Kokpit camı... Çatlarsa çatlasın
THY’nin İstanbul-Mardin seferini yapan Airbus A319 uçağının kokpit camı çatlayınca pilotlar risk almadı. Malatya’ya mecburi iniş yaptı. Sonrası kızılca kıyamet... Kokpit camı çatlayınca ne olur? Pilotlar dışarı fırlar mı? Uçak havada patlar mı?
THY uçağı Malatya’ya zorunlu iniş yaptığında yolcuların bazıları Twitter’dan kıyamet kopardılar.
Yok uçak düşüyormuş, yok facia son anda önlenmiş gibi. Herkes ölümden dönmüşe kadar giden feryatlar...
Oysa pilot anonsunda inişini açıklamış ama detaylara girmemişti.
Ben o uçağın pilotu olsam şöyle derdim: “Kokpit camımızda bir çatlak meydana geldi. Bu limitler içindedir. Büyük bir tehlike yaratmaz. Şimdi uluslararası kuralları uygulayacağım. Tedbir olarak alçak irtifadan uçarak en yakın havalimanına ineceğim. İniş sırasında itfaiye gelecek. Sakın korkmayın, bu işin kuralı böyle. Zorunlu iniş deklare edince böyle yapılır.” Kabin memurları da endişeli yolcuları ikna için çaba harcayabilirlerdi.
ÇOK SIK ÇATLAR BU CAMLAR
Kokpit camlarındaki çatlamalar evdeki pencere camlarındaki çatlamalar gibi değil. Altı santimetre kalınlığında, içinde özel kimyasallar bulunan camların sadece bir katı çatlar. Bu camlar eksi 57 derece ve 30-40 derece sıcaklıklar arasında gidip gelir. Yani yükseklerde soğur, yerde hava sıcaklığına göre ısınırlar. Ama çok zor şartlara da dayanırlar. Olsa olsa bir katmanında ve çoğunlukla en dış yüzünde çatlak meydana gelir.
Bu çatlak kimseyi öldürmez, hayatı tehlikeye atmaz. Eğer imalat ya da yeniden cam takılması sırasında bir montaj hatası yoksa, bulunduğu çerçeveden kolayca dışarı fırlamaz. Bir yüzeyde çatlama olunca pilot tedbiren cam üzerindeki basıncın daha azalması için alçak irtifaya iner ve uluslararası kurallar gereği bir havalimanına iniş yapar. İniş planlı olmadığından mecburi iniş deklare edilir. Bu durumda o havalimanı da iniş sırasında hemen bir tedbir alarak itfaiye ekiplerini yollar. Tahliye için önlem alınır. Hepsi bu işte. Yeni cam bulunur, takılır ve o uçak yine güvenle uçar.
PİLOTLAR RİSK ALAMAZ
Havacılıkta kokpit camının çatlamasıyla sık sık karşılaşılıyor. Havacılık tarihinde kokpit camı patlamış ve düşmüş bir uçak yok.
Pilotların önünde bulunan kokpit camına ‘windshield’ deniyor. Beş ayrı katmandan oluşan cam, kimi zaman 100 santigrat dereceye yaklaşan çok ani ısı değişimlerini göğüslüyor. Tonlarca ağırlıktaki basınç farkının ezici gücüne dayanıyor.
Aynı zamanda kuş çarpması gibi durumlarda pilotların ve uçağın zarar görmeden uçmasını sağlıyor. Tüm tasarım ve imalat aşamalarında havacılık otoritelerinin belirlediği limitlerin kat ve kat üzerinde acımasız testlerden geçiyor.
Bazen yapısal bir hasar veya kuş çarpması nedeniyle camda çatlaklar oluşabiliyor. Ama otomobillerde kullanılan camlardaki gibi ne tuzla buz oluyor ne de patlıyor.
* Camın ilk yüzeyi, yaklaşık 2.5 milimetre kalınlığındaki koruyucu yüzey. Genellikle çatlakların önemli bölümü bu yüzeyde meydana geliyor.
* Hemen altındaki ikinci katman, polivinil butryal (PVB) olarak adlandırılan malzemeye sahip. İzolasyonu sağlıyor. Kalınlığı 5 milimetre.
* Üçüncü yüzey, yaklaşık 25 milimetre. Akrelikle güçlendirilen bu katman, çarpmaları emiyor. Şokları dağıtarak ağır hasarları engelliyor.
* Yine 2.5 milimetrelik PVB bölüm dördüncü katmanı oluşturuyor.
* Artık kokpit içinde kalan beşinci tabaka ise 25 milimetre kalınlığında. Akrelik malzemeye sahip yüzeyle altı santimetrelik camın son katmanını oluşturuyor.
BUZLANMAYI ÖNLÜYOR
Cam katmanları arasında özel elektrik kabloları geçiyor. Buzlanma olduğunda devreye giren sistem, camı ısıtıyor. Buzları çözüyor. Böylece pilotların dışarıyı daha iyi görmelerini sağlıyor.
Çatlamanın yanı sıra bazen bu kablolarda meydana gelen kısa devre cam üzerinde sigara yanıklarına benzeyen küçük yapısal hasarlar da oluşturabiliyor. Bu tür durumlarda pilotlar aynı çatlamada olduğu gibi hemen alçalıyor, en yakın meydana inerek yolcularını riske atmıyor.
Herhangi bir çatlama veya hasar oluştuğunda uzman teknisyenler camı değiştiriyor. Kokpitteki camların tanesi, yani sağ veya sol tarafın fiyatı, uçak tipine bağlı olarak 8-20 bin dolar arasında değişiyor. Bunlar yeniden tamir edilmiş camlar. Sıfır olanların fiyatları ise 16-40 bin dolar arasında.
Önce cam sökülüyor. Camın etrafında elektrik sisteminin kabloları yer alıyor. Yeni camın takılması sırasında aynı otomobillerin lastiklerini değiştirirken bijonların sıkılması gibi vidalar çapraz monte ediliyor. Eşit tork yani çevirim sırasıyla sıkıştırılıyor.
Camın takılması sırasında etrafına özel bir silikon sıkılıyor. Bu silikonun kuruma süresi 7-8 saati bulabiliyor. Eğer havayolu yeni bir uçak yollayamamışsa, rötarın en önemli bölümünü silikonun kurumasını beklemekle geçiyor. Eski cam bu konuda uzmanlığa sahip kuruluşlara gönderilerek tamir ediliyor. Testlerden geçirilip tekrar kullanılıyor.
ÇATLAKTA ÖNCE PİLOT HOSTESTEN RUJUNU İSTER
* Pilotlar camda çatlak tespit ederse hemen check-list’lerini açarak acil durumda yapılması gereken kuralları uygulamaya başlıyor.
* Öncelikle çatlağın içeride mi, yoksa dışarıda mı olduğunun tespiti çok önemli. Bu kontrol, kabin memurlarının rujları kullanılarak tespit ediliyor.
* Dışarıdaki bir çatlak, camın basınç farkı nedeniyle daha çok zarar görmesine neden olabiliyor.
* Kurallara göre pilotlar uçağı seyir yüksekliğinden daha aşağıya alçalıyor. Bunun amacı basınç farkını azaltarak cam üzerindeki baskıyı azaltabilmek.
* Uçak alçaldığı için yakıt sarfiyatı artıyor. Eğer yakıt gidilecek meydana yetmeyecekse veya yakındaki bir havalimanında cam mevcutsa, teknikle konuşup yedek meydana iniş yapılıyor.
* Cam standartları uçağı zarar görmüş bir camla en az 1-2 saat uçacak özelliğe sahip.
* Genellikle Boeing 777, Airbus A330/340 gibi kıtalar arası uçan yolcu uçakları, uzun süre çatlak camla uçamayacakları için hemen en yakın noktaya iniyorlar.
Çok güzel bir air show yaşadık
Geçen hafta sonu Türkiye muhteşem bir air show’a ev sahipliği yaptı. Hava Kuvvetleri’nin mükemmel organizasyonu çokuluslu gösterinin kusursuz olmasını sağladı.
Ben de gösterileri Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay’ın yanında-yakınında izledim. Komutan, bu büyüklükteki gösteriden çok mutluydu.Kameraların izlemekte zorlandığı gösteri için en önemli ölçü spotterlar oldu. Dünyanın dört bir yanından hava fotoğrafçıları, kendi paralarını ödeyerek air show’a gelmişti. Düzenli organizasyon sayesinde istedikleri gibi fotoğraf çektiler ve İzmir’i gösterilerin başlamasından birkaç dakika sonra bütün dünyaya bir daha tanıttılar. Marka kentler işte böyle organizasyonlar sayesinde doğuyor. Oysa bu spotterlar, daha birkaç yıl önce bir havalimanı çevresinde fotoğraf çekerken yakalanınca casus muamelesi görürlerdi. Bu dünyanın her yanında böyle olurdu. Ama artık onlar gelsin fotoğraf çeksin diye bütün imkanlar seferber ediliyor. İzmir kent olarak da bu işe sahip çıksa... Air Show’ların ana üssü olsa... Ne güzel olur...
260 BİN KİŞİ İZLEDİ
* Organizasyona 17 hava kuvvetinden 158 uçak ve helikopter katıldı. Bu rakama, Türk Hava Kuvvetleri’nin envanter geçişiyle akrotim ve solo gösteri yapan uçakların yanı sıra konuk ülkelerin yedek uçakları da dahil.
* Gösteriler, iki gün boyunca toplam 260 bin kişi tarafından seyredildi. İlk gün 115, ikinci gün 145 bin kişi Çiğli’ye geldi.
* Organizasyonda güvenlikten sağlık birimlerine 5 bin 500 kişi görev yaptı.
* Uçuşlar sırasında 580 ton yakıt harcandı.
* Aralarında ABD’den İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne 27 ülkenin hava kuvvetleri komutanı İzmir’de buluştu. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay, tüm davetlilerle yakından ilgilendi.
* Gösteriler 1200 spotter yani hava fotoğrafçısı tarafından takip edildi. Bunlardan 550’si Hollandalıydı. İlk defa Türk Hava Kuvvetleri’nin üssü bu sayıda spotter’a kapılarını açtı. Gösterilerden birer gün önce ve sonra spotter’lar üste çekim yaptı. Yabancıların çoğu ilk defa geldikleri bir Türk hava üssüne girmekten, gösterilen konukseverlikten memnundu.
* Türkiye’nin ikinci kullanıcı olacağı ortak nakliye uçağı A400M, Boeing 737 erken uyarı uçağı ilk defa Türkiye’ye geldi. Her iki uçak da binlerce kişi tarafından merakla gezildi. Lockheed Martin ise F-35 savaş uçağının bire bir ölçekli modelini sergiledi.
* 2001’deki 90’ıncı yılın arkasından 10 yıl sonra yapılan gösterilere ilgi Hava Kuvvetleri’ni memnun etti. Hava üsleri içinde en uygun ulaşım ve geniş araziye sahip Çiğli’de iki yılda bir bu gösterilerin tekrar edilmesi planlanıyor.
* Gösteriler boyunca İzmir’deki bütün oteller yüksek doluluk oranı yakaladı. Lokantalarda yer bulmak imkansız hale geldi. Alışveriş rekor seviyeye çıktı.