Estergon’da Tuna dertli akıyor
Bazı yerlerin mistik ve farklı bir havası vardır. Tarihi şehirlerde zaman geçirdiğinizde geçmişe yolculuk yapmamak mümkün mü? Dinlediğim türkünün etkisiyle olsa gerek Estergon Kalesi’ni merak ediyordum. Budapeşte ve Estergon’u içine alan bir seyahat planlaması yaptım. Gidiş-dönüş 300 TL’ye bilet bulunca Estergon’a doğru yola koyuldum.
Farklı bir havası var Estergon’un… Özellikle Estergon Kalesi görkemli bir tepeye inşa edilmiş. Aslında Roma İmparatorluğu’ndan bu yana önemli bir ticaret şehri olarak da biliniyor. Kaleye çıkmadan önce Tuna Nehri üzerindeki köprüden geçerek Slovakya topraklarına geçtim. Eskiden sınır kapısı varmış. Bugün AB üyesi oldukları için herhangi bir sınır geçmeden direkt Slovakya’nın Tuna Nehri kenarındaki şirin kenti Sturova’ya, Maria Valeria Köprüsü’nden geçerek gittim. Tuna kenarında kafeler var. Buradan Estergon Kalesi’nin manzarası çok daha güzel. Kısa bir fotoğraf ve kahve molasından sonra yeniden karşıya geçip kaleye gittim. Şansımıza o gün hava sisli olduğu için fotoğraflarımız biraz puslu çıktı.
Dünyanın en büyük 18’inci kilisesi
Kalenin içerisinde Macaristan’ın en büyük katedrali var. Yapımına 1822’de başlanmış ve 1869’da ise tamamlanmış. Burası aynı zamanda dünyanın en büyük 18’inci kilisesi olma özelliğine sahip. Ayrıca dünyanın en büyük ‘org’u da burada. Kalenin girişinde iki tür bilet satılıyor. Sadece kaleyi ya da kale ve katedral dâhil bütün tarihi alanı gezebilirsiniz. Estergon Bazilikası’nın bahçesinde muhteşem bir Tuna manzarası sizi bekliyor. Kalenin içerisinde aynı zamanda güzel bir askeri müzede var. Kaleyi ilk Kanuni Sultan Süleyman 1543’te fethetti. Ancak 1595’te Alman, Leh ve Venedik askerlerinden oluşan bir ordu tarafından kuşatıldı. Kalede yiyecek ve susuzluk başlayınca Osmanlı askeri teslim olmuş. Sonrasında bu mücadele Estergon Türküsü’ne konu olmuş… “Estergon Kal’ası su başı kal’a, Göklere ser çekmiş burçları hele, Biz böyle kal’ayı vermezdik ele, Akma Tuna akma ben bir dertliyim, Yar peşinde koşar kara bahtlıyım...”
Osmanlı izlerini silmek için...
Yardım gelemeyince Sokullu Mehmet Paşa teslim olmuş ancak 1595’te sadrazam olunca kaleyi yeniden ele geçirmiş. Bu bölgeden Osmanlı izlerini silmek için sanırım böylesine büyük bir katedral inşa etmişler. Kalenin girişinde flüt çalan sarayın soytarısı kostümü giymiş bir müzisyen var. Türkleri görünce hemen Estergon Kalesi’ni ya da İstiklal Marşı’nı çalıyor. Kalenin bulunduğu Vişegrad şehri ise Macar krallarına yazlık saray olarak da hizmet etmiş bir yer. Kale ve katedral çok turist aldığı için turistik restoranlar da yapılmış.
Kalenin hemen altında kalan nehir kenarındaki Renaissance Etterem adlı tarihi bir restoranda yemek yedik. Mönüleri gayet doyurucu ve lezzetli. Özellikle orman meyvelerinden yapılmış tatlısını çok bayıldım. Restoranda genelde turist gruplar geliyor ve onlara göre mönüler düzenleniyor. Bir de eski dönemlere ait kostümler elbiseler asılı. Bunları giyebiliyorsunuz. Bir tane de ben giyip fotoğraf çektirdim.
Renaissance Etterem’de eski dönemlere ait kostümler elbiseler asılı. Birini giyip fotoğraf çektirdim.
Sanatçılar köyü: Szetendre
Vişegrad’tan sonra Estergon’a yaklaşık yarım saat mesafede Sanatçılar Köyü olarak bilinen Szetendre’ye gittik. Pest ilçesine bağlı bir kasaba olan Szentendre küçük şirin ama tarihi dokusundan hiçbir şey kaybetmemiş bir yer. Eskiden Sırp nüfus fazlaymış şimdi ise Alman, Slovak gibi farklı etnik gruplar da bulunuyor. Sokaklarında her evin altında hediyelik eşyalar satılıyor. Budapeşte ya da Estergon’da satılanlara göre fiyatları daha uygun. El yapımı orijinal şeyler de bulabilirsiniz. Alışveriş yapmak ya da yakınlarınıza hediyelik bir şeyler almak istiyorsanız mutlaka uğrayın. Budapeşte’ye giderseniz buraya yaklaşık bir saat uzaklıktaki Zigetvar ve çevresindeki bu yerlere de mutlaka gitmenizi öneririm. Budapeşe’den Nyugati Tren İstasyonu’ndan trenle ya da Arpad Köprüsü’nden kalkan otobüslerle gidebilirsiniz. Ancak etrafındaki yerleri de gezmek için araba kiralama fikri de iyi bir seçenek. Bu arada Estergon’da otel konaklama seçenekleri çok, özellikle uçak bileti için de Enuygun’un fiyat alarmı uygulamasından arama yaptım. 300 TL’ye gidip-dönüş bilet buldum. Tavsiye ederim…