İzmir’de yeme-içme alternatifleri çoğalıyor
Onur Baştürk
İzmir’in yeme-içme noktaları İstanbul gibi çeşitlenmeye ve farklı alternatifler sunmaya başladı. İşte İzmir’in eski-yeni yeme-içme noktalarından bir demet…
İzmir’i teğet geçip her seferinde sadece Alaçatı’ya gidenlerden değilim. İzmir benim için havalimanından ibaret değil yani. İzmir’de arkadaşlarım var, arada bir bile olsa bu şehre gelip yeme-içme mekanlarında dolanmak hoşuma gidiyor. İşte İzmir’de keşfettiğim mekanlardan birkaçı…
GUNA
Son zamanlarda İstanbul’da sıkça gördüğümüz sağlıklı, organik yaşam hadisesinin İzmir yansımalarından biri Guna. Felsefeleri de hoş, diyorlar ki: “Neden sağlıklı yaşam deyince aklımıza hep tatsız, tuzsuz, lezzetsiz şeyler gelir? Sağlıklı olmak sıkıcı olmak demek değildir. Guna sizi sağlıklı yaşamın en keyifli yanına, şehrin en taze haline, kaldırım taşlarının altındaki kumsala davet ediyor!” E, daha ne olsun?
DELİNİN SOFRASI
2016 yazında Alaçatı- Hacımemiş’te hizmet vermeye başlayan Delinin Sofrası tanıdık bir yer. Haldun Demirhisar’ın mekanı geçen yılın sonunda Kordon şubesini açtı. Eşsiz mezeleri ve et çeşitleri kesinlikle denemeye değer.
MAGRO
Sağlıklı yaşamı önde tutan bir mekan daha. Magro’nun mottosu çok açık: İyi yaşam iyi yemek. Magro’cular kendilerini şöyle anlatıyorlar: “Magro güzel yemeği yeniden tanımlıyor. Kendine has, özel tarifleri ile hazırladığı eşsiz lezzetlerin her birinde kullanılan malzemeler taze olarak mutfağımıza giriyor, besin değerlerini kaybetmeden, doğru pişirme teknikleriyle en sağlıklı şekilde misafirlerimize sunuluyor”.
PEPE ROSSO
İzmir Konak’ın on yıllık İtalyan restoranı Pepe Rosso’da güne serpme kahvaltı ile başlayabilir, hafta sonları ise bol seçenekli açık büfesinde brunch keyfi yapabilirsiniz. Ev yapımı tatlılar ile kahvenizi içebilir, akşamüstü ise Kordon manzarasına karşı şık bir peynir tabağı eşliğinde şarabınız ile gün batımını seyredebilirsiniz.
BABAYANİ
Babayani Meyhane henüz çok yeni bir yer. Ama şimdiden müdavimleri oluşmuş bile. Girit mutfağına sahip Babayani Meyhanesi’nde isli midye, enginarlı fava, portakallı kereviz, kağıtta ahtapot, köfteyani ve babayani lokum ön plana çıkıyor; mutlaka denemeli.
VE AKLIMDA KALAN DİĞERLERİ…
- Vamos Gastro pub
- Bir dönem Fransız Konsolosluğu olarak faaliyet göstermiş binada hizmet veren Harbi Meyhane.
-Ve Bostanlı’daki favori barım Red Cat. Buranın sahipleri Bülent Özben ve Bora Özalp yakında yeni bir mekan daha açıyorlarmış: Ah Leyla!