesi, nalbantların bulunduğu Ali Efe Hanı ilçe merkezinde görülmeye değer diğer yerler. Her salı ilçe merkezine, İzmir’in en ünlü yerel pazarı kuruluyor. Bu pazar bir süredir turist otobüslerinin de uğrak noktası.
Tire’ye giderken ya da dönerken Gölcük ve Birgi üzerinden geçebilir, geçmişin dünyasından izleri keşfedebilirsiniz. Bozdağ’ın ünlü krater gölü de ilçeye 40 kilometre uzaklıkta.
KÜLTÜR
Mudanya’ndan Beypazarı’na dünün dünyasını yaşayın
Otomobil kullanmayı seviyorsanız üç günlük tatilden yararlanıp geçen yüzyılın konaklarını göreceğiniz, parke taşı kaplı sokaklarında yürüyebileceğiniz bir kültür turuna çıkabilirsiniz. İstanbul’dan hızlı feribotla ulaşacağınız Mudanya’dan başlıyor turumuz. Yenikapı’dan haftanın beş günü saat 07.30’da feribot kalkıyor.Yolculuk yaklaşık 90 dakika sürüyor. İlçeye vardığınızda öncelikle, nadide 17’nci yüzyıl evlerinin bulunduğu Halitpaşa Mahallesi’ni gezmenizde yarar var. Bu dönemden günümüze ulaşan ev örneği ne yazık ki çok az. Mahalledeki evlerden birinin kitabesinde 1640 yılında inşa edildiği yazılı. İlçenin batısındaki Zeytinbağı (Tirilye) geçmişin dünyasını yaşatan bir başka yerleşim. Sahilden arka mahallelere doğru girdiğinizde minyatür Osmanlı evlerinin yan yana dizildiği sokakları, bazıları hâlâ çalışan zeytinyağı atölyelerini, yüzlerce yıllık çeşmelerin yerleştirildiği küçük meydancıkları görebilirsiniz. Mudanya’ya dönüşünüzde, akşam yemeğinizi sahildeki balık restoranlarından birinde yemenizi öneririz. Akşam ise tren istasyonundan butik otele dönüştürülen Montania Hotel’de konaklayabilirsiniz. (www.montaniahotel.com)
ZAMANI DURDURAN KÖY
İkinci gün yolunuz uzun. Erkenden yola çıkmanız lazım. İlk durak, Uludağ’ın eteğindeki Cumalıkızık. 14’üncü yüzyılda kurulan köyde zaman durmuş gibi. Yassı taş döşemeli, iki kişinin yan yana yürüyemeyeceği darlıkta, kaldırımsız sokaklarından, birbirine yaslanan sarı, mavi, mor evlerin arasından geçerken, Cin Aralığı’nı seyrederken kendinizi geçmişe dair bir filmin kahramanı gibi hissedeceksiniz.
Daha sonra Sakarya otoyoluna çıkıp, kente 25 kilometre kala, Geyve sapağından sağa gireceksiniz. Bu yol sizi sonbaharın rengârenk orman koridorundan geçirip yine geçen yüzyıla bağlayacak. Sakarya’nın Taraklı İlçesi, Sakarya Nehri’nin bir kolu üzerinde, Hıdırlık Tepesi ile Taraklı Hisarı’nın yamaçları arasındaki vadiye kurulmuş. Bir zamanlar Bağdat’a giden kervanların geçtiği ilçenin taş döşeli sokaklarında güzelliği Safranbolu evleriyle yarışan tarihi konaklarla karşılaşacaksınız. Tarihi han, 700 yıllık çınar, 500 yıllık cami görülmeye değer. Samanlı Dağları’nın eteklerinden, batıya doğru yol aldığınızda, 28 kilometre ileride, karşınıza bir başka güzel ilçe çıkacak: Göynük. Geçen yüzyıldan kalma 110 evin bulunduğu ilçe kentsel sit alanı ilan edildiği için yapılar korunuyor. Dört konak restore edilerek otele dönüştürülmüş: Hacı Ali Paşa Konağı (0374 451 25 66), Gürcüler Konağı (0374 451 21 16), Akşemsettin Konağı (0374 451 62 78), Türksoylar Konağı (0374 451 27 88).
İPEKYOLU’NUN ÜSTÜNDEYDİ
Turumuzun altıncı durağı Mudurnu, Safranbolu’nun 1990’lardaki halini çağrıştırıyor. Tarihi evleri, ilçenin ortasından geçen ırmağın kenarına sıralanmış. Bunlardan Keyvanlar Konağı (0374 421 37 50), içinde restoranı da bulunan bir otele dönüştürülmüş. Hacı Abdullahlar Konağı (0374 421 22 84) da görülmeye değer.
Bir sonraki durağınız Nallıhan’a, ıssız bir yoldan, sisli vadiler, sonbaharda kırmızıya, turuncuya boyanan ormanların içinden geçerek ulaşacaksınız. Türkiye’nin en güzel yürüyüş parkurlarından bazıları bu bölgede. Yolunuza devam edip, 57 kilometre sonra turun son durağı Beypazarı’na ulaşacaksınız. İlçe, bir zamanlar Bağdat’a giden ipek kervanlarının uğrağıydı. İlçe halkı bu sayede kazandıklarıyla birbirinden güzel evler yaptırdı. Dinozor sırtını andıran iki yamacın arasına kurulan yerleşim birçok yangın atlatsa da birçok konak hâlâ ayakta. Son yıllarda önemli bölümü restorasyondan geçti. Parke taşı kaplı sokaklarına gerilen iplerde, geçmişte olduğu gibi rengârenk giysiler, sebzeler kurutuluyor. Çarşısında yemeni diken saraçlar, parlak kumaşlardan kabarık yorganlar diken ustalar, ipek bürgü dokuyanlar yan yana dükkânlarda çalışıyor. İlçenin mutfağı da geçmişteki zenginliğini koruyor. Yaprak sarmalar, kırk katlı baklavalar, etli, tavuklu, sebzeli güveçler, sabahları yenen “yarımca”nın tadı, galetaya benzeyen kurunun gevrekliği kolay unutulur gibi değil.
FOTOĞRAF
Küre Dağları’nın göz kamaştıran renkleri
Küre Dağları Milli Parkı, Batı Karadeniz’in Kastamonu ve Bartın illerinde 37 bin hektarlık geniş bir alanı kapsıyor. Küre Dağları, sonbaharda fotoğrafçılar için ideal bölge. Zengin flora ve saunaya sahip. Parkta yaşayan hayvanlar arasında geyik, karaca, ayı, kurt, tilki, çakal, tavşan, yabandomuzu, ötücü-yırtıcı kuşlar, sürüngenler bulunuyor.
BİRBİRİNDEN GÜZEL KANYONLAR
Ayrıca bölge geniş yapraklı kayın ağaçları açısından zengin. Atlas Dergisi fotoğrafçılarından Cüneyt Oğuztüzün, “Yapraklarını dökmeden önce sararıp kızaran kayın ağaçları, fotoğrafçılara sonbaharın en güzel renklerini sunar” diyor.
Bölgedeki Devrekani Çayı, Küre Dağları’nın güney eteklerinden Devrekani İlçesi’nin kuzeyinden çıkıp batıya doğru akıyor. Ormanların arasından akan bu çayın üzerinde iki yakası yüksek kayalıklarla çevrili göz kamaştırıcı vadiler yer alıyor. Bunlardan en ünlüsü Valla Kanyonu. Horma ve Aydos da görülmeye değer kanyonlar arasında. Başta Ilgarini olmak üzere Mantar, Kuyluş, Ejderha Ağzı bölgede yer alan önemli mağaralardan. Vadiler arasında fotoğrafçılara hitap eden bir başka peyzaj güzelliği Ilıca Köyü’ndeki Ilıca Şelalesi.
Küre Dağları Milli Parkı’na gidecekseniz konaklamak için en uygun yer Pınarbaşı İlçesi. İlçedeki Paşa Konağı, Pınarbaşı Ekoturizm Merkezi adıyla anılıyor. Tarihi ahşap evlerin restore edilmesiyle tesis haline getirilmiş 8 odalı bir merkez. Gecelik konaklama ücreti kahvaltı dahil kişi başı 35 TL. (0366 771 33 75) İlçede konaklamak için pansiyon da bulabilirsiniz.
TERAPİ
Afyonkarahisar kaplıcalarında kışa hazırlanın
Son yıllarda termal turizm deyince akla gelen ilk yerlerden biri Afyonkarahisar. İl yılda ortalama bir milyon kişiyi ağırlıyor. Bölgedeki sekiz tesis Sağlık Bakanlığı’nca verilen kaplıca işletme belgesine sahip. Afyon’un en büyük termal bölgesi Ömer - Gecek, kent merkezine 15 kilometre uzaklıkta. Turizm Bakanlığı Termal İşletme Belgesi’ne sahip beş yıldızlı otellerden 284 odalı İkbal, 310 odalı Korel, 330 odalı Oruçoğlu bu bölgede. Termal havuzlarında, terapi merkezlerinde kendi kuyularından sağladıkları suyu kullanıyorlar. Terapi merkezlerinde uzman personel hizmet veriyor. Burada ayrıca Güral markasına ait 400 odanın üzerinde 5 yıldızlı bir termal otelin inşaatı daha devam ediyor.
4 GECE KAL, 3 GECE ÖDE
Otellerin çift kişi, yarım pansiyon ücretlerine gelince: İkbal Termal Oteli’nde 270 TL. (0 272 252 56 00) Korel Termal Otel’de 279 TL. (0 272 252 22 22) Termal Resort Oruçoğlu’nda 275 TL. (0 272 251 50 50) Korel ve Oruçoğlu’nda 4 gece kal, üç gece öde kampanyası var. İlin ikinci büyük termal bölgesi, merkeze 60 kilometre uzaklıktaki Sandıklı. Sağlık Bakanlığı belgesine sahip Hüdai Kaplıcaları’nı belediye işletiyor. Tesisin 130 odalı üç yıldızlı otelinde çift kişi, yarım pansiyon konaklama 110 TL. (0 272 535 73 00) 34 odalı iki yıldızlı otelinde çift kişi tam pansiyon konaklama 100 TL. (0 272 535 73 20) Toplam villa apartların sayısı 265. Bunlardan 143’ü termal banyolu. Fiyatları 140 TL. (0 272 535 73 27) Bölgedeki 600 yataklı Park Otel yeni hizmete girdi. Afyon’daki tüm termal kaynaklardaki sular banyo ve içmeye uygun. Gecek-Ömerler’in suyu yeraltından 40-53 derece sıcaklıkta çıkıyor. Hüdayi kaynağından ise 60-70 derece sıcaklıkta su çıkıyor. Sular romatizma, deri, mide, kireçlenme, sinirsel hastalıkların terapisinde kullanılıyor.
DENİZ
Fethiye’de mavi turlar sürüyor
Ekimde Türkiye’nin deniz suyu sıcaklığı en yüksek bölgelerinden biri Muğla’nın Fethiye İlçesi. 29 Ekim haftası deniz suyu sıcaklığı 22-25 derece arasındaolacak. Dolayısıyla yazla vedalaşmak, denize girmek için son fırsat. Eğer Fethiye’den Rodos’a geçmek isterseniz Yeşil Dalyan Travel’la kişi başı 329 TL’ye, iki gece otelde konaklama, transfer ve kahvaltı dahil katamaranla yolculuk yapabilirsiniz. Yeşil pasaporta vize istenmiyor. (www.yesildalyantravel.com)
Fethiye’de 3-4 günlük mavi turlar 29 Ekim haftasında da devam ediyor ancak rüzgâra bağlı olarak uzak turlar önerilmiyor. Fethiye ve Göcek çevresindeki irili ufaklı onlarca koy ve adalara mavi turlar düzenleniyor. Kaş ve Kekova’ya da kabinli turlar mevcut. Marmaris ve Bodrum gibi daha uzak noktalar bu mevsimde önerilmiyor.
Mavi tur seçenekleri için www.europayachting.com, www.turkishgulet.com, www.elle-yachting.com, www.turkyacht.com
adreslerinden yararlanabilirsiniz. Mavi turlar genellikle bir haftalık oluyor. Ama kapalı gruplar tekne kiralayarak 3-4 günlük özel turlar da yapabiliyor. Günübirlik turlar için ise Fethiye’de belediye limanının önüne gitmeniz gerekiyor. Tekneler buradan sabah saat 10.00’da kalkıyor. Kızılada, 12 adalar, Tershane Koyu, Batık Hamam, Turunçbükü geziliyor. Akşam 18.00 gibi dönülüyor. Öğle yemeğinin dahil olduğu turların fiyatları 25-30 TL civarında. Günübirlik turlar ve acenteleriyle ilgili daha fazla bilgi için İl Liman Müdürlüğü’nden Okan Arıkan’la görüşebilirsiniz. (0252 612 94 04)
Fethiye’de akya, lagos, orfoz ve bölgeye özgü lopaz gibi balık türleri öne çıkıyor. Arzu edenler tuttukları ya da satın aldıkları balıkları, Fethiye merkezdeki balık pazarında bulunan restoranlarda küçük bir ücret karşılığı pişirtme olanağına sahip. TÜRSAB Fethiye’nin eski yöneticisi İnci Dinçer, Fethiye’de yeni açılan Grida Balık Restorant’ı öneriyor. Özellikle yengeç dolması ve karides köftesinin tadılması gerektiğini belirtiyor.
29 Ekim’de Kaş’ta yapılan ve 1930’lu yıllardan beri süregelen geleneksel Cumhuriyet Balosu da görülmeye, yaşanmaya değer bir etkinlik.