Karayipler’de hayat dersi
Seyahat benim için sadece yeni yerler görmek değil, farklı kültürlerden kişiler tanıyıp hayatlarına konuk olmak, değerlerimi, bakış açımı yepyeni insanlarla paylaşmak demektir. Turks ve Caicos Adaları’nın benim için bu kadar değerli olmasının sebebi ise başkent Providenciales’te tanıştığım aile ve aldığım hayat dersi...
Turks and Caicos Adaları’nda otellerin çok pahalı olduğunu fark ettiğimde, Providenciales’e aktarmalı uçuşlu biletimi çoktan almıştım. Tek sorun konaklamaydı! Bu tropik ada genelde balayı çiftlerinin tercihi; lüks ve pahalı. Oda fiyatları 300- 400 dolardan başlıyor. Ben zaten yabancıların evinde kalmayı çok seviyorum, “neden couchsurfing.org’dan birini bulup evinde kalmayayım ki” dedim. Araştırmaya başladım. Pek uzun sürmedi. Çünkü koca adada sadece iki aile siteye kayıtlıydı. Yazışmalarımı tamamladıktan sonra, Fransız Cheminade Ailesi beni, iki arkadaşımla beklediklerini söylediler.
İLK DENEMEMİZDİ
Adaların başkenti Providenciales’e indiğimizde, ev sahibimiz Alex Cheminade’in bizi almasını beklerken çok heyecanlıydık. Bir yandan kocaman bavullarımızla eve nasıl sığacağımızı düşünüyor, diğer yandan adayı keşfetmek için sabırsızlanıyorduk. Derken tüm samimiyetiyle Alex geldi. Eski, küçük otomobiline kocaman bavullarımızı sığdırdık. Üç günümüzü geçireceğimiz eve gittiğimizde resmen bir malikâneyle karşılaştık. Cebimizdeki tüm parayı versek bu muhteşem adada, bu denli güzel bir yerde kalamazdık! Ailemiz baba Alex, anne Laure ve 1,5 yaşındaki kızları Suzie’den oluşuyordu. Tanıştığımız ilk dakikadan Laure ve Alex’e hayran kaldık; çünkü bebekli eve ikisi erkek üç yabancıyı almak her babayiğidin harcı değildir!
İlk andan itibaren misafirperverliklerini gösterdiler. İlk couchsurfing denememiz, muhtemelen hayatımızın en güzel anılarından biri olacaktı. Suzie o kadar tatlı ve huzurlu bir bebekti ki annesinden daha çok öpüp, mıncırıyorduk; arkadaştı adeta! Bizimle yemek yiyor, hiç ağlamadan oynuyor, sohbetlerimizi dinliyor ve hiç mızmızlanmıyordu. Yatağına yatırıldığında 10 dakikada uyuyordu. Hep birlikte yüzerken, o sahilde küreği ve kovasıyla oynayarak bizi bekliyordu. Laure ve Alex; kendileri gibi özgür ruhlu bir bebek yetiştiriyordu.
EGOSUZ, SORUNSUZ
Laure ve Alex; Kongo’da gönüllü çalışırken tanışmış. Bir yıl sonra aniden yabancıların tahliyesi gündeme geliyor. Çift yerel kıyafetler diktirerek Kongo’da evleniyor. Annesinin Fransa’dan getirdiği beyaz papyonunu renkli kıyafetine iliştiren hiperaktif Alex ve dünya tatlısı Laure; Afrika’da hayatlarını birleştiriyor. Hikâyeyi dinledikçe hayran kalıyorum onlara! Laure’un pilot olma hayallerinin peşinde birkaç yıllarını Kanada’da çalışıp, okuyarak geçirdikten sonra Suzie’yi doğurmak için Fransa’ya taşınıyorlar. Bebek 6 aylıkken Turks ve Caicos’a yerleşiyorlar. Özgür ruhlarına, bakış açılarına, spontane yaşamlarına hayran kalmamak elde değil. Egolarından, hırslarından tamamen arınmış, sadece birbirlerine olan aşkları ve dünya güzeli bebekleriyle dünyanın bir ucunda çok güzel bir hayat sürüyorlar. Cheminade’lar uzun süredir kiracı bulunamayan bu evi cüzi bir fiyata kiralamış. Mütevazı gelirleriyle TV’siz, kavgasız, gürültüsüz, mutlu bir hayat sürüyorlar. Eminim ki yarın uyanıp Hindistan’da yaşamaya karar verseler, yanlarına hiçbir şey almadan bir anda oraya yerleşirler. Plansız, programsızlar ve çok çok mutlular. Bütün bu hayat koşturmacası içinde hayata olan bakış açımı değiştiren bir aile oldu Cheminade’lar.
Otomobille ada turu 20 dakika
Providenciales’i otomobille gezmek toplam 20 dakika sürüyor. Adada toplu taşıma yok denecek kadar az. Taksiyle (jitney) her yere ulaşmak mümkün. Fakat öncesinde zorlu bir pazarlık gerekiyor. Adanın her yeri, günün her saatinde güvenli. Zaten her yer lüks otel, restoran ve plajla kaplı. Halkın yaşadığı evlerin hepsi birbirinden lüks, malikane tarzında. Ne hırsızlık ne kapkaç ne de başka bir kötülük olabileceği insanın aklına bile gelmiyor. Alabildiğine uzun plajlarında, turkuvaz deniz, beyaz kum eşliğinde güneşlenmek, bütün günü sıcaktan dolayı denizde geçirmek için de hiçbir şey harcamaya gerek yok. Ama en basit restoranlarda bile fiyatlar normalin biraz üzerinde. Ada sonuçta, olacak o kadar! Amerikan doları geçen bu adada sadece bir tane alışveriş merkezi var. Sokaklarında, caddelerinde, plajlarında gece, gündüz bikiniyle gezmek mümkün. Plajlarda insanları rahatsız eden seyyar satıcılar, para peşinde koşan havlucular olmaması adayı daha da kaliteli ve doğal hale getiriyor.