Son Güncelleme:
Kot, Selpak, Pimapen, İzocam, Aygaz
Bakkala, markete veya herhangi bir alışveriş yerne girdiğimizde, alacağımız ürünün ismini söyleriz ve alır gideriz. Markalarla, reklamla, PR ile ilişkisi olmayanların pek dikkat etmediği, çoğu zaman bizim bile yaptığımız bir hata sürekli tekrarlanır. Bir ürün grubunda olan markaların hepsi için aynı ismi kullanırız.
İşte ağzımıza sakız olan markaların bazıları...
* Türkiye'de bundan 40 yıl önce ilk kez üretilen ve üreticisi Muhteşem Kot'un adından gelen "Kot" markası, jean pantolon yerine kullanılıyor. Üstelik kot markalı jean'lerin daha o yıllarda pazardan silinip gitmesine rağmen...
* Eczacıbaşı firmasının ürünlerinden olan "Selpak" da Türkiye'de üretilen ilk kağıt mendil. Cebimizden bir türlü eksik edemediğimiz için, hala pazarın en büyüğü...
* Margarin dendi mi, ilk "Sana" geliyor akla. Onlarca rakip marka arasından yine sana isteniyor...
* "Çiti" ile kirlilerin daha temiz olacağı üzerine tezler bile yazıldı. Rakipleriyle mücadele için ürün farklılaştırılması ile sıvısı da üretildi ve Türkiye'nin büyük kesimi bakkaldan Çiti istemeye de devam ediyor. Çamaşırlarımızı hala "Çiti"liyoruz.
* 1976'dan beri adı hep aklımızda, "Tursil"in. 1980 sonrasında yabancı ürünlerin kendisini geçtiğini anlayınca '76 ibaresini isminden çıkardı. Biraz geç kaldı ama olsun.
* "Camsil", liberal bir cam temizliği olarak 1980 sonrası gelenlerden ama rakipleri asla onu geçemedi. Hem Türkçe'ye uygun hem de işlevi adında saklı.
* Fayans, lavabo ve yer temizliğinde arap sabununu ve çamaşır suyunu pazardan sildi süpürdü. "Vim" sıvı ve koku farkıyla yine önde...
* Hiçbir zaman Türk Kahvesi'nin rakibi olmadı. İkisi de ayrı kulvarlarda yarıştılar. Hazır granül kahve yerine "Nescafe" denmesi, onun da pazara ilk giren olmasından kaynaklandı. Rakipleri artık yarışmıyorlar bile... Bu işlerine geliyor, genişleyen pazardan onlar da paylarını alıyorlar...
* "Permatik" erkeklerle, önce tek bıçaklı olarak buluştu. Başkaları da aynı şeyi yapabildiklerini söyleyince çift bıçaklı ve değişebilen başlıklarıyla tek isim olarak yaşamını sürdürmeye devam etti...
* Geleneksel inşaata acayip ters bir durumdu. Pencere doğramasını, üstelik kanatlarıyla birlikte hazır almak! "Pimapen" de pazara ilk girmesi sayesinde adını asla unutulmayacak ürünler hanesine yazdırdı.
* "Emsan" mutfaklara bütün ağırlığıyla girdi. Özellikle de çeyizlerini düzen genç kızlarımız onu asla başkasıyla değiştirmedi. Ancak teflon geldi, mertlik bozuldu.
* Uzun yıllar karaborsanın en çok prim yapan ismi "Aygaz" oldu. Yine de tüpgazda güvencenin ismi olmayı başardı...
* Bir ailenin her ihtiyacına cevap verdi "Arko". Traştan sonra yüzlere, güzellik için ellere ve zedelenmelere karşı bebeklerin en hassas yerlerine...
* Yıllarca, dişlerimizi günde üç kere fırçalatmaya çalışıp sonunda pes ederek iki kereye düştü. "İpana" ağzımızda hala en çok kalan marka...
* Yapıştırıcı dendi mi durmak lazım; "Uhu". Halbuki farklı işler için farklı yapıştırıcıların kullanıldığı her alanda, yine ağız alışkanlığını sürdürüyor...
* Eski ağdanın yine de çok revaçta olmasına karşın, teknolojinin dev bir transferi olarak "Epilady", kadınlarımızın tek güvencesi...
* "Gilette". Jilet okundu ama asla yazılışı gelmedi aklımıza...
* Reklamcılarımız, marketten gidip alanlar ve de satanlar utandılar önce adını telaffuz etmeye, "Orkid". Kanatlısı, kanatsızı, yapışkanlısı, sadesi, kokulusu, incesi, süper incesi...
* Suyun şişeyle satılabileceğini, ancak İstanbul gibi metropollerde susuz kalanlar için akılda kalabilecek bir ilk ürün daha, "Şaşal"...
* İzolasyon kavramının hala anlaşılamadığı ülkemizde, çabasıyla haklı bir yer edinen öncü marka "İzocam".
* Dokuma halının güzelliğini ancak işleviyle kapamaya çalıştı. O da bir ilk. 1970'ten beri "Bütün evimi Halıfleks kaplattım!" diyenlerin sayısı her geçen gün gittikçe artıyor.
* Sony'nin dünyaya armağan ettiği teknoloji harikası ise artık, sıradan bir ürün ismi konumunda, "Walkman".
Bülent Fidan-Özlem Meşhur (Her Yönüyle Pazarlama İletişimi)