Türkiye, foto-safari cenneti
Türkiye, foto-safari cenneti
Türkiye'nin tarihi ve doğal zenginlikleri, sadece hoş bir tatil geçirmek isteyen turistlerin değil, fotoğrafcıların ve belgesel yönetmenlerinin de ilgisini çekiyor.
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) tarafından aylık olarak yayınlanan dergide yer alan Fotosafari başlıklı dosyada, Türkiye'nin bu konuda ne kadar şanslı bir ülke olduğunu ortaya konuyor.
Fotosafarilerde sokak satıcıları, insan portreleri, yöresel özellik taşıyan folklorik konular, el sanatları ilgi çekiyor.
Klasik konularda, örneğin evler, konaklar ve yalılar, objektiflere sığdırılması zor da olsa, en çok ilgi duyulan konular arasında yer alıyor.
Yozlaşmadan günümüze gelebilmiş ve adeta birer ''çekim platformu'' niteliği taşıyan yöreler ise, Safranbolu, Yörük Köyü, Taraklı, Göynük, Mudurnu, Bursa, Cumalıkazık, Mudanya, Afyon, Urfa, Hatay, Mardin Evleri, Ayvalık Cunda Adası, Ankara, Antalya Kaleiçi Evleri, İstanbul Boğazı'ndaki yalılar ve köşkler olarak sıralanıyor.
Detaycı fotoğrafçılar için Ayvalık Cunda Adası örneğindeki gibi Rummimarisi taş evlerin kapı tokmağından, dökme demir balkon, pencere parmaklıkları detaylarına kadar görüntüleme imkanı bulunuyor.
Antalya Kaleiçi Evleri turistik merkezde olması nedeniyle ilgi çekiyor. Kiremitsiz çatılarıyla kesmetaş işçiliğinin en güzel örneklerine sahip olan Mardin Evleri araç girmeyen, çöp toplama dahil taşımacılığın at, eşek ve katırlarla yapıldığı gizemli tünellerden oluşan, sonu görünmeyen daracık, kademeli sokakları, dini yapı anıtları fotoğraf karelerini çoğaltacak güzellikte...
Öte yandan, Antalya Müzesi ve Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile Selçuk Efes gibi yerlerde çeşitli ışık efektleriyle aydınlatılıp sergilenen eserler, yabancılar için bir tür ''Türkiye davetiyesi'' yerine geçiyor.
AÇIK ALANLARDA KAPADOKYA GÖZDE
Fotosafarilerde ilk akla gelen açık mekanların başında Kapadokya Bölgesi bulunuyor. Her adımda değişen kompozisyon ve peyzaj zenginliği, mevsimsel renklerin katkısı, iklimsel değişikliklere, yören insanlarıyla yaşam biçimleri de eklenince, fotoğraf sanatı için eşi bulunmaz bir güzellik ortaya çıkıyor.
Farklı yüzey şekilleri arasındaki kiliseler, üzüm kütükleri, çiftçiler, at arabaları, toprak çömlek ve kapların yapım aşamaları, Köyceğiz Gölü ve çevresi, Dalyan Sazlıkları, İztuzu Kumsalı, kaplıcalar, Caretta Caretta kaplumbağaları safaricilerin ilgisini çeken diğer konular.
Türkiye'nin, farklı kuş türlerinin bir arada görülebildiği ender ülkelerden biri olması, kus gözlemciliğinin yanı sıra kaplumbağa, fok balığı gibi nesilleri tükenmekte olan canlı türlerini de gündeme getiriyor. Ülke faunası bu denli ilgi görürken fotosafariyi floraya çevirenler de bulunuyor. Karadeniz yaylaları, Uludağ'ın Alpin çiçekleri, Kazdağları, Toroslar'ın şifalı otları, çiçekleri, Göksu Deltası'nın endemik bitkileri yakın plan çekimler için geniş imkanlar sunuyor.
Şölen niteliği taşıyan bir başka fotosafari konusu ise gün batımları. Ayvalık Şeytan Sofrası, Sandros Dağları, Ölemez Tepesi, Köyceğiz Gölü, Side, Alanya, Adrasan, Amasra, Sinat, Anadolu'nun batıdaki en uç noktası olan Babakale ve Nemrut Dağı'nda, doğan günü veya gün batımını görüntülemek büyük heyecanlar yaratıyor.