Sonbaharda Roma

NEREDE YEMELİ?
Majestelerinin tiramisusu

Roma’daysanız Camponeschi’ye mutlaka uğramalısınız. Fransa Büyükelçiliği’nin bulunduğu Farnese Meydanı’na bakan bu tipik Roma restoranı sonbaharda bir başka olur. Yine zengin salonları, nefis iç dekorasyonu kadar mutfağıyla ünlü restoranda Ekim ayı trüf (yer mantarı) mevsimi. Çok pahalı olan ve köpeklerin koklayarak buldukları trüf, özellikle makarna üzerine rendelendiğinde olağanüstü lezzet veriyor ama unutmayın, sonra hesaba fena yansıyor. Et, balık ya da deniz mahsulleri fark etmez hepsi taze ve harika. Ayrıca gurme yemekler Fransa Büyükelçiliği’nden esinlenerek Fransız usulü pişiriliyor. Şarap mahzeni de çok zengin. Hava güzelse dışarıda oturarak heybetli Farnese Sarayı’nı seyrederek kadeh kaldırabilir, gitar ve kemanla resital veren ikiliyi zevkle dinleyebilirsiniz. Aman tiramisu yemeyi unutmayın! Mekânın müdavimi kraliyet aileleri böyle yapıyor.

Nicole Kidman’ın oteli
NEREDE KALMALI?

Roma’da yeni trend beş yıldızlı ‘Exedra Oteli’... Kentin merkezinde, Repubblica Meydanı’ndaki otel, M.S. 98- 305 yıllarında inşa edilen Diocletian Hamamı’nın tam üzerinde yer alıyor. Otelin baktığı meydandaki heykelli Naiadi Çeşmesi, konaklayanları büyülerken yanı başında da Rönesans dönemi sanat ustası Michelangelo’nun, Papa 4. Pius için 1561’de tasarladığı ‘Santa Maria degli Angeli’ kilisesi görülüyor.
Konforlu otelin en güzel mekânı bütün Roma’yı altına alan terası. Buradaki restoranda keyifle yemek yiyip, kadeh kaldırırken Sen Piyer Katedrali’nin kubbesini, Meçhul Asker Anıtı’nı, Kolezyum’u, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı tüm heybetiyle seyretmek mümkün. Otelin hemen yanı başında Moderno sinemalar zinciri yer alıyor. Bu önemli bir detay çünkü birçok filmin galası burada yapılıyor ve ünlü oyuncular Exedra Oteli’nde kalmayı tercih ediyor. Kısacası otelin görkemli lobisinde Leonardo Di Caprio veya Nicole Kidman ile burun buruna gelebilirsiniz!

Scarlett Johansson’un küpesi
HANGİ SERGİYİ GEZMELİ?

Hollandalı ressam Johannes Vermeer’in en önemli eserlerinden biri ‘İnci Küpeli Kız’... Hatırlarsanız bu bir tablo olarak kalmamış, filmi çekilmiş, İnci Küpeli Kız’ı Scarlett Johannson canlandırmıştı. Sanatçının eserlerinin büyük bir bölümü Şubat’a kadar eski Süvari Birliği ahırında sergileniyor. Sadece bu sergi için yurtdışından turlar düzenleniyor. Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano’nun eşi First Lady Clio, sergiyi izlemek için sıraya girdi, biletini aldı. Sonra da serginin ziyaret saatini gece yarısı ikiye kadar uzattı.

Elizabeth Taylor’ın kulübü
NEREDE DANS ETMELİ?

Roma’nın kalbi Via Veneto’nun yan sokağı Via Boncompagni no 11’deki gece kulübü ‘Jackie O’da atar. En destansı zamanını La Dolce Vita (Tatlı Hayat) döneminde yaşamıştır. 60’lı yıllarda Hollywood yıldızları akın akın Roma’ya gelip film çevirirken, bu mekan onların yorgunluk attıkları yer olmuş. Tabii buradan çıkıp sete gitmekte epey güçlük çektiklerini tahmin edersiniz. Jet Set’in Roma’daki tek mekanı, salonları, dans pistleri Amerikan ve Piyano barlarıyla da ünlü. Örneğin Kleopatra filmi çekilirken, Elizabeth Taylor ile Richard Burton aşkı ilk meyvelerini Jackie O’da vermiş. Gece kulübü günümüzde de daha çok moda tasarımcılarını ağırlıyor. Versace’ler, Valentino’lar, Armani’ler Gucci’ler kurmaylarıyla birlikte evlerine gitmeden son içkilerini burada alıyor. Keza Sofia Loren’in Roma’da olduğu zamanlarda ilk tercihi yine burası.

Lord Byron’ın espressosu
HANGİ KAFEYE GİTMELİ?

Derler ki dünyanın en lezzetli espresso kahvesi Antico Cafe Greco’da içilir. 1760’ta bir Yunan tarafından açılan bu kafe aslında ilk dönemlerinde telveli Türk kahvesi ikram ediyormuş. Sonra tabii İtalyan espressoya dönülmüş. 18’inci yüzyılda kafe, sanatçıların mutlak uğradıkları mekan olmuş. Örnek mi? Romantizm akımının iki hastalıklı İngiliz şairi John Keats, Percy Shelley, bir başka ünlü özan Lord Byron, Goethe ya da ünlü besteciler Listz, Wagner, Bizet hatta kadınların tutkusu Kazanova... Burası öyle bir yer ki, iç içe odaların duvarları kaplama halılarla ve tablolarla süslü. Mis kokulu kahveler, harika pastalar, turtalarsa iştah açıcı... İtalyanların ayakta, yabancılarınsa oturarak kahve içtikleri Antico Cafe Greco, Roma’yı gezerken en güzel mola mekânı olarak da biliniyor.