GeriSeyahat Özgürlük, hoÅŸgörü ve çeÅŸitlilik kenti hem de dantel gibi AMSTERDAM
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Özgürlük, hoÅŸgörü ve çeÅŸitlilik kenti hem de dantel gibi AMSTERDAM

Özgürlük, hoÅŸgörü ve çeÅŸitlilik kenti hem de dantel gibi AMSTERDAM

Ãœnlü ÅŸehirleri genellikle bir sembolle özdeÅŸleÅŸtirir insanoÄŸlu. Paris Eyfel Kulesi, New York Özgürlük Heykeli, Roma AÅŸk ÇeÅŸmesi’yle düşüverir akla, hafızayı karıştırırken. Amsterdam ise birden çok sembolle hatırlanır, adeta dünyaca ünlü mücevhercilerinin özenle iÅŸlediÄŸi, bol karatlı pırlantaların onlarca farklı yüzeyi gibi. Kanallar, bisikletler, köprüler, kırmızı fenerli evler, uyuÅŸturucuların serbestçe satıldığı ‘Coffee Shop’lar, kısaca özgürlük, hoÅŸgörü ve çeÅŸitlilik kenti...BaÅŸkalarının özgürlüğünü engellemediÄŸin sürece özgür olduÄŸun bir kent Amsterdam. Toplumun ferde baskısının minimuma indiÄŸi, devletin yatak odalarını kiÅŸilerin mahremiyetine bıraktığı, alışkanlıkların, cinsel tercihlerin ve fantezilerin ise hoÅŸgörünün ÅŸemsiyesi altına girdiÄŸi bir kent. ÇeÅŸitliliÄŸe gelince, kültür, tarih, eÄŸlence ve ulaşım gibi büyük bir ÅŸehrin sahip olması gereken tüm avantajları bünyesinde barındırmasına raÄŸmen, küçük bir ÅŸehrin sakinliÄŸine ve kolaylığına da olanak tanıması. Amsterdam heyecan kaynağı, adrenalini yüksek, öte yandan romantizmi yüreklere su serpen bir dünya ÅŸehri...Kraliçe Beatrix’in ülkesinin bu renkli ÅŸehri deniz seviyesinin 5,5 metre altında yer alıyor. Güzel olan sadece ÅŸehrin kendisi deÄŸil, soÄŸukların hakimiyetindeki bir kuzey kenti olmasına raÄŸmen, sıcakkanlı, büyük yürekli, kocaman insanların diyarı. Tek çeliÅŸki bu kocaman insanların o minnacık evlere nasıl sığdıkları... Vakti zamanında vergisi az diye eni dar ama derinliÄŸi fazla evler yapmış burada yaÅŸayanlar. Binaların cepheleri öylesine minik ki eÅŸyaları merdivenlerden taşımak imkansız. Bizde, benzerini kasaplarda göreceÄŸiniz etlerin asıldığı çengelin makaralı ve biraz daha büyük olanını çatıların önlerine asmışlar. Arada bir havada yolculuk yapan mobilyaları görmek ÅŸehre gerçeküstü bir görüntü katıyor. BÄ°R EURO’YA KÄ°LÄ°SE BÄ°NASIHollandalılar çok güzel Ä°ngilizce konuÅŸuyorlar, bunun sebebi dillerinin Ä°ngilizce ve Almanca’nın bir karışımı gibi olması ve televizyonlardaki yabancı programların dublajlı deÄŸil alt yazılı olarak gösterilmesi. Flamanca olarak da geçen dilleri pek bir zor, milli havayollarının açılımına bir göz atıp telaffuz etmeye çalışın: Koninklijke Luchtvaart Maatschappij! Hollandalılar’ın dinle pek iÅŸleri yok. Kiliselerin bir kısmı cemaat yokluÄŸundan kapanmış. Kültürel bir amaçla kullandığınız takdirde kilise binalarını bir euro gibi bir bedelle devralabiliyorsunuz.13. yüzyılda Amstel Nehri üzerinde kurulan ufak bir barajın etrafında geliÅŸmeye baÅŸlayan ‘Amstelledamme ‘ isimli ÅŸehrin adına ilk kez Hollanda kontu 5. Floris’e ait 1275 tarihli bir belgede rastlanıyor. 14. ve 15. yüzyıllarda hızlı geliÅŸen, yük taşımak için kullanılan tekne yapımı ve biracılık sayesinde zenginleÅŸen ÅŸehir, 16. ve 17. yüzyılda ticari baÅŸarının zirvede olduÄŸu ve kendisine özgü dokunun temelinin atıldığı altın çağını yaÅŸamış. Hollanda’nın dünyanın dört bir tarafında yer alan sömürgelerinden gelen mallar Amsterdam’ı en önemli ekonomik merkezlerden biri yaparken, kazanılan para da ÅŸehrin görkemine katkıda bulunmuÅŸ.KIRMIZI FENERLÄ° EVLERÅžehri keÅŸfetmek çok kolay. Önce Ana Tren Ä°stasyonu’nu (Centraal Station) arkanıza alın. Ardından çok sayıda büyük maÄŸazanın yer aldığı, aynı zamanda kanal turu yapan teknelerin kalktığı iskelelerin olduÄŸu Damrak’tan geçin. Birazdan Kraliyet Sarayı ve güvercinleriyle ünlü Dam Meydanı’na ulaÅŸacaksınız. Amacınız farklı bir bölgeyi ziyaretse istasyondan sonra sola kıvrılın. Apayrı bir dünyanın kapıları açılacak önünüze. Kırmızı floresanlı lambalardan dolayı ‘Kırmızı Fenerli Evler’ olarak adlandırılan yapılarda, iç çamaşırlarıyla müşteri bekleyen, vücutlarını kiralamakla hayatlarını kazanan kadınlarla karşılaÅŸacaksınız. Kadın olsanız bile çekinmeyin, burası ÅŸehrin en çok turist çeken bölgesi. Buraya gelmek için bu hanımların saatlik bazda kiracısı olmak da ÅŸart deÄŸil, erkeklerin çoÄŸu seyirci olarak dolaÅŸmakta ortalarda.Amsterdam’a gideceklerin merakla görmeyi bekledikleri, gidenlerinse ‘ilgisizce’ gezindiÄŸi bu kırmızı fenerli evler yıllar öncesinin kaba saba denizcilerinin aÅŸk susuzluÄŸuna deva olmuÅŸ. Bu bölgede amacınız bir saatlik bir gösteri izlemekse Casa Rosso isimli müesseseye girin, Amsterdam’ın dünyanın neden en liberal ÅŸehri olduÄŸunu daha iyi anlayacaksınız.Yürürken Erotik Müze ve HaÅŸhaÅŸ Müzesi tabelaları dikkatinizi çekecek, ÅŸaşırmayın. Bol miktardaki ‘Sex Shop’lar sınırların ne kadar zorlanabileceÄŸini, fantezilerin uçsuz bucaksız dünyasını serecek gözlerinizin önüne. Bu arada dikkat etmeniz gereken ÅŸeyler de bulunmakta. Åžehirde 350 civarında ‘Coffee Shop’ var. GiriÅŸlerinde Bob Marley resimlerinin olduÄŸu bu kafelerde size mönü getiriyorlar ve istediÄŸiniz tür esrarı seçebiliyorsunuz. İçki servisinin olmadığı bu mekanlarda dumansız kafa yapmak isteyenlere haÅŸhaÅŸlı kek alternatif olarak sunulmakta. Özgürlüğün nimetlerinden istifade etmek için bu kafelere koÅŸan turistler kekleri birer birer midelerine indirirken baÅŸlarına gelecek felaketten bihaber mutlulukla gülümsüyorlar. Kekler etkisini göstermeye baÅŸladıkça, kabuslar dünyasının kapıları da aralanıyor. GÖKKUÅžAÄžI BAYRAKLI OTELLERDünyanın ‘Gay BaÅŸkenti’ unvanına da sahip ÅŸehirde, aynı cinsten kiÅŸilerin evliliÄŸi çok uzun yıllar önce kanuni zemine oturtulmuÅŸ. Gay müşterilere hitap eden yüzlerce otel, restoran, bar, kulüp, sauna ve dükkan, ÅŸehrin dört bir yanına dağılmış. Bu iÅŸletmeleri diÄŸerlerinden ayıran en büyük özellik ise giriÅŸlerinde bulunan GökkuÅŸağı Bayrağı. Bu bayrağı gördüğünüzde nasıl bir eÅŸikte durduÄŸunuzu daha iyi idrak ediyorsunuz. Girmek ya da girmemek tercihi cinsel tercihle ilintili...‘Kuzeyin Venedik’i’ tanımlamasının sebebi olan kanallar iç içe yarım halkalar halinde ÅŸehri kuÅŸatıyor. Ä°mparator (Keizer), Prens (Prinsen) ve Centilmen (Heren) adını taşıyan üç ana kanal diÄŸer kanallarla birlikte sadece ÅŸehri süslemekle kalmayıp, kent içi ulaşıma da katkıda bulunuyor. Benim ÅŸehirde en sevdiÄŸim yerlerden biri ise Çiçek Pazarı (Bloemenmarkt). Avrupa’nın en büyük çiçek ihracatçılarından biri olan Hollanda’da sabah kesilen çiçekler öğleden sonra kıtanın büyük ÅŸehirlerinde satışa sunuluyor. Osmanlı’dan hediye olarak gelen lale ise artık envai çeÅŸidiyle sadece vitrinleri deÄŸil ÅŸehrin akciÄŸeri olan geniÅŸ parkları da mayıs ayından itibaren renklendiriyor. Çiçek Pazarı’nın hemen yanında ÅŸehrin gece hayatının hareketli noktalarından biri olan ve adını ünlü ressam Rembrandt’dan alan meydan bulunuyor.TEKRAR GELÄ°NECEK YERÇok kozmopolit bir yapıyı bünyesinde barındıran ÅŸehrin Müzeler Meydanı’nda (Museum Plein) sanata ilgisiz olanların dahi ilgisini çekebilecek müzeler var. Van Gogh’un adını taşıyan müzede, dahiliÄŸini tablolarındaki sarıların, yeÅŸillerin, mavilerin coÅŸkusuyla, deliliÄŸini ise kulağının tekini kesmesiyle gösteren sanatçının tabloları dışında, Gauguin ve Lautrec gibi çaÄŸdaÅŸlarının da eserleri bulunuyor. Dev bir neo-rönesans binada yer alan ve yılda bir milyondan fazla insanın ziyaret ettiÄŸi Rijksmuseum Altın Çağ’a ait eserlere ev sahipliÄŸi yapıyor. Rembrandt’ın bu müzede sergilenen ‘Nightwatch’ (Gece Bekçisi) adlı tablosu dünyanın en önemli eserlerinden biri olarak kabul ediliyor.Bu bölgede bulunan müzelerden Stedelijk bu yılın ocak ayından beri tamir ve yeni düzenlemeler için kapalı olduÄŸundan, Hollanda’nın modern sanatlarının deÄŸerli yapıtları Denizcilik Müzesi’nin yanındaki geçici mekanda sergileniyor. Yazdığı günlüklerden dolayı hayatına aÅŸina olduÄŸumuz, acılara bulanmış bir döneme tanıklık etmiÅŸ Anne Frank’ın içler acıtan hikayesinin geçtiÄŸi ev de ÅŸehrin batı yakasında...Dünyanın en iÅŸlek havalimanlarından biri olan Schiphol’e hızlı trenle giderken, farklı bir güzelliÄŸe sahip bir ÅŸehrin geniÅŸ yelpazedeki renklerini hafızamın raflarına yerleÅŸtiriyorum. Kuzey Avrupa’nın en büyük ÅŸehri Amsterdam tekrar gelinecek ÅŸehirler listemin en baÅŸlarında...Â
False