Balıkçı köyünden Avrupa'nın gözde başkentine: Amsterdam
Hollanda'nın başkenti Amsterdam, Avrupa'nın önemli finans merkezlerinden bir olmasının yanısıra yeni tip koronavirüs COVID-19 salgını öncesinde yıllık 5 milyonu bulan ziyaretçi sayısıyla turizm açısından da ciddi bir gelire sahip.
12. yüzyılda Amstel ırmağının kıyısında bir balıkçı köyü olarak kurulan Amsterdam, bugün Hollanda'nın nüfus olarak en büyük, kültürel ve parasal yönden de en önemli kenti. Çoğunlukla 17. yüzyıldan kalma yapılarıyla, Avrupa'daki en köklü kent dokularından birini barındıran kentin eski bölümü, iç içe geçmiş ay biçimindeki kanallardan oluşuyor. Bu kanalların iki yakasındaki tarihî evlerin bir bölümü bugün ev, geri kalanı ise, kamu ya da özel işyeri olarak kullanılıyor.
Toplam uzunluğu 100 km.'nin üzerinde olan kanalların üzerinde 1500 civarında köprü yer alıyor. Kanallar, 2010 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası listesinde de yer alıyor. Kenti ziyaret eden turistlerin yoğun ilgi gösterdiği kanal gezilerine yılda ortalama 3 milyon kişi katılıyor. Seçeceğiniz pakete göre dilerseniz sadece kanal boyu yaptığınız gezide kanal kıyısındaki mimari yapıları izleyebilir ya da içki ve yemek hizmeti de alabilirsiniz.
Turlar saatlik olabildiği gibi daha uzun saatleri de kapsayan seçeneklere sahip. Bir başka seçenek ise kendi teknenizi kiralamanız. Kiraladığınız akülü küçük teknelerle daha özgür bir rota izleyebilirsiniz ancak yanınıza navigasyon cihazı almayı ya da akıllı telefonunuza navigasyon uygulaması yüklemeyi unutmayız, aksi takdirde iç içe geçmiş bu su yollarında yolunuzu şaşırmadan tekneyi zamanında iade etmeniz biraz zor olabilir.