Ayten SERİN
Son Güncelleme:
Bu sarı kentte sanki sürekli günbatımı yaşanıyor
Özlem Güzelharcan, Kurban Bayramı’nda Mısır’daydı. Kum fırtınalarından binalara miras kalan sarı rengi ilk kez İskenderiye’de gözledi. Efsanevi İskenderiye Feneri ve kütüphanesini yerinde bulamasa da, geçmişte Türkiye’de yaşanan bayram atmosferinin Mısır’da baki olduğunu söylüyor.
Özlem Güzelharcan (25) Edirne’deki Ellinci Yıl İlköğretim Okulu’nda İngilizce öğretmeni. Okumayı, fotoğrafçılığı seviyor. Resim, arkeoloji ve heykelle ilgileniyor. Gezdiği ülkelerin kültürü, halkı, yaklaşımları üzerine yazıyor. İzlenimlerini internetteki blog’unda (gezginmarti.blogspot.com) yayımlıyor.
Güzelharcan, ilk yurtdışı gezisini 2004 yılında, öğrenciyken, kardeşiyle Almanya’ya yapmış. Dünyanın dört bir yanından gezginleri bir araya getiren, birbirlerine evlerinin kapılarını açmalarını, ücretsiz konaklama imkanı sunmalarını sağlayan internet sitesi www.couchsurfing.com’a üye olduktan sonra yeni dostlar edinmiş. Edirne’deki evine misafir kabul etmiş. Kendisi de birçok ülkeye misafirliğe gitmiş. Başlarda anne ve babasına garip gelse de onlar da alışmış artık. "Karşılıklı güven oluşuyor. Yabancı bir kişiyi, henüz arkadaşım olmadan, evimde ağırlıyorum, evimize gelenler kendi kültürleriyle ilgili mutlaka bir şey getiriyor. Yılda 4-5 ziyaretçim oluyor. Geçenlerde Meksikalı bir misafirim oldu. Ailemle yaşadığım için daha çok misafir ağırlayamıyorum. Couch surfing’e katılmak için çok konforlu bir eve sahip olmak gerekmiyor, gelenlere ev sahipliği yapıyoruz, yemek yapmayı öğretiyorum, vejetaryen olmayanları Edirne ciğercisine veya köfteciye götürüyorum. Selimiye’yi de gezdiriyorum."
INTERRAIL’LE AVRUPA’YI GEZDİ
Özlem Güzelharcan interrail ile Avrupa’yı iki kez gezmiş, Yunanistan, İtalya, Fransa ve Almanya gibi bir çok ülkeye bu yolla gitmiş. "Önceden araştırma yapıyorum, Lonely Planet kitaplarını okuyorum. İnternette çok araştırıyorum. Gezmek benim için keşif. Farklı ülkeleri, gündelik hayata karışarak, kültürlerini yaşayarak tanımak. Evlere misafir olunca yerel mutfağı tadıyorsunuz, sizi rehberlerde yazmayan, turistin bulamayacağı özel yerlere götürüyorlar."
Gezilerinde öğretmen olmanın, uzun yaz ve sömestr tatili kullanmanın avantajını kullanıyor Güzelharcan. Örneğin, bir Avrupa gezisini iki aya yaymış. Geçen kurban bayramında bir arkadaşıyla Kahire ve İskenderiye’ye gitmiş.
HALKI GÜLER YÜZLÜ, KADERCİ
Kahire’de üç gün geçirmişler. Mısırla ilgili ilk gözlemlerini de burada yapmış: "Geri kalmış bir ülke. Mısırlılar fazlasıyla sıcakkanlı. Her şeye boşvermiş gibiler. Karamsar değiller. Güler yüzlüler, başlarına bir şey gelince tepki göstermiyor, kadere boyun eğiyorlar. Hálá çölde yaşayanlar var. Mısır’ı Türkiye ile karşılaştırınca ortaya büyük bir fark çıkıyor.Aradaki Akdeniz o kadar çok şeyi değiştiriyor ki... Piramitler beni çok etkiledi, çok güzeldi. Uzaktan duvar kağıdı gibi duran silik bir görünüme sahipler. Yakınına gidince ne kadar muhteşem olduklarını görüyorsunuz. Mısır’da geçmişle, bugün içiçe... Trafiği İstanbul’a benziyor. Kahire’yi couchsurfing grubundan edindiğim arkadaşlarla gezdim."
FARUK’UN SARAYI 365 ODALI
Güzelharcan, İskenderiye’ye büyük bir hevesle gitmiş: "Şair Konstantin Kavafis’in doğduğu bu şehri çok büyük sanıyordum. Kirli ve kalabalık bir şehirle karşılaştım. İlk bakışta çöl atmosferinden uzak bir kıyı kenti gibi görünüyor. Bu bir yanılgı. Çok yüksek ve bitişik nizam binalarla dolu. Kum fırtıları yüzünden kahverengi, sarı renge dönmüş. Binalar başka renge boyansa da bir süre sonra sararıyormuş. Şehirde sanki sürekli günbatımı varmış gibi..."
İskenderiye Mısır’ın Kahire’den sonra en büyük kenti. Antik çağda Mısırlılar dönemin tüm eserlerini tercüme edip elyazmalarıyla meşhur İskenderiye Kütüphanesini kurmuş. Kuzey Akdeniz’deki kütüphaneler savaşlarda yakılınca insanlığın ortak kültür mirası İskenderiye sayesinde kurtulmuş. Kentin feneri de antik dünyanın yedi harikası arasındaymış. Günümüzde ikisinin de yerinde yeller esiyor.
Güzelharcan, şehri gezmeye Kral Faruk’un sarayından başlamış. Akdeniz’e bakan sarayın 365 odası var. Faroz Adası’ndaki Kayıtbay Kalesi 15’inci yüzyılda Memluk Kralı Kayıtbay tarafından yıkılan İskenderiye Feneri’nin yerine yapılmış: "Yukarıdan bakınca kalenin içi bir fener gibiydi. Duvar resimleri, çiniler var. Yer mermer. Bazı taşların üzerinde geçmişten kalma hiyeroglif parçaları görülüyor. Kalenin tepesinden İskenderiye’nin iki ayrı tarafını görebiliyorsunuz. İskenderiye Kütüphanesi 2002’de yeniden yapılmış. Stadyum benzeri dev modern yapıda müzeler, sanat galerileri var."
ESKİ ZAMANLARDA YAŞIYOR
Güzelharcan’a göre İskenderiye eski hikayelerle dolu efsanevi bir şehir: "Şehir hálá eski zamanlarda yaşıyor, bu güne uyum sağlayamamış. Zaten Mısır farklı, ilginç bir ülke... Gezi boyunca çevremizi meraklı çocuklar çevirdi. Bizimle konuşmaya çalışıyor, fotoğrafımızı çekiyorlardı. Her yıl milyonlarca turist geliyor. Bir çoğu tekrar gelenler. Yine de her turiste ilk kez buraya gelen ünlüler muamelesi yapıyorlar. Bayram süresince, Mısır’daki bayram atmosferini gözlemleme fırsatım oldu. Bize anlatılan ’eski bayramlar’ sanki orada hálá yaşıyordu."
Kütüphane yakınlarındaki bir evde kalmış. "Couchsurfing’den tanıştığım Ehab, bizi diğer konuklarıyla kentin eski camilerine de götürdü. Kadın ve erkekler ayrı kapılardan camiye giriyor. Bir kahvehanede demleme çay eşliğinde nargileyi denedim."
Mısır’da yemekleri de denemiş Güzelharcan, palmiye yağından yapılan yemekleri ağır bulsa da falafel, bakla, ayva ve mango suyunu sevmiş. Bundan sonraki hedefi önümüzdeki yaz Güney Amerika. Brezilya, Peru, Venezualla, Şili ve Arjantin’i gezmeyi düşünüyor.
ne okur
Rehber kitaplar ya da şehrin içinde geçen romanlar
neyle seyahat eder
Tren, uçak, otobüs, yerel toplu taşıma araçlarıyla
nerede kalır
Hostellerde ve couchsurfing üyelerinde konuk olarak
kimle seyahat eder
Genellikle yalnız
çantasının vazgeçilmezleri
Kalem, bloknot, harita
ne yiyor
Yerel yemekler veya sandviç
ne giyer
Rahat spor kıyafetler
ne alıyor
Buzdolabı mıknatısı, kartpostal, yerel dillerle ilgili kitaplar
Güzelharcan, ilk yurtdışı gezisini 2004 yılında, öğrenciyken, kardeşiyle Almanya’ya yapmış. Dünyanın dört bir yanından gezginleri bir araya getiren, birbirlerine evlerinin kapılarını açmalarını, ücretsiz konaklama imkanı sunmalarını sağlayan internet sitesi www.couchsurfing.com’a üye olduktan sonra yeni dostlar edinmiş. Edirne’deki evine misafir kabul etmiş. Kendisi de birçok ülkeye misafirliğe gitmiş. Başlarda anne ve babasına garip gelse de onlar da alışmış artık. "Karşılıklı güven oluşuyor. Yabancı bir kişiyi, henüz arkadaşım olmadan, evimde ağırlıyorum, evimize gelenler kendi kültürleriyle ilgili mutlaka bir şey getiriyor. Yılda 4-5 ziyaretçim oluyor. Geçenlerde Meksikalı bir misafirim oldu. Ailemle yaşadığım için daha çok misafir ağırlayamıyorum. Couch surfing’e katılmak için çok konforlu bir eve sahip olmak gerekmiyor, gelenlere ev sahipliği yapıyoruz, yemek yapmayı öğretiyorum, vejetaryen olmayanları Edirne ciğercisine veya köfteciye götürüyorum. Selimiye’yi de gezdiriyorum."
INTERRAIL’LE AVRUPA’YI GEZDİ
Özlem Güzelharcan interrail ile Avrupa’yı iki kez gezmiş, Yunanistan, İtalya, Fransa ve Almanya gibi bir çok ülkeye bu yolla gitmiş. "Önceden araştırma yapıyorum, Lonely Planet kitaplarını okuyorum. İnternette çok araştırıyorum. Gezmek benim için keşif. Farklı ülkeleri, gündelik hayata karışarak, kültürlerini yaşayarak tanımak. Evlere misafir olunca yerel mutfağı tadıyorsunuz, sizi rehberlerde yazmayan, turistin bulamayacağı özel yerlere götürüyorlar."
Gezilerinde öğretmen olmanın, uzun yaz ve sömestr tatili kullanmanın avantajını kullanıyor Güzelharcan. Örneğin, bir Avrupa gezisini iki aya yaymış. Geçen kurban bayramında bir arkadaşıyla Kahire ve İskenderiye’ye gitmiş.
HALKI GÜLER YÜZLÜ, KADERCİ
Kahire’de üç gün geçirmişler. Mısırla ilgili ilk gözlemlerini de burada yapmış: "Geri kalmış bir ülke. Mısırlılar fazlasıyla sıcakkanlı. Her şeye boşvermiş gibiler. Karamsar değiller. Güler yüzlüler, başlarına bir şey gelince tepki göstermiyor, kadere boyun eğiyorlar. Hálá çölde yaşayanlar var. Mısır’ı Türkiye ile karşılaştırınca ortaya büyük bir fark çıkıyor.Aradaki Akdeniz o kadar çok şeyi değiştiriyor ki... Piramitler beni çok etkiledi, çok güzeldi. Uzaktan duvar kağıdı gibi duran silik bir görünüme sahipler. Yakınına gidince ne kadar muhteşem olduklarını görüyorsunuz. Mısır’da geçmişle, bugün içiçe... Trafiği İstanbul’a benziyor. Kahire’yi couchsurfing grubundan edindiğim arkadaşlarla gezdim."
FARUK’UN SARAYI 365 ODALI
Güzelharcan, İskenderiye’ye büyük bir hevesle gitmiş: "Şair Konstantin Kavafis’in doğduğu bu şehri çok büyük sanıyordum. Kirli ve kalabalık bir şehirle karşılaştım. İlk bakışta çöl atmosferinden uzak bir kıyı kenti gibi görünüyor. Bu bir yanılgı. Çok yüksek ve bitişik nizam binalarla dolu. Kum fırtıları yüzünden kahverengi, sarı renge dönmüş. Binalar başka renge boyansa da bir süre sonra sararıyormuş. Şehirde sanki sürekli günbatımı varmış gibi..."
İskenderiye Mısır’ın Kahire’den sonra en büyük kenti. Antik çağda Mısırlılar dönemin tüm eserlerini tercüme edip elyazmalarıyla meşhur İskenderiye Kütüphanesini kurmuş. Kuzey Akdeniz’deki kütüphaneler savaşlarda yakılınca insanlığın ortak kültür mirası İskenderiye sayesinde kurtulmuş. Kentin feneri de antik dünyanın yedi harikası arasındaymış. Günümüzde ikisinin de yerinde yeller esiyor.
Güzelharcan, şehri gezmeye Kral Faruk’un sarayından başlamış. Akdeniz’e bakan sarayın 365 odası var. Faroz Adası’ndaki Kayıtbay Kalesi 15’inci yüzyılda Memluk Kralı Kayıtbay tarafından yıkılan İskenderiye Feneri’nin yerine yapılmış: "Yukarıdan bakınca kalenin içi bir fener gibiydi. Duvar resimleri, çiniler var. Yer mermer. Bazı taşların üzerinde geçmişten kalma hiyeroglif parçaları görülüyor. Kalenin tepesinden İskenderiye’nin iki ayrı tarafını görebiliyorsunuz. İskenderiye Kütüphanesi 2002’de yeniden yapılmış. Stadyum benzeri dev modern yapıda müzeler, sanat galerileri var."
ESKİ ZAMANLARDA YAŞIYOR
Güzelharcan’a göre İskenderiye eski hikayelerle dolu efsanevi bir şehir: "Şehir hálá eski zamanlarda yaşıyor, bu güne uyum sağlayamamış. Zaten Mısır farklı, ilginç bir ülke... Gezi boyunca çevremizi meraklı çocuklar çevirdi. Bizimle konuşmaya çalışıyor, fotoğrafımızı çekiyorlardı. Her yıl milyonlarca turist geliyor. Bir çoğu tekrar gelenler. Yine de her turiste ilk kez buraya gelen ünlüler muamelesi yapıyorlar. Bayram süresince, Mısır’daki bayram atmosferini gözlemleme fırsatım oldu. Bize anlatılan ’eski bayramlar’ sanki orada hálá yaşıyordu."
Kütüphane yakınlarındaki bir evde kalmış. "Couchsurfing’den tanıştığım Ehab, bizi diğer konuklarıyla kentin eski camilerine de götürdü. Kadın ve erkekler ayrı kapılardan camiye giriyor. Bir kahvehanede demleme çay eşliğinde nargileyi denedim."
Mısır’da yemekleri de denemiş Güzelharcan, palmiye yağından yapılan yemekleri ağır bulsa da falafel, bakla, ayva ve mango suyunu sevmiş. Bundan sonraki hedefi önümüzdeki yaz Güney Amerika. Brezilya, Peru, Venezualla, Şili ve Arjantin’i gezmeyi düşünüyor.
ne okur
Rehber kitaplar ya da şehrin içinde geçen romanlar
neyle seyahat eder
Tren, uçak, otobüs, yerel toplu taşıma araçlarıyla
nerede kalır
Hostellerde ve couchsurfing üyelerinde konuk olarak
kimle seyahat eder
Genellikle yalnız
çantasının vazgeçilmezleri
Kalem, bloknot, harita
ne yiyor
Yerel yemekler veya sandviç
ne giyer
Rahat spor kıyafetler
ne alıyor
Buzdolabı mıknatısı, kartpostal, yerel dillerle ilgili kitaplar