Esra OLCAYCAN
Son Güncelleme:
Kültür ve lezzet turu bir arada Kadıköy-Moda
İstanbul’da kültür turu denince akla hemen Fener, Balat, Beyoğlu, Galata gibi semtler geliyor. Oysa Kadıköy ve Moda da kültürel varlıkları göz önüne alındığında en az saydıklarımız kadar zengin. Ancak günlük hayatın koşturmacası içinde kimse başını kaldırıp, her gün önünden geçtiği binanın ne olduğuna bakmıyor.
Oysa Kadıköy ve Moda’ya da turizm şirketleri kültür turları düzenliyor. Bu güzergahın meraklıları diğerlerinden biraz daha yaşlı ve sayıca daha az. Oysa İstanbul’daki kültür turu rotaları içinde insanı en az yoran, alışveriş keyfini de barındıran, eğlenceli ve manzaralı güzergahlardan biri. En fazla dört saat süren tur sırasında toplam 16 yapı geziyor, Beyaz Fırın ve Baylan gibi köklü pek çok işletmenin tarihçesini öğreniyor, bol bol pasta ve şekerleme satın alıyor, deniz manzaralı mekanların ve servis edilen yemeklerin tadını çıkarıyorsunuz.
Maksimum otuz kişinin katılabildiği Kadıköy-Moda turu, sabah saatlerinde Kadıköy Haldun Taner Sahnesi’nin önünden başlıyor. Zaten ilk durak da burası. Eskiden Belediye Konservatuvarı binası olarak kullanılan Haldun Taner Sahnesi, aynı zamanda Kadıköylülerin en popüler buluşma noktası.
Beşiktaş İskelesi’nin üst katındaki Denizatı Cafe’de sabah kahvesi içilmek üzere ilk mola veriliyor. Bu mola tura katılanların birbiriyle tanışması için de iyi bir fırsat. Rehberimiz Atilla Tuna, Beşiktaş İskelesi ile hemen karşısındaki Şehremaneti (Belediye) binasının, 18. yüzyıl Avrupa mimarisine tepki olarak ortaya çıkan 19. yüzyıl Osmanlı mimarisi ürünü olduğunu anlatıyor. Kullanılan çiniler, yıldız motifleri ve sivri kemerli pencereler bu üslubun en belirgin özellikleri.
Şehremaneti binasından sonra yol üzerindeki İskele Camii’ne uğranıyor. III. Mustafa döneminde inşa edilen yapı bugün hálá kullanılıyor. Çarşı içindeki yapıyı fark etmek için dikkatle bakmak lazım, mağazaların arasına saklanmış gibi.
Kadıköy Çarşısı her zaman kalabalık ve canlı. Beyaz Fırın’ın bulunduğu Panarya Meydanı’nda durup, bu eski pastanenin hikayesini dinliyoruz. Makedonya’dan göçen Stoyanof ailesine ait olan pastane, 166 yaşında. Sıcacık poğaçaları ve tartlarıyla Kadıköy’ün vazgeçilmez mekanlarından biri.
AHŞAP ÇANLI ERMENİ KİLİSESİ
Beyaz Fırın’ın hemen karşısında Kadıköy’ün azizesi olarak tanınan Efimia’nın Rum Ortadoks kilisesi yer alıyor. İçine girip, mum yakabilirsiniz. Bir sonraki durak 19. yüzyıl yapılarından, Ermeni Surp Takavor Kilisesi. Kilisenin ahşap çanı kurulduğu günden bu yana hiç el sürülmeden muhafaza ediliyor. Osmanlı döneminde inşa edilen yapının çanı, çaldığında fazla ses çıkarmasın diye ahşaptan yapılmış. Maalesef kilisenin içine ancak özel izinle girilebiliyor.
Kadıköy’e kadar gelip de Baylan’da çikolatalı pasta veya kup griye yemeden olmaz. Arka taraftaki bahçe soğuklar nedeniyle kapanmadan önce mutlaka uğrayın. 1923 yılında Epir asıllı Rum Filip Lenas tarafından açılan pastanenin Kadıköy şubesi küçük oğul Mihal Lenas tarafından 1961’de hizmete sokuldu. Bugün sadece Kadıköy şubesiyle hizmet veren mekan hala önemli bir buluşma yeri. Dileyenler Baylan’dan çıkınca karşı kaldırımdaki Hacı Bekir’e uğrayıp, lokum ve şeker alabilir.
Kadıköy Çarşısı’nda gezerken kitapçılara ve Akmar Pasajı’na uğramayı unutmayın. Kadıköy’de İstanbul’un belki de başka hiçbir yerinde bulamayacağınız kadar çok kitapçı ve kırtasiye var.
Moda’ya gitmek üzere Moda Caddesi’ne yöneliyoruz. Moda sahilindeki şirin kafelere, yol üzerindeki Elif Pastanesi veya Papatya Fırın’dan alacağınız açma ve simitleri götürebilir, tavşan kanı çaylarınızın yanında yiyebilirsiniz. Moda sahilindeki keyifli moladan sonra, şu anda çok aktif olmayan Moda iskelesi geziliyor. Buraya günde sadece iki kez vapur yanaşıyor ve restoran olarak hizmet veriyor.
FRANSIZLARLA DOSTLUK SİMGESİ OLAN BOĞA
Bir sonraki durağımız Fransız Katolik Kilisesi. Cem Sokak’ta bulunan kilise Kadıköy civarındaki en büyük kilise. 19. yüzyılın sonunda inşa edilmiş, haç planlı yapının asıl adı L’Assomption. İçindeki tablolar 19. yüzyıl Fransız ressamları tarafından yapılmış. Hálá ibadete açık ancak hafta içi 18.00’den sonra.
Kiliseyi gezdikten sonra Bahariye Caddesi’ne yöneliyoruz. Kafe, restoran, mağaza ve sinema salonlarıyla İstanbul’un en renkli caddelerinden biri. Trafiğe kapalı olan caddeden artık tramvay da geçiyor. Son durağımız Bahariye Caddesi’nin alt başındaki Boğa heykeli. 1850’lerde Fransız heykeltıraşlar tarafından Türk-Fransız dostluğunun simgesi olarak yapılan boğa heykelleri aslında iki tane. Biri Türkiye’ye geldiği günden beri Beylerbeyi Sarayı’nda duruyor. Şimdilerde Kadıköy’ün en önemli simgelerinden biri olan ikincisi ise buraya gelene kadar epey gezmiş. İlk olarak Sultanahmet Adliyesi’nin önüne konmuş. Oradan Sarayburnu’na, Beşiktaş’a, Kadıköy Belediye binasının önüne gittikten sonra nihayet şimdiki yerine getirilmiş.
Gezi duraklarının tamamı
Haldun Taner Sahnesi, Şehremaneti Binası, III. Mustafa İskele Camii, Surp Takavor Ermeni Kilisesi, Aya Efimia Kilisesi, Aziziye Hamamı, Hemdat İsrael Sinagogu, Osmanağa Camii, Altıyol Boğa Heykeli, Ermeni Katolik Surp Leon Kilisesi, Süreyya Sineması, Aya Trias Kilisesi, Fransız L’Assomption Kilisesi, Moda Camii, İngiliz Kilisesi, Saint Joseph Lisesi.
GEREKLİ TELEFONLAR
Antonina Turizm: (212) 245 52 16
GeziciYak: (212) 238 51 07
Maksimum otuz kişinin katılabildiği Kadıköy-Moda turu, sabah saatlerinde Kadıköy Haldun Taner Sahnesi’nin önünden başlıyor. Zaten ilk durak da burası. Eskiden Belediye Konservatuvarı binası olarak kullanılan Haldun Taner Sahnesi, aynı zamanda Kadıköylülerin en popüler buluşma noktası.
Beşiktaş İskelesi’nin üst katındaki Denizatı Cafe’de sabah kahvesi içilmek üzere ilk mola veriliyor. Bu mola tura katılanların birbiriyle tanışması için de iyi bir fırsat. Rehberimiz Atilla Tuna, Beşiktaş İskelesi ile hemen karşısındaki Şehremaneti (Belediye) binasının, 18. yüzyıl Avrupa mimarisine tepki olarak ortaya çıkan 19. yüzyıl Osmanlı mimarisi ürünü olduğunu anlatıyor. Kullanılan çiniler, yıldız motifleri ve sivri kemerli pencereler bu üslubun en belirgin özellikleri.
Şehremaneti binasından sonra yol üzerindeki İskele Camii’ne uğranıyor. III. Mustafa döneminde inşa edilen yapı bugün hálá kullanılıyor. Çarşı içindeki yapıyı fark etmek için dikkatle bakmak lazım, mağazaların arasına saklanmış gibi.
Kadıköy Çarşısı her zaman kalabalık ve canlı. Beyaz Fırın’ın bulunduğu Panarya Meydanı’nda durup, bu eski pastanenin hikayesini dinliyoruz. Makedonya’dan göçen Stoyanof ailesine ait olan pastane, 166 yaşında. Sıcacık poğaçaları ve tartlarıyla Kadıköy’ün vazgeçilmez mekanlarından biri.
AHŞAP ÇANLI ERMENİ KİLİSESİ
Beyaz Fırın’ın hemen karşısında Kadıköy’ün azizesi olarak tanınan Efimia’nın Rum Ortadoks kilisesi yer alıyor. İçine girip, mum yakabilirsiniz. Bir sonraki durak 19. yüzyıl yapılarından, Ermeni Surp Takavor Kilisesi. Kilisenin ahşap çanı kurulduğu günden bu yana hiç el sürülmeden muhafaza ediliyor. Osmanlı döneminde inşa edilen yapının çanı, çaldığında fazla ses çıkarmasın diye ahşaptan yapılmış. Maalesef kilisenin içine ancak özel izinle girilebiliyor.
Kadıköy’e kadar gelip de Baylan’da çikolatalı pasta veya kup griye yemeden olmaz. Arka taraftaki bahçe soğuklar nedeniyle kapanmadan önce mutlaka uğrayın. 1923 yılında Epir asıllı Rum Filip Lenas tarafından açılan pastanenin Kadıköy şubesi küçük oğul Mihal Lenas tarafından 1961’de hizmete sokuldu. Bugün sadece Kadıköy şubesiyle hizmet veren mekan hala önemli bir buluşma yeri. Dileyenler Baylan’dan çıkınca karşı kaldırımdaki Hacı Bekir’e uğrayıp, lokum ve şeker alabilir.
Kadıköy Çarşısı’nda gezerken kitapçılara ve Akmar Pasajı’na uğramayı unutmayın. Kadıköy’de İstanbul’un belki de başka hiçbir yerinde bulamayacağınız kadar çok kitapçı ve kırtasiye var.
Moda’ya gitmek üzere Moda Caddesi’ne yöneliyoruz. Moda sahilindeki şirin kafelere, yol üzerindeki Elif Pastanesi veya Papatya Fırın’dan alacağınız açma ve simitleri götürebilir, tavşan kanı çaylarınızın yanında yiyebilirsiniz. Moda sahilindeki keyifli moladan sonra, şu anda çok aktif olmayan Moda iskelesi geziliyor. Buraya günde sadece iki kez vapur yanaşıyor ve restoran olarak hizmet veriyor.
FRANSIZLARLA DOSTLUK SİMGESİ OLAN BOĞA
Bir sonraki durağımız Fransız Katolik Kilisesi. Cem Sokak’ta bulunan kilise Kadıköy civarındaki en büyük kilise. 19. yüzyılın sonunda inşa edilmiş, haç planlı yapının asıl adı L’Assomption. İçindeki tablolar 19. yüzyıl Fransız ressamları tarafından yapılmış. Hálá ibadete açık ancak hafta içi 18.00’den sonra.
Kiliseyi gezdikten sonra Bahariye Caddesi’ne yöneliyoruz. Kafe, restoran, mağaza ve sinema salonlarıyla İstanbul’un en renkli caddelerinden biri. Trafiğe kapalı olan caddeden artık tramvay da geçiyor. Son durağımız Bahariye Caddesi’nin alt başındaki Boğa heykeli. 1850’lerde Fransız heykeltıraşlar tarafından Türk-Fransız dostluğunun simgesi olarak yapılan boğa heykelleri aslında iki tane. Biri Türkiye’ye geldiği günden beri Beylerbeyi Sarayı’nda duruyor. Şimdilerde Kadıköy’ün en önemli simgelerinden biri olan ikincisi ise buraya gelene kadar epey gezmiş. İlk olarak Sultanahmet Adliyesi’nin önüne konmuş. Oradan Sarayburnu’na, Beşiktaş’a, Kadıköy Belediye binasının önüne gittikten sonra nihayet şimdiki yerine getirilmiş.
Gezi duraklarının tamamı
Haldun Taner Sahnesi, Şehremaneti Binası, III. Mustafa İskele Camii, Surp Takavor Ermeni Kilisesi, Aya Efimia Kilisesi, Aziziye Hamamı, Hemdat İsrael Sinagogu, Osmanağa Camii, Altıyol Boğa Heykeli, Ermeni Katolik Surp Leon Kilisesi, Süreyya Sineması, Aya Trias Kilisesi, Fransız L’Assomption Kilisesi, Moda Camii, İngiliz Kilisesi, Saint Joseph Lisesi.
GEREKLİ TELEFONLAR
Antonina Turizm: (212) 245 52 16
GeziciYak: (212) 238 51 07